ben kadın olmama rağmen fanatik galatasaraylıyım. bu arada bayan değilim kadınım. her neyse. galatasarayın kadıköyde fenerbahçeyi yenebilmesi için en az 10 senesi daha var. evet fenerbahçe şuan futbol olarak vasat durumda. fakat bu demek değilki galatasaray fenerbahçe'yi yenecek. 29 yaşındayım ve fenerbahçe bu futboldan daha kötülerini oynadı ve yine yenilmedi galatasaraya. abim sıkı bir bahisçi bets10'dan haftada en az 2000 tele kazanıyor. yani para için de olsa sıkı bir futbol takipçisi her ligde. bizzat abim ile bu konuyu tartıştım ve abimde dogma büyüme fanatik bir galatasaraylı o da yenebileceğimize inanmıyorum dedi. yani seneye değil senelere artık...
beyaz olmak, esmer olmak veya kumral olmak..
bunu kimse kendi seçemiyor ve sen insanları saçma bir şekilde kategorize ediyorsun ki bu ister olumlu ister olumsuz olsun mantıksız. süt gibisin lafını duymak ne kadar sinirimi bozuyorsa sen de o kadar bozuyorsun. belki ben de beyaz olmak istemezdim? tıpkı senin bu kadar aptal olmayı istemeyeceğin gibi?
Ya lütfen, bunun ne gibi bir tatlılığı olabilir? Gerekli gereksiz davranışlara veya reflekslere anlam yüklemek kusura bakmayın ama biraz boş beleş adam işi.
iki insan arasında yaş, dil, ırk, cinsiyet gibi faktörlerin aşka engel olmadığını düşünüyorum. ne zaman doğacağımıza, ırkımıza, cinsiyetimize, dilimize biz karar veremiyoruz, o halde elimizde olmayan bir neden niçin aşkımıza engel olsun?
Eğer size layık ve sizin düzeyinizde biriyse karşınızdaki muhatabınız, alacağınız cevapta o derece seviyeli olur, yani olumsuz bile olsa en fazla üzülürsünüz herhangi bir aşağılanmaya maruz kalmadan. Karşınızdaki kişiyi düzgün biri seçmeniz lazım, çünkü çok amele var insanları eziklemeye yer arayan.
Yedi meşalecilerden, yedi meşale akımına en sadık sanatçımızdır, topluluk dağılınca dahi topluluğun şiir anlayışını sürdüren tek şairdir. Galatasaray lisesinde okurken bir yıl sınıf tekrarı yapma durumunda kalır ve bu sayede Cahit sıtkı ile yıllar sürecek dostluklarının tohumları atılır. Cahit sıtkının mektup türündeki tek eseri olan Ziya'ya mektuplar ise Ziya Osman sabaya yazılmıştır.
Şiirlerinde hüzün ve melankolik havanın hakim olması aslında pek şaşırtıcı bir durum da değildir çünkü sekiz yaşında annesini yitirmiş ve liseyi bitirdiğinde evlendiği sinir hastası kuzeni ile on iki yıl mutsuz bir evlilik geçirmiştir.
istanbul şiirinden:
Bir daha görüyorum seni dünya gözüyle,
Göğün hep üstümde, havan ciğerlerimdedir.
Ey doğup yaşadığım yerde her taşını
Öpüp başıma koymak istediğim şehir!
En büyük zaafınızı keşfedin ve onu kökünden kurutun. Mesela ben tam bir çikolata bağımlısıyım ve sırf çikolatayı kestiğimde bile üç beş kilo verebiliyorum. Ee tabi bu 55 60 kilo olan birine verilebilir bir tavsiye, daha kiloluysanız daha profesyonel tavsiyeler almalısınız.