cicek abbas
261 (çağından bir adım önde)
dördüncü nesil yazar 1 takipçi 27.10 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    dünya tenis tarihinin en uzun maçı

    1.
  1. 23 haziran 2010 tarihinde vuku bulan john isner ve nicolas mahut arasında geçen wimbledon 2010 tenis turnuvası 1. tur müsabakası. (bkz: 23 haziran 2010 nicolas mahut john isner maçı)
    1 ...
  2. 23 haziran 2010 nicolas mahut john isner maçı

    7.
  3. 7 saat 42 dakikadır devam etmekte olan maç. çok ilginç. maçı duyan gelmiş gibi bir durum var şu an orda. seyirciler sanki final oynanıyormuşçasına tezahürat yapıyorlar bazen. o kadar. kimse de maçın bitmesini istemiyor bu arada. spikerler filan da artık sallamıyor. çok enteresan bir maç.
    0 ...
  4. domuz gribinin kocaman bir yalan olması

    1.
  5. öncelikle sözlüğe baktım fakat herhangi bir başlık girilmediğini görünce bunu kendime bir görev bildim.
    link: http://www.milliyet.com.t...194708/default.htm?ver=97

    şimdi burada yazanları da copy paste ettikten sonra tanıma geçelim...

    -copy paste-

    "Tüm dünyada önce panik, sonra korku ve son olarak kuşkuyla karşılanan domuz gribi hastalığı giderek daha büyük bir skandala dönüşüyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün direktifleri doğrultusunda tüm dünyada gerçekleşen aşı kampanyaları ve milyarlarca dolara varan aşı ve ilaç stoklarına rağmen "Yanlış yapıyorsunuz" diyen bazı bilim adamları ilk aylarda tepkiyle karşılanıyordu.

    Ancak son dönemde hastalığın neredeyse tamamen ortadan kaybolması ve ölüm vakalarının normal gripten ölümlerin bile kat kat altında kalması saygın bilim adamlarının da yavaş yavaş domuz gribi abartıydı diyen bu uzmanların yanına katılmasına sebep oldu.

    Vatan Gazetesi'nde yer alan habere göre; ilk olarak Harvard Üniversitesi uzmanlarının araştırması, domuz gribinin mevsimsel gripten farkının bulunmadığını, öldürme riskinin daha düşük olduğunu ve aşılama kampanyalarının gereksiz olduğunu ortaya çıkardı.

    iddialar üzerine domuz gribini "yüzyılın en büyük tıp skandalı" olarak tanımlayan Avrupa Konseyi Aile ve Sağlık Komisyonu Başkanı Wolfgang Wodarg, geçen ay AK Parti istanbul Milletvekili Lokman Ayva ile Karabük Milletvekili Mustafa Ünal'ın da yer aldığı 14 Avrupa milletvekiliyle birlikte Avrupa Konseyi'ne "Domuz gribi sahte bir salgın mıydı, araştırılsın" başlıklı bir araştırma önergesi verdi.

    WHO da çark etti Önergenin kabul edilmesinin ardından önceki gün domuz gribi oturumunda ifade veren Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) hastalıkların sıklık ve yayılma düzenini inceleyen epidemioloji birimi direktörü Profesör Ulrich Keil, "Domuz gribi salgını ilaç üreticilerinin kârlarını artırmak için bu şirketlerle ortak olarak üretilen bir korku kampanyasıydı" diye konuştu. WHO grip direktörü Keiji Fukuda ise "Domuz gribi konusunda karar alan bilim adamlarımızın ilaç şirketleriyle herhangi bir çıkar anlaşmaları bulunmamaktadır" diye örgütü savundu.

    WHO'da kalp hastalıkları konusunda bir numaralı uzman olarak kabul edilen Profesör Keil, Avrupa Konseyi’ndeki ifadesinde şu sözleri kullandı: "WHO, SARS ve kuş giribi konusunda da tüm tahminlerinde yanıldı. Kamu sağlığını ilgilendiren onca şey varken domuz gribi konusunda halkta büyük bir panik yaşanmasına sebep olduk ve bu tamamen abartılmış bir korkuydu. WHO'nun kararları ülkelerin sağlık bütçelerine çok büyük yük getirdi. insanların ölümüne sebep olan en önemli etkenlerin hipertansiyon, sigara, yüksek kolesterol, obezite, egzersiz yapmama, sebze ve meyve tüketiminin azlığı olduğunu çok iyi biliyoruz. Hükümetler, WHO'nun tavsiyesi doğrultusunda bu alanlara yatırım yapmaları gerekirken küresel bir salgın yaşanması yönündeki deliller çok zayıf olmasına rağmen domuz gribine yatırım yapmak zorunda bırakıldı."

    -copy paste-

    tanım: en başından beri kabak gibi belli olan büyük bir yalanın dünya sağlık örgütü tarafından yapılan açıklamanın da sonucunda birinci elden meşrulaşmasıdır.

    bu dünyadaki gerizekalı insanlara yedirmeye çalışılan o kadar çok şey var ki... ve bunlar her zaman kendi hayatlarının tehlikede olduğu gibi sanal bir gerçeklik üzerinden ilerliyor.

    "aptal yerine konmak isteyen insanların olduğunu her yerde aptal yerine koyanlar elbet bulunacaktır."

    bu sözü de ben demiş oldum.
    2 ...
  6. saatlerce otogarda beklemek

    1.
  7. Lokasyon: Antalya.
    Süre zarfı: 4-5 saat arası bişey.
    Tanım: Hayatınızda yaşayabileceğiniz en sıkıcı deneyimlerden biri.
    Uyarı: yazı uzundur.

    Gücendim. Çantanızı buradan alabilir miyim? sorusunun üstüne sakin ve aslında bir o kadar da uyuşuk bir biçimde dönerek yanıt vermeyince tip tip baktı. Aramızda artık bir hukukun oluşmaya başladığını hissetmiştim aslında… Bence olurdu yani. Sen geç canım, seni tanıyoruz artık” diyebilmeliydi. Ben ise onun yerine koyunca kendimi, Ne s.kik bi iş lan bu. Çantaları oraya koyduruyoruz, dütletiyoruz filan derdim. Koyamadım ama. Beyaz kağıt bulabileceğim bir dükkana gözüm çarptı güvenlikçi ablanın yanından ayrıldığımda üçüncü kere.

    Aslında kapının hemen dışına baksalar aslında tam 3 saattir buralarda sürttüğümü farkedebilirlerdi. Ama her içeri girişte farklı biriymişçesine beni karşılamaları gerçekten çok onur kırıcıydı. Tamam belki ismen tanışmıyoruz ama bu kadar da soğuk davranılmayı hak etmemiştim bence (sübjektif düşünce). Otogardaydım. Aynı bankta -küllüğün dibindeki bank ya da bankın dibindeki küllük- saatlerdir oturuyordum. Aslında adı küllük filan değil, s.kimsonik bişey işte. Taş filan var içinde, sigara söndürebiliyoruz. Bir de çöp yeri var boru gibi yuvarlak. Eve alıcam bunlardan bir tane. Çok hoşuma gitti.

    içeriye 3. girişimden önce etrafı korku ve kahkaha dolu gözlerle süzerken milletin tip tip bakışların maruz kaldım. Sanırım ajan filan sandılar beni. Bir insan 3 saat boyunca defalarca tuvalete filan gitmesine rağmen aynı bankın aynı göt koyma yerine oturursa böyle yaftalanır işte. Adamın götünde mantar da çıkar bakteri de. Göbeğini açan ve ara sıra ayakkabısını çıkartıp ayaklarını okşayan adam bir, ben ikiyim adeta Antalya otogarında. Ha bir de tuvalette vereceği tek para üstü olan 25 kuruşları dizip oyun oynayan bay wc de üçüncü olur sanırsam. Ama ben ikinciyim. Bunu hissediyorum. Bu arada güvenlikçi adem abi de ateş gibi adammış ama onu sınıflandırmak istemedim. Mansiyon ödülünü ona vereceğim.

    Yere doğru sümküren yaşlı bir amcanın eksikliğini hissettim şu anda.

    Otogarda yerleri okşayan ve yetişecek bir yeri olmadığı için hayatı fütursuz bir rakun iğrençliğinde yaşayan bir çocuk var burda. Koşarak hız alıyor ve benim önüme doğru kayıyor sürekli. Tip tip baktım. Babaaaa! diye bağırmasıyla irkilip, Naber küçük? Ehehe. Diyerek çark ettim ama yemedi. Çocuk bariz biçimde bana oynuyordu. Babası Ne var lan orda?! hareketleriyle bana doğru yaklaşınca sanki çok çişim varmış gibi yapıp içeri girdim. Güvenlikçi ablayla muhabbeti kurma çabalarım ilk defa suya düştü o anda. içeriye ikinci girişim bu şekildeydi.

    Buraya 15 dakikada bir turist içerikli +13 Kemer arabaları geliyor. Metrekareye düşen hareketli organizma sayısı 0.3ten 0.5e bir tek o anda çıkıyor. Ama iniyor hemen. Sebebini çözemedim. Çok binesim geliyor dolmuşa ama burayla aramda öylesine büyük bir duygusal bağ oluştu ki bırak otogarı terketmeyi, küllüğün yanındaki sote yerimden bile zorunlu olmadıkça kalkamıyorum. Güvenlikçi ablayla kuracağım sıkı muhabbet -ateşli gecelerin habercisi- bile beni etkilemiyor artık. Libidom düşüyor. Ayaklarım kanıyor anlıyor musun oradaki? Çakmağımı daha da bir seviyorum küllük boşaltılınca Mahmut abi tarafından. Artık buradaki herkesle tanış oldum.

    Dükkana girdiğimde düz beyaz kağıt var mı diye sordum. Al!; dedi götümü bile silmeyeceğim büyüklükteki saman kağıdı uzatarak. Orda var ya A4 olanlardan dedim. Satmıyoruz. Bize lazım. Satmam. Dedi 10 yaşındaki velet bana kafa tutarcasına. Senin abin kim bakayım? dedim. Suratıma baktı, yok kimse, ben varım dedi. Sen mi işletiyorsun burayı? diye sordum, tip tip baktı ve sustu. Sorumun asıl cevabını alamadığım gibi hem muhabbet kurma çabalarım boşa gitmişti hem de dükkanın asıl sahibini öğrenememiştim. Amacımı çok çabuk sezmiş olacak ki bekle şurda belki gelir dedi; s.kerim mına koyyim yaa diyerek çıktım dükkandan.

    iki adım ötedeki dükkandan ilk okul günlerimi yad edercesine 12 yıl sonra düz çizgili kağıt aldım. 10 tanesine 1 lira verdim, evlat acısı gibi koydu. 10luk velet fotokopideyken kağıtları rulo yapıp Al sana girsin .mcık beyinli p.ç dercesine uzatıp ileri geri sallayarak kolay gelsin dedim. Önce babasına baktı, ben baktığı adamın babası olduğunu anladığım anda uzaklaştım ordan. Bu sefer muhabbet kurma çabalarımın boşa çıkacağını hissettim çünkü. Dışarı çıktım ve bankıma oturdum ve yazmaya başladım

    Beklediğim arkadaşım Mehmet beni etrafımda oluşturduğum mavi-yeşil auralarımdan tanıyacak. Çünkü şarjı bitmiş, çünkü Olimposa tatile gidecekmişiz. Direndim çok fazla, ben burda kalayım abi, part time otobüs muavinliği yaparım, Kemer arabasına biner, günübirlik denize girer, geçinir giderim. dediysem de dinletemedim. O an anladım ki Olimpos ölmüş be hacı.

    Saat 3e 10 var ve s.ktiğimin otobüsü daha gelmedi. Selenayı çağırasım var.

    Aslında çok samimi bir ortam var burda. Pembeli arkadaşımı çok seviyorum. 4 saattir beraberiz. insanlar çok sıcakkanlı. Herkes yatıyor banklara Ben sadece beyaz saçlı eli nasırlı yaşlı emekçi amcalar yatar sanıyordum demir banklara ama şu anda hepimiz yatıyoruz bildiğin. Ev ortamından daha güzel. Ev demişken, evet evime davet edebilirim onları. Beraber salonda yayılırız belki. Ortak tek paydamız yatmak çünkü. Ayrıca ben artık burayı çok benimsedim. Hiç gidesim gelmiyor vallahi. Biraz yürüyeyim dedim, gözüm arkada kaldı yine küllüklü bankıma oturdum. Gelen otobüslere bakıp da boşuna heyecanlanmamam gerektiğini de öğrendim bugün. Hem 25 kuruş çok kutsal bir paraymış. Hep saklıycam onları. Hatırlayacağım hepsini. Bir de şu dikkatimi çekti, sanırım diğer insanlar da aynı otobüsü bekliyorlar. içime öyle doğuyor. Otobüs geldiği zaman birbirimize kur yapıp bülbüller gibi öteceğiz sanki. Ah ah Ahmet abiler de buradaymış cik cik tarzında ama. Kur dediysek s.kiş sokuş değil. Zaten şu an önümden Adriana Lima göğüs uçlarını yalayarak geçse, ki bunun olma ihtimali bu otobüsün gelme ihtimalinden daha yüksek şu anda, dönüp de bakmam, benim bi arkadaşım var daha güzel yalıyor diyip moralini bozardım Adriananın. Üzülmesin diye de Facebookta add friend request yollardım ama. O kadar da samimi ve içten bir insanım ben işte. Top friendsime de eklerdim, sonra arkadaşlarıma, bakın, hot friends derdim.

    Ama Adrianaya son sözüm şu olurdu: Şimdi sen gittin ya, herkes sana benzeyecek. (oha)
    0 ...
  8. yeni başlayanlar için odtü

    1.
  9. eğer sayısal çıkışlı ve sayısal girişli bir öğrenciyseniz (giriş burada her iki anlamda da kullanılmıştır, evet.) size girebilitesi yüksek olan derslere hazırlıklı olunuz. örnek calculus. kampüs içinde belli başlı insanlar dışında-onlar kim olduklarını iyi bilirler- bu ders herkesin en az bir gece, en fazla ise alabildiğine düz gider sene kadar ızdırap çektirir...
    matematiğim iyi benim diye kendinize fazla güvenmeyin. çarparlar adamı.

    ha bir de, 2 midterm 1 final temposunun yanı sıra, ekstra ödevler ve projeleri de unutmayalım. kampüste istisnasız her hocanın öğrencilere daha kazık ve yıpratıcı sınavları nasıl hazırlayabiliriz düsturuyla hareket ettiğini ve hiçbir koşul altında öğrencinin lehine olacak ders/not seçimleri yapılmadığını da unutmamak lazım...

    son olarak, yaz okulu tam bir işkencedir, 211 kodlu, tamamen sunumlar, bir ton ödev ve hitabet yeteneği gerektiren ingilizce dersi bu işkenceyi ikiye katlar, ama dönem içinde alındığından daha az etki bırakır. gerisini siz düşünün.
    2 ...
  10. eğlence gecesi tertiplemek

    1.
  11. ayşecikin gerçekleştirdiği en ulvi eylemlerden biri. küçük, aç, yetim, öksüz yavrucaklara yardım olsun diye yapar bunu. çok para toplandı o eğlence gecesinde...
    0 ...
  12. 17 haziran 2009 sözlükte eski sevgililere isyan

    ?.
  13. sol frame'de gördüğümüz başlıkların yarısından fazlasının eski sevgili ile ilgili olmasından dolayı çıktığına dair şüpheler taşıdığım isyan. aslında tam olarak isyan da değil de biraz sitem gibi. değil gibi de. ama yine de seviyo biraz. barışın olum diyeceğim o da olmaz biliyorum.

    not: ben de farkında olmadan bu isyana ayak uydurmuşum.

    ben ayrıldım, bari sevenler ayrılmasın.
    1 ...
  14. siktir çekme eşiği

    1.
  15. vardır efendim böyle bir şey. olaylar üstüne binmiştir, artık belli bir raddeden sonra peygamger sabrının bile işlemeyeceğini düşünürsün işte o anda o sözcükler ağzından pıtır pıtır dökülüverir birer birer: "sikerim böyle aşkın ızdırabını yaa!!!11"

    elbette isyan bayrağını açtığınız olay illa daha sevgili filan olacak değil. iş yerinizdeki patronunuz üzerinize çok iş yüklemektedir, yüklemesine rağmen sesinizi çıkartmıyorsunuzdur, işlerinizi hallediyorsunuzdur. hem de vaktinde. adam bakar bu götürüyo bu işi, biraz daha yükleme yapar... biraz daha biraz daha... sonra gelir nası gidiyo gibilerinden bi yoklama çeker. siz hık mık dersiniz yolunuza devam edersiniz. ama bu sefer de size bu kadar yüklenmesine rağmen yaptığınız işi eleştirmeye başlar. üstünüze gelir, kendinizi savunursunuz, olaylar büyür... sonuç: siktiri çekip çıkıp gidersiniz.

    işte insan ilişkilerinde bu isyan noktası dediğimiz eşik değeri bizim ne kadar olgun olduğumuzu gösteriyor. ha tabii ki bunu hakedene ya da karşılığında size kocaman bir nah göstermeyeceklere bu sınırı daha da yukarda tutmayı tercih edebiliriz. ama iş yine dönüp dolaşıp aynı noktada birleşir yanılmıyorsam; emek...(#5361332)

    özel tanım: street fighters ya da tekken oynuyorsunuz diyelim ki... karakteriniz ölmeden önce hassiktir çekersiniz ya şöyle bir, işte orda çektiğiniz hassiktir noktası, aslında gerçek hayata farklı bir motodla uyarlandığında bu siktir çekme eşiği oluyor. mesela kimisi son vuruş kala bu sözü söyler kimisi de canı yarısına geldiğinde. bu da bu eşiğin kişiden kişiye değişiklik gösterdiğine işaret eder. ancak siktir çektikten sonra ya da oyunda öldükten sonra gerçekleşenler ortaktır: ikisinde de gözünüz kararır dünyayı göremezsiniz bir süreliğine...
    0 ...
  16. bu sabahların bir anlamı olmalı

    44.
  17. bir zamanların dillere pelesenk olan vega şarkısı. ayrılıktan sonra hapı.

    genellikle terk edildiğinizde ya da olaylar sizi o noktaya sürüklediğinde karşı taraf mantıklı bir sebep göstermeksizin ayrılırsa bu şarkı pek tabii hayatınızın soundtracki olup çıkacaktır. ama o da bir yere kadar. bir noktadan sonra sikerim bu aşkın ızdırabını diyerekten sizi yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım moduna da sokabilir. (bkz: siktir çekme eşiği) kısaca aşşşırı yükleme yapmanız lazım. aksi takdirde hayatınızı sikertmekten başka bi işe yaramaz. işin güzel tarafı mutlu olduğunuz zamanlarda en ufak bir istek de yoktur bu şarkıyı dinlemek için sizde.

    garip şarkı. allahtan o ergenlik bunalımlarını atlattık da sadece güzel birer anı olarak kaldı... şimdiyse acımızı içimize atarak çekiyoruz anasını satim.
    3 ...
  18. tıraş metal

    ?.
  19. black metal yapan müzisyenlerin hepsinin birden aynı anda aletlerine abanmasıyla ortaya çıkan müzik türü.
    1 ...
  20. joseph barbara

    ?.
  21. bir çok çizgi filmin yaratıcısı amcamız.
    0 ...
  22. miscivelek

    ?.
  23. yiğit özgür tarzı kuku demek. bir karikatüründe genç kız abisine bazı kelimelerin anlamlarını soruyordu sanırım, abisi de malum kelimeyi bu şekilde tarif ediyordu. başka tanımları da vardı fekat aklımda değil şu anda. uçmuş. yitmiş gitmiş.
    0 ...
  24. pink smoke

    ?.
  25. türk kızlarının gaz çıkardıklarında çıkan duman bulutunun termal kameralarda görünen hali ve adı.
    1 ...
  26. bir noktalama işareti olarak aq

    1.
  27. genellikle anuna koymak işlemini gerçekleştiremeyen bünyelerin içine düşeceği bir tür genetik hastalık. ergenliğe girilmeye başlandığı anda kuluçka dönemi başlar. 14 ila 25 yaşlarında kendini iyiden iyiye belli eder. sevgili edinildiğinde bir süreliğine de olsa etkisini kaybeder fakat sevgiliden ayrıldıktan hemen sonra "ne gündü be anuna koyum" şeklinde kendini geri kusar. 25 yaştan sonra gerileme dönemine girer. dikkat edilecek olursa bu dönemden sonra hastalık daha çok erkeklerin yoğun olduğu mekanlarda vuku bulur. genellikle eski okul arkadaşlarıyla buluşulduğunda nükseder. bir süre boyunca "ben ne dedim lan... çok küfür ediyorum yahu" şeklinde derin düşüncelere bırakabilir yerini. iş bulduğunuzda ya da evlendiğinizde kendini kuluçka dönemine alır tekrardan. boşandığınızda ya da işten atıldığınızda "hay ben böyle işin anuna koyum" dediğiniz vakit hastalık geri dönmüş demektir.
    bilimum noktalama işareti için kullanımı vardır. örnekleyecek olursak,
    virgül: ondan sonra arkadaşlarla buluştuk anuna koyum birden bu dedi ki ben gelmiycem hacılık anuna koyum (burada da nokta olarak kullanılmıştır.)
    tırnak işareti: sonra hasan dedi ki anuna koyum ben bu işlerin kitabını yazdım anuna koyum anuna koyum (burada hasan adlı şahsın da bu hastalığa yakalandığını görüyoruz.)
    örnekler çoğaltılabilir.

    önemli not: erkek egemenliği ciddi anlamda yüksek olan bir mekanda (erkek yurdu, bulaşık miktarı fazla olan öğrenci evi, kahvehane, inşaat mühendisliği, makine mühendisliği vb.) bulunulduğunda bu hastalık tedavi edilemez noktalara ulaşabilir. bu hastalara cerrahi müdahele uygun görülür.
    ayrıca king, batak veya okey oynarken kullanılan "noktalama işareti" sayısında ciddi miktarda artış görülebilir. korkmayın anuna koyum. gece içirin anuna koyum yatsın, uyusun anuna koduum uyansın, anuna koyum miktarının optimum düzeye indiğini göreceksiniz anuna koyum.
    5 ...
  28. 20 temmuz 2009 deep purple istanbul konseri

    1.
  29. efenim hepimize hayırlı olsun, kendi internet sitelerinde verdikleri habere göre bu yaz deep purple tekrardan istanbulda sevenleriyle buluşacak. my woman from tokyo!

    buyurun link: http://www.deeppurple.com...AE/cdid/413344/pid/412830

    edit: konser alanı ilk önce parkorman olarak duyurulmuştu ancak, -sanırsam- unirock 2009 la dip dibe geleceği için konser kuruçeşme arena ya alınmış.
    2 ...
  30. gokboru yamtar tunguz

    1.
  31. facebook ta son zamanlarda rastladığım en muhteşem karakter. bildiğin adam gibi adam. idolüm. zeka küpü.
    arkadaşlık teklif edin derim ben. buram buram kalite kokan facebook profili bunu hakediyor.

    hakkında: http://img140.imageshack.us/my.php?image=adszxx6.jpg
    0 ...
  32. kan cicekleri bitiyor maviligimde

    ?.
  33. Maviye özlem adlı şiirde geçen bir dize diyeceğim ama ukteci notuyla alakasız olacak.. ne bileyim ben buyrun şiir budur... bekir yüzer e aittir.

    maviye özlem

    Sahile vuran her dalganın sessiz çığlığı
    Kulaklarımda sensizlik gürültüsü
    Deniz her zaman maviya
    Senide özlediğimi biliyorya
    Şimdi sanki daha bi mavi şerefsiz

    Bilemezdimki seni görmeden
    Gözlerinde okyanuslar taşıdığını
    içinde bin gemi batırdığını
    Sanırdımki
    O mavilik gökyüzü
    Bilemezdimki seni görmeden
    Gözlerinde semaları taşıdığını
    Her gün bin güneş batırdığını

    Gökyüzü inadıma hep tepemde
    Denizlerse dünyayı yutacaklarmış gibi
    Sürekli pürtelaşta
    Bir sen yoksunya yanımda
    Şimdi sanki daha bi maviler şerefsizler...
    0 ...
  34. osinopirus tespamus

    ?.
  35. monica belluciyi reddetme vakası. tıp literatürüne hızlı bir giriş yapmıştır. uzun süre ilk sırayı bırakmayacağa benziyor. hmm.
    0 ...
  36. zevkini aldıktan sonra kızı başkasına bırakmak

    ?.
  37. "öeh süt gibi kızmış iyi mal vardı beah ama bıktım lan al sen becer biraz da" demek gibi bişey. bu kadar saçma bir başlık olur mu lan?!

    tanım: mallık yapmaktırtırtır. benden sana tavsiye kızı sen bırakma hacı.
    0 ...
  38. postmodern ayşe

    ?.
  39. modern dünyanın da üzerinde bulunan ayşe. yeni nesil kızımız. okul tabelasında velisinin elinden tutarken etrafa gülücükler saçar. postmodern olduğuna bakmayın, o da insandır.
    0 ...
  40. andirgrand

    ?.
  41. * underground sözünün yandan yemiş türkçesi.
    0 ...
  42. sozluklerdeki galeyan psikolojisi

    ?.
  43. "hüleaaan!" tepkisi veren kişilerin oluşturduğu psikoloji.
    0 ...
  44. webcam girl nickine sahip yazarlar ve basliklari

    ?.
  45. genellikle prettygirl18, lolita_18, magical_girl, ya da bu tarz ingilzice barındıran hotmail, msn.com, windowslive tarzı uzantılara sahip adreslere sahip olmakla beraber yapılan araştırma ve gözlemer sonucunda asabiyet, karanlık ve gizemli olma durumu, ve bekaret konularında kendilerince bir tarz(!) yaratmış kişilkler ve bunların açtığı başlıklardan ibarettir.(sözlüğe gelirken bu tarz bir nicke sahip olan insan olacağını hiç tahmin etmemiştim ancak burada da mevcutlar)
    tarz yaratma çabası veya yaratmış olma hissinden başka diyecek bir şey bulamıyorum. dikkat çekmeye çalışırlar. ah canım benim. çişin mi geldi? geç şöyle sözlüğe işe iki dakka ama sifonu da çek e mi güzel kızım(!)

    bize vuran piyango da bekaret ve bilimum alengirli konuda absürt yorumlar getiren ve bu yönde bir etki yaratma çabası içine girenidir. başlıklar gereksiz biçimde tespit yapma üzerine kuruludur.*
    (fazla yazmayı sevmeyen biri olsam da bu tarz saçmalıkları görünce yazma ihtiyacı hissediyorum. kusura kalmayın.)
    1 ...
  46. 2008 in ilk entry sinin silinmesi

    1.
  47. alakalı bir başlığa "aha da bu başlıktır." tarzı formata aykırı bir entry girdiğim için entry min çöpe gitmesi hadisesidir. halbuki ben 00.00.00 da entry yazmıştım. var mı benim gibi hıyarı??
    3 ...
  48. denedim yabisiyo

    1.
  49. muhteşem bir yiğit özgür karikatürünün bitiş sözleri. günlük hayatta kullanıldığında müthiş etki yaratıyor.

    (sınavdayız)
    yandaki arkadaş: abi ne duruyosun yazsana yaa.
    çiçek: denedim olm yabışıyo.
    y.a. : ney?
    ç.a. : valla yabışkan ya o yüzden heralde.
    y.a. :.......(muhabbeti hatırladı.)

    http://www.facebook.com/p...d=146746&id=520238886
    2 ...
  50. embesil cocuklar

    1.
  51. embesil bir nesile verilen isimdir.

    bu çocuklar bu sıfatla 4-5-6 yaşlarında tanışıp, ilk kız arkadaşlarına kadar embesillik özelliklerini korurlar. özenle. bekaret gibin. bu tarz hareketler yapmaktan müthiş haz duyarlar. örnek verecek olursak ağzından baloncuk çıkartmaya çalışmak.

    bunu yapmaya çalışan çocuklar aynı zamanda sokak taşlarının kenarlarına basmadan yürümeye çalışan ilk insanlardandır. böyle bir oyun vardı ya. karelerin içine basmak için k.çımızı yırtardık, insanlara çarpma pahasına. çarptıklarımız da bize bişey demezdi. korkulu gözlerle bakardı. ben anlamazdım o zamanlar ama meğer embesilmişim lan.

    bilgisyar oyunlarına kendini kaptıran gençler bu gruba ön elemesiz katılırlar. seri başı oldukları için gelen rakipler dişlerine göredir. cadde başına geldikleri zamansa özel güçlerini kullanıp anne ve babalarının ellerinden tutup "uçarlar." bonus kazanıp havadaki puanları toplarlar. aldıkları mısırda şekil yaparak şifre çözmeye çalışırlar.

    bildiğin embesil lan.
    0 ...
  52. erkek basina 9 kiz dusen dersaneler

    1.
  53. bir de kedilere nankor dersiniz

    ?.
  54. bütün insanlık utanmadan konuşuyor...

    -kenan beni geçen bir rusla aldattı..
    -yaa kızım ben sana dedim adamı elinde tutamadın ki.
    -nankör ya nolcak!

    -abi bu kız milleti cidden nankör lan!
    -noldu yine abi?
    -ufak diye beni başkasıyla aldattı.(bi cigara yakar)
    -vay rospu.
    -yok lan nankör bu nankör!

    -sana verdiğimiz emekleri komşunun çocuğuna verseydik şimdiye boğaziçindeydi be.
    -aman ya verseydiniz o zaman.
    -sus! bi de cevap veriyor nankör!

    ey sözlük ahalisi.
    kim nankördür?

    "insanlık."

    o zaman kedilerin suçu ne?

    hayvanda bilinç mi var da nankörlüğün anlamını bilerek davranıyor?

    çuvaldızı batır sen.. baktın olmadı çatal sok anüsüne. böyle 4 delik felan.
    3 ...
  55. basliklari milletin basina birakma timi

    ?.
  56. seri eksi oy veren ibnenin öğrencilerinin oluşturduğu sözlük imha ve yazar huzuru bozma timi. zamanla seri eksi oy veren ibneye benzemeleri kuvvetle muhtemeldir. üzüm üzüme baka baka ibneleşirmiş. en büyük zevkleri olan başlıkları başkasının üzerine yıkma eylemleri bir müddetten sonra sıradanlaşır. hem artık karanlık alemlere akıp tepkisini sessiz olarak gerçekleştirmek ister. insanların arasında yaşamaktan pek hazzetmez.

    hedef bellidir: bir başlığı abuk ve tanımsız bir entryle başbaşa bırakmak.
    başına kalan yazar genellikle edit çeker, "aman abiler benim konum değil" diye. ama sen sahiplenme ben sahiplenme bu başlıklar kimin olacak? bu büyük görev sana verildi, o başlık senin denilir.

    izledikleri yol basittir.
    muhtemelen tespit içeren bir başlık ya da polemik yaratabilecek bir başlık özellikle ilk bkz lar verilmeye başlandığında terk edilir ki konuyu açan adamın tanım yapmadığı düşünülsün.

    çok organize çalışıyorlar.
    1 ...
  57. anketim geldi buraya yapabilir miyim

    ?.
  58. bu sözü sarfeden arkadaşın geçmişini sorgulamak farzdır. zira ulu da 100 entry başka yerde 1100 oluverir. aman diyim. *
    1 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük