Aşk, melankolidir. Onur, kendi erdemin. Gurur ise kibrin. Aşkta kırılır isen hüzün buğusunda kaybolursan seni kibrin karşılar. Ve bu içi boş bir kuyudur. Kuyudan kurtulmak istiyor isen ipin erdem olmak zorunda. Başka hiç bir şey erdem kadar sağlam değildir.
O sırada tartışıyorsanız sessizliğe bürünün önce tüm o sayrılığınızdan bir sıyrılın. Güzel olan anılarınızı aklınıza getirin. zaten o sırada yüzünüze bir tebessüm düşecektir. yapılacak da tek şey kalır sonra onun ne demek istediğine dikkat edin dinleyin. Bunu karşılıklı olarak yaparsanız , bırakın sorun yaşamayı zaten birbirinizi sevişiyor olarak bulabilirsiniz. (Mükemmel çözümdür. )
Evleneceği adamı babasını anımsattığı için seçtiğini düşündüğüm, yakıştıramadığım ama yine de onun adına sevindiğim çok tatlı bir kızdır. Şahan' dan iyidir sonuçta.
Tom ve Jery i izlerken, yenileceğini bildiğim halde ben hep Tom u tuttum. Üniversite hayatını doya daya yaşayın diye anfi sınıflara taşıdım çantamda. soğuk kış aylarında binada kalmanıza izin verdim. dolayısıyla işemenize sıçmanıza da. bu bana dır dır hiç susmayan bir anne sitemlerine maloldu ama olsun. siz bize Allah ın emanetisiniz.
Aşk şehri denildiğinde Paris'ten önce akıllara gelmesi gereken şehirdir. Yani Çek Cumhuriyet'nin başkenti. Sağlık, sanat, mimari restorasyon ve turizm anlamında son derece gelişmiş bir bölgedir. Çok az kişi Türkçe biliyor orada. 2 ve ya 3. Türkiye'de de yeni yeni duyuluyor Prag. Çok özel tarihi yerleri hele bir kilisesi var ki bahçesi dahil her yer insan kemikleri, kuru kafalar, görmeniz lazım. bir de dans eden ev var tabi o da bir başka boyut. Bütün herkes çalışıyor orada. oturan ve çocuk bakan kadın görmeniz biraz imkansız. Eğer Türkiye'den vazgeçip orada yaşamak isteyen varsa bir şeye dikkat çekmek isterim ki o da mesela biz bir evden bahsederken 3+1 şeklinde konuştuğumuzda 3 oda 1 salon anlamında kullanırken onlar 3+1 i 3 oda 1 mutfak olarak kullanıyorlar. Çünkü herkes çalıştığından evde yemek yeme ve yapma ihtiyacı duyulmuyormuş. Bu beni şahsen çok şaşırtmıştı.
Çizgi filmde Tom'un tırnaklarını duvara sürterek düşmesi, bazen yerine bazan denilmesi, sorduğum şeylere karşılık olarak 'orada, burada, şurada' şeklinde cevap verilmesi, kırmızı ışıkta iken diğer arabadakilerin sanki bir bok varmışcasına sana bakması, yine kırmızı ışikta iken sağ ön köşedeki sürücünün büyük bir hararetle burnunu karıştırmasından nefret ederim.
Now, only tear drops are all that I could see.
Şimdi tek görebildiğim, düşen bir gözyaşı. ne güzel şarkı be. Kısa bir aradan sonra yeniden sizlerle. http://youtu.be/g_jUtiKSf1Y