ne de güzel bir candan erçetin şarkısıdır. herkesten uzak yerim der, sensiz kimsesizim der, duygulara tercuman olur, boyun büker, göz doldurur, iç parçalar, candan erçetin i sopayla dövme isteği uyandırır.
süper insan, fevkalade kişilik.. karşısında saçmalayan ögrenciyi nasıl yaparım da geçiririm diye stres yapan, sigara üstüne sigara yakan, sinirden saçıyla oynayan, baba insan, öğrenci dostu hoca.
cerrahlığın verdiği dengesizlikle aşırı tepkiler verdiği görülmüşse de haklıdır, hakkıdır hocamın.
terorun insani bir tarafi oldugunun kabul edilmesini gerektiren cumlecik.
insanlik icin gerek ve yeter sartlari tasımayan, it gibi daglarda gezen, cesaret edip mehmetcigin karsina cıkamayan, onun yerine pusuyla,baskınla, mayınla gencecik fidanlara kıyan insan olamaz..
insan insandır evet.. pkklıyı tanımlamak içinse başka kelimelere ihtiyaç vardır. ilk aklıma gelenler:
terorist
hain
kahpe
pic
bebek katili
vs.. *
üç sene boyunca 'bitse de gitsek!' ten başka bişey düşündürmeyen okuldur kendisi. mezun olalı 6 (altı!) sene olmasına rağmen hala düşününce burnunu da sızlatabilir aynı zamanda.
güzel mektep tir vesselam.
keske yapsalar şeklinde bir dilekte bulunulabilecek yemindir. ama sahip oldukları şeyi bu kadar kolay çöpe atmayı göze alamazlar, çünkü yeterince sinsiler.
basörtüsüyle meclise girmeye ve yemin etmeye cesaret edebilenlere gösterilen tepki, kürtçe yemin etmeseler de bu insancıklara da gösterilmelidir. kanaatimce o da terör, bu da terördür, ikisi de ülkenin bölünmesini hedefleyen zihniyetin temsilcileri olmaları bakımından aynı tepkiyi haketmektedirler. *
deniz baykal la tayyip erdoğan arasında tercih yapmak zorunda kalan, aksi halde verdiği oyun boşa gideceğine inanan çoğunluğun tercihini tayyip erdoğan dan yana kullanmasıdır.
chp o kadar başarısız bir politika gütmüştür ki yanında çiftçiye küfür eden, attan düşen, teröre seyirci kalan, yolsuzluğun allahını yapan akp başarılı durmuştur. yazıktır, günahtır.
gidilesi, görülesi, yaşanası adadır.
bir kaç saat geçirmekle bile huzur kaplayabilir insanın içini.
insanı sıcak, lokması, dondurması şahanedir. rum evleri görülmeye değer, hatta biri benim olsa şeklinde hayallenmek serbest ve ücrete dahildir. insanlarının çevreyi korumak için çırpınmaları, yere çöp atılmaması konusunda sürekli ikazda bulunmaları bu şahane memleketin güzelliğini uzun süre koruyacağına dalalettir. rakı balık keyfini ucuza yaşayabileceğimiz yerlerden biri olması da başka bir artısı..
özetle emeklilik günlerini huzur içinde geçirmek için yer beğenemeyen anne babaya sunulabilecek en bi güzel seçenektir. *
kimsenin takılan türbanla uğraşmadığını idrak edemeyen insan zihniyetinin veryansınıdır. türbanı tangayla kıyaslayacak kadar şuursuz olabilmek ne acıdır. tanga ya da mini etek hiç bir siyasi görüşün ya da empoze edilmeye çalışılan bir rejimin sembolü olmamıştır.
bu kadar sığ benzetmelerle başındaki başörtüyü savunmaya çalışmamak o kıyafeti hakkıyla taşıyanlara daha büyük bir iyilik olacaktır kanımca.
insanın kafasındaki türban beyninin yerini alırsa ben de mini etek giyiyorum yanee diyenlerden bir farkı kalmaz böyle, türban davasını savunmayı aklı başında iki lafı bir araya getirmeyi becerebilen insanlara bırakmak lazım. (bkz: sıçtın bari sıvama)
insanların yaptığı ibadetleri ve inançlarını sorgulaması hasebiyle kendisinin de türbansız dolaştığı için kafir sanılacağı korkusunu taşıyan insan davranışıdır.
kimsenin kimsenin inancını, ibadetini, gittiği cuma namazı sayısını, annesinin babasının kıldığı namazı ve hatta boy abdestini 'hristiyanlar bile' gibi bir benzetmeyle sorgulamaya hakkı olmadığından bihaber, kendisini toplum tarafından ezilmiş, sistemin dinini yaşamasına engel olduğu düşüncesinin arkasına sığınarak haklı çıkarmaya çalışan özünde hakkaten ezik insan modeli düşüncesidir.
yazıktır, çünkü bu ülkede hakikaten sadece inandığı için bu başörtüsünü takmak isteyen insanlar vardır, ve yazıktır onlara çünkü örümcek kafalılar tarafından oluşturulan zihniyete kurban gitmektedirler. *
çocukluk aşkımın batışını üzülürek izlememe sebep olan, nane naneden daha manalı olmayan şarkımsı. sezen aksu zavallı saf delikanlı burak kut a neden böyle bir kötülük yapmış anlayabilmiş değilim. ama bir teorim var:
bk *: abla bana da çakkıdı gibi bi şarkı yapsana kenan gibi olayım ben de.
sa: ulan çakkıdıcı olduk, şuna bi şarkı yapayım da daha kimse istemesin benden böyle şarkı.
alışan kişi açısından kötü, bahsi geçen kızlar açısından hoş olan durumdur. zira açık saçık giyinen bi kıza baktığında ağzının suyu akmıyosa bi de erkeklere bakmayı denemek lazım gelir. yine bişey yoksa aseksüel, istenen etki alınırsa en iyi ihtimalle biseksüel olmuşsun demektir.
bir de bunun vinegar and salt versiyonu vardır ki kendisi hooverphonic in tadından yenmez şarkısının adıdır. kendisini sadece uygun ortamda lezzetli olması bakımından sirkeye benzeten bi arkadaş sayesinde keşfedilmiş beğenerek dinlenmiştir.