öncelikle (bkz: genelev e düşmek)
küçük emrah filmlerinden hatırladığımız, belki de bir ailenin başına gelebilecek en kötü olay.
bir de annenin genelev e düşmesi vardır ki, o da en az bunun kadar kötüdür.
yıkanıp temizlenmek için girdiği banyoda mastürbasyon yapmasıdır kanımca.
bir de mastürbasyon sırasında zorlanıp inlemeye başlarsa pek şükela olur.
(bkz: ben bugün bunu gördüm)
laikler ve islamcıların değişik bir kapışma alanı. var böyle bir şey.
örneğin islamcı genç ısrarla 'esad' yazarken laik genç de ısrarla 'esat' yazıyor ve arada bir çekişme başlıyor.
aynısı p ve b için de geçerli tabii ki.
(bkz: cevab veremedi)
duymaktan bıktığımız hollywood klişelerinden biri. çocuk yatağında yatmaktadır, anne veya baba gelir, gözlerinden akan yaşlar eşliğinde çocuğa ''i am so proud of you my dear'' gibisinden bir şeyler der. bu da filmin duygusal anlarından biri olarak geçer.
ne diyor lan bu diyenler için; seninle gurur duyuyorum anlamına gelmektedir efendim bu söz. çoğunuz biliyorsunuz zaten. gıdım ingilizce bilmeyenler için yazdım. yoksa sizleri gerizekalı yerine koymak gibi bir amacım yok hani.
halk arasında 'sigaraya ihtiyacım var' manasında kullanılır. son zamanlarda ergen kızlar arasında çok popüler. işin acı tarafı bu ergen kızlarımızın %90'ının sigarayı dumanı içine çekmeden içmesi. neyse efendim, en azından sigaranın içinde nikotin olduğunu biliyorlar. aferin onlara.
klasik türk öğretmenidir efendim bu. hatta türkiye'de yaşamakta olan her öğretmen hayatında en az bir kez kullanmıştır bu lafı.
-oğlum, niye dinlemiyorsun dersi?
+dinliyordum hocam.
-bakın arkadaşlar, bu yazdıklarımı ben öğrenmeyeceğim, siz öğreneceksiniz. ben gelir burada tahtaya bir şeyler yazar 40 dk sonra giderim, paramı da alırım. olan size olur.
+doğrudur hocam.
öğretmen dostlarımıza yeni bir şeyler üretmelerini salık veriyorum. hep klişe olmuyor agalar.
bu da albümle aynı ismi taşıyan o müthiş şarkının sözleri;
blood on ice
the old crow's cry the first warning
the rumbling frozen ground the last.
hooves thundering on the three feet snow,
the icy dawn yet to begin.
bursting through the icy morning four times five black shadows ahorse.
steel glimmering in the awakening sun's light,
and blood colours the white snow red.
cries echo through the dark deep woods.
open wounds steam in the cold morning air,
and the new day was greeted with a burden
both raped and dead.
long scalps hung by the old twin headed beast's standard black.
women and children brought far north into the land of no turning back
the burning village spread by the wind across the tundra
cry old crow cry.
long tall beautiful people fallen lifeless to the ground
headless scattered still graceful bodies.
blood coloured the white snow all around.
through the dark deep woods to the mountains towering to the sky
the wind carries the quest for revenge and the tale of blood on ice.
the eternal deep dark woods...
late daytime...
["fifteen years have passed. living among the animals. learning to read the]
[signs in bark and snow. never forgetting the sights that morning in the]
[village all those years ago. pain from inside. transforming him.]
[thus he had grown into a man of iron..."]
muhafazakar kesimin klasik jargonlarından biridir.
her şey kavga edip stres atmak isteyen mahalle delikanlısının, kendisini sokağa atmasıyla başlar. kavga çıkarmak için önüne gelene laf atmaya başlayan delikanlımız, diz üstü şort giymiş, küpeli gençlere rastlar. ve olaylar gelişir.
-o üstündekiler ne öyle lan?
+şoortt. hahaah.
-bizim anamız bacımız var ulan!
+e bizim de va..
...
kavga edilmiş, gencimiz rahatlamıştır. o sırada olay yerine polis gelir.
-ne oluyor lan burda?
+memur bey! şerefsizler çıplak geziyor, bizim anamız bacımız var!
-vay adiler.
delikanlıya bir şey olmaz, nefsi müdafaa denilir, hayat herkes için devam eder.