galatasaray taraftarının evvel zaman içinde bir maçta* açtığı bir pankart "hepiniz o.ospuçocuğusunuz" pankartından sonra galatasaray kulübü ceza alır. akabinde galatasaray taraftarı pankart üzerinden biraz oynar. evet, artık formata uygun hâle gelmiştir. kınıyoruz tabi.
zamanında asker, sıkıyönetim mahkemelerinde sol düşünceleri, bırakın solu, sağı, aydınlık içeren en ufak düşünce kırıntılarını ipte sallandırırken, işkence odalarında haftalar, aylar geçirtirken; bugün geldiğimiz nokta ben solcuyum, aydınım diyenlerin darbe olsa da ülke kurtulsa, düze çıksak mantığı ise ne yaman çelişkidir onu algılayamıyor küçük beynim öncelikle.
ulan aydın takımı, ulan sıpalar o sıkıyönetim değil miydi sizin analarınızı, babalarınızı "oğlum yaşıyor mu, öldü mü acaba" korkularıyla, birer ceylan ürkekliğinde yaşamaya mahkum eden. zamanında, onlar değil miydi düşünce özgürlüğüze kurşun sıkan, konuşan dillerinizi kesen. şimdi ne oldu da aynı fikirde olmadığınız kişilere aynı şeyi yapmak istiyorsunuz. bu mu lan sizin aydınlığınız, solculuğunuz.
dtp desteği ile meclise girip de "ben solun ortak adayıyım" demeye de benziyor biraz.
afedersin ama siktirin gidin.
sanıyorum ki son yıllarda yapılan sol adı altındaki şaklabanlıklar, cumhuriyet tarihi boyunca bu dereceye hiçbir zaman ulaşmamıştı.
örnek;
deniz baykal: türkiye'de solun tek ismi. yorum yapmayacağım. zaman kaybı.
ufuk uras: bu adam hakkında edecek çok kelam var aslında.
sayın hocamızın daha bugün yediği bok odur ki; "dtp grup kurmakta sıkıntı çekerse dtp'yi yalnız bırakacak değilim."
vay bee. analar ne yiğitler doğuruyormuş da haberimiz yokmuş. bu ne vatanseverlik. bu ne solculuk, bu ne aydınlık. vay ki ne vay amına koyim. silahlarınızı, mermilerinizi israil ve amerika temin ediyor nasılsa hocam. alacak can istiyorsanız, doğuda kundakta birçok bebek canı var daha alabileceğiniz. evet. öldürdünüz büyük bir kısmını zamanında ama işte biz pis türkiyeliler çoğaldık yine. adres için özel mesaj atabilirsiniz. **
ha unuttum siz uzlaşma arıyordunuz. evet. değiştiniz. tıpkı "elhamdürillah şeriatçıyız" diyen bir kanıbozuk gibi*. o da çok değişti. o kadar değiştiniz ve uzlaşmacısınız ki ülkede kürdistan diye bir eyalet kurmak istediğinizi artık efendi gibi dile getiriyorsunuz. e peki ne değişti? bölücülük ille terörizm ile birleşince mi kötü? bölücülüğünüzden ne kaybettiniz? ne farketti?
şimdi bebek öldürmüyorsunuz, sadece mehmetçiğe pusu falan kuruyorsunuz.
çok ucuz ve içi boş laflar, siyasetler bunlar. sıkışınca "değiştik biz". lan yemiyoruz biz onu artık diycem de yiyen çok. kurunun yanında giden büyük bir kitleyiz belki de. *
ha şimdi diyeceksiniz ki ufuk uras mı yaptı ulan her şeyi? iyi de bu mecliste solcuyum diyen kim var üstteki ikiliden başka. ülkenin solunu mecliste temsil edenlere bak. çay demle.
dost, kanka, akraba bilip eve alınan kişinin afedersiniz yediği kaba kabaca davranmasıdır bu bir nevi.
samimi olunan bir kişi ise bilgisayarın başına hiç çekinmeden oturabilmektedir tabi. buraya kadar güzel. ama bir bakarsınız denyo ''olm bak youtube'da bu video süper...'', ''olm bak şu grubun şarkıları pek cevval...'', ''lan bak bi program var...'' derken adsl tarafından zaten pek az verilmiş kotanın anuna koyar.
halka açık kumsal, plaj ve bilimum denize girilebilecek mekanda yağız türk delikanlılarının kız tavlama yolunda attığı emin adımlarda birisidir bu.
şöyle olur; ağzın yarısını suya sokulur ve üflemek suretiyle ''fiiurrrjjp'' tarzı bir ses çıkarılır. eğer yanında bir arkadaş grubu varsa ''herelerölölö'' şeklinde onu takdir ederler. bravo iyi iş çıkardın derler ve balinaların su altında haberleşme seslerine benzer sesler çıkarak onlar da güçlerini ve yeteneklerini gösterirler.
bu dikkat çekme aşamasıdır.
artık sahildeki bütün kızlar onları izlemektedir ki, güç gösterisi kısmı başlar. grupta sinirlense bile diğerleri tarafından alt edilecek güçsüz elemanlar kafası suya bastırılmak suretiyle rezsil edilir. nefessiz bırakılır. gereksirse öldürülür. problem değil. ırkın güçlü erkekleri dişileri çiftleşmeye ikna edebilmek için amansız bir güreşe tutulur. deve güreşi de tabir ettiğimiz ''hebe hübele aha ben seni düşürdüm helelooy'' tarzı diyaloglar ve çeşitli şakalarla, espirilerle deniz macerasını tamamlar.
kumsala çıkılır, kuyu kazma pozisyonuna yatılır. sonra da gelen geçen hatunlara laf atılır. eve gidince yoğurtlanacak kıvama gelene kadar yanılır. eve gidilir. karşı cinsten umudunu alamayan yağız delikanlı duşta sabunlanır! çıkar. oh mis.
şimdi beyaz gömleği giyip, yakadaki kolyeyi gösterek şekilde yaka bağır açıp gecelere akmak zamanıdır.
süper bir savaş oyunu. normalde oynarken her türlü vietnamlıların eline verirsiniz. vietnamı aldıysanız da elinize alırsınız. bu ne biçim adalet lan. 50 adam vuruyorum yine olmuyo. kahrolsun amerikan emperyalizmi!!
yurdumun evlerinin yüzde doksanında bulunan kıl türüdür. ellerimi yıkayayım hijyenik olayım diyorum ama o da ne, tanımadığım bir kimseye ait kıvrılmış ve sabunun derinine işlemiş bir kıl. ulan hevesim kaçtı. ben senin kıllarını mı temizliycem baba. bunu bana yapma.
bazen görünmez, alırsınız tam elinizi yıkarken poarmağınıza bi kıl dolanır. ulan elimi çeviriyorum çeviriyorum gitmiyo. nasıl dolanmışsa. nerenin kılı bu be? böyle uzun bir kılın sabunun üstünde olması beni korkutur. tiksinirim. ne yaptınız bu sabunla ya hu. el yıkıycaksınız altı üstü.
gerçi bu el yıkama mevzuu artık aşıldı. kalmadı pek normal sabun. sıvı sabunlar bu konuda pek iyi oldu. belki misafirliklerde falan denk gelinir. anca henüz banyo yaparken vücut şampuanı kullanma alışkanlığı pek gelişmemiş bir milletiz. hem sabunun yerini tutmuyor nitekim. köpürsün diye çok sıkıyosun bitiyo hemen. yarı yolda bırakıyo ipne. bu durumda banyoda kullanılan kocaman iri yarı sabuna iş düşer. ah ulan ah. esmer insanlarla aynı evde kalmanın tüm dezavantajları çıkar ortaya yine yine yeniden. sürmeyin şunu kıllı bölgelerinize lan. bezi köpürtün öyle kullanın. burdan babama sesleniyorum;
''bana bak baba o kıllar sana ait. biliyorum. kardeşim daha tüysüz. yemem ben. temizle o kılları, banyo hevesimi yarıda bırakma. öptüm canım, bye. yarın para lazım bi de. 20 kaat yeter.''
lisede hazırlık okurken yapılan karizmanın etkisiyle fazla uçan, atan tutan cengaver gencin sağlam ingilizce gerektiren yerlerde sıçması durumu vardır. fenadır o.
tanıdık biri gider bi alet alır, çalıştıramaz. kullanma kılavuzu ingilizce, almanca, arapça gibi bilimum türkçeden alakasız dillerdir.
- hoop ozgun gel lan hele bak sana şunun kullanma kılavuzuna bi nasıl çalışıyomuş?
+ bak böyle yap çalışmıyo mu?
- lan bırak oku sen..
+ ehehe gerek yok ya.. bak böyledir o..
- lan yoksa!?
+ ehehe bilmiyom lan o kadar ipne bilmiyom.. ay dont kınov
- shit!
tarzı diyaloglar olasıdır. ingilizce bilmeyen kesim tarafından büyük adam sayılır hazırlık okuyanlar. ben meslek lisesinde okudum lan. bi numarası yok. sözlük muamelesine çok maruz kaldım. tanıdıklara yetiyo ama cnbc-e izlerken göt gibi kalmak var. o koyar hazırlık gençliğine. ayrıca yabancı hatun ayarlama konusunda pezevenk muamelesi görürler. ulan kendime zor yetiyo o ingilizce benim. it. git kendin ayarla anuna koyim. yürü. go.
bir zamanlar umut sarıkaya'nın sarıkaya muhalif mizah dergisi'nde yazan yazar. saçı sakalı birbirine karışmış, asabi bir yazardı. sinirlendiği konularda sağlam söverdi. bir ara saçı sakalı kesti. halk dışladı bunu o vakit. zaten muhalif mizah dergisi bitti. iyiydi ama. ayrı bir entry konusudur. durayım.
bir ay kapağında 'dünyayı kurtarabilirim ama önce şu süveterden kurtulmalıyım' tarzı bir kelam eden tırt bir çocukla, çocukken süveterin içinde boğulmuşluğu bulunan bir nesle* selam etmiştir.
ömür törpüsüdür. 'kaptan müsait yerde' repliğinden sonra gelen 'fıssss' sesiyle avutmaya çalışır bizi anına koduum kapısı. hayır ben inmek istiyorum 'fıss' sesini duymak yeterli değil benim için. kendi ellerimle açmaya çalışınca da ayar alıyorum soforden. 'dur yiğenim kırıcan mı kapıyı' tarzı bir tepki. ah be abicim, yaptıramadın şu kapıyı. hep bozuk, hep bozuk. teheeey.
yurdum insanının vazgeçemediği bir eğlence unsurudur öncelikle 31 sayısı. şöyle örnek verelim,
ortaokulda;
- kaç yaşında lan amcan?
+ 31
- ne 31 mi? puhahaha ulan ya ne komik.. abin cenabet senin o zaman zuhahaha
+ yaş kaç senin?..
lisede;
- lan kamil bu ay kaç çekiyo be?
+ 31 çekiyo
- ne 31 mi çekiyo? puhahaha zuhaha, vay anuna koyiim demek bu ay cenabet puhahaha..
60 yaşına gelince kahvede;
- bilal emmi senin oğlan kaç yaşında?
+ 31 yaşında
- ne 31 mi ehehe cenabettir o o zaman ehehe mehehe..
gibi uzar bu. yapmayın bunu. yeter ulan.
anlayamaya çalışırsak, seks kelimesini kullanmanın ayıp kabul edildiği bir toplum yapısında büyümenin yarattığı bir etki olması pek muhtemeldir. sighiş, soghuş, om, göth gibi kelimeler de komik gelir baya aynı bünyeye. ayrıca 31 sayısı diğerleri gibi normal bir sayı iken kim bu sayıyı insanlara güldürmüşse ayıp etmiştir. bunu da notlarıma ekleyip, sevgili okurlarımı gözlerinden, moderasyonu da yanağından öpüyorum. **
not: başlık biraz garip geldi bana. olur öyle. ayrıca çalışmamasına rağmen;
