ordu giresun havalanının açılışında akpli ordu belediye başkanına konuşma imkanı verilirken chp li olduğu için kendisine konuşma imkanı verilmeyen giresun belediye başkanı. havaalanını terk etmek sureti ile kendisine ve giresun halkına yapılan saygısızlığa en güzel cevabı vermiş kişi.
bir havaalanı düşünün: iki şehrin birşleştiği yerde, adını bu iki şehrin adından alan. sonra dönemin cumhurbaşkanı ve başbakanı havaalanının açılışını beraber yapsınlar. havaalanına adını veren iki şehrin belediye başkanından sadece bir belediye başkanına (ordu) konuşma hakkı verilsin. konuşma hakkı verilen belediye başkanı iktidarla aynı partiden olsun. diğer şehrin belediye başkanına (giresun) ise konuşma hakkı verilmesin.
şimdi soru şu:
giresun belediye başkanına konuşma hakkı neden verilmez? cevap: çünkü giresun belediye başkanı ana muhalefet partisinin mensubudur.
gelelim kendi belediye başkanlarına konuşma hakkı verilmeyen giresunlulara, neden böyle bi durumda belediye başkanınıza sahip çıkma gereği duyup o alanı terk etmezsiniz? orada sizi temsilen bulunan belediye başkanınıza (bkz: kerim aksu) saygı duymayan bu anlayış size saygı duyar mı? bu kafayla gidildikçe elbet bu akp zihniyeti bu halkı daha çok sömürmeye devam eder.
ve çıkartın o havaalanından giresun'un adını. artık adı ordu akp havalanı dır bu günden sonra.
"atarım patarım ben senin babanın bıyığını keserim" lerle taşın üstüne tükürüp "yaş mı kuru mu" diyerek takıma adam seçmiş nesildir. candır can...
bilmeyenlere yassı bir taşın üzerine tükürürsünüz. taş havaya atılır ve bilen taraf ilk adamı seçmeye başlar ve karşılıklı olarak sırayla devam eder adam seçme işi. eee o zamanlar para bulamazdık biz yazı tura oynamaya.
tayyip in cumhurbaşkanı amaannnn tayyip in emireri olmaktan öteye gidemeyecek olan kişilik. oysa bulunmaz bir fırsat geçmişti eline halkın cumhurbaşkanı olduğunu ispatlamak için. şu saatten sonra yırtsa da bir taraflarını bir şey ifade etmez.
sen kendi sahanda oynadığın trabzon maçında "2010-2011 sezonu şampiyonu trabzonspor hoşgeldin" diye pankart açarsan adamda çıkar o pankarta ithafen" o sezon kanırta kanırta şampiyon olduk" der.
tam altı ay olmuştu sigarayı, içkiyi bırakalı. ve şimdi son bir haftadır ne içtiğim sigaranın ne de içkinin hesabı belli.
berbat bir haldeyim. uyuyasım var hem de hiç uyanmamak istercesine. gözümü her açtığımda sahte yüzler görmekten sıkıldım, bunaldım artık.
herşey biranda nasıl allak bullak olur anlam veremiyorum. anlam veremedikçe kendime sinir oluyorum. saçma sapan şeyler yüzünden alt üst oluyorum.
paranın satın alamayacağı şeylerde var diyordum. sevgi gibi... anladım ki onlarda bir şekilde satın alınıyormuş.
insanoğlu nankörmüş. köpek bile ekmeğini yediği yere sadık olurken senin, ailenin ekmeğini yiyenler ilk seni kötülüyor. ve ne yazık ki insanlar buna inanıp seni yargısız infaz edebiliyorlar. en çokta bu koyuyor. lan bi dinle bir de bana sor daha düne kadar soframda yemek yiyen adamın ne halt olduğunu. ben terbiyemden ne mal olduklarını söyleyemezken insanlar bu aşağılık varlıkların sözüyle beni idam etsinler. idam mahkumuna bile "son sözün nedir? " diye sorulurken sen beni idama mahkum edip ne diye sormazsın "son sözün ne?" diye. sormanı geçtim konuşmamama bile fırsat vermedin.
ah bir memleketine gelse yazarı. her ne kadar içki içmeyi bırakmış olsam da kendisiyle mutlaka karşılıklı deniz kenarında bir iki kadeh yuvarlayacağım dost.*
bu gün açtığı giresun atapark ve fatoğlu un başlıklarına bakılırsa giresunlu yazar. en azından giresunlu olma ihtimali olan yazar. sanırım, galiba, öyle işte...
giresunlu olmakla beraber dedesinin adını taşır. belli bir yaşın üstündekilere fırıncı emin uzun dendiğinde giresunda tanımayan yok gibidir dedesini. 3 kardeşin en küçüğü olmakla beraber küçük yaşta babasının tayini ile beraber istanbulun yolunu tutmuştur kendisi.