artık facebook'ta kızlarımız açık olmalı ve dürtülmekten hoşlandıklarını itiraf etmeli. mark zuckenberg'de bizim kızların derdine bir çözüm bulup bu butonu da eklemeli.
no you never gonna let no girl take him from me
never gonna let no girl steal him form me
never gonna let the girl keep the close now
i tellem eh eh dont too close now
el clasico yerine film izlemeyi tercih eden erkek arkadaştır.
ayrıca benim sevgilimdir. ben büyük bir heyecanla ''oley bugün r.madrid-barcelona maçı var izleriz di mi aşkım?'' dedim. oda bana ciddi ciddi ''hayır hayatım. bugün film var'' dedi. çok bozuldum yani. ayrıca peste de bana yeniliyor.
ikiside sözlükte yazar olan sevgililer arasında artık şöyle diyaloglar geçmektedir.
+hayatım nasılsın?
-nasıl olayım hayatım işten yeni geldim.**çok yorgunum canım sen nasılsın?
+oyy. canım benim kıyamam ben sana. sözlükte de paylaşmamışsın bugün yorgunum falan diye bende merak ettim tabii seni. bebeğim sözlükte daha sık yaz yaa. çok merak ediyorum seni ama beennn.
-birtanem çok yoğundum yazamadım. neler yaşadım bugün şirkette bir bilsen. roman olur cidden.
+anlatsana çok merak ettim.
-çok yorgunum dedim ya. hayatım yatacağım ben şimdi yarın hepsini sözlükte yazarım okursun tamam mı?
+tamam.
-iyi geceler hayatım. yarın sözlükte*** görüşürüz.
+sanada.*
not: bu diyalog iki sevgilinin biran gaflette bulunup facebook'a girip, orada yaptıkları bir konuşmadan alıntıdır.
günümüzde populasyonun giderek arttığına inandığım erkeklerdir.
hatta bu savımı doğrulamak için (bkz: ben bu yazıyı arabama yazdım) başlığının altında yazılan entrylere bakabilirsiniz. bir çok erkek yazar, büyük ihtimalle sevgililerine söylemeye zorlandıkları bir çok duygusal kelimeleri, arabaları için nasıl sıralamışlar o başlıkta bulabilirsiniz. tamam kötü şeyler yazanlar da var ama onlarda arabalarının eski olması, sürekli arıza çıkarması gibi nedenlerden dolayı.
bende ''garip olabilir ama arabam o benim. sabahları günaydın akşamları iyi akşamlar diyorum. ona sevgimi öyle gösteriyorum'' diyen bir sevgiliye sahibim.* bu cümleleri duyduğumda biran, her gün bana sabah uyandığında arayıp bir günaydın yada akşam yatarken iyi geceler dedi mi sorusu kafamı kurcalamaya başladı . ve kendi kendime bile cevabını vermekten korktum.* ayrıca bir süre sonra o'na ''araban mı ben mi?'' sorusunu sorduğumda alacağım cevaptan da korkuyorum sözlük.**
odun mu odun olan sevgilyi mutlu edemeyen kızın acı haykırışıdır.
kendisi odunun önde giden sevgili, sanki kendisi bana çok özel davranıyormuş sanki beni çok mutlu ediyormuş gibi odunluktan sıyrılıp benimle insanca konuştuğu bir kaç dakikanın sonunu bu cümleyle bitirmekte. yani hadi beni mutlu et cümlesiyle.
mutlu etmek için bir oduna ne yapılır acaba? sorusunu kendime soruyorum ve aklıma şöyle cevaplar geliyor.
-kabuklarını soymak.***
-üzerindeki haşeratları uzaklaştırmak için ilaçlamak.**
-dallarını budamak.***
vs. vs. kısacası ne yapsamda mutlu etsem bilemedim ben bu odunu.
tam olarak anlaşılamayan bir konu. sadece seks denilerek işin içinden çıkılabiliniyor ama bir dönem geliyor aralara sıkışan duygusal bir erkek sizin erkek arkadaşınız oluyor ve sizden özel hediyeler veya sürprizler bekliyor. işte o zaman kalakalıyorsunuz. cidden erkekler nelerden hoşlanır diye saatlerce kafa patlatıyorsunuz, aklına onunla geçirdiğin vakitleri getiriyor bir şey bulamıyorsunuz.
yani bu konuda kadınların nelerden hoşlandığı kadar muallakta bir konu bence. cevabı fazlasıyla zor.*