sistemde sünniler egemen olduğu için üstüne düşülmeyen olaydır.
aslında tanım imamların bir çoğunun oğlancı, sübyancı ve tacizci olması gerekirdi. kuran kursları denilen mücahit yetiştirmeye yönelik çalışan kurslara gizli kameralar koyarlarsa ülke yıkılır. orayı yıkarlar. sabi sübyan çocuklarını sevmeler, okşamalar vb, tacizler uygulayarak ailelerin din duyguları sömürülmektedir.
tanım: yargıtay tarafından verilen cezalara karşı ihd tarafından bugün yapılan basın açıklamasıdır.
iHD Bingöl Şubesi, "Yargıtay ın vermiş olduğu bu karar 85 canımızın acısını yüreğimizde bir kez daha yaşatmıştır. Bu karar, Türkiye adalet sisteminin ne kadar çarpık olduğunu, adaletten ne kadar yoksun olduğunun bir göstergesidir" dedi.
"Açıklamada şunlar belirtildi: "Yavrularımızın altında kaldığı enkazın altında adalet sistemi kalmıştır. O enkaz Türkiye deki yargı sistemine mezar olmuştur. Yargı, bu kararla bir kez daha sınıfta kalmıştır. Bu karar, kamuoyu vicdanını rahatlamayan, caydırıcı olabilecek bir sonuç ortaya çıkarmayan bir karardır. Bir tepsi baklava çalana verilen 20 yıl hapis cezasının yanında, 85 kişinin ölümüne sebebiyet vermeye 3.5 yıl ceza verilmesi ülkemizdeki hukuk sistemindeki çarpıklığın en açık göstergesidir. Öte yandan düşünce ve ifadeyi açıklama kapsamında Abdullah Öcalan a "sayın" diye hitap eden DTP eski yöneticilerine 9,5 yıl hapis cezası veren hukuk sistemi, 85 cana karşılık 3,5 yıl ceza veriyor. "
osmanlı ilmiye geleneği içinde, 15. yüzyılda resmi olarak zındıklık ve mülhidlik ile suçlanıp idam edilen ilk şahsiyettir.
bir ders sırasında "kuru kıyam ve inhinadır, andan fayide yoktur" dediği iddia edilmiştir. o dönemde halk zındık olduğuna inanmamıştır, o kadardır ki celladın darbesiyle düşen başının, sürekli olarak kelimeyi şehadet getirdiği rivayet edilmiştir.
nüfus cüzdanına sorgusuz sualsiz yazılan "islam" vb, ibareleri kaldırmak için, herhangi bir nüfus müdürlüğüne gidrek bir dilekçe 2 fotoğraf ve 5 tl vererek kaldırabilirsiniz. dinden azade nüfus cüzdanınınız 5 dakikada hazır.
memleketi çiftliğe çeviren paşaları bugüne kadar, bu kadar yıpratan tek hükümet akp iktidarıdır.
lakin, bedelli, kısa dönem gibi mevzularda hala tsk dan icazet alması bu duruma gölge düşürmektedir, demokratik ülkelerde askeri kışla dışına çıkarmayan iktidarlara gıpta ile bakmaktayız, tek güzel gelişme ise ışık koşaner in geldiğinden beri siyaset konuşmamış olması. geleceğe umutla bakıyoruz.
Kasımpaşa Askeri Cezaevi'nde tutuklu bulunan vicdani retçi inan Süver, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektubunda,"idamımı istiyorum" dedi.
işte o mektup, bazılarınız çürümüş vicdanlarınızla empati yapmadan hekettiğini düşüneceksiniz, ama sizin gibi düşünmeyen insanlarda hep olacak.
"Size bu mektubu kural ve yönetmeliğine uymadığımdan dolayı diğer mahkumlardan ayrı, tek başıma kaldığım 20 metrekarelik koğuşumdan, gecenin 03.20'sinde, uykusundan çoğu zaman olduğu gibi bağırarak uyanmış, gecenin karanlığında kimsesizlik ve yalnızlık bunalımına düştüğüm anlarda yazıyorum; dedi.
23 Temmuz 2001 yılından bu yana ısrarla ve inatla asker edilmek istendiğini kaydeden Süver, mektubunda şunları yazdı: "Bu lanet savaşınıza kimsenin, tek bir gencin bile katılmaması için ne gerekiyorsa var gücümle yapacağım. 9 yıldır düştüğüm asker kaçaklığı durumu ile vatandaş olarak hiçbir hakkından yararlanmadım. Sivil ölü olarak çok zor koşularda yaşadım. 3. keredir askeri cezaevine alınıyorum. Özellikle 2003 yılındaki 4 ay hükümlü olarak kaldığım Şirinyer askeri cezaevinde işkence, kötü muamele ve hakaretlere maruz kaldım. ilk ceza evine girişte arama adı ile makatlarımıza kadar kontrol edilip sabah 06.30 dan akşam 07.00 ye kadar zamanda, eğitim, spor ve cezaevi temizliği adı ile hem çalıştırılıp hem coplandık ve başımız eğikti. Çenemiz göğsümüze yapışık vaziyette çalıştırılır coplanırdık. Havalandırmada eğitim diye ayaklarımızı vurdururlardı. Sert vurmayanlar coplanırdı. Banyoya 15, 16 şar kişi olarak toplu ve çıplak götürülürdük. Anlatırken akıl durgunluğu yaşadığım gözümün önünden yıllardır gitmeyen bu uygulamaları yaşadığım bu cezaevindeyim. Burada beni hiçbir mahkumla görüştürmüyorlar."
"Zulüm etmeyin. Zulme de boyun eğmeyin' diyen peygamberin ümmeti olduğumuzu söylüyordunuz. Peki bu çelişki nedir?" "Ya olduğunuz gibi ya da göründüğünüz gibi olun diyen Mevlana ile aynı dine mensup olduğunuzu söylüyorsunuz. O zaman bu yalan dolan niye? Kuran haksız yere kimseyi öldürmeyin diyor. Oysa sizin yetkiniz ile her gün onlarca genç, kadın, çoluk çocuk ölüyor. Yazıktır, günahtır. Yapmayın. inancınıza sahip çıkacak cesaretiniz yoksa inancınızda sağlam değildir. Daha bir kaç ay evvel, Van Özalp da evinin önünde oynarken atılan bomba ile ölen çocuğa, daha dün patlayan mayın ile ayakları kesilen 15 aylık bebeğe yazıktır, günahtır. Öyle bir hale geldik ki kimse yaptığı eylemi de kabul etmiyor. Bu ne biçim bir dünya. insanlar zevk için toplu katliamlar yapıyor. Oysa eylem yapan sesini duyurmak için yapar/yaptığı eylemi de kimsenin üstlenmesine izin vermez diye bilirdim ben. Demek ki içinde canilik olan biri o bölgede katliam yapıp rahatlıkla birilerinin üzerine atabiliyor.Bu ne biçim bir cehennem aklım almıyor.
Velhasıl-ı kelam hatırlamışken söyleyeyim. Davullarla zurnalarla halay çeken ailelerin askere gönderdiği bu gençler kimileri gençliklerinin heyecanı kimileri de yine içine düştüğü gençlik bunalımı ile ya firar ediyor/veya gittiği izinden 6 gün geç dönüyor/veya uykusunun ağırlığına dayanamayıp nöbette uyuyor diye Askeri Ceza Kanunları na göre bunlar 6.5 ay cezaevine atılıyorlar. Sizce bir genç izinden 6 gün geç geldi diye 6.5 ay askeri cezaevine atılması akıl karımı ve bu ceza da askerlikten gitmiyor.
Lütfen şu Milli Savunma Bakanı nıza bir çimdik atın da uyansın uykusundan. ACK daki yanlışları görsün. Öyle takım elbise giyip limuzinlerde kalabalık korumalar ile şehirden şehre hava atıp durmasın. Bana özel idam kararı verilmesini istiyorum. Yani idamımı istiyorum."
edit: yazıyı koyduğum gibi eksi almış, ulan bari önce oku, boşuna vicdanın çürümüş dememişim, sözlük kuralları olmasa o vicdanına çok şey söylerdim, ama sen anlamışsındır.
yıllardır süregelen laik-islamcı çatışmasının son ürünüdür.
sistem yıllarca kendisine radikal islamcıları ve kürtleri tehlike olarak görmüştür, radikal islamcılar son 8 yılda okyanus ötesinin desteğiyle devlet-ordu-emniyet-mit-medya gibi kurumlara sızarak bunu tersine çevirmeye başardılar, devlet için önce türklük sonra islamiyet gelirken, islamcılar için önce islamiyet sonra türklük geliyordu, bu doğal olarak sistemin çatırdamasına sebep oldu, sistem çatırdamaya başlayınca gözle görülür çatışmalar baş gösterdi. islamcı güçler kürtleri kendileri için 2.sırada tehlike olarak görüyorlardı, ne de olsa kürtlerin büyük bir çoğunluğu içinde önce islamiyet sonra ulusalcılık geliyordu, bunu bilen okyanus ötesi-destekçileri, önce laik sistemin temsilcisi chp ile uğraşıp müzmin başkanının partiden yollanmasını sağladılar, referandum sürecinde mhp ile uğraşıp, mhp yi ciddi olarak sarstılar, daha sonra kendi fikirlerine yakın gördükleri ve türedikleri gelenek olan saadet partisini yıpratmayı başardılar, en son olarak yapılan kck operasyonlarıyla kürt siyasetinede darbe vurmayı başardılar(ya da öyle sandılar). sürekli mağdur edebiyatı yapan islamcılar anayasanın garip kararlarıyla okyanus ötesinin ekmeğine yağ sürmüş oldular. bugün yaşanan korkuyu aslında sistem kendisi yaratmış oldu.
türkiye de en çok imam hatip darbe döneminde açıldı(ironik), din dersi darbe anayasasıyla zorunlu hale geldi, cumhuriyet tarihi boyunca dini bir araç olarak kullanan laik sistem kendi silahıyla vurulmuş oldu.
burdan çıkan sonuç "gün olur devran döner horoz ..... tavuk gömer" dir.
bu ülkede var olan hukuksuzluklara karşı adam gibi tepki veren tek parti olan(marjinal partiler hariç)bdp liler tarafından bugün gerçekleştirilen olaydır.
sevin yada sevmeyin, son yaptığı protesto eylemleriyle, ülkenin liberal kesimini bile şaşkına uğratan bdp, doğru yolda ilerlemektedir. yurdum insanı kafasını eğmeye alıştığı için bunada tepki vermeyip hakaret edecektir.
ne zaman bir derdim var butonu ile bir sorun bildirsem, mesela; ergenin birinin hızını alamayıp küfür ettiğini söylesem, bir bakarım yukardaki silik butonuda yanıp söner. hem derdimi çözmüşlerdir hem ayağımı denk almam gerektiğini söyleyip bir entrymi uçurmuşlardır, canlandırmaya uğraşmak silik olmasından daha zor gelir.
heroes dizisinde şirketin diline pelesenk olmuş "bir bizden bir onlardan" tezini beğenmeme rağmen, moderatörleri bu konuda şiddetle kınıyorum.
kendileri gibi beyaz türk olmayan kimseyi sevmezler, allahtan daha çok türbandan korkarlar, türbana öcü gibi bakarlar, bunu yaparken kendi özgürlüklerini referans gösterip, türbanlıların özgürlüğünü kıstıklarından habersizdirler.
özellikle ada vapurunda ellerinde cumhuriyet ve sözcü gazetesi okuyup yolculuk ederler.
memleketimizde bunu yapan insan sayısı inanılmaz derecede fazladır, o kadar iliklerimize işlemiştirki farkında bile olmayız.
mesela, küçükken bir köpeğimiz vardı, ismi "arap" tı, sonraları farkettimki, arap diye tanımlanan bir ulus var ve ben köpeğime arap diye sesleniyorum, bir alman köpeğine "türko" diye isim taksa ne düşünürdümü hesap ettikten sonra ismini değiştirmiştim.
bir sürü yavşakoğlu yavşak birine hakaret ederken ermeni dölü diyebiliyor, benim anlamadığım bunu söyleyeninde aslında bir "döl" den ibaret olması.
zenci, çingene, yahudi, rum, kürt vb, hep hakaret aracı olarak kullanılır, birine italyanlara benziyorsun dersen götü tavana yapışır, ama yahudiye benziyorsun dersen "ne demek istiyorsun" der.
almanya da veya fransa da aynı hakarete türklerinde maruz kaldığını düşünün, ama onlar uzakta ve biz duymuyoruz değil mi?
en önemli özelliği hayvanseverdir, özellikle böceklerle ilgili inanılmaz bir bilgi birikimine sahiptir.
faşizme kaşı inanılmaz tahammülsüzdür, en son bir mhp li arkadaşımızın kafasında efes tombul şişe kırmıştır, ilginç olan 2 polis yanında bunu yapmıştır.
kürt-ermeni-alevi-kadın-sosyalist-komünist kısacası ezilen herkesin yanındadır, sex on the beach gibidir, renkli, tatlı, fazla içersen sersemletici bir havası vardır.
dergilerde makaleler yazar.
16 sözlükte yazarlığı mevcuttur, sezar aynı anda nasıl 7 mektup yazıyorsa kendisi aynı anda 14 sözlükte yazabiliyor(diğer 2 sözlükte çaylaktır)
iyi okur, iyi dinler, iyi küfür eder, iyi risotto yapar.
en sevdiği yemek barbun balığıdır.
çok balık yemekten omega olayını abartmıştır.
kısacası candır, kandır, ne olursa olsun insandır.
"1993te Org. Eşref Bitlis in düşen uçağıyla ilgili kazada bilirkişilik yapan iTÜ Uçak Mühendisliği nden Prof. Ahmet Yüksel, CNN Türke konuştu ve, "Yıllar sonra ilk kez açıklıyorum. Evet Sabotaj" dedi"
yüce türk ordusunun karıştığı münferit olaylardan birisi daha.
"Turgut Özal suikastı ile ilgili adı gündeme gelen emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, Kıbrısta "halkın mukavemetini arttırmak" için cami yaktıklarını itiraf etti.
istanbulda gayrimüslimleri hedef alan 6-7 Eylül Olayları ile 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özalın suikastına karıştığı iddialarıyla yeniden gündeme gelen eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, Özel Harp Dairesini HABERTÜRKe anlatırken tarihi bir itirafta bulundu.
Yirmibeşoğlu şöyle dedi: "Gazeteci bana ;Bu olay neden yapıldı?; diye sorunca ona akademik düzeyde konuştum. Şunun için yapılır dedim; ;eğer bir yerde halkın galeyana gelmesini bir mukavemet hareketini göstermesini arzu ederseniz sizin saygın değerlerinize düşmanın, karşı tarafın bir şey yaptığını, küçültücü hareket yaptığını gösterirseniz, halkı galeyana getirirsiniz. Özel Harpte bir kural vardır; halkın mukavemetini artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır. Bir cami yakılır. Kıbrısta cami yaktık biz. Cami yakılır mesela."
HABERTÜRK muhabirinin "Cami mi yaktınız?" diye sorması üzerine bu itirafı ağzından kaçırdığını fark eden Yirmimeşoğlunun bu kez "Mesela diyorum..." diyerek toparlamaya çalışması dikkat çekti."
çocuğumun eğitiminden gelişimine ne yapacağına karar veren devletin yaptığıdır.
çocuğumun anadilinde eğitim alması için okula yollamadığım için ben çocuk istismarı yapıyorum, çocuğumun eğitimine karar veren devlet istismar yapmamış oluyor.
sanane lan çocuk benim. sen kimsin ki çocuğuma ne yapacağıma karar veriyorsun. her sikim diyene bir avuç tuzla koşan halk yığınları ve köşe yazarlarıda bunu eleştiriyor. bu mına kodumunu çocukları, çocuğumu istedikleri gibi şekillendirmekte bir beis görmüyorlar. sike sike değiştireceksiniz. 10 yılda sike sike bir çok şeyi değiştirdiğiniz gibi, çünkü, ben size inanan milyonlarca salaktan biri değilim.