Bence son zamanların en bomba projesi. Kaç kere izledim hala her seferinde deliler gibi güldürüyorlar beni. Web sitesi henüz yapım aşamasında ama https://www.facebook.com/diyemedimcom buradan takipleyebilirsiniz rahatlıkla. Söylemediğiniz şeyleri sizin yerinize söyleyen birileri, fena mı yani?
Yemek yemekle aram çok iyi olmasına rağmen yapma kısmında oldukça sıkıntı yaşayan bir insanım gençler. Hepimiz gibi. Ya da hadi bir çoğumuz gibi diyeyim. Her anne gibi muhteşem yemek yapan bir anneye sahipken bu fırsatı değerlendireyim dedim. Tarif defterini bana miras bırak diye yalvardığım annem en sonunda arşivini açtı. Kadın orijinal. Tarif defteri yerinde sofra'nın sayılarını biriktirmiş. Bundan iyi miras mı olur dedim, üstüne atladım. Oturup, karıştırmaya vaktim olmadığında imdada yetiştiler yine. Online olarak da takip etmek mümkün. Kısacası hayat ve mide kurtaran dergi. Edinin, okuyun derim.
kaynagı sadece türkiye'den çıkan bal çeşidi. ihracatında da baya iyi olmakla birlikte %95ini de biz üretiyormuşuz zaten. bunun yanında faydaları da saymakla bitmez. vücudun bağışıklık sistemini güçlendiriyor en başta; bi tek bunun için bile bu domuzlu gripli günlerde düzenli tüketmek lazım.
önce esquire 10la dikkatimi çekse de, öncesinde de bissürü süper iş yapmış objektiklerin yenilikçi fotoğrafçısı. esquirele fark etmek benim ayıbımmış.*
ev-vet sevgili okuyucu; olimpiyat diil belki henüz (kısfmetse o da olur), ama haftalık yapılacak olan öğrenci evi yarışması başladı.
evinizin ortamını anlatan fotoğraf ya da videoları ogrenciisiblogu@gmail.com'a gönderiyorsunuz ve yarışmaya katılmış oluyorsunuz. kazanana sürpriz ödüller de cabası..
şimdi bu konuya şöyle bi açıklama getirmek istiyorum benşahsenkendim;
güzelse bu kız hakikaten yani taşsa ciddi ciddi, bunu farketmemiş olması mümkün değildir kuzularım, illaki farkettirirler, söylerler falan. bi kıza 10 kadın/aracins/adam sen güzelsin diyosa ama bu kız hala farketmiyosa/anlamıyosa/bilmiyosa o zaman aptaldır, söylenen lafları anlayamayacak kadar hem de, e bu durumda da güzel olsa kaç yazar? he bi de bu ihtimali kenara koyalım, kördür belki bu kız, görmüyodur lakin yine etraftan duyar güzelliğini, e noldu şimdi 1. seçenek tekrar ortaya çıktı.
'hayatın başında olduğunu, gitmek istediğini, ayrılmamız gerektiğini söylüyordun. gidersen, seni kaybedersem öleceğime inanıyordum. büyük bir tutku ve inatla, seni ürküten bir ısrarla, gitmemeni, beni bırakmamanı sağlamaya çalışıyordum bir gölge gibi izliyordum seni. her attığım adım, seni tutmak için yaptığım her şey, uzatmalar oynanırken kendi kaleme attığım bir gol oluyordu.
bir yatakta çırılçıplak yatıyorum. üstümü örtmeye çalışıyorsun. o anda benden kurtulmak istediğini biliyorum. ama ben seni istiyorum. "benimle yat," diye yalvarıyorum sana. çok içkiliyim, başım dönüyor. kendimi sana vermek istiyorum. sevişirsek, bir daha ayrılmayacağımızı düşünüyorum.
"ilanı yeni asır'da gördüm.. "beyhan hür (1956-2006)
sevgili karıcığım,
ilk tanıştığım günden, seni kaybedinceye kadar;
işe giderken aceleden, işten eve geldiğimde yorgunluktan seninle yeterince ilgilenmediğime,
sözleştiğimiz saatlere uymayarak seni beklettiğim zamana, sen konuşurken konuyu sonuna kadar dinlemeden sözünü kestiğime,
doğum ve evlenme yıldönümü kutlamalarının çoğunu 'daha sonra' diyerek, senin hazırlıklarını dikkate almadan ertelediğime, sana zaman zaman ters ters baktığıma,
kaşlarımı çatarak hiddetlenip seni ürperttiğime,
özel ilgi beklediğin an ve zamanları fark etmediğime, umursamadığıma,
hamilelik ve rahatsız olduğun dönemlerde yeterli ilgi ve şefkati senden esirgediğime,
bayramlarda ve özel günlerde senin arkadaş ve akrabalarına benden yapmamı beklediğin kadarını yapmadığıma,
benim iyiliğim, mutluluğum, sağlığım için dikkatin, itinan ve fedakârlıklarına yeterince teşekkür etmediğime,
aslında sana içimdeki sevgimi yeterince haykırırcasına hissettirmediğime,
seni doya doya sevmeyi ertelediğime
pişmanım.
allah'tan rahmet diliyorum, nur içinde ol!.
kocan m. cihangir hür
(benim pişmanlıklarımı bu yazıyı okuyanların duymaması için, eşlerin birbirine yeterince ilgi göstermelerini ve benim eşime rahmet dileyip fatiha okumalarını dilerim.)
***
ilanı okurken babamı hatırladım.. annemin öldüğü geceki babamı..
öylesi derin bir ızdırap içindeydi ki, annemi unutup onun peşine düşmüş, eve doktorlar yığmıştık, babamın en yakın dostlarının yanında.. ama teselli kabul etmiyordu. kalbi vardı, her an onu da kaybedebilirdik. doktorlar aralarında fısıldaşıp uyumasına karar verdiler. bir iğne yaptılar.. babam hissetti. baş parmağının tırnağını ortasından kırdı ki, o müthiş sancı uyumasını engellesin..
üstelik annemin son günlerini yaşadığını aylardan beri biliyordu, hazırlıklıydı..
"bu nasıl bir sevgidir" diye düşündüm önce.. sonra inanır mısınız, içimde bir öfke de kıpırdadı..
yanına gidip "baba, annemi bu kadar seviyordun da, yaşarken kendisine niye göstermedin" demek geldi içimden..
"erkek adam duygularını saklar!.."
anadolu erkeğinin geleneğidir bu.. babam, hele de çerkes delikanlısı fuat öyle büyümüştü.. biz de öyle büyüdük..
ölesiye sev.. ama ölesiye renk verme.. bırak anlayan anlasın!..
oysa sevgiyi söylemek, sevgiyi göstermek, sevdiğini sevgi denizinde boğmak, sevginin kendisi kadar güzel, sevginin kendisi kadar kutsal!..
"seni seviyorum" demenin, diyeni, denilenden daha çok mutlu ettiğini öğrendiğimde yaşım kırkı geçmişti, ne yazık ki!..
hepimiz öğrenmeliyiz.. ölüm ilanlarını beklemeden!.. " *
ben bugün bunlardan gördüm bir adet. böyle bir şey olmaz ya. aynen manzara şu; boylar aynı, giydikleri tshirt aynı, markası, modeli, rengi aynı ve bu renk pembe*, ayakkabılar desen hiç sorma, kızın kafasında bir saç bandı o da pembe hani ben bunlara baktım adamda eksik olan ne diye valla bi tek bu bant eksikti utanmasa takacaktı heralde. hee bide kesin bunların çamaşırları da aynı renktir, modeli konusunda emin değilim.
ben bu çiftlerden nefret ediyorum arkadaşlar. yapmayın ya bu kadar benzemeyin, berbat bir görüntü oluşturup gözleri yormayın, sizi birbirinizden ancak ve ancak bir penis veya iki meme fazlalığı sayesinde ayırt etmeyelim, lütfeeen..
kesinlikle okunmasını tavsiye ettiğim bir süheyla acar kitabı. devrim hayalleri kurulurken yaşanılanlar, geride bırakılan insan kırıklıkları, pişmanlıklar.. kitap yağmur'un ölümü ile başlıyor ve etrafındaki 7 insanın gözünden hem yağmur hem yakınçağ türkiye tarihi inceleniyor. sonu ise size kalmış, yağmur öldü mü, öldürüldü mü?
yemekten beklentileri "annemin yemekleri gibi yemek isterim" olan kuzu erkeklerin fena halde yanıldıkları durumdur. yumurtayla karnın doyar mı ? doyar ozaman fazla konuşulmasın yemekler beğenilmiyorsa annelerin dizi dibine geri dönülsün
şarap piç olur o yüzden denememek gerekir bıçakla oyulan o mantarın binbir parçası şarabın içinde yüzmekteyken inatla içmeye çalışılır en sonunda pes edilip okkalı bir küfür savrulur lakin iş işten geçmiş sizin midenizde olması gereken o muhteşem şarap sizin yerinize mantarla bütünleşmiştir, ne yazık..
bir nevi araf ta kalma durumu.. ne siyah ne beyaz her daim gri.. ne çok net ne çok anlaşılmaz belki flu.. her şeye rağmen çok zevkli, bazı şeyleri söylemeden yaşamak.. büyüsü bozulmadan devam ettirebilmek..
hala yapılabildiği için takdir edilesi eylemdir. otobüste okumak ayrıca yürek ister. hele bir de yanında oturan da açtı mı yeni şafağını ooo ilginç bir kompozisyon oluşturursunuz. ama henüz bir saldırıyla karşılaşılmadı. yolculuklar güvenle devam etmekte. gelişmeler an an burda, kaçırmayalım lütfen..
inanmadığım bir slogandır. nasıl inanılması beklenir anlayabilmiş değilim zaten. bu dünyada savaşların çoğu din yüzünden çıkmıştır, insanlar din adına cinayetler işlemiş, ülkeler din adına işgal edilmiş, kadınlar din adına yakılmışlardır. sadece islam değil diğer dinlerde de aynı şey geçerlidir bu yüzden hiç bir din barış dini değildir.