Özledim sesini ne olur konuş
Bir gül açtır zamanların ötesinden
Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel
Gök mavisinden, deniz mavisinden
Bana bir şarkı söyle
içimde bir şey kımıldıyor
Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum
Bir baksana ne haldeyim deli divane
Yaralıyım, çaresizim umutsuzum
Bana bir şarkı söyle
Yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt
Dökül karanlığıma ışıklar gibi
Al beni, en uzaklara götür
Sesin, aksın içimde bir pınar gibi
Bana bir şarkı söyle
Bütün renkleri kat birbirine
Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan
Bir tüy gibi, bir bahar dalı gibi
Hafiften, inceden, güzelden, en beyazdan
Bana bir şarkı söyle
Yağan kar nasıl hazin yağar bilirsin
Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı
işte öyleyim, kapkarayım bugün gel
En hüzünlü sesinle, en dokunaklı
Bana bir şarkı söyle...
Ümit Yaşar Oğuzcan
bizler ümmetini seven peygamberin (s.a.v.) soyundan geliyoruz. Bundan dolayıdır ki bu durum yaşandığında kalbi aydınlatmak gerekir.Eksik olan tek şey insanlara güvendir.Aslında olay sevememek değildir güvenmemektir. insanın yaratılışı itibari ile hiçbir varlığı sevememe sendromu söz konusu değildir.
herkesin omuzlarında amaçları ve amaçlarının hep aynı kötürüm yollara çıkmasını görmekten gözlerim kör oldu.Bir kör gibi geziniyor,hiçbirşey için hevesi kalmamış ,umutsuzca kavuşma yollarını arıyorum kötürüm bir yüreğe.Belki çok zeki yada çok aptal olduğum için sonu görünen herşeyi görmemezlikten gelmemde bu körlüğüm yüzündendi.Felsefeyi ne kadar sevsem de hep mantığımı dinledim. Çünkü her defasında kendimle çarpıştım. Aşamadım.Şimdi ise eli kolu bağlı bir mucize olmasını bekleyen ,peri masallarına inanmak isteyen hal aldım.Deniz kızının masalı sonundaki baloncuklar gibi olsam. Kendim kaybolurken sadece seyreden sonra bir anda kaybolan baloncuklar gibi.Bazı zamanlar,her kim veya ne olursa olsun kendimi hep onun yanında buluyorum. Keşke kavuşmanın bir yolu olsaydı. Ben gidemesemde onun bana gelebilmesinin milyonda bir ihtimali olsaydı.Bunu bilebilmek dahi yeterdi.Milyonda bir ihtimal,bir milyon kişi arasından onu sevdiğim yada sevebilme şansını yakaladığım olasılıkla aynıydı.Diyorum ya o zamanlar peri masalıydı.Fakat deniz kızı olan oydu...
Psikolojik araştırmalara göre; birini sürekli düşünüyorsanız ve bunu engelleyemiyorsanız, sebebi düşündüğünüz kişinin de sizi düşünmesidir.ne harika ...
Hiç Bir insani unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insani hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda kaldın mı hiç?
Hani ölmüş gibi, hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi,her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip ama aslında hiç gelemeyeceğini de bilmen gibi.
Ne zor şey değil mi ölmediğini bilmek, ama ölmüş gibi ulaşılmaz olması artık o insanın sana, ne kadar katlanılmaz bir
gerçek değil mi sen hala bu kadar sevgili iken?
Özlemek, bu kadar özlemek, etini kemiğini yakarcasına özlemek. Çok kötü değil mi?
Bu kadar özleyip onu görememek, ona dokunamamak, onu işitememek, artık sonunun Pi hali değil mi?
Biliyorsun değil mi? Ne kadar umutsuz bir arayıştır o, kalabalık caddede geçen binlerce yüze bakmak belki bir kez daha görebilmek için o yüzü, belki biraz önce geçti bu kaldırımdan diye düşünmek, belki su an arkamda yürüyen insanların içinde bir yerde demek, belki su an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar yaşamak ne zordur değil mi?
Ne kadar eritir insanı fark etmeden. Sende biliyorsun değil mi bunları.
Bir sinema koltuğunda sende iki kişi gibi oturdun mu hiç? Hiç iki kişi gibi zevk aldın mı bir konserden yalnız başına. Güzel bir cafe keşfettiğinde, güzel bir film seyrettiğinde, güzel bir şarkı dinlediğinde güzellikleri oranında eksik kaldıklarını hissettin mi paylaşamadığın için onunla.
Bir barın kalabalığında hiç yarım vücudunla sallandın mı ortada? Hiç iki kişilik beyninle yarım insan olabildin mi?
Baktığında aynana sadece yüzünün bir yarısını gördüğün oldu mu hiç?
Sana hayatındaki en büyük yoksunluğu yaşatandan nefret edemediğin zamanlar oldu mu hiç?
Gözünün içine baka baka kolunu bacağını kesen bir insanın yüzüne sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildiğin zamanlar oldu mu hiç?
Hayatta inandığın bütün değerlerini altüst eden birisine aşk şiirleri yazabildin mi?
Onu içinde korumanın seni yok etmek olduğu zamanlara feda oldun mu hiç?
içinde ağlayan çocuğa umut şarkıları söyleyemediğin, özlemini, susuzluğunu, açlığını gideremediğin zamanlar oldu mu hiç?
Kanayan yarasını gördüğün ama merhem olamadığın zamanlar. Gücünün, hani o tanrısal gücünün bir çocuğun ağlamasını
susturamayacak kadar olduğunu gördüğün zamanlar oldu mu hiç?
Zero;içeriğinde, doğal özütlerin yanı sıra aspartam, asesülfam K ve sukraloz var. Aspartam ve asesülfam, uzun yıllardır kullanılmakta olan, düşük kalorili, besin değeri olmayan tatlandırıcılar. Sukraloz ise şekerden yapılan düşük kalorili bir tatlandırıcı. Şekerden 600 kat daha tatlı olan sukraloz, meşrubatların da dahil olduğu pek çok üründe kalori azaltmak için kullanılıyor. Tüm dünyada yaygın bir kullanımı var ve dükkanlardan da Splenda markası altında tatlandırıcı olarak satın alınabiliyor.
Alıştığın hayatı değil ,hayal ettiğin hayatı yaşamak gerekir.Bir insan beden ve ruhen sağlıklı ise ,elbette bir süre sonra çalışmak için çalışmaktan vazgeçer. Hırsı olur. Bugün beyaz yakadan,mavi yakaya herkesin güncel sorunudur. Şevkinin bir şekilde kırılması ile doğan sorundur. Kişilerin sürekli kendisine yatırım ,işe verim alış -verişi döngüsünden ibaret olan bir alanda amacı iyi belirlemek ve o yöne doğru ilerlemedir. Kesin,kararlı özellikle zeki kişilerde ıskalama çok nadir görülür.Yapabileceklerimizin her daim sınırı vardır. Her daim olumsuzluklar olabilir. Çalışmak için sabah erken kalkıp,servise veya otobüse kadar yürünebiliyor ise,birkaç insanın gülüşlerinde can buluyorsa sohbetler,yemek yenilebiliniyorsa ve ay sonu aldığı maaşı ile kendisine ve ailesine katkıda bulunabiliyor ve onlarında yaşamına destek olunuyor ise,evet belki dünya turuna çıkamamış olabilir yada o ay istediği montu alamamış olabilir veya konsere gidememiş veya vardiyada kalıp köşedeki sokakta kız arkadaşı ile buluşamamış olabilir.Yinede bunları yaşayamayacağı anlamanı gelmeyedebilir. En azından çalışmak için uygun bir beden sağlığına sahiptir. Gerisi sadece şımarıklıktır. Duygusal problemdir. Ya da kendisini geliştirmemek için yapılan tembelliktir. Tembel insanların sığınakları hayatı ıskalamaktan geçmeye de mahkumdur.
Acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yanlızlıklarımız
Yaşlanan birgün bugün. bavulu topluyor ve son vedası tıpki Dün Gibi, Köseye Çekilip Agliyor, Bense Yarina Penceremden bakma Gafletindeyim. Gözlerim Dolu Ve Ellerim Tutuklu Yüzüme.
Ben-Gay Krem;
- Boyun tutulması,
- Burkulma,
- Bel ağrısı, kas ağrısı,
- Hafif ağrı ve sızılar,
- Romatizma ile ilgili ağrılar,
- Bir sinirin duyusal donanımını sağladığı alanda ortaya çıkan ağrılı olguların tedavisinde kullanılır.
Önemli olan ambalajın yapısı.Cam olmadığı için ambalajdan çıkıp reklam yapması saçma olmuş birde tüm damacanaların polikarbon yapısında var.Önemli olan camı işleve geçirmek.En sağlıklı olan kısımdır.Su içinde çok çok iyi firmalarında denetleme raporlarında da halka ya da medyaya duyurulmayan durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Biraz bu çağda insanların vicdanları da temiz olmalı .