manyaklıktan bir adım öteye geçmiş, artık bozulmaya başlamış. böyle ekşimiş, kokuşmuş gibi. çok pis manyaklaşmış. ayrıca başına ay takısı getirilerek bir erkek tarafından kullanıldığında, insanı gülme krizine sokan sözcük.
bestesi ve güftesi yusuf nalkesen'e ait türk sanat müziği şarkısı.
inan inanki kimse bana senin gibi bakmadı
Vallahi billahi kimse beni senin gibi yakmadı
Kimse beni senin gibi yakmadı
Leyla bile mecnun'da böyle iz bırakmadı
Vallahi billahi kimse beni senin gibi yakmadı
inan inanki kimse bana senin gibi bakmadı
Vallahi billahi kimse beni senin gibi yakmadı
Kimse beni senin gibi yakmadı
Leyla bile mecnun'da böyle iz bırakmadı
Vallahi billahi kimse beni senin gibi yakmadı
sanırım çok acıtır ve her ağlayan kızın savunmasız olmadığını, artı ağlayan bir kadının daha çekici ve kolay görünmesinin bir aldatmaca olduğu gerçeğini suratınıza çarpı verir.
* iş yerinde size takan müdürü en sonunda bir kuytuda sıkıştırıp intikamınızı sizin için tatlı onun içinse çok acı bir şekilde aldıktan sonra, müdüre kayış anında müdürün sizde bıraktığı intibayı bir arkadaşınıza anlatırken ki sarfettiğiniz cümle.
ne olduğu konusunda hakkında çeşitli tevatürler dolaşan şeydir. herkese göre değişir, belirli bir formu, yapısı yoktur. bakanın gözündedir.
edit: sanırım eksileyen bünyelerin içine giren pembe şeydir.*
seksenli yıllardan amerikan filmi kopyası türk filmi.
sapık kadın (1988)
Yönetmen : Orhan Elmas
Senaryo Yazarı : Safa Önal
Tür : Macera , Gerilim , Psikolojik
Süre : 89 89 dk.
konu:Ahmet (Tarık Tarcan), genç yakışıklı ve başarılı bir avukattır. Güzel eşi Nevin (Bahar Öztan) ve küçük kızları ile mutlu bir evlilik yaşamı sürdürmektedirler. Ahmet bir davada, savunduğu müvekkili hakkında yalan haber yazan gazeteci Tülay’ı (Perihan Savaş) mahkemeye vermiştir. Ahmet’in eşi Nevin, kızı ile birlikte ailesini ziyarete gider. Ahmet bir toplantıda tanıştığı Tülay ile önce tartışır, sonra uzlaşırlar ve birbirlerinden hoşlanırlar. Tülay, güzel ve tutkulu bir kadındır. Sonunda Ahmet zaaflarına yenik düşer ve Tülay’la birlikte olur. Nevin eve döndüğünde Ahmet Tülay’la ilişkisini noktalamak ister. Tülay ise, Ahmet’e iyice bağlanmış, ondan kopmak istememektedir. Genç avukatı iş yerinden telefonla aramakta, yanıt alamayınca hırslanarak aramalarının sayısını arttırmaktadır. Tutkusu öyle bir düzeye ulaşır ki, intihara kalkışıp Ahmet’i yanına çağırır. Ona, ayrılığı kabullenmiş gibi davranır. Ama sözünü tutmaz, isim vermeden Nevin’i arayıp rahatsız etmeye başlar. Bununla da kalmaz, Ahmet’i her şeyi Nevin’e anlatmakla tehdit eder. Ahmet’i sahiplenme duygusu tüm benliğini sarmış durumda, onu kendisinden başkasına yar etmemek için öldürmeyi bile düşünmektedir. Hatta bunu dener ama başaramaz. Ahmet Tülay hakkında bilgi toplamaya başlar. Ve onun tehlikeli bir ruh hastası olduğunu öğrenir. Durumu polise bildirir. Evine döndüğünde Tülay’ı eşi Nevin’le salonlarında bulur ve dehşete kapılır. Tülay kendisini müvekkiliymiş gibi tanıtmıştır. Sonunda Ahmet Nevin’e olanları anlatır. Bu arada Tülay yeni planını eyleme geçirir. Ahmet’in kızını okul çıkışında teyzesi imiş gibi alır ve evine götürür. Çocuğu öldürmek amacıyla kaçırmıştır. Fakat yapamaz ve küçük kızı geri götürür. Sonra ansızın bir gece Ahmet’in evine gelir, bıçakla Nevin’e saldırır. Ahmet yetişir ve Nevin’i kurtarır. Tülay kavgada ölür. Ahmet ve ailesi için kabus dolu günler sona ermiştir... *