bu videoyu izlemeyen kalmamıştır sanıyorum. hatta onlarca defa izleyenleriniz bile vardır benim gibi eminim. günlük hayatı hele ki büyükşehir insanları olarak kimseyi sikine takmayan vatandaşlar olarak geçiriyoruz. fırsatı olduğunda, eğer çıkarımız varsa düşene bir tekme de biz sallıyoruz. ama içimizde bi yerlerde ara sıra uyanan bi iyilik duygusu var. karşılıksız iyilikler... acaba başka birisi de bu iyiliği bana yapar mıydı? düşüncesi olmadan yapılan iyilikler... sizlere yapılan iyilikler diye açtım başlığımı çünkü bazı "iyilik perileri" yapılan iyilik söylenmez der, iyiliği "aha bak ben iyilik yaptım he cümle alem duysun ehe ehe" demek için yaptığınızı zanneder. neyse efendim,
olay geçtiğimiz kurban bayramından bir kaç gün öncesinde gerçekleşti. ankara dikmen'in 90 derece dikliğindeki yokuşlarında memleket gitmek üzere elimde 2 bavul ve omzumda bir çantayla dolmuş durağına ulaşmaya çalışıyordum. oradan da aşti'ye gidecektim. dışarıdan nasıl gözüktüğümü bilmiyorum ama dışarıdan görenler halime acıyor olmalı ki yanıma beyaz bi ford focus yanaştı. önce belki bana değildir, ne diye dursun en fazla adres sorar diye siklemez tavırlarla yoluma devam ettim. biraz daha ilerledi ve "pardon!" dedi. buyur abi dedim 30-35 yaşlarında tatlı bi abiydi. akköprü'ye gidiyorum o tarafa gideceksen bırakabilirim dedi. benim de işime geldi çünkü dolmuş durağına kadar epey bi yolum vardı bu yükle. indi arabasından bagaja birlikte yerleştirdik bavullarımı ama çok mahçup olmuştum adam hem arabasına aldı hem de bavullarımı yerleştirdi. yolda giderken epey muhabbet ettik. belki inanmazsınız ama 4-5 apartman yanımızda oturuyormuş ve istediğin zaman acil bir şey olduğunda mutlaka bana ulaş dedi. ben seni sevdim, gerektiğinde arabamı bile verebilirim dedi. belki o an yaptığımız sıcak konuşmada gaza gelip söyledi, samimi değildi belki ama o cümleyi sarfetmiş olması bile benim şu an gözlerimi dolduruyor.
bavulunu taşıyamayan bir kıza yardım etmek istediğimde, sanki ona tecavüz edecekmişim gibi beni terslemesinden sonra, bırakmıştım iyilik yapmayı. iyilik yapanı siksinler gibi salakça bir düşünceye kapılmıştım. ama dünya'da her şeye rağmen az da olsa iyi insanlar olduğunu düşündükçe terslenmeyi de göze alıp iyilik yapmak geliyor insanın içinden.
egoist insan davranışıdır. kişi bir konuyu haklı olduğu düşüncesiyle savunmaya başlar. karşıdakinin görüşleriyle haklı olduğu düşüncesi bir anda kaybolur, haksız olduğunu anlar lakin efeliğe bok sürmemekten midir yoksa sırf muhalefet olmak için midir bilinmez hala o görüşü savunmaya ve karşısındaki kişinin görüşünü bir nebze olsun değiştirmeye çalışır.
şehzadelerin, padişah ve ordu karşısında kılıç kuşanma töreninde ettiği yemin. yükselme döneminin sonuna kadar kullanılmış, sonraları bu güzel adete önem verilmemiş, kullanılmamıştır. bu yeminde, alevilik/bektaşilik etkileri görülür. yavuz sultan selim han'ın bile önem verdiği bu güzel yeminin sonralarda kullanılmaması acı vericidir.
"bismişah allah allah! hü!
yolum, yolunuz...
kolum, kulunuz...
dolum, dolunuz...
dinim, dininiz...
başım yolunuzda,
canım uğrunuzda,
malım, törenizde kurban!
dilim tercuman erenlerden ferman,
tuz,su ekmek gördüm...
yoldan ayrılırsam;
tuttuğunuz kılıç boynuma doğrak mürdüm!
gerçekler demire bir gayretine ya ali hü!
(ordu)ey muaviye ümmeti ey düşmanı muhammedi siz küfrani biz şükrani,siz bitaraf biz bitaraf!
(padişah)gök girsun kızıl çiksun!
kendi kılıcımda doğranayım yer gibi kertileyim,
toprak gibi savrulayım..."
günümüzün beyaz atlı prensi
edit: lan ne oldu amına koyım bu eksiler niye? ben beyaz arabalı prens değilim. benim aracım füme. füme arabalı ameleyim ben.
başını (bkz: iguana) çeker. sadece taze yeşillik verin ve o tatlı yiyişini izleyin. yalnız bi süre sonra iguana olmaktan çıkıp, ejderha sınıfına girer.
5 liralık lpg olsa neyse, bi 20-22 saniye falan sürer dolması fakat 5 liralık benzin almak pompacının parayı alıp "ulan üstüne biraz da ben mi eklesem ortak mı atsak?" diye düşünmesine neden olur. pompayı deponun deliğine koyduğu anda geri çekmesi gerekir. öğrencilikte yaşanması muhtemeldir. en azından her arabası olan öğrenci bir kere de olsa düşünmüştür.
emekliyse ve biraz teknolojiye sarmışsa kaçınılmazdır. "oğlum şu fesbuk neymiş öğret bakalım bi herkeste var geri kalmayalım milletten ehehehe" tarzı lanet bir cümle ile başlar, vay benim gurban olduğum bubam edasıyla bir şekilde öğretme aşkıyla devam eder. bi süre sonra öğrenir zor da olsa. ardından akrabalarla saçma geyik muhabbetlerine girer ve sıra size gelmiştir. profil resminizi güncellersiniz, altına komik olduğunu sandığı yorumlar yapar. cevap vermezseniz, diğer akrabalar tarafından "amına godumuna bak saygısıza heleee" tarzı ayıplamalara maruz kalırsınız. cevap verseniz... neyse bişey demiyorum.
ciddi ciddi söylediğinde, "ne diyorsun oğlum sen" diye sert bi çıkış yapıldığında birden işi şakaya vurup "saçımı ya üçe vurdurmayı düşünüyorum, ehe ne kadar safsın oğlum şaka yaptım kiii" tarzında bir tepki verir. asıl amacının ne olduğu bilinmez, siz de onun gibi bir tepki vermiş olsaydınız belki de saçını vurduracağını söylemeyecektir. dikkatli olmak lazım.
yapılan hatanın farkında olunup yine yapmaya devam edilen anlarda yada geçmişten pişmanlık duyulduğu anlardır. çoğu kişi için geçmişten pişmanlık duymaktır fakat benim gibi kafasını siktiklerim bile bile bazı mallıklara devam eder.
(#20996095)
ahmet şafak ve mustafa yıldızdoğan'ın epeyce bir şarkısını yazacağımız şarkılardır. temsilen ülkücü şarkıları olarak girilmiştir, alperenlerin, hiç bir gruba bağlı olmayan vatansever türk evlatlarının zevkle dinleyeceği şarkılardır. diğer vatansever arkadaşların katkılarıyla bu tarz popüler veya popüler olmayan ama güzel şarkılar kolayca bulunabilecektir.
allah düşmanıma yaşatmasın. yada yaşatsın çok acı bişey ama öldürecek kadar değil. bugün dikmen caddesi'nde arıza yapan aracımı yaklaşık 2 saat uğraşlar sonucu, başaramadım. pazar günü akşam saatlerinde usta bulamayacağımdan ittire ittire park ettim. arabamla vedalaşıp, bi dolmuşa binip evimin yolunu tuttum. dolmuşta kendimi adeta çırılçıplak hissediyordum. çaresiz... yada vazgeçtim allah düşmanımın başına vermesin çok acı lan. kim bilir ne yiyip ne içiyor şu an orada?
eski kasa mercedes'iniz varsa, (arkadan itişli olduğundan) kaçınılmaz olay. yanlamayla eş değerdir. lakin yanlama şahincilerle özdeşleşmiştir. bu yüzden bu eylemi istemeden yapanlar, "araba göt attı" tabirini kullanır.
babası zengin olan erkekleri seçen kızlara destek verenlerin, bu olayı tatlılık olan gören erkeklere de hak vermesi gerekmektedir. babası zengin olduğu için, kızının sırtı yere gelmeyecektir ve iç güveysi damat aklına gelen her işi deneyebilecektir. zira iflas ettiğinde kayın pederi kızına dayanamayıp, damadına yardım edecekir.
gerçek askerliği yapanların bir çoğunun yaşadığı olaydır. gerçek askerliği yani, askerliğini doğu'da yapanların yaşadığı... askerliğini istanbul'da yapıp, çarşı izninde taksim'de gezen ve "siz rahat uyuyun diye ben burada vatanı koruyorum" geyiğine istanbul'dan katılan askerlik adı altında bi koğuşta yatılı kalanların asla anlayamayacağı acı ve her akla geldiğinde dağ gibi adamı hüngür hüngür ağlatabilecek olaydır.
çakallıktır. ben ki arabamı satışa çıkarırken, güneş batımını bekleyip manzaralı bir yere gidip fotoğraf çeken bir satıcı... onlar ki arabanın sağ kapısı boyalı olduğu için sağ tarafı çekmeyip, her fotoğrafı soldan çeken sözde çakal, mallar...
farklı bir dizayn yaratmak istenmiş fakat başarısız olunmuştur. bu arada akp icraatı olmayabilir. zira herhangi bi zengin, izin alarak cami yaptırabilir.
ota boka faşistlik diyen, bitter çikolata sevmeyip beyaz çikolata yiyene bile faşist damgası yapıştıran sosyalist, anti emperyalist, kapitalizm karşıtı fakat mc donalds, starbucks'tan çıkmayan iphone sahibi halkların kardeş çocukları, özgürlük savaşçıları tarafından sevilmeyen insanlardır. bu tiplere inat, evet amına koyım faşistim diyebilenlerdir.
buruk sevinçtir.
"maymundan mı geliyoruz, maymuna mı gidiyoruz?" geyiğini yapmadan önce bi dinleyin. yüzümde çıkması gereken sakal götümde çıkıyor sanki amk. yüzüm baby face dediğiniz yüzden. yaşım 22. çıkmıyor oğlum ben ne yapayım? bende bi üretim hatası var sanki, döşüm, yüzüm falan kılsız götte kıldan kaybolursun amk. şimdi nerden biliyosun götüne mi baktın deme, sanki sen bakmadın. işin kötü tarafı bele de sıçramış bu ormanlık alandan bir kaç yüzlük ağaç(kıl) topluluğu. dedim kızlarla tatile gidicez, rezil olmayayım bi ağda yapayım şuraya. ilk kez bu bölgeye ağda yapıyordum. daha önce kolumun üst kısmına da yapmıştım orada da anlamsız bir kaç kıl çıkmaya başlamıştı.
evde tek başına olduğumdan, domalık pozisyonda aynaya bakarak ağda yapmaya başladım. her çekişimde bir pişmanlık duyuyordum. işlemim bitti, güzelce temizledim falan. bi bakayım nasıl oldu derken aha amına koyım bi gamze. böyle sırıtıyo. kızlar da seviyo ya beli gamzeli erkekleri, sevindim abazan abazan. ** götüm ve üstü, yüzümden daha sevimliydi artık... yüzümle götüm yer değiştirmiş demiştim ben işte.
şerefsizin önde gidenidir. türkiye'de yaşayan böyle bi kişi yoktur. amerika'da var mıdır bilemem.
sırf erbakan'ın siyasi gücünden korkarak, cemaatinin çıkarları uğruna hükumeti istifaya çağıran şerefsizdir. cemaatindeki araştırmadan yoksun, her şeye körü körüne inanan öğrencileri mısır darbesini lanetler. darbeden canı yanmasına rağmen, darbe komutanlarına düşman olup darbe destekleyicisinin çatısı altında toplanan zavallı öğrencileri vardır.
djliği, şarkıyı belli bi ritme oturtarak yayınlamak olarak algılarlar. şarkının başlangıcının yaklaşık 1.5 dakikalık kısmı "dıptıs taktıs" tarzında geçer. ondan sonra şarkı çalmaya başlar. tabi bahsettiklerim burak yeter gibi adamlar. dj onur veya diğer youtube djleri gibi programla dj olduğunu sananları saymıyorum bile.
iktidarı düşürmek için her yol mübahtır görüşünü benimsemiş cahildir kendileri. atatürk'ün "komünizm, türk dünyası'nın en büyük tehlikesidir. her görüldüğü yerde ezilmelidir." sözünü bilmiyordur veya "ay o yalan yaneee" tarzında çıkışları vardır. ata'nın nasıl bir devrim yaptığını, görüşünü gerçekten anlamış olsaydı; bu sözünü ne derece samimiyetle söylediğini anlamış olacaktı. ayrıca, bu kişi sırf iktidara muhalefet olmak için, lice'de teröristleri destekleyen zavallılardan hiç bir farkı yoktur.