hayatta tutunacak doğru düzgün tek bir dalı olmayan, zaten en başta tek başına bir birey olamamış, kendini oraya buraya, türklüğe, rusluga, fransızlığa yamamaya çalışan insanlarca hala utanmadan kategorize edilmeye çalışılan halk. bu arada elazığ zazasıyım, boyum 1.85, aklın, zekanın, mantığın etnisiteden etnisiteye değişmediğini, tamamen kişisel gelişime bağlı bir şey olduğunu idrak edebilecek kapasitedeyim çok şükür...*
bu arada hatırlatmaya gerek var mı bilmiyorum belki bilmeyenler vardır ama bdp genel başkanı selahattin demirtaşta elazığpalulu bir zazadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.*
gereksiz, donanımsız, bilgisiz, cin olmadan adam çarpmaya çalışan embesiller tarafından sahiplenilmeye çalışılan halk. hele bir de bunların "kürt değiller orası kesin, ama türk de değiller bak görüyo musun? ne kadar da objektifiz, demek ki yalan sölemiyoruz yaa..." havasında olanları vardır ki tadından yenmez. zazalığın z'sini bünyesinde barındırmayıp, aslında zaza olmayıp, bi nevi provakatör görevi üstlenip, zaza nosu çekenler ise direk numunelikler zaten...*
Bir zaza olarak, hatta sünni bir zaza olarak sölüyorum bunu(yukarda ben zazayım deyipte aslında öyle olmayan çoğu şaklaban sünni zazaların kendilerini türk olarak gördüğünü söylemiş... Yoksa din falan fistan çokta tın...) : Sapına kadar kürdüm, kürt olarak doğdum, kürt olarak öleceğim...
katlinin üzerinden tam tamına altı yıl geçen çocuk. ne ilkti ne de son oldu. üç dört tane oç tarafından kahpece öldürüldü. ama unutmayacağız, unutulmayacak... Daha öncekiler gibi...
Eskiden kendimin bir halt bildiğini sanıp kendi başıma buyruk idim.
sen geldin gonlüme gördüm ki yıldızlar o kadar da uzak değil imiş.
sanki gecenin karanlığındakı ay gibiydin semada,
anladım ki bizdeki aşk meğer aşk değilmiş...
yitik bir çiçeğe benzedi simam benim,
boynum büktüm kapında haddim bildim artık,
sanki bır toz misali uçuşurdu gönlüm,
meğer ki toz uçuşsa da bır kuş değil imiş...
kafalarda klasik bir işadımı tasviri vardır hani böyle şişman, göbekli, elinde viskisi, ağzında purosu, hulusi kentmen tarzı işte len anla... işte o tasviri, imajı yerle yeksan edendir bahsi geçen jartiyerli gay işadamı...
doğrusu "sözlükteki zamanını anket doldurarak geçiren yazar" olacaktı, ama malum karakter kısıtlaması. Asıl konuya gelecek olursak; sözlükteki yazarların belki de yüzde sekseni bu tanımlama dahilindedir. bilgi içerikli entry girmekten çok anket başlık doldurma konusunda birbirleriyle yarışmaktadırlar. tez zamanda sözlükten uçurulmaları elzem olup, bu uygulama sözlüğün yararına olacak kanaatindeyim...
duru istanbul türkçesi konuşan, nakış-dikişten anlayan, en az iki tane yabancı dil bilen, sevdiceğiyle kalamıştan kayıkla denize açılıp, mehtabı izlerken romantizmin doruklarında gezinen bahsi geçen hanfendinin gümbür gümbür osurarak ortamı bombalaması olayıdır. Hoş bir durum olduğu söylenemez tabi ki...
Genlerle ilişkilendirmek istemediğim yegane hadiselerden biridir göt olayı. neden? çünkü göt candır canandır. Dişi bünyelerde adeta "vucudun vitrini" vazifesini görür. Göt olayını şöyle yüzeysel bir biçimde ele alıcak olursak eğer, avrupai götlerde bulunan doymamış yağ oranı, türk kadınlarındaki götün doymuş yağ oranının beşte biri kadardır. burdan da şöyle bir çıkarıma varabiliriz: türk kadını koca götlüdür.