Şişlide bir güzellik merkezi. Burdan epilasyon için 1 yıllık paket satın alıp gitmiştim. Çok pişman oldum buraya para verdiğime, kullandıkları eski yöntemler ve eski makineler yüzünden kıllar dökülmediği gibi çektiğim acı da yanıma kar kaldı. insanları salak yerine koyuyolar akıllarınca. Parayı baştan alıyorlar ki sonradan cayamasın kimse diye.
bankamatik kartıyla para çekmeye hazırlanan ve sıradaki diğer kızlardan hiçbir üstünlüğü olmayan kızdır. *
ayrıca tahminlerime göre çektiği parayla kendisine yeni elbiseler alıp akşam evde parti verecek olan 1.65 boylarında koyu kahverengi saçları olan sevgi pıtırcığı kızdır.
sinan yaman adlı bir şahsiyet tarafından kurulmuş yarı insan yarı gurulardan oluşan bir topluluk akademisi. geleceğin gurularının eğitildiği yer, allah onları başımızdan eksik etmesin.
birçok yazar için kabus dolu günlerin başlangıcı demektir. seri eksi oy veren ibne kimi zaman başlığa sardırabileceği gibi çoğu zaman yazara sardırmaktadır. bu yüzden seri eksi oy veren ibnenin dikkatini çekmek demek iyi kötü bütün oyların ırzına geçilmesinin başlangıcı demektir.
eğer seri eksi oy veren ibnenin dikkatini çektiyseniz rahatlayın ve arkanıza yaslanın zira artık yapacak hiçbir şeyiniz yoktur. ibnemiz sizi ne zaman yazarken görse size dokunmadan rahat edemez, artık onun favori listesindesinizdir. bununla birlikte, bir seri eksi oy veren ibnenin dikkatini çekmekten daha kötü bir şey varsa o da iki seri eksi oy veren ibnenin dikkatini çekmektir.
kafasını kaldırıp şöyle bir etrafa bakan ibnemiz bir konuya entry girer ve girmesiyle eksilenmesi bir olur. sonra bir başka konuya entry girer hem de sadece bilgi içerikli, ve o da anında eksilenir ve bu böyle devam eder. o anda kafasına dank eder ki kendisi de bir ibnenin hedefi olmuştur. seri eksi oy vermeyen ve ibne olmayan insanların nasıl hissettiğini ibnenin anlaması açısından faydalı bir durumdur.
haksız olduğu durumlarda tartışırken asla ve asla güç kullanmayan hatta güçlü olduğunu bile belli etmeyen bir karakterdir. yanlışlıkla birinin herhangi bir malına zarar verse karşılığında verilen bedeli -ne kadar ağır olursa olsun- ödemeye her zaman hazırdır. karşısındakini ikna edemedikten sonra hiçbir şekilde güç kullanmaz. etik legaliteye her zaman önem verir.
kalitesiz polemik amaçlı entryler, değerlere saldırmalar, ünlü olma çabaları, ortamı çöp sözlüğe çevirmeler.. hatta bırakın desteği, haydi herkes seri eksi oy veren ibne olsun kampanyası. unutmadan, ibne olmak ön koşul değil..
televizyonlardaki saçma sapan yayınları izlemektense gündemi takip etmeyi tercih etmek. magazin odaklı programlar, haberler, yayınlar ve hatta magazin ve polemik odaklı* bir halk..
yıllar önce bir gün hoca dersin ödevini neden yapmadığımı sorgularken televizyon izleyip izlemediğimi sormuştu, ben de sadece haberleri izlediğimi söyledim. sadece haberleri seyrettiysen neden ödevi yapmadın diye bana çıkışacaktı ki ben cevap verdim, "ntv ve cnn turk ün haberlerini seyrettim hocam". *
gecenin bir yarısı yapacak hiçbir şey yokken çok güzel zaman geçirgecidir. o serinlikte balkonda sıcak çayınızı yudumlarken çöp arabasının ve belediye görevlilerinin hummalı ve bir o kadar da organize çalışmasıyla mahallenizi nasıl tertemiz hale getirdiğini seyretmek, tıpkı gece vakti kara bir çarşaf gibi olan denizin üzerindeki yakamozu seyretmek gibidir.
gün doğmadan gecenin süpürülüşünü, diğer günün hazırlanışını seyredersiniz. çöp arabasının gecenin huzur veren sessizliğini yırtma çabasını, tek başına sokakların hakimi gibi davranmasını..
seri eksi oy verme eylemini ilk olarak ortaya çıkarmış ve resmi ideolojiye sokmuş kişidir ama kim olduğu bilinmemektedir. kendisini ailecek severek takip ediyoruz. *
geçen kuruyemişten kola alırken aklıma geldi. küçükken karşılaştığımız, özellikle kolaların dahil olduğu promosyon olaylarına katılmadığını iddia eden sevgili bakkal ve kuruyemiş amcalar bunlar. diyelim ki aldığınız kolanın kapağından bedava çıktı, hemen koşup almak istiyorsunuz ama o da ne, sevgili bakkal bu promosyona katılmadığını söylüyor. ulan puşt niye satıyorsun o zaman bu promosyonun sahibi kolayı, madem vermeyeceksin satma o zaman.
veya aynı şekilde dondurma aldınız bedava çıktı, yine kuruyemişten bedavasını alamıyorsunuz. bir de bedava çıkan dondurmanın yerine daha düşük fiyatlı dondurma veren kuruyemişler vardı ki onlardan hiç bahsetmiyorum, uyanıklar ondan bile kar etmenin yolunu bulmuşlardı. karşısındaki de küçük çocukya anlamaz bir şey dimi. bu çakalları burada afişe etmekten büyük zevk duyuyorum.
not: bunu okuyup böyle yapan kuruyemiş ve bakkallar! hepiniz ipnesiniz olm..
seri eksi oy veren ibnelerin aksine iyi huylu olan insanlardır. eksi oy vermeyi sözlüğün evrimi açısından son derece elzem gördüğü için kullanmaktadır, başka hiçbir art niyet taşımamaktadır. ailecek ilgiyle takip ediyoruz. *
Neyse, gelelim asıl konumuza... Ülkü Ocakları'nı kimin ve niçin kapatmak istediğine... Yukarıda da izah etmeye çalıştığım gibi 1997 sürecinden beri Ülkü Ocakları çeşitli kereler maalesef, polisin "çete" operasyonlarına maruz kalmıştır. "Çete kurmak, tahsilat yapmak" gibi suçlardan yargılanmak, ülkücü hareket mensuplarının kabul edebileceği bir şey değildir. Bu tür operasyonlar gündeme geldiğinde, "Ocaklar niye denetlenmiyor? Devlet Bey neden bazı Ocaklarda ayyuka çıkan başıbozukluğa müdahale etmiyor?" sorularına cevap bulunamadı. Ancak, cevaplar bugün artık ortaya çıkmıştır. Her geçen gün "merkez partisi" hüviyetine getirilmeye çalışılan MHP'nin, Ülkü Ocakları gibi bir kuruluşa ihtiyacı yoktur. Milliyetçi, Türkçü karekterinden vazgeçen bir "merkez partisi"nin böyle Ülkü Ocakları gibi ideolojik örgütlenmesi olamaz. Dr. Devlet Bahçeli ilk fırsatta bunun gereğini yerine getirip Ülkü Ocakları'nı kapatacaktır. Dr. Devlet Bahçeli, yaşanan süreçte Ülkü Ocakları'nda ortaya çıkan olumsuzluklara bilerek müdahil olmayıp yaklaşık 10 yıl boyunca "şartların olgunlaşmasını" beklemiştir. Bu uzun bekleyiş neticesinde bir taşla iki kuş vurmanın hesabını yapmıştır. Ülkü Ocakları'nın suç ve çete kavramlarıyla anılmasına özellikle sessiz ve seyirci kalmıştır. Ülkü Ocakları'nı kapatmaya kalkacağında tabandan itiraz ve tepki yerine, "iyi ki kapattı. Bu Ocaklar partiye ve davaya zarar veriyordu" dedirtecek ortamın oluşmasını sağlamak için böyle bir yol izlemiştir.
Dr. Devlet Bey, bu operasyonu gerçekleştirirken sadece Ülkücü tabandan değil, toplumdan da "takdir" beklemenin planları içindedir. Bu icraatıyla toplayacağı takdirlerin partisinin "merkez"deki yeni yerini pekiştireceğinin hesabını yapmaktadır.
* * *
Dr. Devlet Bey, direksiyonuna oturduğu MHP otobüsü ile "siyasetin merkezine" doğru seyahatini sürdürüp yola devam etmekte. Son durağa gelindiğinde yolculardan kimse, "Bizi nereye getirdin yahu?" diye kızmasın. Çünkü Dr. Devlet Bey, yola çıktıktan sonra açıkça söylemese de nereye gittiğinin işaretlerini verip durdu. Bunları da bir başka yazımızda ele alırız. Ama işaretten mişaretten anlayan kim? "Dava bizim" deyip bu otobüse doluşanlar, kaptanın kafasına göre takıldığını henüz farketmiş değil...
eklenti: ya arkadaşım bak bakalım bir tane kişisel yorum içeriyor mu yazdıklarım. gündemden haberdar olalım diye başlık açıyoruz, okumadan etmeden ona bile saldırıyorsunuz yuh..
bugünkü hürriyet gazetesi haberi. aslında başlık tuğba özay'la alakalı idi ama sadece konuyla ilgili kısmı veriyorum.
baykal doğu gezisine çıkacak
seçim sonuçlarının nedenlerini araştırmak üzere çalışıyoruz. hem partide bir rapor hazırlanıyor, hem de dışardan bilim adamlarına bir araştırma yaptırılıyor. biz de hatalı ve eksik olduğumuz yönleri düzeltme çalışması yapacağız.
en kısa zamanda başta doğu ve güneydoğu olmak üzere genel başkanımızla bir tura çıkacağız. ama öyle teşkilatlara haber vererek ya da planlı toplantılar şeklinde değil. gidip sıradan vatandaşlar olarak kahvelerde oturup insanlarla sohbet edecek. bu konuda henüz genel başkanla henüz kesin bir planlama yapılmadı. henüz taslak halinde bir proje.
biz de yardım dağıtacağız
bundan sonra biz de akp ile aynı dille ve yöntemlerle görüşlerimizi savunacağız. kendimizi halkımıza varoşlarda çalışarak, eğitim vererek anlatacağız. gerekirse biz de yardım dağıtacağız. chp'de varoşlara gitmeyen yönetici olmayacak.
sırf oy için namaz kılma hamlesinden çok daha iyi olur. hem "annee bunlar halka kömür dağıttı" diye sızlanmanın bir faydası olmadığını da anlamışlar ki gerekirse yardım dağıtacağız demişlerdir.
ayrıca tavsiyelerimi de dinlemişler. (bkz: #2014468)
güdülenmiş gibi hareket eden, farkedilme kaygısını taa iliklerinin içinde hisseden pek sevgili ve çok saygın yazarlarımız için alternatif başlık bulmanın ne kadar büyük sevap getireceğini düşünen tarafımdan, büyük bir boşluğu doldurma gayesiyle açılmış başlıktır. ** (bkz: tanıma gel)
uzun süredir gözlemlediğim, üç beş kelimeyi uyumlu olarak yan yana getirme sonuna da modeli, tipi veya sorunsalı son eklerini ** koyarak bir başlık açma modasının alıp başını gitmesi sonucu böyle bir şeyin ne kadar elzem olduğunu farkettim.
hemen birkaç tane örnek vereyim de herkes rahatlasın.
yüz yıllar boyunca sözlü olarak dilden dile aktarılan törelerin yazılı olarak kitapçığının basılmasıdır. böylece 'bu yaptığım törede var mıdır yok mudur' sıkıntısından da sonsuza dek kurtulmuş olacaksınız. her bölgenin kendi yaşayışına uygun bir kitapçıktır.
kitapçıktır, böylece yanınızda kolaylıkla taşıyıp her yere beraberinizde götürebilirsiniz. aniden birine ceza kesmeniz gerektiğinde 'acaba töre ne diyormuş bu konu hakkında' diye açıp bakabilirsiniz, ölümse ölüm sakat bırakmaysa sakat bırakma artık töre ne diyorsa.
mesela namus olayları ne zaman cinayetle son bulmalıdır, düğün sünnet gibi sevinçli günlerde havaya ateş edilmeli midir, abiniz öldüğünde eşi boşta kalmasın diye sizinle evlenmesi uygun mudur? işte bunun gibi soruların cevaplarını bu kitapçıkta bulabileceksiniz.
bakın anlatayım. öncelikle iki adet dünyevi görüş seçersiniz. biri sizin savunmanız için diğeri de karşısında olmanız için. bu tür başlıklar genelde karşısında olduğunuz görüşü kötülemek için kullanılır.
biraz açalım. diyelim ki baş örtüsü takan veya mini etek giyen kızları kafaya takmış durumdasınız. hemen gidip türbanlı kızların sosyal hayatında onlara yakıştırılmayacak bir şeyle ilgili başlık açarsınız, mesela türbanlı kızların erkek arkadaşıyla gezmesi gibi. veya diyelim ki mini etekli kızları kafaya takmış durumdasınız, bu sefer başlık mini etekli kızların ahlaktan bahsetmesidir.
bir diğer çeşidi de henüz vuku bulmamış bir olayı gerçekleşmiş gibi başlık açmaktır. mesela x kişisinin şunu şunu yapması gibi. aslında ortada böyle bir olay yoktur fakat sanki olmuş gibi yorumlar havada uçuşur, tartışmalar çıkar.
sözlüğü belli bir yöne doğru manipüle etmek için çok güzel bir yöntemdir, çünkü kimse çıkıp "yahu birader böyle bir şey yok sen neden bahsediyosun" demez. zaten demenin de bir anlamı yoktur çünkü dese "biz de var demedik" diyecektir başlık sahibi. olayın etkinliği ve gücü de buradan gelmektedir çünkü kaynaklarınız sınırsızdır ve kimse sizi eleştiremez. istediğiniz konu hakkında istediğiniz başlığı açıp sözlük yazarlarının bilinçaltını etkileyebilirsiniz ve bir nevi propaganda yapabilirsiniz.
amaç sanal gündem * oluşturmak olabileceği gibi dikkat çekmek de olabilir. bu yöntemi kullanan insanlardan da bolca vardır, hiç aramadan bulabilirsiniz. nasıl mı? arkanıza yaslanın ve sol frame i izlemeye devam edin..
ülkemiz insanlarının ve en çok da sevgili öğrenci milletinin en karakteristik özelliklerinden biridir. son ana kadar bir şey yapamamak genlerimize işlemiştir sanki.
proje günü gelir çatar ama siz bütün çabalarınıza rağmen hala hiçbir şey üretememişsinizdir. ve muhtemelen de gece 12 yi geçmeden üretemeyeceksinizdir. sadece siz değil bütün arkadaşlarınız bu durumdadır. fakat ne olursa olur saat 12 yi geçtikten sonra arkadaşlarınızla msn de konuşmalarınız ve çözüm arayışlarınız sonuç verir ve bir anda proje iyi ya da kötü biter.
en son tahlillerime göre bu durum, milletimizin zorda kalınca beyninin çok daha hızlı çalıştığına işaret ediyor. bu ülkede yaşamak başka bir şey anlatmayla olmaz..
orijinal başlık: sözlükte yazar olduktan sonra dünyaya başka bir gözle bakmak. malum karakter engeli..
efendim günlük hayatta bir çok olayla karşılaşıp görmezden gelen sevgi pıtırcığı bünyenin sözlükte yazar olduktan sonra dünyaya değişik bir açıdan bakması durumudur. zira yazar olduktan sonra her olayı en ince ayrıntısına kadar görüp sözlükte başlık açarak sosyal tesbitin dibine vurmanın başka bir açıklaması olamaz değil mi?
düşünüyorum da daha önce dünyaya böyle bir gözle bakan var mıdır acaba diye. yok yok sanmıyorum mümkün değil. mesela ben hiç durup dururken travestiler ile diyaloglar nasıl olurdu diye hiç düşünmedim ya da türkiye de erkek olmak nasıl bir duygudur diye.
dipot: evet ben de sosyal tesbit yaptım farkındayım, sanırım sözlükte yazar olduktan sonra benim de dünyaya bakış açım değişti. *
efendim bin bir zorlukla kızın msn ini bulursunuz, eklersiniz ve kabul etmesini beklersiniz.
Bu bekleyiş birkaç dakika sürebileceği gibi haftalar da alabilir. hatta sonu gelmeyecek bir bekleyiş bile olabilir.
ve nihayet online olmuştur yani kabul etmiştir. işte işin en çetin kısmı bu dakikadan sonra başlar. kız açar açmaz msn ini nerden bulduğunuzu sorar.
tek yapmanız gereken kızın sizi engellemesini engelleyecek cevaplar vermektir. ecel terleri döktürür insana. bu olayı daha önce yaşamış olmak ve tecrübeli olmak büyük avantaj sağlayabilir.
- kimsin msn imi nerden buldun?
+ eeööğğ şey ben ben kem küm
- hadi janeem hadi naşş..
- kimsin msn imi nerden buldun?
+ bana bi forward mail gelmişti de
- eee
+ oradaki bütün msn leri ekledim belki tanıdıklardır diye
- bsg desem
+ peki kızma gidiyorum
- kimsin msn imi nerden buldun?
+ ben seni eklemedim sen mi beni ekledin
- !!??
+ inanmadın di mi, bana da pek inandırıcı gelmedi zaten..
üye sayısı hızla artan cemaat. maddi geliri yüksek olup buna göre bir hayat biçimi seçmiş insanlardır. imkanları yüksek olmasına rağmen çoğu bunun faydasını çok az kullanabilir, kimisi de bunun altında ezilip kendini komik duruma düşürür.
entelektüel açıdan sahip olamadıkları sosyal statüyü maddi olarak kazanabileceklerini sanırlar. özellikle belli markaları giyer ve bunun kendilerine bir artı kazandırdığını zannederler.
çoğu özentidir, kimlik bunalımı geçirmiş ve bir yere ait olamama hissi yaşamıştır. tikilik bir nevi bunun doğal sonucudur. zamanla bunu yaşam tarzı haline dönüştürmüşlerdir.
konuşurken ingilizce kelimeleri cümle içinde kullanmalarının da kendilerini kültürlü gösterdiğini sanırlar. yine birçoğunda estetik sıfır civarındadır, giydikleri şeyin yakışıp yakışmadığına değil marka olup olmadığına bakarlar.
antipolitiktirler, yonja gibi değişmez sanal mekanları vardır, kendilerine has msn konuşmaları vardır, harflerin çoğunu yutup z leri s yaparlar. tüketim kültürünün en sadık askerleridirler. babalarının parası bittiği an kocaman bir hiçe dönüşürler.
burak kut'un komple şarkısıyla somut bir kavram haline gelmiştir ve gün yüzüne çıkmıştır tikilik. hayatın amacını şaşırmış insanlardan oluşur. kıroluğun maddi olarak sınıf atlamış halidir.
son olarak hem popüler kültürü besleyen hem de ondan beslenen bir cemaat olmuşlardır. bir de kimsenin ben tikiyim dediğine rastlayamazsınız..
modem şifreniz ve kullanıcı adınızın ttnet tekiyle uyuşmaması durumunda ortaya çıkan durumdur. bir sayfaya girmeye çalışırsınız karşınıza önce bu yazı çıkar sonra da ttnet in konuyla ilgili bir sayfasına yönlendirilirsiniz..