böyle devam et, intihar yöntemlerini falan araştır. sakın yardım alma!
o kadar önemsediğin ne kadar saçma sapan insan varsa hepsini daha çok önemse.
kendinden de nefret et, sürekli herkes gibi olmaya çalış.
ha az daha unutuyordum, bir de yaşadığın her sorunun sorumlusunun, suçlusunun kendin olduğunu iyice benimse.
tebrikler, öldün. üstelik yürüyüp nefes almaya da devam edebilirsin..
ve bilmiyorum başka böyle düşünen başkaları var mı ama bir arkadaşım haşhaşlı çörek ve haşhaşlı revaniyi kafa yapabilir düşüncesiyle tatmak istememiş, bana torbacı muamelesi yapmıştı. kafa yapmıyor bu yiyecekler. evet.
bazı insanlar, birileri onlara sebepsiz yere gözlerini dikip bakınca önce "hayırdır ne bakıyon?" gibilerinden bir hareket yaparlar. karşıdan sırıtarak "hiç öylesine" mealine gelen omuz silkme hareketi ile karşılık alınca ellerinde olmadan kızarırlar.
arkadaş ya da bir kaç yaş küçük biri yaparsa pembeleşirler.
aynı cins büyük biri yaparsa kulakları da pembeleşir.
karşı cins büyük biri yaparsa kızarırlar.
hoşlanılan insan yaparsa boyundan yukarısı gözle görülür şekilde yanar. bakma süresi uzadıkça tütmeye başlarlar.
(burada ortamı terk etmek gerek)
sakin ama iyi bir hayat. yakın çevre magazininden uzak, kafa rahatlığıyla güzel işler yapmak. nasıl anlatsam? bazı kendini bilmez insanlar gelip artislenir ya "kimsin lan sen?" diye. işte kim olduğumu söyleyince ceketlerini iliklesinler istiyorum. ama yaptıklarımın bundan başka kayda değer de bir amacı olsun. bu, o hayallerin zevkli kısımlarından biri sadece.
bu hırs insanı boğar. en iyisi iyi bir hayat ve iyi insanlar diyelim.
3) artık mücadele edemeyip gururu şerefi bi kenara atıp herkes gibi olmak demektir. yağcılık yapmak, minimum emekle yüksek yerlere gelmeye çalışmak demektir.
inanıyorsan vardır, inanmıyorsan yoktur. ki bu çoğu zaman insanın davranışlarını değiştirmez. müslüman olup içki içen de vardır, ateiat olup ağzına sürmeyen de. eğer insanlar sevmedikleri için değil de haram olduğu için yapmasalardı bir şeyleri işid kafa kesmeyip gül dağıtıyor olurdu şimdi.
bir yola başlarsın. sonra önüne iki seçenek çıkar. birini seçersin. seçmediğin yolu, eğer seçmiş olsaydın yine önüne iki seçenek çıkacaktı... belki de üç. bu böyle gider.
bu yollar sonsuzdur. bu sonsuz sayıdaki kombinasyonlardaki yolların tümünün sonunu tanrı bilir. ancak hangi yola gireceğini sen seçersin.
karşıya geçmek için yolun başında durursun. bakmak da bakmamak da bir seçenektir. bakmazsan araba çarpar, ölürsün: bu kader alternatiflerinden biridir. bakıp geçersin yolun devam eder. bu da bir alternatiftir.
önümüzde milyonlarca son vardır. hangisini yaşayacağını sen seçersin.
kardeşle gerek imkanlar gereği gerek nedensiz yere aynı odayı kullanmaktır.
küçük kardeş için ilerde çok özlenecek günlerdir. benim açımdan ağabeyimle arkadaş olabilmeyi kazandırmıştır bana. (sonradan öğrenip şaşırdım: kardeşleriyle mesafeli olanlar da varmış.)
beyefendi bugün hala sürmekte olan
- geceleri radyo dinleme,
- uyumadan hemen önce susamış ol ya da olma su içme (bana getirtirdi suyu kendini acındıra acındıra, sonra hah böyle adam ol der gülerdi.),
-anne baba odaya girince nedensiz yere uyuyor numarası çekme,
- uyumadan önce "gece eve hırsız girerse" planları yapma,
- gece uyku kaçarsa diye yatağın altına küçük çaplı bir nevale deposu hazırlama,
- el feneri ile kendi kendine gölge oyunu oynama vb. davranışlar kazanmama vesile oldu.
önce kim yatağa gidecek diye yarışırdık, sonra babam gelir yatakların baş kısmına oturur, dua okuturdu bize. yarısında uyuyakalırdık. swh.
ve ders çalışırken her zaman hemen arka masamda soru sorabileceğim ve sıkıldığımda oyun oynayabileceğim biri vardı.
ne bileyim annem bu akşam bize iyi geceler deyip öpmedi diye üzüldüğüm, babam eve gelince ilk kim sarılacak diye koşuşturduğumuz günlerdi.
bazen ben büyüyemem diye düşünüyorum ama bir insanın özlediği günler diye bir şey varsa eğer, büyümüş oluyor sanırım.
her gece kulağımın dibinde turluyor. bi gözüm kapalı sinekliği alıp geliyorum. ve her zaman hemen yatağın yanındaki duvara konuyor. şap diye vurup yine bi gözüm kapalı sinekliği yerine bırakıp uyuyorum.
soru: ne var o duvarda da her yeni sinek benden bi kıt alıp o duvarın üzerinde intiharı bekliyor?
yaşam yolu dallanarak ilerler. tanrı bu yol kombinasyonlarının tümünün sonunu bilir. ancak hangi sona gideceğini, hangi dönemeçten döneceğini sen seçersin. yani kader bir tane değildir.
kazık yemezsiniz, kırılmazsınız, saçma sapan bir kara listeniz olmaz ve her zaman bir b planınız vardır. bu birileriyle beraber vakit geçirip eğlenmenize engel değildir. hem maddi hem manevi güvenmemek gerek