15 yaşında 2.29 çocuk desen değil adam desen değil bir garip yaratık. romanyalıdır. babası da 2.17 imiş. italyada top oynamayı öğreniyor. yürürken bacaklarını kırmazsa büyük adam olur.
avrupa basketbolunun hall of fame'i, ruslara göre basketbolun babası.
ASK Riga ile beş kez ligi kazandı, üç defa üst üste avrupa şampiyonu oldu. *
69 yılında cska'nın başına geçince iyice zıbıttı, 2 defa ulusal kupayı kazandı, 70'li yıllarda 9 defa lig şampiyonu oldu, 71'de avrupa şampiyonu oldu, bunun yanı sıra 70 ve 73'te final oynadı.
sovyetlerin milli takımda ise işi sapıklık derecesine getirdi. 67 ve 82'de dünya şampiyonu oldu, 88'de olimpiyat şampiyonu oldu, 6 defa avrupa şampiyonu oldu. *
kazandığı gümüş ve bronz madalyaları yazmaya üşendim kusura bakmayın ama böyle bir kariyer olmaz olsun. adam dünya basketbolunda fm oynamış bildiğin.
86 stuttgart'ta avrupa ve 91 tokyo'da dünya altın madalyasını, 87 roma'da dünya gümüş madalyasını kazanmış 400 metreci atlet.
asıl olayını ise 92 olimpiyatlarında yaşamıştır. 400 metre yarışının favorisi iken, koşu esnasında sakatlanmış, acı içerisinde yarışa devam etmeye çalışırken babası tribünlerden sahaya atlayıp yarışı bitirmesine yardım etmiştir. bu olaydan sonra kendisine sporu bırakmasını söyleyen doktora, britanya basketbol takımına seçilince imzalı fotoğrafını göndermiştir.
istanbul Üniversitesi Spor Birliği Kulübü ve Tabib Odasını'nın ortaklaşa düzenlediği basketbol turnuvasıdır.
turnuvaya Tıp, Dişhekimliği, Eczacılık, Veterinerlik, Sağlık Bilimleri ve Hemşirelik Fakülteleri ile Hemşirelik, Sağlık Meslek, Sağlık Hizmetleri Meslek ve Fizik Tedavi Rehabilitasyon Yüksek Okulları takımları, mezunları, öğretim elemanları ve personeli ile sağlık alanında çalışma yürüten kurumların çalışanlarının oluşturduğu takımlar katılabilirler.
ortak paydası ne olursa olsun her topluluk içinde mal bireyler illa ki olacaktır. sonuçta hepimiz insanız ve hiç birimiz kusursuz değiliz. bireyler olarak dahi kusursuz olamazken bu bireylerin oluşturacağı bir topluluk nasıl kusursuz olabilir ki. nasıl ki bir müslüman ya da bir hristiyan mal olabiliyorsa keza bir ateist de onlar gibi mal olabilir.
inancı her ne olursa olsun hiç bir kimse başkasının inançlarını aşağılamaz. ancak eleştiri hakkı ise bakidir. kutsal diye her hangi bir düşünce, inanç her ne olursa olsun eleştiriden muaf değildir. zira eleştiri özgür aklın eylemidir, düşüncedir. her insan da düşüncesini dile getirebilmekte özgürdür. mesele bu düşüncelerin dile getiriliş tarzıdır. insani vicdan süzgecinden geçirilmediği taktirde düşünceler ve eylemler can yakıcı olabilirler. gerçekler acıdır klişesinin arkasına saklanarak empati kurmadan lönk diye konuşmak insafsızlıktan öte değildir.
bir ateist olarak pek çok dindar arkadaşımla bu tür konularda defalarca konuştuk. değişen bir şey oldu mu, tabi ki hayır? müslüman gene müslüman, ateist gene ateist kaldı. zira önemli olan kendini ifade etmek idi. ve işin güzel tarafı her iki tarafta kelimeleri seçerek, sözlerini tartarak, karşı karafın düşüncelerine ve inançlarına saygı duyup hassasiyetlerini göz önünde tutarak kendini ifade edebildi.
fakat maalesef görünen şu ki, söz konusu hadise sanal ortama taşınınca, tanımadığın, bilmediğin insanların hassasiyetleri maalesef pek de umrumuzda olmuyor. empati yeteneğimizi neredeyse tümden kaybediyoruz. birbirimizi kör, odun olmakla suçluyor, kendi inandığımızın mutlak doğru olduğunu, karşıt tarafın ise tamami ile boş olduğunu ilan ediyoruz. karşımızdakininde bizler gibi insan olduğunu unutuyoruz, zira karşımızda biz konuşurken gözümüzün içerisine bakan bir birey yerine donuk bir ekran var.
bu hoşgörüsüzlük ve tahammülsüzlük bizlere hakaret etme hakkını veremez. bu her birimiz için geçerlidir. unutmamalıyız ki muhammed'i kabul etmek ile etmemek ile arasındaki sınır ne kadar belirgin ise hakaret etmek ve etmemek arasında ki sınır da keza o kadar belirgindir.
ortak paydası ne olursa olsun her topluluk içinde mal bireyler illa ki olacaktır. sonuçta hepimiz insanız ve hiç birimiz kusursuz değiliz. bireyler olarak dahi kusursuz olamazken bu bireylerin oluşturacağı bir topluluk nasıl kusursuz olabilir ki. nasıl ki bir müslüman ya da bir hristiyan mal olabiliyorsa keza bir ateist de onlar gibi mal olabilir.
inancı her ne olursa olsun hiç bir kimse başkasının inançlarını aşağılamaz. ancak eleştiri hakkı ise bakidir. kutsal diye her hangi bir düşünce, inanç her ne olursa olsun eleştiriden muaf değildir. zira eleştiri özgür aklın eylemidir, düşüncedir. her insan da düşüncesini dile getirebilmekte özgürdür. mesele bu düşüncelerin dile getiriliş tarzıdır. insani vicdan süzgecinden geçirilmediği taktirde düşünceler ve eylemler can yakıcı olabilirler. gerçekler acıdır klişesinin arkasına saklanarak empati kurmadan lönk diye konuşmak insafsızlıktan öte değildir.
bir ateist olarak pek çok dindar arkadaşımla bu tür konularda defalarca konuştuk. değişen bir şey oldu mu, tabi ki hayır? müslüman gene müslüman, ateist gene ateist kaldı. zira önemli olan kendini ifade etmek idi. ve işin güzel tarafı her iki tarafta kelimeleri seçerek, sözlerini tartarak, karşı karafın düşüncelerine ve inançlarına saygı duyup hassasiyetlerini göz önünde tutarak kendini ifade edebildi.
fakat maalesef görünen şu ki, söz konusu hadise sanal ortama taşınınca, tanımadığın, bilmediğin insanların hassasiyetleri maalesef pek de umrumuzda olmuyor. empati yeteneğimizi neredeyse tümden kaybediyoruz. birbirimizi kör, odun olmakla suçluyor, kendi inandığımızın mutlak doğru olduğunu, karşıt tarafın ise tamami ile boş olduğunu ilan ediyoruz. karşımızdakininde bizler gibi insan olduğunu unutuyoruz, zira karşımızda biz konuşurken gözümüzün içerisine bakan bir birey yerine donuk bir ekran var.
bu hoşgörüsüzlük ve tahammülsüzlük bizlere hakaret etme hakkını veremez. bu her birimiz için geçerlidir. unutmamalıyız ki muhammed'i kabul etmek ile etmemek ile arasındaki sınır ne kadar belirgin ise hakaret etmek ve etmemek arasında ki sınır da keza o kadar belirgindir.
2 Şubat 1938 Bursa Merinos Halı Fabrikası : Sümerbank Merinos Yünlü Sanayii Müessesesi'nin temeli 28 Kasım 1935 tarihinde atıldı. işletme, 2 Şubat 1938 tarihinde Atatürk tarafından işletmeye açıldı. Atatürk Merinos Fabrikası'nın şeref defterine şunları yazmıştır: 'Sümerbank Merinos Fabrikası pek kıymetli bir eser olarak milli sevinci artıracaktır. Bu eser yurdun, hususile bursa bölgesinin endüstri inkişafına ve büyük milli ihtiyacın giderilmesine yardım edecektir.'
sıcak havaların şukela eğlencesidir. abartılmadan iki tek atıldığında insanı kendisine getirir. abartıldığında ise feci şekilde maymun eder, alkole de rakıya da tövbe ettirir.*
türk siyasi tarihinde çok büyük bir lanete sahip bir tarihtir 14 mayıs 1950.
dönemin yobazlarının, saltanatçılarının, hilafetçilerinin, vahşi kapitalistlerin ve toprak ağalarının birleştiği ve en büyük ülküsü bu vatan üzerinde yaşan dili, dini, ırkı ne olursa olsun, bu vatan üzerinde yaşayan her bireyin modern ve güzel bir geleceğe sahip olmasını amaçlayan büyük türk devrimini yıkmak üzere proglanmış, sözüm ona, demokrat partinin ilk genel seçimi kazandıran tarihtir 14 mayıs 1950.
basketbolda, rakip savunma tarafından pek rahatsız edilemeden, yorulmadan atılan sayılardır. genelde iyi bir savunma sonrasında başlayan hızlı hücumla ya da rakip savunmanın pota altında bir oyuncuyu tutmayı unutması sonucu gerçekleşir.
Oral karsinom tanısı kesinleşmiş vakaların değerlendirilmesinde kullanılır. Bu sistem aracışılı ile tümöral kitlenin büyüklüğü, lokalizasyonu ve tedavi olasılıkları katogarize edilir.
sistemin adı, temel alınan terimlerin baş harflerin gelmektedir. T tümör, n lenf bezi nodülü, m ise metaztazı tanımlar.
t1, 0-2 cm büyülüğünde tümör,
t2, 2-4 cm büyüklüğünde tümör,
t3, 4 cmden daha büyük tümör manasına gelir.
n0, palpe edilebilir lenf nodülü bulunmadığını,
n1, tümöral kitle ile aynı tarafta* hareketli lenf nodülü bulunduğunu,
n2, tümöral kitle ile ters tarafta* veya çift taraflı* lenf nodülü bulunduğunu,
n3, hareketsiz, fikse olmuş lenf nodülü bulunduğunu gösterir.
m0, metastaz yolunu,
m1, uzak metaztazın olduğunu belirtir.
derecelendirmede, bu sonuçlar dörde ayrılır. ilk üç sonuç uzak bölgeye metaztas yapmayanları içerirken, dördüncü derece sadece uzak bölgeye metastaz yapanları içerir.
I. derece= t1n0m0, t2n0m0
II. derece= t1n1m0, t2n1m0
III. derece= t3n2m0, t3n3m0
IV. derece= m1
Deride, bir spatül yardımı ile yapılan kazıma işlemi sonrası, işlemin yapıldığı alanda papül oluşumuna neden olma durumudur. En basit örneği liken ruber planustur.
Deri veya mukozaya kuvvetlice bastırıldıktan sonra, bastırılan alan üzerinde hemorojik sıvı birikimi veya epitel-epidermis tabakasının soyulmasıdır. Bu durumda test pozitif olarak değerlendirilir. Pemfigus grubu hastalıklar ve aftöz hastalıklar en genel örneğidir.
