türkiye'de milli küme bir ulusal lig değildir. sadece istanbul ankara ve izmir takımlarının katıldığı özel bir turnuvadır. fenerbahçe, bu turnuvanın en başarılı takımı olabilir ancak bu başarı, ulusal lig ile bir tutulmamalıdır.
mesela trabzonspor'un kurucuları olan idmanocağı ve idmangücü 1920'li yıllarda kurulan kulüpler olmasına rağmen milli kümede mücadele etme şansları yoktu.
e o zaman böyle bir turnuvayı, neden türkiye'nin genelini kapsayan bir turnuva ile bir tutuyorsunuz ki. milli küme, "ulusal lig"e geçişin ilk aşamasıydı sadece.
küçücük kediyi sırf bencilce bir zevk için anasından arkadaşlarından ayırıp bir apartman dairesinde hapsediyorsunuz. yavrucağız da bunun özlemini sahibi ile gidermeye çalışıyor, ne yapsın.
bitti, güzel maç oldu. 2-1 kazandık. maçla ilgili bir şeye dikkat çekmek istiyorum.
trabzonspor'umuzun iki çok net penaltısı verilmedi. tam bir rezaletti. o pozisyonlardan sonra galatasarayın renklerinden biri olan kırmızı, sanki laciverdimsi bir hal aldı gibi geldi bana.
bunun dışında, maçtan önce birçok kişi trabzonspor'un yatacağını iddia ediyordu. aslında çok şey söylerdim de, bir şey demiyorum. siktirin gidin hadi.
halen daha birçok mecrada bazı şikeci kulüp taraftarlarının trabzonspor'un yatacağını iddia ettikleri maç. hatta bu iddialarını kuvvetlendirmek maksadıyla "her zamanki gibi" ifadesini de kullanıyorlar. ulan bu kadar da ezbere konuşulmaz ki ya. ne zaman olmuş olm bu olay ?!
gelin size üç farklı sezondan örnek vereyim.
2003-4 sezonu. fenerbahçe ile trabzonspor'un şampiyonluk yarışında olduğu bu sezonda bitime iki hafta kala ligte herhangi bir iddiası olmayan galatasaray, trabzonspor'u trabzonda 4-2 yeniyor ve bu maçtan sonra fenerbahçe şampiyonluğunu ilan ediyor.
2005-6 sezonunda fenerbahçe ile galatasaray şampiyonluk yarışında. ligin ikinci yarısı galatasaray, trabzonspor ile 1-1 berabere kalıyor. trabzonspor iki hafta sonra fenerbahçe'ye 3-2 kaybediyor. hatırlarsanız o sezon fenerbahçe son maçta denizli ile 1-1 berabere kalıp şampiyonluğu kaptırmıştı.
2011-12 sezonunda galatasaray ve fenerbahçe şampiyonluk yarışında. trabzonspor ligin bitimine birkaç hafta kala galatasaray ile oynuyor ve maç 1-1 bitiyor. o sezon süper final gibi sikindirik bir icat vardı. işte süper final maçlarında da trabzonspor, galatasaray ile arena'da 0-0 berabere kalarak fenerbahçe'nin şampiyonluk umudunu son maça kadıköye taşımasını sağlamıştı.
bunlar kadar belirleyici olmasa da, trabzonspor ile galatasaray, gs'nin şampiyon olduğu 2012-13 sezonunda ilk maçta berabere kalmışlardır. ikinci maçlarına zaten gs şampiyon olarak çıkmıştı. 12-13 sezonu, ts'nin küme düşme hattına yaklaşacak kadar kötü olduğu bir sezondu.
evladım kurtulun artık şu salakça düşünceden. ben bunca yıldır futbol izleyen bir trabzonspor taraftarı olarak, bir kere bile ts-gs maçlarının "hangi takıma puan lazımsa diğer takımın yatması" şeklinde olduğunu görmedim.
2010-11'den örnek veriyorlar. yahu o sezon galatasaray'ın ligte 16 mağlubiyeti vardı. derbi kazanamayan beşiktaş bile o sezon içerde dışarda yenmişti galatasaray'ı.
saha içinde formasını çıkartan emenike'ye, rakip takımın teknik direktörüne "orospu çocuğu" "fuck off" diyen emre'ye kart gösterilmeyen spor toto süper tiyatro ligi maçı. (bkz: hayırlı işler)
bu maçta bursaspor'u destekleyen biri olarak söylüyorum ki pozisyon bariz penaltıydı. hala değil diyenler var, o yüzden söyleme gereği duydum.
ve volkan şen'i de kınıyorum. son derece amatörce ve gereksiz bir hareket. resmen takımının iki puanını sikti attı.
bu maçta yapılan hakem hatası, melo'nun ikinci sarıdan veya doğrudan kırmızı görmemesidir. evet bu gerçek bir skandaldır işte.
bursaspor'un galatasaray'ı elinden kaçırdığı maçtır. şans, başka bir şey değil.
bu maçın hakkı bursa galibiyetiydi, kimse kendini kandırmasın. üç geyiklerin puan kaybetmesi beni çok mutlu eder, dilerim ki böyle maçlardan daha çok görürüz.
başlığında hala yatmaktan bahsedilen maç. trabzonspor maçlarını sahada kazanır veya kaybeder kardeşim, bu da böyle biline.
ve son olarak, hani yabancı biri bana gelip türk futbolunu sorsa aynen bunu söylerim. fenerbahçelinin biri gelip rakip takımların şike yaptığını iddia edebiliyor derim. hakikatten böyle bir şey türk futbolu.. sizin böyle bir şey iddia edecek yüzünüz yok ulan her şeyden önce.
yahu bokunuzu yiyeyim artık seçim sonuçlarını, koymak, sikmek, sokmak olarak yorumlamayalım. aşalım bunları. ben de solcuyum ama gördüğüm en itici kalıp bu.
mesela bu günden itibaren yeniden şekillenecek yunanistan-ab ilişkileri tartışılabilir. aşırı sol partinin bir avrupa ülkesinde iktidara gelmesi gibi kırk yılda bir gerçekleşecek olay ve bunun sonuçları, getirileri tartışılabilir. ne bileyim işte.
trabzonspor'un senelik 1,4 milyon euro'luk teklifle her konuda anlaştı fakat daha sonra menajerliğini yapan babasının beşiktaş'la görüşüp, trabzonspor'a beşiktaş'ın teklifinin daha iyi olduğunu söyledi. buradan sonra da trabzonspor transferden vazgeçti.
açıkçası çok merak ediyorum, beşiktaş'ın daha iyi olan teklifini.
anlaşılan, oyuncu trabzonspor'u, beşiktaş'tan daha iyi bir kontrat alabilmek için kullandı fakat amacına ulaşamadı.
iyi yanından bakmak lazım, senelik 2,5 milyon önermiş bizimkiler. belki de böylesi daha hayırlıdır.
edit: menajerliğini babası yapmıyormuş, menajeri başka biriymiş. şimdi fark ettim bunu da. o zaman babasının bu işin bu kadar içinde olması daha ilginç.
trabzonspor'un anlaştığı futbolcu. sanırım artık kendi transfer listemize güvenmediğimiz için üç büyüklerinkini kullanıyoruz. neyse, kendisini fm'den bilirim iyi topçudur. alman alt yapısı da var, daha ne olsun.
fransa'nın aşırı sağ ırkçı partisi ulusal cephe'nin lideridir. ben de az çok takip ediyorum, politika yapmaktan son derece aciz. ezberlediği birkaç cümlesinden başka hiç bir mantıklı işi yok.
yalnız, fransa'da son yaşanan olaylar ve dolayısıyla artan islamofobi, kendisine bayağı bir oy kazandıracak gibi görünüyor. gerçi başkanlık seçimlerine daha iki sene var ama gidişat bu. eğer bu olaylar devam ederse şu anki fransa cumhurbaşkanı olan sosyalist partili hollende'ye de halkın güveni azalacak.
kendisi idamın geri getirilmesinden bahsetti. muhtemelen 2017 seçimlerinde bir seçim vaadi olarak kullanacak bunu. partisinin avrupa birliği karşıtı olduğu zaten bilinen bir şeydi. eğer 2017 seçimlerinde cumhurbaşkanı seçilirse sanırım ab üyeliğini de iptal etmek için uğraşacak. avrupa birliğinin en önemli ülkelerinden birinin birlikten ayrılması oldukça kötü etkiler ab'yi.
öte yandan kendisinin başkan seçilmesi de, ülkedeki göçmenleri çok zor günlerin beklediğinin bir habercisi olabilir.
orta sahanın ortasında ve ön liberoda görev yapabilen 29 yaşındaki ekvadorlu oyuncu.
1 ocak 2015 tarihinde dinamo moskova ile olan sözleşmesi bitti, şu an bonservisi elinde. trabzonspor ilgileniyormuş fakat halen daha 8 yabancı kuralı yürürlükte. nasıl alırlar bilemiyorum.
safsatadır, palavradır. avrupadaki müslüman sayısının artmasının nedeni müslüman göçmenlerdir. ve ayrıca, malum müslümanlar biraz hızlı ürerler. gelecekte de göçlerin devam edeceği ve müslümanların da hızla üreyeceği düşünülürse evet bu sayı daha da artacaktır.
beş milyonunu istanbul'daki ilçe takımımıza hibe ederdim, sanırım ptt birinci lige çıkmak için yeterli olurdu.
otuz milyon lirasını trabzonspor'a verirdim. uefa ffp riskinden kurtulmak ve mali durumları bir nebze de olsa rahatlatmak açısından.
sosyal sorumluluk projeleri, yoksullar derken beş milyon da öyle gitse, kalan on milyon lirayla da bir sürü ev alıp kiralarıyla gül gibi geçinirim.
normal süresi higuain ve tevez'in karşılıklı golleriyle 1-1 bitti. uzatmalar da yine aynı şekilde higuain ve tevez'in karşılıklı golleriyle 2-2 bitti.
penaltı atışları şimdi başlıyor.
edit: napoli 6-5 kazandı penaltıları. şampiyon napoli.
