Evde peynir üretimi konusunda merakım sebebiyle yeni keşfettiğim bir derin kaynak. Peynir üretimi, tarihçesi, çeşitleriyle ilgili bir e-kitap yayınlamış. Evde peynir, pastırma, salam üretimi konusundaki deneyimlerini de bloglarında paylaşıyor. Asıl mesleği Yazılım Mühendisliği ve Avusturalya'da yaşıyormuş.
Yazılım Mühendisliğiyle ilgili sitesi - http://www.analystdeveloper.com
Evde et-süt ürünleri üretimi blogu - http://artizanpeynirci.blogspot.com
Kişisel blog - http://analystdeveloper.com/blogs/gurkan
Yazılarını pek beğenerek okuduğum ve çevreme okumaları için tavsiye ettiğim sinema yazarı. iÜ iletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. SiYAD üyesidir. Daha önceleri Klaket sinema dergisinde, Milliyet Sanat'ta ve Milliyet Gazetesi'nde sinema yazıları yazdı. Şimdilerde aylık sinema dergisi Cinedergi'nin Yazı işleri müdürlüğünü ve Gazeteport'un sinema sayfasının editörlüğünü yapıyor. Gerçi son bir aydır da Gazeteport'tan yazılarını göremez oldum. ismini hatırlayamadığım amatör bir tiyatro grudunda bir dönem amatör oyunculuk yapmışlığı var. Ayrıca birkaç çocuk kitabı yazmıştır.
1 Mayıs 2011 itibariyle yayın hayatına başlayacak olan barış, emek, özgürlük, dayanışma temelli olduğunu duyuran yeni bir kanal olacakmış. Bekliyoruz kendilerini.
Onca zamandır Adanalı olmama rağmen sadece Adana'nın Yolları Taştan türküsünden başka kayda değer bir türkümüz olmadığına inanırdım. Moğollar'ın yorumladığı Alageyik (Ben de Gittim Bir Geyiğin Avına) türküsünün Adana türkülerinden olduğunu öğrendikten ve Moğollar'ın yorumundan mest olduktan sonra daha bir övünür oldum Adanamla*
Baştan sona kadar can sıkıntısıyla "o kadar bekledik biraz daha bekleyeyim, belki akışı değişir" deyip izlediğimiz, ama onca eziyete rağmen ele avuca dokunur bir kurgu ve konunun çıkmadığı filmlerdir. Belki derinlerde bir yerlerde anlattığı birşeyler vardır fakat kurgusuyla, senaryosuyla, oyuncusuyla, yönetmeniyle bize o derinliği geçirtemez bir türlü. Ya da derdi gerçekten budur.
Genelde dingindir. Oyuncular uzun uzun trene bakar, ağır ağır hareket eder, sanki gerçek dünyada insanlar bu şekilde yaşarmış gibi. Evet yaşadığı olur ama bütün ömrü böyle geçmez. Film dediğin şey hayatın bir yansımasıysa eğer, insanın "yansıt o zaman" diye isyan edesi geliyor içinden.
i.Melih Gökçek'in ince ve derin sanat anlayışıyla Ankara Güvenpark'a çocuklara 23 Nisan hediyesi olarak yerleştirttiği kalın, kaba, kapkara ve içi hava-civa goril balonu. Bir nevi şehir merkezinde hayvanat bahçesi olarak tasarlanmış olabilir. Bu yüzdendir ki kafesten içeriye kabuklu yemiş atmayınız. Hiç değilse yolunuz düşerse yanınızdaki çocukları korkmaması için çevreden dolaştırınız.
Lefkoşa'nın önemli müzik gruplarından Bayrak Kuartet'ın 1969'da yeniden kurularak yeni ismiyle müzik hayatına devam eden KKTC'li müzik grubu. Grup elemanları Erdinç Gündüz, Aydın Kalfaoğlu, Ferahzat Gürsoy ve Raif Denktaş. Kıbrıs kültürünün halk türkülerini ve manilerini modernize ederek yorumladılar. Henüz edinemediğim ama kısa sürede edinmek için çaba göstereceğim Sıla 4 2009 isminde 40 yıllık müziklerini topladıkları bir albümleri var. (bkz: http://www.sila4.com) ve (bkz: http://www.erdincgunduz.com)
internet üzerinden yapılan online seminer. Online eğitim veren kuruluşlar ya da herhangi bir yazılım, ürün hakkında eğitim veren şirketler tarafından verilebilir.
Türkçe'de tam karşılığı olmamakla birlikte olası TDK yorumuyla çevriminar (çevrimiçi seminer) olarak kullanılabilir. *
TRT1'de 2004 yılında gece 01:00 - 02:00 arasında yayınlanan, her bölümü sinema uzunluğunda olan ve TRT1'de "Kandaki izler" adıyla gösterilen ingiliz yapımı psikolojik polisiye dizisi. Dizinin adı T.S. Eliot'un Four Quartets eserinden esinlenmiş.
Ekibin başındaki dedektif DCI Carol Jordan olayları çözmek için psikolog Dr. Tony Hill'den yardım alıyor. Sanırım şimdi o kadın dedektifin yerinde başka bir kadın dedektif var.
Birileri yeniden yayınlasa da misler gibi izlesek dediğim bir dizidir.
Bir filmde bir konu 100-120 dakikada anlatılırken, aynı konu bu tür dizilerde 10 sezona yayılabilir. Brezilya dizileri bu alanda birer başyapıttır. Parayla beslenen Türk yapımcılar da bu sektörde birinciliğe oynamaktadır. Bu sebeple Türkiye'de ciddi içeriğe sahip olması gereken diziler ancak komiklik ve salaklık yaparak kendileri var ederler.
(bkz: tirt diziler)
Giuseppe Tornatore'nin yönettiği, Marcello Mastroianni'nin oynadığı başyapıt olduğunu düşündüğüm bir film (Everybody's Fine / Herkesin Keyfi Yerinde). Müziğini birçok bilinen başyapıt müziklerini de yapan Ennio Morricone yapmış.
içinde işlenen tüm özgün sahnelerde geçmiş/gelecek, iyi/kötü, doğa/insan yalan/doğru kavramlarını sorguluyor.
1. Platonik: Şehvetle başlar, azapla devam eder.
2. Şehvetli: Dilin ulaşmadığı yer kalmaz.
3. Örtülü: Giyisilerin çıkarılmadan, giysinin delinerek yapılanı.
4. Kasvetli: Bu aşk olmasa gerek.
5. Nazenin: Cilve... Cilve... Nereye kadar?
6. Çıtkırıldım: Çıt desen ortada bir şey kalmayacak.
7. Mantıklı: Bir artı biri toplarsın, sonra bir daha eklersin, ömür sonunda kalanları düşersin.
8. Şiirli: Şiirle başlar, mahkemeye dilekçeyle sona erer.
9. Görücü: Ben yapamadım ana, sen yap bana.
10. Çoktan seçmeli: Onu da istiyom, bunu da, şunu da... Bi de berikini...
ilk fasikülünün çıktığı zamanlarda hevesle başlanıp, birkaç ay geçtikten sonra hevesin bir türlü devam edemediği, sabırtaşı olmayı gerektiren ansiklopedik kaynak *.
Apollo ve Athena'ya ibadet edildiği rivayet edilen, Antik Yunan'da önemli bir dini merkez. Yunanistan'da Parnasos Dağı'nın güneybatısında bulunan arkeolojik bir alan ve modern bir kasaba.