birbirleri ile rekabetleri 2007 yılına kadar dayanan iki düşman boksörün reytingleri altüst edecek, büyük merakla beklenen maçı. yoruma başlamadan önce 2007 yılında rekabetin fitilini ateşleyen sparring ’den bahsetmeden olmaz. kariyerinin en parlak döneminin arefesindeki David Haye o zamanlar amatör bir boksör olan Tony Bellew (ve David Price) ile antreman maçı yaptığında tony bellew kendisini bayağı zor durumlara sokar ve bu olay Bomber ’i fazlasıyla cesaretlendirir ve belki de bu hafta sonundaki maçın altyapısını oluşturmuş olur.
Son olarak Bellew’in 15 Ekim’de unvanını ilk kez koruduğu maçın ardından David Haye’e biraz da küfürle karışık meydan okuması ile bu derbi kaçınılmaz bir hal aldı.
ardından da ilk maç toplantısında beklenen oldu ve taraflar birbirine girdi.
öncesinde yaşananlar belki de şimdiden maçın önüne şimdiden geçmiş olsa da teknik ve taktik içinde kalarak bu büyük mücadeleyi yorumlamaya çalışacağım.
david haye; önemli bir geçmişi olan (28-2-0, 26KO), yarı ağır sıklette (cruiserweight) bir dönem 3 kemere birden sahip olmuş ve ardından çıktığı ağır sıklette de efsane nikolay valuev i yenerek dünya şampiyonu olmuş elit bir boksördür. Halen tüm otoriteler tarafından ağır sıkletin en iyi birkaç boksöründen biri olarak gösterilir.
tony bellew ise (28-2-1, 18KO); hafif ağır sıklette başladığı kariyerinde unvan maçlarına çıksa da kazanamamış ve Adonis Stevenson mağlubiyetinin ardından yarı ağır sıklete çıkmış ve bu sıklette çıktığı 8 maçı da kazanarak, WBC unvanının şimdiki sahibi durumuna gelmiştir. Fakat hiçbir zaman şampiyon olduğu cruiserweight sıkletinin bile en elit boksörlerinden biri olarak gösterilmemiştir
Bu genel bilgilere, maçın Haye’in sıkletinde yapılacağını da eklersek aslında favorinin kim olduğunu söylemek pek zor değil ve dünya boks kamuoyu ortak bir şekilde Hayemaker in kazanacağından neredeyse emin. Tony Bellew kazanırsa son yılların en büyük sürprizlerinden birini yapmış olacağı da çok açık.
Kafa karıştırıcı tek nokta; Haye’in verdiği 3 yıllık ara ile beraber uzun zamandır üst düzey maça çıkmamış ve kariyerinin en iyi yılları olan 2007-2011 yıllarının geride kalmış olması. Buna karşın T.Bellew kariyerinin en iyi döneminde. Dolayısı ile Bomber açısından, Haye ile karşılaşmak için olabilecek en iyi zamanlama şu an ve eski Haye’e karşı şansı olmadığını kendisinin de bildiğinden eminim.Ayrıca Bellew; (191 cm boy, 188 cm uzanma) her ne kadar üst sıklete çıkacak olsa da Haye (191 cm boy, 198 cm uzanma) ile aynı boyutlarda olması sebebi ile sorun yaşayacağını düşünmüyor.
Ben ise bu konuda tam tersini düşünüyorum;
T.Bellew; kariyeri boyunca hareketli olan ve yumruklardan iyi kaçabilen bir boksör olmadı. Son maçlarına göre en az 5-10 kg. arası daha ağır şekilde maça çıkacağı için defoları iyice ortaya çıkacaktır. Fakat bunun yanında en iyi yanı olan güçlü yumrukları daha da yıkıcı olabilir. Bunlar dışındaki en büyük avantajı hırsı, azmi ve iyi olan kondisyonu.
Buna karşın Haye aslında bu maçı Bellew kadar ölüm kalım savaşı olarak görmüyor. Onun için ağır sıklette çıkacağı bir unvan maçı öncesi (muhtemelen Anthony Joshua) iyi bir deneme, yeniden kendini boks dünyasına hatırlatma, para ve pazarlama maçı. T.Bellew’e karşı her alanda üstün denebilir, daha hareketli, çabuk, yumruklarını çok hızlı ve ani çıkarıyor, daha atletik ve yumrukları her şartta daha güçlü. Uzanma mesafesi avantajına da sahip.
Ben özellikle Bellew’in maça özellikle Haye’den ani yumruk/kontra yememek için çok çekimser başlayacağını, kondüsyonuna güvenerek mümkün olduğunca maçı uzatmaya çalışacağını düşünüyorum. Haye ise erken ve sükseli bir nakavt için yüklenecek, sürekli girip çıkarak Bellew’i tüketmeye çalışacaktır. Tahmini her ne kadar zor olsa da maçın nakavtla biteceğini ve Bellew’in yedinci raundu göremeyeceğini düşünüyorum.
Ağırsıkletin 2016 yılı kabus gibi geçti dense herhalde yanlış olmaz. Geleneksel olarak “profesyonel boksun yarısı” denen ağırsıklet bırakın diğer 16 sıkletin toplamı kadar olmayı; 2016 yılında yaşananlar sıkletin yıllardır süperstar üretememe problemine eklenince popülerlikte bazı sıkletlerin gerisine bile düştü. Bu yıl ağır sıklette gerçekleşmeyen maçlar, doping skandalları, güçsüz rakip seçen şampiyonlar ve birbirleri ile maç yapmamak için köşe kapmaca oynayan boksörler (ve onları yönlendiren promotörler) ile hatırlanacak. Bunlara ek olarak seneye Wladimir Klitschko galibiyeti ve 3 kemerle giren Tyson Fury ’nin mental ve fiziksel sorunları sebebiyle bir türlü maça çıkacak duruma gelmemesi, akabinde kanında uyuşturucu çıkması sebebi ile rövanş maçının gerçekleşmemesi kemer maçlarına büyük sekte vurdu, adeta sıkleti paralize etti, sene sonuna tüm kemerleri elinden alınmış devrik bir şampiyon olarak girdi Fury.
Peki 2016 herkes için mi kötü geçti? Tabii ki hayır!!! Ağır sıklette 2016’nın kazananı kesinlikle ingilizlerin altın çocuğu Anthony Joshua idi. 2012'nin olimpiyat şampiyonunun zirveye çıktığı yıl oldu 2016 ! ilk önce 2015 yılı sonunda ezeli rakibi ve amatörde yenilmiş olduğu Dillian Whyte ’ı yendi, T.Fury’den boşalan IBF kemerini Charles Martin ’i 2.rauntta spekteküler bir şekilde nakavtlayarak ele geçirdi ve ardından da 2 kez unvanını korudu.
Sadece artık kemeri olan bir şampiyon durumuna geldiği için değil; yaşı, gücü ve çalışma azmi ile ağır sıkleti gelecekte domine edebileceğini öngörmek çok da zor değil. Yapmaya başladığı büyük reklam anlaşmaları ve Showtime kanalı ile ABD pazarına girmesi ile bu sıkletin geleceği olacağı düşünülüyor. Şu anda 18 maçta 18 KO ile mükemmel bir istatistiğe sahip ve hakkındaki tek çekince çok ciddi bir rakip tarafından test edilmemiş olması ki o teste de olabilecek en ciddi rakibe karşı 2017 Nisan ayı içinde girecek!
2016 yılı AJ dışında bir şampiyon daha çıkardı. Daha doğrusu Fury’nin kemerlerinden bir diğerine Yeni Zelenda’lı görece az tanınan Joseph Parker kondu. Kendisi aslında Joshua için zorunlu rakip konumunu da kazanmıştı fakat boşa çıkan WBO kemeri için Meksika’lı Andy Ruiz ile maça çıkmak tabii ki daha mantıklı olandı ve Parker da A.Ruiz’i 12 raunt sonunda çok yakın geçen bir maçla yenip WBO kemerinin yeni sahibi oldu. Her ne kadar henüz seviyesi tartışılsa da henüz 25 yaşına girmeden 22-0’lık bir derece ile bu ünvana ulaşması ve yıl içinde 5’te 5 yapması ile yılın saygı duyulan performanslarından birine imza attı.
Yıla kemerle girip kemerle bitiren sadece WBC şampiyonu Deontay Wilder oldu. Onun için klasik haline gelen düşük profilli rakip seçmeye devam etti ve 2 kez unvan korudu. Povetkin’de çıkan doping sebebi ile kariyerinin en zor maçına çıkmaktan da kurtulmuş oldu. Bakalım ciddi bir rakiple 2017 içinde dövüşecek mi?
2016 yılının diğer başarılı isimleri; AJ mağlubiyeti sonrası 4’de 4 ile kimsenin beklemediği bir geri dönüş yapan Body Snatcher Dillian Whyte(Derek Chisorakarşılaşması yılın en iyi ağırsıklet maçıydı), rakip bulmakta zorlansa da WBA ‘de 1., WBC ‘de 3. Sıraya yükselen King Kong Luiz Ortiz, düşük profilli olsa da 2 maçla geri dönüş yapan David Haye, unvan maçında Parker’e kaybetmesine rağmen beğenilen Andy Ruiz, rakip seçimi sorgulansa ve büyük paralı bir maç kovalasa da halen kariyerinde sadece Klitschko mağlubiyeti bulunan Kubrat Pulev, maçlarına 130 kg. civarında çıkan fakat balyoz gibi vuran Big Baby Jarrell Miller idi.
Yılın en büyük skandallarına ise maalesef favori boksörüm Alexander Povetkin imza atmış oldu. WBC kemeri için Deontay Wilder ‘ın zorunlu rakibi konumunda idi ve Mayıs ayında Moskova’da karşılaşacaklar, adeta Rocky4 filmi hayat bulacaktı. Söz konusu maç yılın en merakla beklenen ağırsıklet mücadelesi idi ve özellikle zayıf rakiplerle dövüştüğü için eleştirilen Wilder ‘ın üst düzey bir boksöre karşı ne yapacağı merak konusu idi. Fakat maalesef maça bir hafta kala Povetkin ‘in VADA tarafından yapılan kan testinde çıkan meldonium maddesi maçın iptalini sağladı ve bu olay yılın boks dünyasındaki en büyük fiyaskosu olarak akıllarda kaldı. Maç ardından tarafların birbirlerine karşı yaptıkları ağır suçlamalar ve WBC nin soruşturmayı bitirememesi de gündemi çok uzun süre meşgul etti ve Povetkin’e ceza verilmesine gerek duyulmadı ve Wilder’ın da Arreola maçında sakatlanması sebebi ile ortaya çıkan geçici kemer maçı için de Povetkin – Stiverne maçı Aralık ayının 17’sine ayarlandı. Yine Rusya’da gerçekleştirilecek maçtan bu sefer sadece 1 gün önce Povetkin’in kanında yine dopinge rastlandı. Bu sefer skandal başka bir hal aldı; WBC maçın statüsünü iptal etti, Stiverne maça çıkmayacağını bildirip, ilk uçakla ABD’ye döndü ve WBC ‘nin bir diğer önemli boksörü Johann Duhaupasapar topar maça çıkarıldı. Pove tabii maçı sert bir nakavtla 6. Rauntta kazandı fakat bu maçın yapılması bile ciddi şekilde eleştirildi.
Ülkemiz adına ağır sıkletteki önemli gelişmeler 2016 olimpiyatlarına henüz ilk turda veda eden Ali Eren Demirezen ’in Türkiye bayrağı altında profesyonel boksa geçiş yapması ve ilk iki maçını kazanması idi. Ayrıca Almanya adına dövüşen Türk asıllı boksör Ağıt Kabayelnamağlup bir şekilde 15. Galibiyetine ulaştı ve seviye maçı niteliğindeki karşılaşmada C.Lewandowski’yi nakavtla geçti. Bir diğer Türk asıllı Alman boksör Erkan Teper ise C.Hammer’a kaybederek belki de bir kemer maçı şansını kaybetmiş oldu.
2017 yılına girerken takvimdeki önemli ağır sıklet maçları ise şu şekilde;
04.022017; Ağıt Kabayel vs. Mariusz Wach
25.02.2017; Deontay Wilder vs. Andrzej Wawrzyk, WBC unvan maçı
25.02.2017; Artur Szpilka vs. Dominic Breazeale
04.03.2017; Tonny Bellew vs. David Haye
29.04.2017; Anthony Joshua vs. Wladimir Klitschko, IBF, WBA Süper, IBO unvan birleştirme maçı
profesyonel kariyerine 2014 yılında başlayan fakat o yıl sadece 1 maç yapan, 2015'de ahmet öner ile çalışmaya başlamasının ardından maç sıklığını arttıran ve 2016 yılında hafif ağır sıkletten süper orta sıklete düşüp bu sıklette yaptığı 3 maçı da kazanarak 13-0-0(8 KO)'lık kusursuz bir istatistiğe sahip avni yıldırım ın kariyerinin adeta dönüm noktası olan maçtır. avni; şu anda wbc de 4; ibfde ise 10 numarada ve avni'nin mu maçı da kazanması durumunda 2017 veya 2018 başlarında içinde bir unvan maçı veya unvan maçı elemesine çıkacağını öngörmek zor değil. şu an profesyonel arenada türk boksunun tartışmasız en önemli maçıdır. maç ntvspordan naklen yayınlanacak ve münih'te gerçekleşecektir. bu dövüş aynı zamanda avni'nin hafif ağır sıklette almış wbc international silver kemeri için yapılacak.
rakip schiller hyppolite için de kariyerinin en önemli maçı olduğunu söylemek yanlış olmaz, her ne kadar 21-1-0 (14 KO) gibi bir geçmişe sahip olsa da rakiplerinden sadece Francy Ntetu ve Norbert Nemesapati nin kayda değer boksörler olduğunu düşünüyorum. Zaten mağlubiyetini kariyerinin başlarında Ntetu'dan almış idi; sd ile. S.Hyppolite; avni'nin 65 rauntuna karşı 109 raunt dövüşmüş bir boksör ve 5 yıldır pro arenada, dolayısıyla daha tecrübeli. Bir dönem avni gibi schiller de hafif ağır sıklette dövüşmüş idi ve schiller; avni'den 3 cm. daha uzun; 183 cm boyunda.
maç analizi yapacak olursak;
iki boksörün stilleri ise birbirinden taban tabana zıtı;
* rakip uzak avni yakın dövüşüyor,
*schiller kontracı bir boksör iken avni; presli ve sadırgan
* avni çenesine çok güveniyor, sağlam bir çenesi var; schiller'in pek değil
*rakibin yumrukları çok hızlı, avni daha yavaş yumruk çıkartıyor
*rakibin yumrukları görece daha güçsüz
*schiller daha hareketli ve hızlı; avni ise daha sabit dövüşüyor, genelde rakibe direk gidip baskı kuruyor, ringi çok gezmiyor
ayrıca schiller hiç 12 raunt dövüşmemiş, avni dövüştü ve kondüsyon sıkıntısı yaşamıyor.
maçtan sonra daha detaylı analizler yaparız, fakat ben avni'nin maçı bir şekilde kazanacağını düşünüyorum. tahminim 7-10. rauntlar arası nakavt ile avni'nin alacağıdır. hakem kararına kalmasının avni için riskli olabileceğini de belirteyim çünkü avni savunma eksiklikleri sebebi ile çok yumruk alabiliyor ve pres yapamaz ise geriye düşebilir, hiç bu seviyede bir boksör ile dövüşmedi, unutulmamalı.
schiller'in darnell boone maçında yaşanan ilginç double knockdown'u da izlemenizi öneririm.
1983 doğumlu; rus vatandaşı, hafif ağır sıkletin (bkz: light heavyweight) an itibari ile 3 kemerli ve en önemli boksörüdür. 183 cm boya ve 184 cm'lik uzanma mesafesine sahiptir. 2013 yılında ingiliz namağlup boksör nathan celeverly 'i yenerek 23. maçında WBOkemerini kazanarak dünya şampiyonu sıfatını kazanmış ve o günden bu yana yapmış olduğu 8 unvan ve şampiyonluk maçını da kazanarak (7'si nakavt ile) harika bir istatistiğe ulaşmıştır. bu 8 maç içinde eski ünlü şampiyon bernard hopkinsile yaptığı unification maçının ardından da ibf ve wba kemerlerine ulaşmıştır. şu anda profesyonel boksta 3 kemer sahibi iki boksörden biridir; diğeri (bkz: gennady golovkin) fakat undisputed şampiyon olması için gereken wbckemeri için adonis stevenson ile dövüşü çeşitli sebeplerle ayarlanamadığından şu anda bu ünvana ulaşması pek mümkün görünmemektedir.
26 yaşında geçtiği profesyonel boksta yaptığı 30 maçın 29'unu kazanmış, 1 maçı beraberlikle bitmiştir ve kazandığı maçlarda %87'lik bir nakavt oranı ile sıkletindeki hakimiyetini perçinlemiştir. amatör kariyerini uzun tutmasa çok daha tanınan bir boksör olabileceği hep söylenir fakat o amatörde geçirdiği yılların tekniğine kattıkları da azımsanamaz. boks tekniği anlamındaki en önemli özelliği, sıkletinin çok üstündeki yumruk gücü ve bu yumrukları atış sıklığıdır. şu ana kadar 5 dünya şampiyonu ile karşılaşmış ve hepsini yenmeyi başarmış ve 3 yenilgisiz boksörün de namağlup ünvanlarını sökmüştür.
kovalev bu parlak kariyeri içinde boks tarihine geçen üzücü bir olay da yaşamıştır. 5 aralık 2011'de rusya'da roman simakov ile yaptığı maçta rakibini nakavt etmiş fakat simakov bu maçta aldığı darbelerden ötürü 3 gün komada kalıp vefat etmiştir. bu olay ardından boksu bırakma kararı alan kovalev; simakov'un kendi ailesinin desteği ile boksa devam etmiş ve o günden sonra da kemerlere ambargo koymaya başlamıştır.
önümüzdeki hafta 11 temmuz'da yine rusya'da kariyerinin 8. unvan koruma maçında isaac chilemba ile karşılaşacak olup eğer bu maçı kazanırsa eski süper orta sıklet şampiyonu, yenilgisiz andre ward ile bu yılın en büyük maçına çıkacaktır.
ingilizlerin ağır sıkletteki altın çocuğu anthony joshua nın (#32000161) 9 nisan 2016'da charles martini adeta parçalayarak 2.roundda kazandığı ibfkemerini abd'li yenilgisiz boksör trouble lakaplı dominic breazealeye karşı savunacağı maçtır. maç joshua'nın evi londra o2 arenada yapılacak ve ntvspor tarafından naklen yayınlanacaktır.
daha önce bu iki boksörün yolu amatör yıllarında kesişmiş, karşılaşmamış olsalar dahi 2012 londra olimpiyatlarında süper ağır sıklette anthony joshua şampiyon olurken, dominic breazeale ise çeyrek finale çıkabilmişti.
ibf sıralamasında 9. sırada bulunan breazeale şu ana kadar 17 maçında da kazanmayı başardı ve %88'lik bir nakavt oranına sahip. fakat kendisi 30 yaşına gelmiş ve yaptığı 17 maçta amir mansour ve fred kassidışında ciddi bir rakiple dövüşmemiş durumda ki bu iki boksör de dominic ile maça çıktıklarında kariyerlerinin en iyi dönemlerinde değillerdi.
bu nedenle her ne kadar iki boksörün ortak özellikleri; namağlup olmaları ve kazandıkları maçlardaki yüksek nakavt oranları olsa da joshua; gary cornish , dillian whyte, denis bakhtov, kevin johnson, charles martinnin de içlerinde olduğu daha iyi boksörlerle dövüşmüş ve 16 maçının hepsini nakavtla ve sadece 34 round içinde bitirmiş halde. buna karşın; breazeale'nin 57 round ringde kalması gerekti rakiplerini yenmek için.
maçın psikolojik ve taktiksel yanına bakacak olursak; joshua'nın şu ana kadar hep kemer kovalayan taraf olmaktan dolayı saldırgan dövüştüğünü biliyoruz. genelde boksörler kemeri aldıktan sonra biraz defansifleşirler ve savunma pozisyonuna geçerler. joshua ilk kez bu durumda iken dövüşecek hayatında, bu nedenle onun için önemli bir sınav olacak. eğer savunma psikolojisine girmez ise; seyircisi önünde erken bir nakavt ile maçı bitirebileceğini düşünüyorum. buna karşın trouble breazeale mümkün olduğunca roundları uzatmak ve kontra yumruk bulmak için kendisine şans yaratmaya çalışacaktır. ayrıca her ne kadar yakın uzanma mesafelerine sahip olsa da joshua'yı kendisine yaklaştırmamaya çalışmalı.
neticede; aj'nin kendi evindeki ilk kemer savunma müsabakasında bir sürprize izin vermeyeceğini ve trouble ın seviyesini de düşünerek onun için çok büyük bir sorun oluşturamayacağını düşünüyorum. ilk 5 rauntta bir nakavt şaşırtıcı olmayacaktır.
bu maçın ardından da diğer kemerleri toplamak için unification maçlarını hedefine alacaktır.
yumruk gücünden dolayı bomber lakabı ile anılan, 2002 de amatör boks kariyerine başlayıp 2007 de profesyonel olmuş, ingilizlerin an itibari ile en önemli boksörlerindendir. 2014 yılına kadar hafif ağır sıklette dövüşmüş ardından yarı ağır sıklete geçmiştir. bir kez hafif ağır sıklette bir kez de yarı ağır sıklette olmak üzere 2 kemer maçına çıkmış ve kariyerindeki yegane mağlubiyetleri de bu maçlarda nathan cleverly ve adonis stevenson 'a karşı almıştır. 29 maçta; 26 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyetlik istatistisklere sahip olup 29 mayıs 2016'da kongolu ilunga makabu ile wbc kemeri için karşılaşacak, şampiyonluk için üçüncü denemesini yapacaktır.
aynı zamanda rocky serisinin devam filmi creed de adonis creed ile maç sonundaki maça çıkan şampiyon boksör ricky canlon karakterini canlandırmıştır.
bugün itibari ile derek chisora ile avrupa ağırsıklet şampiyonluk kemeri için dövüşecek, 81 doğumlu bulgar boksör. aynı ünvanı daha önce de alexander dimitrenkove alexander ustinov u da yenerek almıştı ve kasım 2014'de yenilgisiz bir şekilde wladimir klitschko nun karşısına 3 majör kemer için unvan maçına çıkmıştı fakat 5.rauntta nakavt ile ilk mağlubiyetini almıştı. o günden bu yana iki düşük profilli dövüş yaptı ve şimdi yeniden üst düzey bir maça çıkacak. bu maçı kazanması halinde;ibf den anthony joshua, wbc den ise deontay wilder ile ünvan maçına çıkması gündeme gelebilir.
2004 ve 2008 avrupa amatör boks şampiyonudur, fakat amatördeki başarılarını profesyonel arenaya belirgin bir şekilde taşıması için az bir zamanı kalmıştır. 1.94 cm boyunda ve 2.03'lük uzanma mesafesine sahiptir.
aslında tam adı 21 mayıs 2016 alexander povektin deontay wilder maçı olması gereken ve fakat ancak povetkin'in ilk isminin kısaltılması ile bu şekilde açılabilen başlıktır.
öncelikle şunu ifade edelim; mayıs ayı boks dünyasının en önemli ayı kabul edilir ve bu ay yapılan maçlar genel olarak yılın en önemli maçları arasına girerler. (bkz: 2 mayıs 2015 floyd mayweather manny pacquiao maçı) bu maç da bir çok boks sever tarafından çok uzun süredir beklenmesi, hali hazırda ağır sıkletin en önemli 5-6 boksöründen ikisini karşılaştırması ve wbckemerinin ortada olması ile kesinlikle bu yılın en önemli boks maçlarından biri konumunda.
maç moskova'da gerceklesecek olmasından ve abd'li wbc agir siklet şampiyonu deontay wilderın rus alexander povetkin ile karşılaşmasından ötürü hafif bir rocky 4 havası da sunmakta!
deontay "the bronze bomber" wilder 36-0'lık (35 KO) kusursuz bir galibiyet ve knockout oranına sahip fakat şu ana kadar karşılaştığı önemli boksör sayısı çok az. hatta top class bir boksörle hiç karşılaşmadı da denebilir. buna karşın alexander "beyaz aslan" povetkin 30-1'lik (22 KO) bir orana sahip ve kariyerinde mike perez, manuel charr, ruslan chagaev, marco huck, carlos takam, hasim rahman, cedric boswell, eddie chambers gibi önemli boksörleri yenmiş durumda. kariyerindeki tek olumsuz hatıra wladimir klitschko 'ya karşı 12 round sonunda aldığı mağlubiyet. şu anda da wbc silver kemerine sahip ve wilder için zorunlu rakip durumunda.
povetkin; kemerin sahibi deontay wilder'in bu gune kadar karsilastigi acik ara en büyük ve zor boksor olacak, aynı zamanda maçın wilder için çok ciddi bir deplasmanda olması da sasha için büyük avantaj. ayrıca ilerleyen yaşı düşünülürse belki de son kemer şansı bu maç.
wilder ise her ne kadar en prestijli kemerin, hem de kusursuz bir oranla sahibi de olsa hep boks dünyası tarafından basit rakiplerle karşılaştığı için tam olarak saygı görmemiş bir isim. olimpiyat geçmişi de onu kurtarmaktan uzak. bu nedenle bir şampiyon olmasına rağmen kanıtlaması gereken çok şey var ve bu gerçekten çok zor bir sınav onun için.
maçın teknik tarafına bakacak olursak;
wilder boy ve reach avantajini aslında kendi boyundaki boksörlere oranla çok iyi kullanmamakta. savunması çok iyi denemez ve özellikle kemeri aldıktan sonra stili daha defansif. fakat çok sert kroselere sahip ve bu maça klasik kilosundan da yüksek çıkması bekleniyor. yani daha da sertleşmesi mümkün yumruklarının.
povetkin ise teknik, dayanikli ve patlayıcı bir boksör. fakat boyu 13 cm, uzanma mesafesi ise 10 cm daha kısa wilder'dan. ki buna kapanarak dövüştüğünü de eklersek bu farklar biraz da büyümekte.
wilder eğer moskova'dan kemerle dönmek istiyorsa; povetkin'i disarida tutması gerek. povetkin iceri girer de wilder'i acarsa iz bırakır, yaralar. wilder her girişi ya cezalandırmak yada en azından povetkin'i tehdit etmek zorunda ki nefes alabilsin. povetkin'in sert ve hızlı bir şekilde maça gireceğini düşünüyorum. wilder ise balyozlarını indirmek için doğru zamanı kollayacaktır.
uzun ve çekişmeli bir maç bekliyorum. nihai tahmini de son hazırlıkların ardından yapalım artık.
28 kasım 2015 wladimir klitschko tyson fury maçının rövanşı niteliğinde olacak, bu sefer tyson furynin evi manchester'de yapılacak ve wladimir klitschko dan aldığı wbo , wba ve ibo kemerlerini korumaya çalışacağı maçtır. wlad için 9.5 yıl süren egemenliğine son veren fury'yi yenmek videoda da göreceğiniz gibi artık bir intikam meselesi ve belki de boks kariyerinin geleceği için de en önemli viraj. fury için ise ilk maçtaki galibiyetin bir tesadüf, şans eseri olmadığını veya kliçko'nun formsuzluğundan kaynaklanmadığını kanıtlama maçı.
fury ilk maç sonrası açıkçası ciddi bir sefa yaptı ve gerek boks dünyası gerek de aklına gelen her konuda sivri açıklamalar yapmakla meşgul oldu. kliçko ise ilk günden beri rövanşı düşündüğünü herkese belli etti ve şu ana kadar çalışmalarına devam etti. fury'nin 20 kiloya yakın fazlası varken, kliçko daha fit durumda bugün itibari ile. fakat genel olarak; kliçko'nun yaşının da ilerlemesi ile kariyer anlamında inişte, fury'nin ise çıkışta olduğunu unutmamak lazım.
ilk maç sonucundan bağımsız olarak; son derece seyir zevkinden uzak, kalitesiz bir maçtı. umarım bu maç çok daha hareketli ve heyecanlı olur.
maça doğru buralar dolar, o zaman hazırlıklarla beraber daha geniş bir şekilde yorumlar, tahminimizi de yaparız....
ibf ağır sıklet ünvan maçı olup; londra O2 arenada yapılacak ve ntvspor tarafından naklen yayınlanacaktır. vyaceslav glazkov u ocak ayının başında mağlup edip ibf kemerini kazanan yeni abd'li şampiyon charles martin ünvanını, 2012 londra olimpiyatlarının süper ağır sıklet şampiyonu, ingilizlerin altın çocuğu anthony joshua ya karşı savunacak. maçın nasıl organize edildiğine bakacak olursak; ibf sıralamasının ilk 15'inden herhangi bir rakibi seçmek ve bu sırada ünvanını bir süre görece daha kolay rakiplere karşı korumak varken londra'ya ünvanını geleceğin süper star potansiyelli boksörüne karşı korumayı seçen charles martin'in saygıyı kesinlikle hak ettiğini söyleyebiliriz. bunun yanında anthony joshua da kendisine yapılan büyük yatırımın ve henüz 16. maçında gelen ünvan şansının karşılığını vermeye çalışacak. fakat iki boksörün de geçmiş rakiplerine bakınca; ikisinin de ilk kez bu kadar zor bir maç için ringe çıkacağını söylemek zor değil. ikisi de hiç görmedikleri bir boks seviyesi ile karşı karşıya kalacaklar ve bu duruma daha çok adapte olan bir adım öne geçecektir.
iki boksörün ortak özellikleri; namağlup olmaları ve kazandıkları maçlardaki olağan dışı nakavt oranları. c.martin 24 maçının 21'ini (%88) nakavtla kazanırken bu oran joshua'da %100. (15'de 15) martin'in sadece 1 beraberliği mevcut ve daha önce 4 namağlup boksörü yenmiş durumda fakat bunlar arasındaki en kayda değer isim olan glazkov'a karşı rakibinin sakatlanması ve maça devam edememesi sonucu kazanmıştı. joshua ise şu ana kadar 3 namağlup boksörün yenilgisizliğine son vermekle beraber, gary cornish , dillian whyte, denis bakhtov ve kevin johnsonın da içlerinde olduğu daha iyi boksörlerle dövüştü charles martin'e göre. fakat 15 maçının hemen hepsinde erken nakavtlara gidebildiği için şu ana kadar sadece 32 round dövüşmüş vaziyette ve 3 rounddan uzun süren sadece bir maçı mevcut. buna mukabil; martin 74 round ringde kaldı ve rakibine göre 2 kattan fazla tecrübeli bu alanda. ayrıca 8 maçı 3 rounddan fazla sürmüş vaziyette. geçmişlerine dair bir diğer önemli ortak nokta ise; iki boksörün de raphael zumbano love adlı brezilyalı boksörle yakın zamanda karşılaşmış olmaları. martin love'ı 10. roundda nakavt ederken, joshua işini kısa kesmiş ve 2.roundda nakavt etmişti rakibini.
bugünkü maç 2016 yılının şu ana kadar en ilgi çeken maçı olmakla beraber boksta ağır sıkletin diğer sıkletlere göre ne olursa olsun daha popüler olduğunu da yeniden bizlere göstermiştir. gerek medya gerek de seyirci ilgisi inanılmaz oldu bu maç için.
maçın taktiksel yanına bakacak olursak; joshua'nın seyircisi önünde erken bir nakavt için martin'e yükleneceği ve martin'in de ilk roundları savunma pozisyonunda geçireceği akla en yatkın gelen senaryo. bu sırada martin kontra bir yumruk kovalayacak ve aşırı kas kütleli joshua'nın yorulmasını bekleyecektir. maçın uzamasının kendisine yarayacağını biliyor martin; çünkü joshua'nın uzun dövüş tecrübesi az ve daha çok yorulması ihtimal dahilinde. zaten basın toplantısında da bunu teyid eden demeçler verildi. kondisyon ile gücün birbirinden çok farklı iki kavram olduğunu biliyoruz ve ikisini de daha iyi yönetenin bu maçtan galip çıkacağını düşünüyorum. mental olarak ise iki boksör de bana maça fazlası ile hazır göründü ve ikisi de iyi çalışmış görünüyor.
bu kadar yazdıktan sonra tahmin yapmadan olmaz; aj'nin kendi evinde kemeri bir şekilde martin'den alacağını düşünüyorum. ve eğer bunu başarırsa uzun süredir üstüne ölü toprağı serpilmiş olan ağır sıkletin yeni büyük starı olma yolunda ilerleyecektir.
dün itibari ile istatistiğini 13-0-0'a taşımış olup; bu yıl mayıs ayında indiği süper orta sıkletteki derecesini de 3-0-0 yapmıştır. dünkü maçta karşılaştığı; Aaron Pryor Jr 38 yaşında artık ve avni gibi boksörler için bir test boksörü sınıfında olan bir rakipti. maçtan önce herhangi bir federasyonda ilk 40'ta olmadığı gibi boxrec sıralaması ise 111.lik idi. bu nedenle maçı avni'nin kazanması önemli bir başarı olarak görülmemeli, zaten beklenen bir sonuçtu. önemli olan nasıl kazandığı ve bu maçtaki performansı idi, maddeler halinde özetlemek gerekirse;
* rakip avni'den 12 cm uzun idi, uzanma mesafesi ise 25 cm fazlaydı. Avni ilk kez bu kadar uzun bir rakiple mücadele etti.
* avni maç boyunca rakibi kovaladı, kondisyonu iyi idi. baskılı dövüşü sayesinde de tüm rauntları kazandı.
* gövdeye az yumruk attı, oysa bu tarz uzun rakipleri yıpratmak için bunu denemesi gerekirdi. zaten hemen hemen hiç jab atmıyor. böyle olunca baskısı sınırlı kaldı, sadece kafaya vuracağı kroşelerle rakibi indirmeye çalıştı, indiremedi.
* rakibinin maçı soğutmak ve nefes almak için yaptığı sarılmaları engelleyemedi. oysa ya iterek ya da aparkatlarla rakibinin bunu yapmasını engelleyebilirdi. bu sarılmalarda gereksiz yere çok taşıdı rakibini.
* yine daha önceki maçlarda olduğu gibi çok kontra yumruk aldı. gardını yukarıda tutsa ve iyi küçülse de yüzü biraz deforme de oldu. bunun temel sebebi bel üstü hareketliliğinin az olması. eskivler gelişebilir ama vücut yapısı burada çok önemli ve avni'nin gövdesi korkarım hiç bir zaman çok çevik olamayacak, yapısından ötürü.
* rakibini 2-3 kez salladı fakat kombinelerini isabetli ve hızlı çıkaramadığı için nakavta gidemedi.
neticede galibiyet serisine eklenen bir maç ve 10 rauntluk bir dövüş tecrübesi ekledi avni kariyerine. nakavt ile bitirebilse daha sükseli olurdu. zirve yürüyüşüne devam ediyor, bakalım sonu nereye varacak.
Bu sene Eurocup 'daki mücadelesine neredeyse tamamen yenilediği kadrosu ile başlayan takımdır. Takımın yenilenmesine ek olarak, ana oyun planının merkezine yerleştirilen Courtney Fortson ve Dominique Johnson'ın ilk kez `Eurocup'da oynayacak olmaları ve Avrupa tecrübelerinin az olması da klübün bu seneki geleceğini tahmin etmeyi zorlaştırmaktaydı.
Bu şartlarda başlanan serüvende Banvit ilk altı maçı 3-3 ile bitirmiş oldu ve Regular Season'ın ilk 6 maçını averajla Trabzonspor medical park ın önünde 3. sırada geçirdi. ayrıca yine sezon başında biraz da takımın yeni kurulmuş olması sebebi ile alınan 2 yenilginin ardından son maçın üçünün kazanıldığını not etmek gerekir, ki arada kaybedilen Trabzonspor maçının neredeyse tamamı önde götürülmüştü. sonda söylenecek sözü başta belirtmekte bir sakınca görmüyorum; bence Banvit bu gruptan çıkacaktır. Gerek bundan sonraki maçlarından 2 tanesini Kara Ali Acar'da oynayacak olmaları gerek de takımın son maçlarda gidişatı bunu iddia etmeyi kolaylaştırıyor açıkçası.
takımın kadro yapısına girecek olursak; tamamen Amerikalı ve devşirilen keith simmons 'dan oluşan 1-2-3 numara rotasyonu mevcut. aj slaughterdışında henüz Avrupa'ya kendini kabul ettitrememiş ve çıkış arayan oyuncular, hızlı oynayan guardlar ve bunun yanında adrien moerman gibi çok yönlü bir power forward ile gasper vidmargibi müthiş bir pota altı caydırıcısı ile eurocup seviyesi için gayet yeterli bir kadrodan bahsedilebilir. bunun yanında genç tolga geçim ve talat altunbey rotasyonun diğer önemli isimleri. son olarak da sakatlık dönen jackie carmichael uzun rotasyonunu tamamlıyor.
özellikle oyunun üzerine kurgulandığı guard ikilisi C.Fortson ve D.Johnson ilk 3 maçta 2/24 üçlük atmış durumda iken; sonraki 3 maçta 12/35 ile yavaş da olsa ritm bulmaya başlaması ile sene başında ayrı tellerden çalan kısa ve uzunların ayrıca Arismaçında C.Fortson mükemmel oynayarak triple double yaptı. aynı maçta D.Johnson 27 sayı, G.Vidmar 24 sayı,12 ribaund ile oynamışlardı.
yavaş yavaş kısa ve uzunlar arasında daha dengeli bir oyun oynanmaya başlanması ve rollerin zaman içinde daha iyi belirlenmeye başlanması ile takımın daha iyiye gittiğini görüyoruz.
takım istatistiklerinde banvit; rakiplerine en rahat ikilik şansı sağlayan 9. takım, rakipler %54 ile oynuyor ve maalesef tüm eurocup takımları arasında en kötü üçlük atan 2. takım; %28 ile. en olumlu istatistik ise; maç başına 39.5 ribaund ile 36 takım arasında 3. olunması. tabii ki bunda vidmar ve moerman'ın payı çok büyük.
Şişesi ilginç, bardağı müthiş ama tadı bir o kadar dandik koyu renkli bir üst fermentasyon birasıdır. Biralarıyla ünlü Belçikanın yüz karasıdır gerçekten. Brugge şehrine giderseniz anı niyetine içebilirsiniz, yoksa efes dark bile daha iyi olabilir bu biradan, o derece iddialı yani.
1992 Florida doğumlu, 173 cm boyunda süper bir sarışındır. Porno dünyasına girmeden önce rivayet odur ki hiç porno film izlememiştir. Çok şirin, uzun boylu, top model vücutludur, götten bacak plastik kaşar sarışınlara benzemez. isteklidir, izlenesidir.
2011 yılı ile birlilkte ülkemizde de bulunmaya başlayan almanya'nın en ünlü buğday bira markalarında biridir. her ne kadar erdinger kadar yumuşak içimli olmasa da son derece kıvamlı, güzel kokulu, yerel biralarla kıyaslanamayacak kalitededir.
istanbulda bulabileceğiniz yerler, bibuçuk, the north shield ların hepsi, oktoberfest, num num lardır. fakat bir şişe fiyatı maalesef yaklaşık 18-20 tl arasındadır.
buğday birası içmek isteyenler kesinlikle denemeli...
içimi yumuşak, salzburg menşeili, mükemmel bir avusturya birası. kendisine has, ince şişesi de şahanedir. kibar bir şekilde nasıl bira içileceğini gösterir adeta.
istanbul aksarayda taksimden yenikapıya doğru inerken yol üstünde bulunan, istanbulun en bilinen rus, romen, moldov, ukraynalı kız mekanı. en garip yanı da bacardinin ilçe emniyet müdürlüğünün sadece 100 metre yukarısında olmasıdır fakat özellikle son aylarda aksaraya yapılan baskılardan nasibini almıştır, ikide bir kapatılmaktadır. eski ilişkiler yok herhalde şu sıralar. fakat halen istanbulun en iyi para karşılığı seks mekanıdır. normal bir günde 30-40, hafta sonu gecelerinde 60-70 farklı kız bulabileceğiniz bir mekandır. kızların güzelliğini söylemeye gerek yok sanırım. tek sıkıntısı cidden tuzlu bir yer olmasıdır, masanıza davet ettiğiniz kızın içkisi için 50 tl ödersiniz, soda bile içse. gece sonunda eğer bir kız almayı düşünürseniz 600 tl civarı bir parayı gözden çıkarmanız gerekir. bazen bu paranın karşılığını fazlasıyla alabilirsiniz. neticede sağlam yerdir bacardi...
angelina jolie ile megan fox karışımı olağanüstü güzellikte pornstar. 1987 doğumlu olup, macaristan tarafından porno sektörüne armağan edilmiştir. sektörün kalbi amerika'nın onu keşfetmesi pek uzun sürememiş. şu sıralar popülaritesi her geçen gün artmakta.
en kışkırtıcı olan siyah saç, renkli göz kombinasyonuna sahip...
porno dünyasının önemli ödüllerindendir. avn'in o yıl sektöre giren en başarılı bayan oyuncuya verdiği ödüldür, özellikle genç kızlara büyük popülerlik kazandırır.
bir beşiktaşlı olarak beşiktaş'ın işini zorlaştırmış olan teknik direktödür. dünkü maçta sivas'ın yaptığı 3 oyuncu değişikliğine nedense hiç bir cevap vermemiş, daha da abartıp 82'de takımı on kişi kalmasına rağmen ve kesinlikle fiziksel olarak takım net bir düşüş yaşamasına rağmen yine oyuncu değişikliği yapmamıştır. gol yemeyi bekledi herhalde.
bir teknik direktör kendi takımı aleyhinde bu kadar net bir hata yapmamalı, ciddi olarak sorgulanması gerekir antrenörlük yeteneği...