bu ay itibariyle yavaş yavaş yeşillenmeye başlayan incirlerdir. tatil yöresine gidenler de bilir aydın-didim aydın- kuşadası yol üzerinde incirler sergilenir, satılır.
en kaliteli olanı mor incirdir, kabuğu da incedir soymadan yenir.
erkeğim diye ortalarda gezinen adamımsıdır kendileri.
az önce daha bir sığır daha caddede karısını çocuğunun gözü önünde dövmeye kalktı da çevredekiler müdahale etti. ufacık erkek çocuğunun annesine sarılışını, baba yapma diye babasına yumruğunu sıkışını görmek cidden içi parçalanır insanın.
evlat farklı bir şey sanırım.
bilerek yapılıyorsa aferin o geline, yanlışlıkla yaptıysa vay onun haline.
günlerden bir gün kuzeni istemeye gelirler, ben de damadı pek sevmediğimden dolayı kuzeni ikna ederim bol tuzlusundan bir kahve yaparız. kuzen bakmazken kahveye birazcık da toz biber karabiber gibi baharatlar ekledim derken sıra geldi servis kısmına. en soldaki kahve oğlana gidecekti güya benim akılsız kuzenim gidip kaynanasına soldaki kahveyi vermiş. neyseki kadın çok bozuntuya vermeyip işi şakaya vurdu,
"gardınızı alın küçük hanım, tuzlu kahve bana geldi"
"oh oh bak kızını da aldık bey baba, göbek de atarız oh oh"
delikanlımız ve aile büyükleri, arkadaşları, dostları toplanıp davullarla zurnalarla gelin kızımızı evinden almaya gelirler. sanki büyük bir hazineyi alıyorlar, "bak nasıl da aldık ama" dercesine fazlasıyla şımarık hareketlerde bulunarak tüm mahalleyi birbirine katan bir merasimdir bu. yahu yok valla biri böyle yapacak babam o an "vermiyorum uleyyyn kızımı" diye tüm düğünü mahvedebilir.
yapmayın böyle şeyler, kimse kimseyi almıyor sadece hayatın geri kalanını birleştiriyorsun.
uğur mumcu 1993'te adice 25 parçaya bölünerek öldürülmeseydi ardında bıraktığı şu soruların cevaplarını biliyor olacaktık;
- öcalanın eşi kesire hanımın babası ali yıldırım mit mensubu muydu?
- abdullah öcalan 1 yılını doldurmadan nasıl diyarbakır tapu müdürlüğünden istanbul'a oradan da ankara'ya tayin olabilmişti?
- öcalan siyasalda okurken maliyeden burs almasına aracı olanlar kimlerdi?
- siyasalda okurken aydınlıkçıların "şafak" bildirisini dağıtmaktan dolayı tutuklandığı halde 7 ay ile nasıl sıyrılmıştı? bu davada onu kollayan güçler kimlerdi?
- öcalanın esad ve istihbarat örgütü muhaberat ile ilişkisi neydi?
uğur mumcu suikastı ile tüm bu sorular bugün cevapsız kalmıştır.
bugün plastik cerrahi kliniğine rhinoplasti yani burun düzelttirme operasyonu yaptırmak için gelen bir adamdan yola çıkacak olursak eğer;
adam yanaklarındaki ve kaşlarındaki fazla tüyleri lazer epilasyon ile aldırmış, burnundaki küçücük bir eğriliğe takmış durumda ki film çekilmeden o kemikteki şişkinlik dışarıdan farkedilmemekte bile, saçlar falan tertemiz, kıyafetler desen müthiş şık. her gün yüzüne türlü maskeler yapıyormuş, ablasının kaşlarını almasına yardımcı oluyormuş falan...
kurul sınavına 1 hafta kalmış tıp fakültesi kızlarıdır bunlar. hayatları yat, kalk, tuvalete git, yemeği ayak üstü 5 dakika ye hemen notlara gömül kısır döngüsünde sürer gider. tabi bu kısır döngünün içinde insanlığa dair sadece yemek, uyku ve tuvalet gibi temel ihtiyaçlar yer alır. kimsenin aklına kuaföre gidip de kaş bıyık aldırmak aklına gelmez. asosyal ki belki de gaylerdir tıp fakültesi erkekleri ile bu dönemde kanka muhabbetine girerler. not değiş yokuşu falan yapılır, muhabbet "biradar, aga, hacı" kıvamını almışsa bi kuaföre uğramakta fayda vardır.
edit: bugün fakültede konuşulan bir konuyu buraya taşıdım, ben de tıp fakültesinde okuyan bir hatunum. kimseye çamur attığım falan yok, bu geyik fakültede her sınav dönemi öncesinde geçer zaten. kimse günde 15 saat ders çalışırken kaş aldırmaya kuaföre gitmez. kızlar çirkin demedik bakımsızlar son 5 gün kala sınava. bu ikisinin ayrımını yapamıyorsanız zekanızdan şüphe duyarım. düzenli bakımını yaptıran ben gibi tıp öğrencileri komitelerden 34 alıp oturur. sonuç bu.
dünya'nın en büyük yanılgılarından biridir. tıp fakültesini kazanmak elbette zor ama bunu 2-3 sene gecesini gündüzüne katan orta zekalı bir insan başarabilir. tıp okumak ise sadece amele işidir. sabahlara kadar önüne koyulan notları kuru kuru ezberlersin, komiteden 75 çakıp geçersin. bir sürü gerizekalı ile aynı sınıfta olduğunun farkına varırsın, bilirsin ki bu adamların çalışma sistemi oturmuş yalnızca. otur tıp dışında 2 cümle kur desen gözüne bakacak tipler.
genelde ya aile baskısıyla ya iş garantisi sebebiyle gelirler tıp okumaya. ardından hazin son. tıp hekiminden başka her şey olur bu adamlardan. insan en başta idealist olmalı. kafasına koyduğu şeyi yapmalı, cebinde beş kuruş olmayacağını bile bile yürümeli hedefine. ancak insanoğlu işte kolaya kaçar. henüz öss ye kadar aklının ucundan geçmeyen mesleğe talip olur. sevmiyorum böylelerini.. kıskanıyorum bu mesleği, paylaşamıyorum.
erkeklerin güzel kız gördüğünde etrafında fır dönmesidir. iç güdüsel midir abazanlıklarından mıdır anlam veremediğim er kişi davranışı. 2-3 kuyruk sallayan kız için geçmişteki dostlarını bile silebilirler. *
genelleme yapmak her zamanki gibi bunda da doğru değildir ama çoğunluğunda var bu psikoloji..
eğitim, sağlık, kültür, sanat ve doğal varlıkları koruma vakfı, her yıl türkiye'de öğrenim gören ve maddi desteğe ihtiyaç duyan 180 öğrenciye karşılıksız eğitim bursu veriyor. burs ücreti 330 tl dir.
aradığı şartlar;
-ailenin geliri 4000 den fazla olmayacak.
-öğrenci lys sınavında ilk 10.000 içerisinde yer alacak.
orta halli, başarılı öğrencilere yönelik bir burs. öğretmen çocuğu olarak direk başvuracağım burstur. diğer burs veren kurumlar kadar detaylı araştırmıyorlar en azından. 4000 tl gelir sınırı da çok mantıklıdır.
şanslı çocuklardır. bodruma tatile gider, mercedes arabaya binerler. lise biter bitmez mini cooper ına binmeye başlar. tıp kazanamasa da mutlaka özel bir üniversitede tıp okutulur bu çocuklara.
En temel ihtiyaçlardandır efendim. Sabah kalkmışsın saç baş darmadağın, baba işte, abla malum oda aynı şekil üst baş saç baş birbirine girmiş, gözlerde hala çapak mevcut. Anneyse patatesleri kızartmış, salam ve sucuk bilimum türevlerini hazırlamış, sıcacık çaylarımızı da dökmüştür. Büyük hevesle uyandırır hadi yavrum hazır kahvaltı soğumadan çaylarınız kalkın. iştahla uyanırsın mutvağa doğru yürürsün. Kızartmanın kokusu mis gibi dolar ciğerlerine, ekmek sepetine uzanırsın ki büyük hayal kırıklığı. 2 günlük semsert olmuş ekmek. Ablanla göz göze gelirsin kim gitsin bakkala diye uzunca bir süre bakışırsın ve gitmek istemediğin için kafanı hafif eğer konu değiştirirsin. Anne itiraf ediyorum hep 3. kardeş ya da abim olsun istemiştim ya hep bu sebeptendi. Doğmamış erkek kardeşim, portakaldaki C vitaminim ne olurdu ablalarını yalnız bırakmasan bak şimdi seni ekmeğe gönderirdik ne güzel...