iyi olmak ya da iyi bir insan olmak ne demek önce onu tartışmak gerekir. kime göre ya da neye göre iyidir insan? ya da ne yaparsa iyi olduğunu söyleyebiliriz. çok basit bir örnekle durumu açıklayalım:
mesela yürürken takılıp yere düşen bir çocuk gördünüz. koşarak yanına vardınız. kucaklayıp yerden kaldırdınız. üstünü başını temizleyip yürümeye devam ettiniz. çocuğa iyilik ettiniz , iyi bir insansınız öyle mi? Türkiye'de iseniz evet. Avrupa ülkesindeyseniz hayır. çünkü çocuğu özgür bırakmadınız, kendi problemini kendisini çözmesine müsade etmediniz vs.
ben de sevdim bir zamanlar
içimde bir sıcaklık var
herkes hayatını yaşar
saraylarda yaşıyorum
ne ohio ne vegasta
ne dünyada ne de marsta
benim yerim çok uzakta
hurilerle yaşıyorum
mahkemeye duygu seren
baskılara göğüs geren demokratlar hep g.tveren
işte benim tekrar gelen
şovcuların şovcusuyum şovcuyum
otelcilerin otelcisiyim otelciyim
emlakçıların emlakçısıyım emlakçıyım
aşıkların aşkıyım aşıkım
ismim donald göbek adım sarı pipi
yıllarca hep böyle bildiniz siz
donald sarı pipiden kazıklar yediniz."
kahve falında kovboy çıkması, 3 vakte kadar kamçılanacağınıza delalet eder. at murat demektir. bu da murat adında bir sığır çobanı tarafından kamçılanacağınızı gösterir ki, bu ara doğa yürüyüşlerine katılmasanız iyi olur. eyyorlamam bu kadar.
romantizmi iliklerine kadar yaşamak isteyen fetişist eylemi. çoraplar yıkanmadan saklanmalıdır. Aksi halde tüm yaşanmışlıklar akar gider kanalizasyon çukuruna.
o neydi gız diye derin düşüncelere gark olmaya sebep olan makaslı eylemi. berber değdirmesinden tutun da kulağa su kaçmasına kadar çeşitli çap ve ebatta türlü taciz ve işkenceyle karşı karşıya kalan er kişinin dükkandan çıkar çıkmaz bir sigara tellendirmesi de bu kutlu anın olmazsa olmazlardandır.
haberi tanımlamak için klasik bir tabir vardır; "köpek adamı ısırırsa haber olmaz. adam köpeği ısırırsa işte bu haberdir" çünkü rutin dışına çıkılmış olur.
ister evlilik içi olsun isterse evlilik dışı tecavüzün her türlüsüne adı-makamı ne olursa olsun kimse tarafından cevaz verilemez. aklı başında-zihinsel yeterliği olan hiç kimse de bu duruma karşı çıkmaz. dangalağın biri çıkmış "evlilik içi tecavüz mübahtır" diye osurmuşsa, bu işte haberdir. -yukardaki gerekçeyle-. sözcü'nün de bunu okuyucularına haber olarak sunması son derece doğaldır.
öncelikle en belirgin özellik kişinin gerçeği ayırt etme yetisini kaybetmesidir. açalım uğurcuğum; kişi hayal dünyasında yaşar, kimsenin görmediği kişileri görür, hayali arkadaşlar edinir, onlarla yanındalarmış gibi konuşur, gaipten sesler duyar vs.
bir başka belirleyici özellik stereotipikjest ve mimikler ile konuşmalardır. Mesela; sürekli eliyle aynı hareketi yapama, sürekli "ananlara selam söyle" gibi belli bir kalıbı kullanma gibi. mesela geçen biriyle karşılaştım, adama "selamun alyeküm" dedi, "aleyküm selam" dedim. "selamımı alsana lan!" dedi. devam ettim. baktım sokaktan geçen hemen herkese, selamını alsın almasın aynı tepkiyi veriyor "selamun aleyküm-selamımı alsana lan!"
duygulanımda küntlük de görülür. yani hissetse bile etrafına hissettiremez. paranoidler aşırı şüphecidir. sürekli birilerinin kendilerini takip ettiğini, eşinin başkalarıyla alemden aleme aktığını, aldattığını, komşularının arkasından konuştuklarını vesaire söylerler. bu şüphe onları yer bitirir. en tehlikelisi de sanırım bunlardır. iş cinayete kadar gidebilir.
velhasıl-ı kelam; Allah kimseyi öyle bir dertle imtihan etmesin.
kağıda çizmek yerine kille çömlek yapar gibi yapsalarmış kitleler üzerinde daha etkili olabilirmiş. gelecek nesillere de birer hatıra olarak kalırdı yaptıkları.
zeka turnusolu başlık. kılçdaroğlu'na oyunuzu vermemek için onlarca sebep bulabilirsiniz. iyi muhalefet yapamıyor dersiniz, pasif dersiniz, chp'yi sağa kaydırıyor dersiniz, ne bileyim ben gençlerin önünü kapıyor dersiniz. ama "kılıçdaroğlu ermeniymiş" bugüne kadar duyduğum en saçma bahane. ne olmuş ermeniyse? başbakanın başdanışmanı da ermeni? ona ne diyeceğiz?
bir kısım insanlarda beyne kerkinme isteği uyandıran söylem.
bunu söyleyen kimse şunu demiyor; "insanlar dilediği insanla dilediğince sevişebilir, pompişlerden pompiş beğenip eşini-sevgilisini aldatabilir, bu namussuzluk değildir!" böyle bir şeyi hangi aklı başında insan söyleyebilir?
denilmek istenen; namus kavramının ya da namussuzluğun sadece cinsel ilişkiteması üzerinden değerlendirilmesi hata olduğudur. eşini aldatan da namussuzdur, yetim hakkı yiyen de namussuzdur, insanları provake edenler de namussuzdur vs. bütün bunları eyleme dönüştürmeyip zihninde bunun hayaliyle yaşayanlar da pekala namussuzdur. fırsatını bulunca hayaller eyleme dönüşebilir zira.
kaldı ki; namus kelime anlamıyla yasa demektir. yazılı ay da yazılı olmayan yasalara-normlara uymayan davranışlar bu çatı altında değerlendirilebilir.
dünkü maç için konuşulacaksa yenilen birinci golde tolga zengin hatalıydı, kabul edelim. ha, stoperler de görevini yapmalıydı, eyvallah ona da tamam. ama elde ne kaleciler var, takımlarını ipten alan. ben beşiktaş'ın kalecileriyle kazandığı bir maçı son yıllarda hatırlamıyorum.
bugün kazanması halinde deli gönlümü şen eyleyecek takımım. şu hayatta mutlu olmak için o kadar az bahanemiz var ki; haydi beşiktaşım ele liverpool'u sevindir bizi.
başlık espri mahiyetinde de olsa yazma gereği duydum. çünkü hala aynı kafada olan insanlar var bu toplumda. çoğu yazmış zaten bebeğin cinsiyetini er kişinin belirlediğini. e, ne yapsın kadıncağız? erkek evlat vermek için o da başkasına mı versin, nedir yani? ondan sonra kadınlar kocalarını boynuzluyor diye isyan başlar.
ciddi söylüyorum; aldatma üzerine araştırma yapılsa nedenlerin başında çocuk doğurma ısrarı, ikinci sırada erkek doğurma ısrarı gelebilir. özellikle bu tarz baskıların yaşandığı kesimlerde.
saraya ne kadar fatura geldi, ya da ampüller tasarruflu mu değil mi bilemem. ancak bildiğim tek bir şey var o da tasarrufun önemli olduğu. japonlar bile bir kaç sene içinde sadece led ampüller kullanacaklar. itibarsa, japonya'nın dünyadaki itibarı sanırım bizden daha fazladır.