son günlerde baykal ile seri bir şekilde mektuplaşan sayın başbakanımızın aslında "ben kendilerinden yazılı bir davet isteyeceğim" demek isterken kurduğu bir garip cümle.
oturduğu apartmanda yönetimden memnun olmayan ve en sonunda yönetime zor kullanarak el koyan emekli albay esat dölarslan isimli bir eski komutan. apartman sakinlerini hizaya sokup esas duruşta filan bekletiyormuş, mıntıka temizliği yaptırıyormuş bu zat. emekli olunca da rahat durmuyorlar bunlar.
2.5 yaşında, iq'su 160, albert einstein ve stephen hawking ile aynı zekaya sahip, en zeki insanları bünyesine kabul eden mensa'ya kabul edildi, kelime hazinesi çok geniş olan ve karmaşık cümleler kurabilen büyümüş de küçülmüş türünden bir çocuk. ingiliz bir ailenin çocuğu.
şişli'den beşiktaş'a 3 ayda dosya gidiyor, 1 yılda bir insan hakim karşısına derdini ancak anlatabiliyor bu filmde. çocuğun gerçeklerle yüzleşmesinin engellenmesi ve bu durumun giderek büyüyen bir sıkıntıya dönüşmesi falan... güzel film, daha önce yarım yamalak izlemiştim, yeniden izledim abartı falan yok basbayağı hukuk sistemimizi anlatıyor.
edit: diğer başlığa yazmıştım ama yeni başlık açılmış nasıl olmuşsa.
bilgesam'ın güneydoğu sorunu üzerine hazırlamış olduğu kapsamı geniş bir rapor. rapora göre kürtler ayrımcılığa karşı. 6 kişiden 1'i apo'ya güvenirken, % 65 oranında devlete güven var.
--spoiler--
Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin (BiLGESAM);Güneydoğu Anadolu Sorununun Sosyolojik Analizi; raporunda, Kürtlerin soruna yaklaşımları ve ayrılmak isteyip istemedikleri değerlendirildi. Rapora göre Kürtlerin yüzde 81.8'i beraber yaşamak istediğini anlattı. Emekli oramiral Salim Dervişoğlu, emekli orgeneral Oktar Ataman, eski MiT Müsteşarı Sönmez Köksal, emekli Büyükelçi ilter Türkmen ve Onursal Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un da içinde yeraldığı BiLGESAM, 1 Ekim 2008 ila 28 Şubat 2009 arasında Doğu ve Güneydoğu illeri başta olmak üzere aralarında istanbul ve Mersin gibi Kürtlerin yoğun olarak bulunduğu 19 ilde anket yaptı. 10 bin kişiye araştırmanın amacına göre 261 soru soruldu. Sonuçları rapor haline getiren BiLGESAM önemli bulgulara ulaştı.
BiRLiKTE YAŞAMDA DiN ÖNEMLi
Rapora göre, anadilini Kürtçe olarak gösteren kişilerin yüzde 73.9'u ikinci dil olarak Türkçe'yi kullandığını ifade etti.
Kendisini etnik olarak Kürt olarak tanımlayıp anadilini ise Türkçe olarak gösteren kişilerin oranının yüzde 1.8'lerde kalması dikkat çekti.
Kürtler'in oldukça yüksek denilebilecek yüzde 81.8'lik bir oranla birlikte yaşamaktan yana görüş bildirmesi, raporun önemli ayrıntıları arasında yer aldı. Bu konuda, Dil ayrımı yapılmadan bakıldığında, bölge insanının beraber yaşama isteği oldukça yüksek ve bu birlikteliğe bakışı olumludur diye yorumlandı.
Birlikte yaşama isteğinde birleştirici bağ olarak, aynı dine inanmak, şeklinde ifade edildiği belirtildi. Bu konuda aynı mezhepten olmak ve aynı siyasi görüş veya ideolojiye sahip olmak gibi etkenler de sıralamada yer aldı.
Ayrımcılık düşük yoğunlukta!
Raporda, Ayrımcılık algısı anadili Zazaca ve Kürtçe olanlar tarafından orta düzeyde hissedilmektedir dendi. Anadilini Zazaca gösterenlerin ayrımcılık algısı yüzde 57.1, Kürtçe gösterenlerin ise yüzde 51.2'de kaldı.
Aidiyet hissi, Türkçe dışındaki dillere mensup olanlar için dahi oldukça yüksek olmakla birlikte; anadili Zazaca olanların aidiyet hissi yüzde 80, Kürtçe olanlardan yüzde 76,4, Arapça olanların ise yüzde 91,5.
Anadili Kürtçe ve Zazaca olanlar, ayrımcılık algısı en düşük düzeyde ilköğretim mezunlarında yüzde 47 iken, ön lisans ve üzerinde öğrenime sahip olanlarda yüzde 56.7 ile en yüksek düzeydedir.
Aidiyet hissi ilköğretim mezunlarında yüzde 78,7, diğer öğrenim düzeylerine göre daha yüksektir.
Aidiyet hissi, hanenin aylık toplam net geliri yükseldikçe düşmekte. Hane geliri 0-499 TL aralığında olanlarda aidiyet hissi yüzde 81,4 iken bu oran geliri 4 bin TL ve üzerinde olanlarda yüzde 58,1'e düşmektedir.
Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını isteyenlerin oranı yüzde 19.7 olurken, Öcalan'ın dış kuvvetler tarafından kullanıldığını düşünenlerin oranı ise yüzde 55.7.
DTP'ye güven yok
DTP'ye oy verenler arasında, yaklaşık her üç kişiden birisi DTP milletvekillerine güvenmemekte ve muhtemelen başka nedenlerle oy vermektedir. Aynı şekilde, DTP'ye oy verenlerin yaklaşık yarısı PKK-Öcalan'a güvenmemektedir. Bunun anlamı, DTP'ye oy veren herkesin PKK'lı olmadığıdır.
Türkiye Kürtleri'nin Suriye-Irak-iran Kürtleri'nden daha şanslı olduğu görüşüne yüzde 55,4 oranında orta düzeyde katılmaktadır.
--spoiler--
çocukluk yıllarımda kendisiyle sık karşılaştığım bir velet. güzel güzel top oynarken aniden ağlamaya başlar, derdini de bir türlü anlatamaz. topunu alınca anında susar.
