melodi adına hiçbir şey barındırmayan eylem. Davulcunun davulun nasıl çalındığına dair bir fikri olmadığını düşünüyorum rastgele vuruyor ha keza zurnacı ondan beter onun için bu iş bir boruya üflemekten ibaret. Bu ikisi birleşince de saati sabah cinnet geçirten diğer zaman dilimlerinde de fenalık geçirttiren bir kulak tırmalama senfonisinden başka bir şeye dönüşmüyor.
Sıradan bir akşam rastgele bir göz göze gelmenin bana bugün bu yazıyı yazdıracağını hatta bu duyguları yıllar sonra tekrar hissettireceğini hiç düşünmezdim. Hatta artık hoşlandığım birini görünce heyecandan konuşamayacağıma, elimi kolumu nereye koyacağımı bilemeyeceğime, elimdeki çok basit bir işi bile yanlış yapacağıma ihtimal vermezdim. Seninle tanışmak için geç kalmışım ve sen de tek tanışma ihtimalimizi mahvedince bana buraya yazmak düştü. Haftanın çoğu günü seni özlediğim için sırf bir dakikadan kısa bir süre bile konuşmak için o mekana geliyorum çoğu zaman seni görmeden de dönüyorum eskiden daha sık denk gelirdik hatırlarsın. Senden nasıl bu kadar hoşlandığımı nasıl bu kadar uzun sürdüğünü bile bilmiyorum seni tanımıyorum bile tek bildiğim şey arkadaşlarımın vazgeçmem için saydıkları hiçbir özelliğin bana kusur olarak gelmiyor, sana ait olan her şey dikkatimi çekiyor mesela ben hayatım boyunca motorsikletlerden nefret ettim çok korkarım asla binemem bile ama sen çok seviyorsun hatta yeni almışsın biliyor musun ben senin sürdüğün motorsiklete hiç tereddütsüz binerdim arkadaşlarımın motor muhabbetlerinden sıkılırdım şimdi ben kendimi istemeden araştırırken buluyorum. Keşke kararının arkasında durup benimle tanışsaydın keşke bir akşam benimle yürüseydin keşke bana tüm ilgi alanlarını hayatını her şeyini saatlerce günlerce anlatsaydın en canımı sıkan da keşke bir kere başımı omzuna yaslayabilseydim. Artık senden hoşlanmak istemiyorum hatta belkide seni seviyorum ama bunu aşabilirim biliyorum her şey bambaşka olabilirdi ama olmadı umarım hayatın boyunca mutlu olursun tek temennim bu..
gittiğim her yerde, tanıştığım her yeni insanda istemsizce seni arıyorum bunu altı ay sonra ancak bugun fark ettim. Seni sevmiyorum artık karşılaşmıyoruz da zaten karşılaştığımızda da tanıdık siması olan bir yabancıdan başka hiçbir şey hissetmiyorum. Nasıl oluyor bilmiyorum ama ben yine günün sonunda seninle ilk tanışmamızı başka biriyle yaşama umudu taşıyorum halbuki hikayenin sonunu biliyorum uzak durmam gerekiyor ama yapamıyorum içten içe arıyorum insanlarda senin bana ilk bakışını, ilk konuşmanı, jestlerini, güler yüzünü, beni kapkaranlık bi yolun ortasında bir başıma terk edip gitmeden önceki halini başka bir insanda arıyorum resmen. Bazen seni hatırlatan insanlarla denk geliyorum elim ayağıma dolanıyor heyecandan aynı ilk zamanlarımızda olduğu gibi bazen de farklı bir versiyonun hiç çıkmıyor karşıma canım sıkık dönüyorum o gün eve. Bu duygular, hisler, düşünceler yanlış biliyorum engel olamıyorum ama geçici olduğunu da biliyorum. Çok yoruyor bu beklenti beni sadece umarım bir an önce son bulur.
şubat ayından beri toparlanmaya çalışıyorum ve ben toplamaya çalıştıkça her şey daha fazla dağılıyor. Önce terk edildim hala atlatamamış olsam da sindirme sürecim çok acı verici geçti, en yakın arkadaşımla aram açıldı düzeltemiyorum, can ciğer olduğum kuzenlerimle aram fena bozuldu, sohbeti bana iyi gelen sevdiğim bir arkadaşım benden soğuduğunu itiraf edip beni her yerden engelledi, kpssye hazırlanıyorum atama işleri yattı sanki elimi neye atsam kurutuyormuşum gibi geliyor ve artık etrafımda dertleşebileceğim kimse kalmadı omzumu sıvazlayacak kimse kalmadı.
Bu 3-4 aylık süreçte bambaşka bir insan oldum zerre keyif almıyorum yaşamaktan eskiden yapmaya bayıldığım şeylere artık bayılmıyorum zaten yapmıyorum da. Neşemi, heyecanımı, özdeğerimi, kendime olan saygımı yitirdim çok bunaldım herkesten ve her şeyden defolup gitmek istiyorum.
kabullenemesem de soğudum ve buna çok üzülüyorum her hareketinde artniyet arıyorum artık düşüncelerimi paylaşmak da içimden gelmiyor benim onu sevdiğim kadar o beni sevmiyor yalnız kaldığında beni arayıp soruyor çok üzülüyorum gerçekten öyle kırılacağım cümleler söyledi ki vakti zamanında içime attım aylarca sindirmeye affetmeye çalıştım ama kabul edemiyorum ben o lafları hak edecek hiçbir şey de yapmadım üstelik çok üzülüyorum bu raddeye gelmesine resmen rahatsız olmaya başladım artık çekiniyorum kendisinden her şey boktan bir hal aldı cesaret edebilirsem oturup konuşurum belki düzelir solan bir çiçeği canlandırmak için benim kadar çaba sarfeden biri olamaz ne de olsa.
“bazen aklıma şey takılıyor; yani hep böyle, hep aynı yerde, ertesi gün ne olacağı belirli bir şekilde, tekrar tekrar aynı şeyleri yaşayarak mı geçecek bir ömür diye. bazen sabah kalkıyorum, bir bakıyorum sabah dünkü sabah. dünkü sabah yarınki, o da ertesi yılda bir sabah. öğlenlerde öyle, akşamlarda öyle. bir de gece yatmadan önce bazen kafam öyle karışıyor ki deliriyorum zannediyorum. lan diyorum bak gene aynı şeyi düşünüyorum ama dün geceydi. bugün ayın bilmem kaçı. bambaşka bir gün. iki ay öncede aynıydı iki yıl öncede. şimdi iki ay sonrada aynı olacak iki yıl sonrada.”
kalbim paramparça ama kimseye söyleyemiyorum tüm gün hiçbir şeyim yokmuşçasına insanları eğlendiriyorum, düşüncelerimle başbaşa kalmamak için insanların yanından ayrılmıyorum çünkü tek başıma kaldığımda akli dengemi kaybedecek gibi oluyorum. Hala onu görmeye gidiyorum Hiç bir şey hissetmiyormuş hiç kalbim kırılmamış ve hiç acı çekmiyormuş gibi davranıp bana yüz vermeyişini izliyorum köpek gibi biliyorum onu görmek zarar veriyor bana yine de gidip görüyorum ben hiç haketmedim bunları sözlük ya kendi halimde mutlu şen şakrak bir insandım artık kendimi boktan farksız hissediyorum.