arabanın sahibi tarafından fark
edildiğinde, o çıplak ayakları
delik deşik olana kadar kovalanacak,
yakalandığında arabaya zarar verdiği
zannıyla karakollara götürülecek,
günlerce aylarca ve belki yıllarca
parmaklıklar ardında geçirilecek
esareti doğuracak olan eylem. https://www.facebook.com/...01&type=1&theater
ilk ikisi trabzon ve galatasaray'ın
haksızlığa uğradığını savunan,
üçüncüsü fenerbahçe'nin haksızlığa
uğradığını savunan üç kişidir.
bana arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim...
yoktur.
belki kadınlar liginde vardır, ama
orda da lan diyeceklerine "kızım"
diyorlardır. hakem erkekse muhtemelen
ona da lan diyorlardır.
fırat aydınus-caner erkin olayından
sonra oynanan beşiktaş maçını izledim
dikkatle, tek bir futbolcu lan demedi
korkudan.
sonra galatasaray-karabük maçının tekrarını
izledim dikkatle, lan demeyen tek futbolcu
yoktu, hatta burak'ın ağzından küfürün her
türlüsü çıktı, bu maç fırat aydınus-caner
erkin olayından önceydi.
sözün özü; fırat aydınus futbolculara
ahlaklı(!) olmayı öğretti!!!
cevabı "hayır, asla" olan soru cümlesidir.
fırat aydınus arkasından birinin "lan" dediğini
duyar, dönüp bakar ki orda caner var, tereddütsüz
kırmızıyı çıkarır. oysa "lan" diyen veysel sarı.
diyelim ki fırat aydınus arkasından birinin "lan"
dediğini duydu ve dönüp baktı, orda veysel var,
"tüh lan, keşke o lafı fenerli biri söyleseydi"
diye içinden geçirir ve maça devam ederdi.
e maç içinde nasıl olsa fenerli bir oyuncu
bir ara "lan" der ve aydınus onu yakalar,
yirmisekizinci dakikada değil de otuzsekizinci
dakikada atardı. maç içinde "lan" demeyen
futbolcu mu var lan?!..
tek yumurta ikizi, çift yumurta ikizi
veyahut ruh ikizidirler. biri zonguldak'taki
maden kazasından sonra "kader" demişti,
öteki kendi dizi setindeki kazada ölen
gencecik kız için "kader" dedi. http://haber.sol.org.tr/s...isi-yapmasin-haberi-54445
bazı parkların, bahçelerin girişine asılmış
tabelalardan biridir. sahipli köpekleri
anladık tamam da, sahipsiz sokak köpeklerini
ne yapıyorlar acaba? vuruyorlar mı? kısacası
hayvanların astığı tabeladır.
karşıdakine "hay senin zamanlamana" dedirten
durumlardan biridir. işemeye yeni başladıysan
yandın, bitecek de, sonra elini yıkayacaksın da,
açacaksın da...
ya da boş ver hijyeni deyip işemeni yarıda kesip,
ıslanmadan durmayı başaramadığın için o eli cebe
sokmak, telefonu o elle tutmak.. of ki of!..
sonra o telefonu kulağına götür de göreyim!
e don zaten ıslandı, onun kaçarı yok...
notu veren hocanın kafa sağlığından şüphe
edilen durumdur. sınava girilir. iki soru.
ikisi de yorum. mesela, ilk soru, "don
kişot'ta sanço panza'nın içinde bulunduğu
ruh halini, efendisi don kişot'a bağlılığına
kanıt olması yönünden inceleyiniz" ikinci
soru, "genç werther'in acıları'nı yazar
goethe'nin kendi hayatıyla psikolojik
paralellik açısından inceleyiniz" soruların
her biri 50'şer puan. iki soruya da sayfalarca
cevap döşersiniz. toplam 10 sayfa civarı bir
kağıt verirsiniz. not açıklanır: 59. haydaaaa!
niye 60 değil, niye 55 değil de 59. kağıdınıza
bakarsınız, ilk soruya 33, ikinci soruya 26
puan verilmiş. niye 30 ya da 35 değil, niye
25 ya da 30 değil.
böyle hocalar var mı hala bilmem?!..
an itibariyle telefonuma gelen mesajdır.
"tebrikler hediye dijital fotoğraf makinesi
mp5 kazandınız. hemen 02167090123 ü arayıp
hediyenizi ve tasarruf cihazınızı almayı
unutmayınız. 0216709013 posav tek".
bu mesajın geldiği numara +90(531)846 20 81.
son kanat çırpışlarından sonra fenerbahçe'nin
de pes etmesiyle başarıya ulaşacak bir projedir.
ötekilerin ele geçirilmesi acısız olmuştur ama
fenerbahçe direndiği için acı bir reçeteyle
karşılaşmıştır. en son, adnan polat
tukaka'laştırılarak ünal aysal nezdinde
galatasaray ele geçmiştir. inan kıraç'ın
seçimlerden önce söylediklerinden sonra
yukardan aldığı ayar neticesinde sesi kesilmiş,
bizzat inan kıraç ünal aysal'ı teklif etmek
durumunda kalmıştır. beşiktaş dersen, istiklal'deki
demirören avm'nin demirören'e bir rüşvet olduğu
aşikardır. trabzon zaten "ince ayarcı bakan"
şahsında çoktan elden gitmiştir. fenerbahçe dişli
çıkmıştır, aziz yıldırım teslim olmamıştır,
nihayetinde teslim alınmıştır. projedeki ilk isim
olan murat ülker için önce bir kamuoyu yoklaması
yapılmış ve bu ismin "kör gözüm parmağına" olduğu
ortaya çıkınca ikinci isim üzerinde çalışmalar
başlamıştır. tıpkı demirören'e verilen rüşvet gibi,
fenerbahçe için düşünülen ikinci isme de rüşvet
olarak startv verilmiştir. adı geçen isim önceden
hazırlık yapmış, sahibi olduğu ntv'den can dündar'ı,
banu güven'i göndererek proje için biçilmiş kaftan
olduğunu gerekli mercilere kanıtlamıştır. artık
düğmeye basılma zamanı gelmiştir. bu isim sayesinde
son kale olan fenerbahçe de avuç içine alınacak ve
futbol sektöründe dönen devasa paranın nasıl yavaş
yavaş el değiştirdiği, sermayenin nasıl başka ellere
döndüğü apaçık görülecektir. sağılacak inek olan
fenerbahçe'nin küme düşürülmesi futbol sektöründe
dönen devasa paranın yarısına yakınının kaybedilmesi
anlamına geleceğinden, ve artık fenerbahçe de gerekli
mercilerin güdümüne gireceğinden düşürülmemesi yeni
sermaye sahiplerinin işine gelecektir. puan silme
safsatasının ortaya atılma sebebi budur. ve biz
taraftarlar, renk aşkı sarhoşluğuyla birbirimize
atıp tutacak, yok sen büyüksün yok ben büyüğüm,
sen şikecisin, ben temizim, ben şike yaptığımda kanun
ortada yoktu şike suç değildi, seninki şike benimki
teşvik, sen yapmışsın ben teşebbüs etmişim, yok kupa
benim hakkımdı, yok senin hakkındı bla bla bla bla
söylemleriyle, ellerimize kollarımıza bağlanan ve
oynatıcının kontrolündeki iplerden kurtulmaya
çalışmadan kukla kukla ortalıkta dolaşacağız.
e hakettik, katlanacağız.
proje nesnesi iki şahsiyettir. birincisi
galatasaray'ın ele geçirilmesine müsaade
etsin diye getirildi ve başarı sağlanarak
galatasaray ele geçirildi. ikincisi
fenerbahçe'nin ele geçirilmesine müsaade
etsin diye getirilmeye çalışılıyor.
fenerbahçeli şimdilik direniyor. ama
nereye kadar? ali koç bile yıldırılmış
durumda.
ferit şahenk başkan olursa, fenerbahçe'nin
alacağı yeni isimdir. başkanın cemaatçi
olmaması, ünal aysal örneğinde olduğu gibi
takımın cemaatin emrine girmesine engel değildir.
ferit şahenk de, tıpkı ünal aysal gibi iktidara
ve cemaate gebedir. bunlara hiçbir zaman gebe
olmayacak olan ali koç yıldırılıp fenerbahçe'den
uzaklaştırılmaya çalışılıyor.
(#14349193)
deniz baykal'ı ve mhp'li üst düzey
yetkilileri başrolde oynatan pensilvanya
prodüksiyonun elinde bulunan nadide bir
filmdir. diğerlerinde olduğu gibi bunda
da, biri erkek biri dişi iki oyuncu
vardır. her iki oyuncu da bu filmin
gösterilmesini istemez. özellikle er
kişi çok önemli bir yerde olduğundan
pensilvanya prodüksiyonun şantajlarına
boyun eğip hizmet köpeği olmuştur.
an itibariyle skytürk'te, "mahkememize
yeterli delil gönderilmedi, bu yüzden
beraat ettirmekten başka çaremiz kalmadı"
diyen 14. ağır ceza mahkemesi heyet
başkanı olan hakim. muhtemelen en kısa
zamanda görevinden alınarak sürgün
edilecek hakim. görevden alınma nedeni,
suçlu oldukları aşikar olanları beraat
ettirmek değil, devletin ve emniyetin
kumpasını televizyona bağlanıp ifşa
etmek olacak şahsiyet.
hrant dink cinayetinin örgüt işi olmadığını,
iki-üç kişinin işlediği adi bir cinayet
olduğunu söyleyen mahkeme kararından sonra
yapılacak olan eylemlerde, isyanlarda,
vicdanlı insanlarla beraber hareket etme
fırsatıdır. isyancıların, eylemcilerin
arasında görülebilecek birkaç başörtülü
kardeşimiz bile, kendilerine yakıştırılan
"kapalı kafa" sıfatından arındırabilir tüm
samimi başörtülüleri.
(#14045610)
oyuna gelmek istemeyen, gerçek
fenerbahçeli'nin isteyeceği durumdur.
fenerbahçe'yi düşürmeden, cincon ve öteki
takımların fener'in etinden sütünden
faydalanmalarına devam etmesini sağlamak
için puan silme metotları aranıyor.
fenerbahçe'nin olmadığı ligde,
cincon da dahil hiçbir takımın statları
dolduramayacağı, yayıncı kuruluşun fahiş
paralarla yayın ihalesi almayacağı
aşikardır. fener hangi ligde ise, o
ligin marka değeri artar. fener bir alt
lige düşsün ve sonra yayın ihaleleri
yapılsın, görelim. hangi lige daha
fazla para verecekler. bir fenerli
olarak, puan silmeye hayır, küme
düşmeye evet.
"birinin iktidarında idam cezası vardı,
ötekinin iktidarında idam cezası yok"
şeklinde karşılaştırılabilecek iki siyasi
örgüt. askeri cunta döneminde idam
edilenlerin sayısına bakmak gerek. ve
sonra akparti iktidarında, idam cezasının
yerine konan "ağırlaştırılmış müebbet
hapis" istemlerine bakmak gerek. zira
idam cezası kalkmış olmasaydı,
"ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezasının
yerine "idam" cezasıyla yargılanacaklardı.
yani birinin idamlarının sayısı ve
ötekinin müebbetlerinin sayısına bakmak
gerek. hangisi daha fazla görmek gerek.
ve sonra hangisi fazlaysa, onu lanetlemek
gerek.
artık tavşan etiyle yapılmayan, lezzeti
muhteşem bir malatya yemeğidir. çok
eskilerde tavşan etiyle yapılırmış fakat
uzunca bir süredir tavşan etiyle
yapanların sayısı azalmış. şimdilerde sığır
veya kuzu ve hatta tavuk etiyle yapılıyor.
kullanılan etin kemikli olması makbul, ki
zaten malatya'da ekseriyetle kemikli et
tüketilir. kemiğin iliğinin et suyuna verdiği
tat başka hiçbir şekilde elde edilemiyor
çünkü. kemikli et salçalı suda bir güzel
pişirilir. biraz tereyağı katkısı hiç fena
olmaz. tuzu da burda katmak doğru olur. sonra
halka halka doğranılan soğanlar tereyağında
kavrulur. kavrulurken, az önceki kemikli etin
suyundan da güzelce ilave edilir. et suyunun
hepsini katmak pişmanlık getirir, zira az
sonra tekrar lazım olacak. et suyu katılan
kavrulmuş soğanlara pirinç de ilave edilir.
pirinç bol olmalı, nihayetinde bu yemek bir
nevi etli pilavdır. pilav pişerken, kalan et
suyu tekrar ısıtılıp, tuzla dövülmüş bol
sarmısak da katılır. şimdi finale gelinmiştir
artık. geniş bir tepsiye iki büyük kuru yufkayı
üst üste serilir. hazır yufka kesinlikle olmaz,
bildiğimiz kadın yufkası, yani elde açma olacak
ve bu yufka önceden kurutulmuş olacak. serilen
iki kat yufkanın üzerine etli pilavın yarısı
dökülüp yayılır. iki kuru yufka daha alınır. bu
defa kuru yufkalar hazırlanan et sulu ve bol
sarmısaklı sosla güzelce ıslatılır. sosla
ıslatılmış iki yufka, tepsideki pilavın üzerine
üst üste serilir. etli pilavın kalan yarısı
tepsiye dökülüp yayılır. iki kuru yufka daha
sarmısaklı sosta ıslatılıp tepsinin üstüne iki
kat olarak serilir. yemeğiniz hazırdır. bu yemek
tabaklara servis yaparak yenmez. tepsi sofranın
ortasına konur, yer sofrası olması tercih
sebebidir. yiyecek olanlar tepsinin etrafına
dizilir. bakarlar ki sofrada kaşık, çatal vs. yok.
çünkü bu yemek elle yenir. bildiğimiz ellerle ve
o ıslanmış sarmısaklı yufkalar avuçlanarak,
avuçlarken alttaki etli pilavdan da yufkanın içine
bolca alacak şekilde yenir. insan bir kaç gün
sarmısak kokar, ama değer. arzu edilirse, ki
edilmese iyi olur, yufka sarmısaksız et suyu
sosuyla kullanılır. sarmısaklı sos kaselerde her
insanın yanında yer alır. tercih edenler, sofrada
bol miktarda bulunan kuru yufkaları kendi sarmısak
kaselerine daldırıp tepsiye öyle dalar. iki ucu
boklu değnek olan bir yemektir tavşanlı yufka.
ortası yoktur, ya insanın ağzının suyu akar,
ya midesi bulanır. bu satırların yazarı, ağzının
suyu akan kesimdendir. afiyet olsun.
malatya'da yemeklere konulan ekşi türüdür.
antep'in nar ekşisi kadar popüler
olamamasının sebebi, kıvamının akıcı
olmamasıdır. akıcı olsa idi, tıpkı nar
ekşisi gibi şişelenip ülke dahilinde ve
haricinde kolaylıkla pazarlanabilirdi.
hafif pelte kıvamındadır. onunla yapılan
bamyanın tadına doyum olmaz.
türkler'in gururu olduğu söylenen hoca
efendiden beklenen harekettir. fransa'da
çıkan "soykırımı inkar yasası" sonucunda,
fransa'da "ermeniler'e soykırım yoktur"
diyenler para cezasına çarptırılıyor.
soykırım olmuştur ya da olmamıştır, o
ayrı bir tartışma konusudur ve eğer onu
bir tarafa bırakırsak, bu yasa düşünce
özgürlüğüne indirilen bir darbedir.
"soykırım vardır" diyen de, "soykırım
yoktur" diyen de dünyanın hiçbir yerinde
cezalandırılmamalıdır. bu noktadan
hareketle, fransa'daki zengin bir
işadamı ülkesinin çıkardığı bu düşünce
özgürlüğü karşıtı yasayı protesto etmek
için, "soykırım yoktur diyen türkler'in
para cezasını ben ödeyeceğim" demiş.
bravo'dur kendisine. dünyanın her yerinde
açtığı okullarla ve servetiyle övünülen
ve de türkiye'nin gururu denilen
fethullah hocaefendi'ye de onu
desteklemek ve "soykırım yoktur diyen
türkler'in para cezasını ben ödeyeceğim"
demek düşer. hadi bakalım, var mısınız
kampanyaya? "hoca efendi dinle, türkler'in
cezasını sen öde".
hangisinin önce olduğuna kafa yorulması
gereken sorunsallardan biridir. önce
salata keşfedildi ve sonra salataya
konan hıyar'ın adı bu yüzden mi
salatalık oldu? yoksa önce salatalık
keşfedildi ve salatalıkla yapılan bu
yiyeceğe mi salata dendi? eğer ikinci
seçenek doğruysa, içine salatalık
konmayan salatalara, söz gelimi havuç
salatasına neden salata deniyor?
salatalık konmayan salatalara da
salata dendiğine göre, neden
hıyar'ın adı salatalık?
burnunu karıştırmak isteyip de mahalle
baskısından dolayı bir türlü
karıştıramayan birinin, eğer bıyıklıysa
bunu avantaja çevirme şeklidir. önce
bıyıkla oynanmaya başlanır, gözler
etrafta dört gezer bakan var mı diye,
bakan yoksa parmak burna doğru sokulur,
hatta parmaklardan ikisi bıyıkta kalır,
iş görecek olan başka bir parmak burna
sokulur, iki parmakla bıyıkla oynanır,
tek parmakla burun karıştırılır. bakan
biri olduğunda burundaki parmak da
bıyığa iner.