Sevgili trabzonsporlu kardeşlerim, şimdi sizlere tüm fenerbahçelileri kudurtacak bir eylem tüyosu veriyorum,aziz çıldıracak dinleyin;
Aranızda para topluyorsunuz,hemen en yakındaki fenerium'a gidiyorsunuz.2000-3000 tane forma alıyorsunuz, sonra onu en yakın meydanda yakıyorsunuz....
büyük ateş çıkar ,basın filan toplanır harbi reklamınız olur. Önüne de, "2011 kupası bizim" diye bi pankart açtınız mı tamam...
'' bütün hayatımız boyunca beklediğimiz ve nereden geleceğini bilmediğimiz huzuru arıyoruz.
ve tükenmez huzur arayışımız hayatta kalmamızı sağlıyor.
aslında yalan söylüyorum. ben hiçbir şey aramıyorum ve beklemiyorum. sadece duruyorum. kaçanı da durduruyorum.
''durun!'' diyorum, ''gitmenize gerek yok.
onlar size gelirler.''
en basit pozisyonda bile saçma sapan bir vuruşla golü kaçırınca, iki eliyle başını tutarak şaşkın bir ifadeyle artislik yapmak. çimenleri tokatlamak....
rabbim şimdi bir polisi tutuklar gibi
değişik bir hayvan tıkanıyor göğüslerimde
menşei cam çocukların haysiyetiyle
pasiflora anlamında tiren koşayım
koşayım filmlerin adı bu olsun
şehre laciverd bir ceket gibi yakışsın yağmur
rabbim gör rabbim duy rabbim bağışla
rabbim kızın annesi bankada memur
sol yanlarım cumartesi küle çalışsın
mason teşkilatlara çapsın bisiklet
titreyeyim muştalara sapayım kopkor
rabbim kız okula geliyor, yaşasın cumhuriyet!
işte yeniden gür bir kapsül sürçsün eşikte
al sakallı bir kelebek başlasın bitsin
bu kestiğim sn kardeşim surları kesin
hayır judas düğünüme gelmeyeceksin!
semerkandı denetleyen bir dedektif mor
yar göğsüne salmadığım şu pürüz sicim
sakis dahi peşindedir bir kur’an’ım vor
eh onu da siyah kotumla giyeyim rabbim!
rabbim o tarz bir tiyatro gelsin bu şehre
haddinden fazla mermi küvezden seksin
rabbim rabbim ben de sordum sarı çiçeğe
ah beni de şu direğe bağlayın gitsin!
işteşimdi kör bir masat yorumluyorum
ham meçlere seyrediyor gözbebeklerim
öğrettiğin trenlerle baştan çıkayım
lübabeyim lübabesin lübabe rabbim!
"- sizi, demiştim, bir ayrılıktan hatırlasam,
gitgide soğuyan karanlığı ifade eden bir sesten...
- olmaz, demişti, hüznüm izin vermez!
- ama, demiştim, yalnızlığınız sanki bir kuğunun
kanatlarının kopartıldığı rüzgarlarla şekillenmiş...
- bilmem, demişti, belki kokum öyle istemiş! "
................