dtp'nin federasyon önerisi ile yine gündeme gelmiş saçmalıktır. daha önce başka bir sitede bununla ilgili yazmıştım. nerdeyse 1 sene olmuş. ısıtılıp ısıtılıp önümüze konduğuna göre birileri çok planlı çalışıyor. ama bu işin bir de aması var.
nasıl bir yöntem olduğu çok açık. demokratik kısmı içi boş bir kavram olduğundan, özerklik terimi öne çıkıyor. özerkliğin bir üst aşamasının bağımsızlık olduğu da malum.
ancak bu yöntemi öne sürenlerin gözlerinin milliyetçilikten ve ırkçılıktan kör olduğunu söylemek de yanlış olmaz. o kadar gözleri kararmış ki; bir şekilde bu amaçlarına ulaştıkları zaman olabilecekleri hesaplayamıyorlar.
özerk bir kürt bölgesi oluştuğunda, ülkenin diğer taraflarında yaşayan kürtler ne olacak? bu soruyu kendilerine hiç sordular mı acaba? bağımsızlığa giden özerk bir bölge varken, kürt vatandaşlar istanbul'da, ankara'da, antalya'da, izmir'de ağız tadıyla yaşayabilecekler mi? insanların tepkisiyle karşılaşmayacaklar mı? ortaya çıkacak gerilimin eninde sonunda bir mübadele ile sonuçlanacağını, kürt milliyetçileri düşünmek istemiyor. bu tür bir mübadele den en fazla zararlı çıkacak kesimin kürtler olacağı çok açık. yazık olmaz mı bu insanlara ? türkiye için gurur kırıcı olur bu durum ama ekonomik ve sosyal olarak bir kayıp olup olmayacağı tartışılabilir.
işin bir diğer tarafı da özerk bölgenin ileride kuzey ırak'taki kürt yönetimiyle birleşme olasılığı.
kürt milliyetçilerinin hiç düşünmediği, düşünmek istemediği ve hesaplamadığı (ya da birilerine güvendiği için hesaba katmadığı)bir çok unsur var. arap ülkelerini ve kuzey ırak'ı onlarca kere görmüş biri olarak söyleyebilirim ki, kuzey ırak'lı kürtler arap kültürüne çok yakındır. neredeyse kültür olarak araplaşmışlardır. türkiye kürtleri ile ırak kürtleri, kültürel açıdan derin farklılıklar gösterir. sünni islama neredeyse radikal biçimde bağlı ırak kürtleri ile alevi inancına bağlı kürtler eninde sonunda ters düşeceklerdir. eğer sadece dil ve köken bir devlet kurmak için yetseydi, türkiye türki cumhuriyetlerle çoktan birleşmişti. ama yetmiyor işte.
aşiret kültürüne sıkı sıkıya bağlı, tutucu kuzey ırak kürtleri ile türkiye kürtlerinin demokratik! bir devlet kuracaklarını ve orada sorunsuz yaşayacaklarını düşünmek bana çok gülünç geliyor. düşünebiliyor musunuz bir tarafta her sözü emir sayılan, aşiret şefi barzani ya da talabani diğer tarafta türkiye'yi ve demokrasisini beğenmeyen ve demokratik bir ülke isteyen dtp liler!!
traji-komik yazılarına, ancak taraf gazetesine yakışır yorumlarına bir yenisini ekleyen eski yazar, yeni akp basın sözcüsü. bugünkü yazısı ibret için kesilmeli ya da yazıcıdan bastırılmalı ve onlarca yıl saklanmalı. bir insan koşullara göre nasıl değişebilir, bir "aydın" nasıl bu kadar kendinden ödün verebilir sorularının cevabını görmek için okunmalı.
hiç kimse ve hatta engin ardıç bile kendinden bu kadar ödün vermemeli. değmez be.
destekleyenleri çok komik gösteren bir söylemdir. aklıma hep elektrik direğinin arkasına saklanmaya çalışan fili getirir. adamlar hem faşist askeri diktatörlükten şikayet eder hem de onun yerine faşist askeri diktatörlük kurmaya çalışır. zeki çocuklar.
bu tür söylem sahiplerinin yaşam tarzlarına, eylemlerine bakıldığında görülen şeyler: şiddet, kavga, diğerlerinin görüşlerine saygısızlık, huzursuzluk çıkarma, kendi görüşlerini kabul ettirmek için gerekirse karşısındakini şiddet yoluyla bertaraf etme gibi medeni eylemlerdir. aynı tür eylemleri hitler ve stalin gibi tarihin en hümanist en insancıl şahıslarında da görebilirsiniz.
müritlerine şu soruyu sormak istediğim kişi: 1000 yıllık tarihimizde yunan ortodoks papazları kaç tane türk'e kefil olmuş ve onu desteklemiştir? bu soruya cevap verebilen mürit/şakirt kardeşlerimize birer adet kuran ve birer adet de mevlana'nın mesnevisini hediye edeceğim. belki biraz olsun islam dinini öğrenebilirler.
amerika'da kalmak için referans gösterdiği kişiler arasında, türkiye'nin ve türklerin can düşmanı yunan ortodoks kilisesinin papazları da olan şahıs.
iyi düşünmek istiyorum ve bu papazların; hocaefendi hazretlerinin inayetiyle islamın doğru yolunu bulup, türk düşmanlığından vazgeçeceğini umuyorum. çok mu iyi niyetliyim.
tarım sektörüne dünyadaki en büyük desteği (teşviği)veren ülke olan abd'nin yapmasına şaşmadığım olay. adamların tek baktığı ülkelerinin çıkarları. kutlamak lazım.
devletin verdiği görevi yaparken şehit olmaktır. hindistan ya da çin ve hatta kuzey kutbu büyükelçiliği farketmez. hiç bir polis amirine "kusura bakmayın ben bu ülkeyi sevmiyorum, önünde nöbet bekleyemem" diyemez.
görevini yaparken şehit olan anadolu çocuklarının mekanı cennet olsun.