17.10.2016 tarihinde LG G3 telefonumu açılmama sorunu sebebiyle yetkili servise verdikten sonra 20 gün boyunca standart prosedür olan yedek parça bekleme işlemi başladı ve 20 iş günü sonunda sona erip telefon değişime girdi. Taahhüt edildiğine göre telefonum LG G4 adı verilen kronik sorunlu bir telefonla değişecek. Fatura benim üzerime olsaydı hiç düşünmez ürün iadesi isterdim.
Esas sorunlar değişime gittiğinden sonra başladı.
Yaklaşık 1 aydır ondan bundan bulduğum idarelik telefonlarla iletişimimi gerçekleştiriyorum ve 2016 senesinde mağarada yaşayan insanlar gibi nokia'nın eski düşük modelli telefonunu kullanıyorum. Yedek telefon isteğimi de yerine getirmediler ve şu anda tamamen mağdurum. Ürün için değişim onayı 8.11.2016 tarihinde verildi. Yani o günden bu yana gereksiz bir şekilde bekletiliyorum. Ürün stokta var mı diye sorduğumda olumlu yanıt alıyorum fakat neden depodan ürünün çıkmadığı konusuna herhangi bir cevap alamıyorum.
Dün öğle saatlerinde bir bayan ile görüştüm ve kendisine oldukça sertçe artık telefonun verilmesini istediğimi belirttim. kendisi bu konuda bilgi alamadığını, bana geri ulaşacağını söyledi. 2 saat sonra tekrardan arayıp telefon depodan çıktı, yollanmış gözüküyor gibi bir bilgi verildi. Pek inanmadım, çünkü LG firmasının ne kadar rezil, kepaze bir firma olduğunun bilincindeyim. Bugün tekrar aradığımda farklı bir bayan ile görüştüm ve kendisi tahmin ettiğim gibi ürünün hala depodan çıkma aşamasında olduğunu, daha ürünün çıkmadığını, bana kim bilgi verdiyse onun için bir şikayet maili atmamı söyledi. Dün verdikleri mail adresine zaten bir gönderim yapmıştım, 24 saat içinde maillerimizi cevaplıyoruz olayı da tamamen yalandır. Baya da sert konuşmama rağmen bir sonuç alamadım.
Sonuç: 40 güne yakındır telefonsuzum, LG yalan yanlış bilgiler vererek müşterilerini kandırıyor, sorunum halen çözülmedi, bir daha LG telefon alanın sülalesini öpsünler.
pamukkale üniversitesi senato kararıyla, kampüs içerisine araç girişleri 10 ekim 2016 tarihinden itibaren güvenlik amacıyla! ogs yapılacak adı altında öğrencilerden para isteniyor. Kampüsteki güvenlik açısından tabii ki önemli, hırlısı var, hırsızı var. Bunun öncesinde turnikelerden başkasının öğrenci kartını alanlar rahatça geçebiliyordu. Buraya kadar bir sorun görünmüyor, asıl rezalet burdan sonra başlıyor. bu ogs için öğrencilerden istenilen dönemlik ücret tamı tamına 250 türk lirası! Ve haftada bir gün bile okula araçla giden bir öğrenci bu ücreti ödemek zorunda. Yani örnek vermek gerekirse benim derslerim haftada 2 gün. ve ben 6 ayda bir benim aracımın anca 1 senelik vergisi olan 250 türk lirasını ödemek zorundayım. Pamukkale Üniversitesi rektörünün adı (bkz: hüseyin bağ), darbe girişimi sonrası atanan, oldukça demokratik kararlar veren öğrenciyle iletişimi oldukça kuvvetli bir insan ve kendisine twitter üzerinden her an ulaşmak mümkün. ancak bu karar konusunda gelen tepkilere açık açık dalga geçen cevaplar vermiş.
örnek vermek gerekirse öğrencinin biri 98 model arabasına yılda 112.5 tl vergi ödediğinden bahsetmiş, rektörün cevabı şöyle;
öğrenciler uygulamanın tamamen kaldırılmasını değil fiyatların makul ücretlere çekilmesini istiyor, bu konuda change.org üzerinden bir kampanya başlatılmış ve özellikle bizden destek bekliyorlar. en dikkat çeken sloganları ise “biz müşteri değil öğrenciyiz.” manidar. Ben de burada okuyan bir öğrenci olarak bu kampanyaya siz sözlükten destek bekliyorum. herkese teşekkürler.
geçmişinde bir gün o yatakta bir gün bu yatakta yatıp, önüne gelene veren sonrasında ise saf bir çocuk bulduğunda peşini bırakmayıp şöyle aşığım, böyle aşığım, ne olur görüşelim diye yalvaran kızdır.
Eğer bildirimleriniz açık ise, her akşam 6 gibi "FLAŞ! FLAŞ! Yıldız futbolcu takımdan ayrılıyor." tarzı haberleri gönderip, içeriğinden furkan özçal'ın çıktığı uygulamadır. illallah dedirtmiştir, söz konusu "milliyet habercilği" kavramına mobilite eklemişlerdir.
örneğin; -aa bak oğlum, bilmem ne firmasında şu vardı bunu aldık.
-Anne- baba ne kadara aldınız bunu?
-(ilk başta pahalıya aldığını düşünmemem için) Valla çok güzel fiyata aldık.
-Yani ne kadara?
-500 den 300'e düşmüş.
-He iyi de, bunun ederi zaten 200 neden sormadınız? Ben bunu geçen gün internette gördüm.
-Senin gördüğün farklısıdır biz bunun garantisini de uzattık vs. vs. diye uzayan giden bir konuşmanın neticesinde aslında malın değerinin çok daha az olduğunu hiç bir zaman kabul etmeyen ebeveynlerdir diye de açıklanabilir.
entry'nin ve başlığın içeriği aksine, müslüman ve türbanlıların inancı zayıf olanlarla veya inancı olmayanlarla sorunu olarak değişse daha doğru olur. Ezik kelimesi çoluk çocuğun kullandığı kelime olduğu için azıcık saygılı olalım dedik. demokratik ülkedeyiz. Kur'an'da dahi isteyen istediği inancı yaşayabilir deniliyor. Dinde zorlama yok deniliyor. Fakat gel gelelim bu odun kafalar oruç tutmuyor diye adam linç etmeye girişiyor.
Ek: Düşünce özgürlüğü gibi bir kavramın ülkemizde olduğunu düşünen ya burada yaşamıyordur ya da hiç bir şeyin farkında değildir.
Bu günün ilk saatlerinde başıma gelmiş bir durumdur. Uzunca bir vakittir beğendiğim bir kızı Facebook sosyal ağı üzerinden eklemem sonucu, "Merhaba" yazmamın akibetinde gelişen cevap; " ya sen kimsin hayırdır?". Kişinin psikolojisi ya bitiktir ya da özel günlerini ölümcül yaşıyordur.
beni oldukça şaşırtan bir durum olmuştur bu,bizim milletimiz(ben dahil) ibrahim tatlıses dinlemezken elin oğlu buna nasıl dayanıp onu dinleyerek beste yapıyor anlayamıyorum.
bu seçimlerde ister bdp,ister mhp,ister chp oy çoğunluğunu alsın,vaat ettiği çoğu şeyi gerçekleştiremeyecek.bu da iktidar olunca bir siyasetçinin nasıl değişeceğinin göstergesidir.siyasetçilerin hepsi aynıdır,kendilerini düşünürler,apolitiklik ne güzel şey.
tesadüf müdür bilemem ama ben dahil birçok tanıdığım gitaristin alt katında bu tür yaşlı insanlar vardır,distortion açıp,ufak bir vol. arttırdığınızda kendileri aşağıdan bastonla yukarıya doğru vurur.en azından benimkinde böyle.daha başka yöntemleri de var tabi.
Bu kız modelini pek anlayabilmiş değilim,gece olunca veya insanları rahatsız edince pek hoşuna gider bunların.Diyalog halinde yazacağım örnek bir konuşmayı.
3 karakter var burada kız,içsesim ve dışsesim.
telefon çalar.
içses ve dışses birlikte:hay amına koyayım kim bu saatte
telefona bakılır arayan **** kişisi
içses ve dışses:hasiktir ya neyse dur açayım gece boyu aramasın(telefonun açık kalması gerektir,anneniz babanız arar falan=
telefon açılır.
kız:selam ya uyumuş muydun?
içses:tabi anasını satayım uyudum senin aramanı mı bekleyeyim
dışses:evet ya uyumuştum yorgundum da.
kız:bu saatte mi?
içses:siktir git bu saatin nesi var gece 2.napalım 5 te sabah ezanıyla birlikte mi yatalım?
dışses:hayır zaten uyuyalı çok oldu.
kız:çok üzgünüm ya uyumazsın sanmıştım
içses:bu saatte mi?lan saat gece 2 benim bu saatlerde götümde pireler uçuşur,senin tuzun kuru tabi yorulmuyorsun iş güç yok.
dışses:yok ya sorun değil ne olmuştu.
kız:hiç bir şey olmadı sesini duymak istedim.
içses:lan gündüzler çuvala girdi herhalde bu saatte aramanın sebebi ne 900 lü hatlar mı burası?
dışses:hmmmm..
kız:neyse ben meşgul etmeyeyim iyi geceler.
ve telefon kapanır.
dışses ve içses:senin gelmişini geçmişini sikeyim gerizekalı beni bunun için mi aradın denilir,kalkılır bir su içilir,uyku gider ve sizde uyanmış kendinizi disko kralı izliyor olarak bulursunuz.
son dönemlerde anlam veremediğim olaydır,site ismi bulmak bu kadar zor mudur ki sen başına aptal bir kelime ekleyip sonuna tube'u yapıştırıyorsun.hele facebook açıldığından beri bu tür tube kelimesi ile biten siteleri görmek kesinlikle daha çok mümkün oldu.elim ayağım dolaştı yine sinir oldum.
bu sitelerin genelde ortak özelliği bir video izleyecekseniz bunu sizin için ölüm haline getirmesi,yok şuraya tıkla şu açılacak yok amuda kalk 5 saniye bekle sonra reklama tıkla sonra göbek at video açılır gibisinden zorunlu yaptırımda bulunmasıdır.
bir kafede otururken arkamdaki 1 kız ve 2 erkeğin behzat ç'yi yanlışlıkla söyledikleri isimdir.Yav arkamı dönüp siz harbiden salaksınız ne behçeti diyesim geldi ki olay çıkmasın diye dokunmadım,sus pus oturdum.