ay bakıyorum da herkes kavga ediyor. izlemesi zevkli evet, insanın kavga edesi geliyor. boyum 193 yaşım 21 ay bunları neden buraya yazıyorsam pardon kızlar ya. tabii ki kızlara hitap edicem. neyse. ya bakın şimdi. hadi kavga edelim.
tohumlar fidana fidanlar ağaca. pof ya nalakası var. nys.
öncelikle bunu o işlevsiz kafanıza sokun. bi çocuk ölünce aa suriyeli aaa sığınmacı demek nedir? insanlığınıza noldu lan sizin? merhametinize n'oldu söyleyin! görmeseydim keşke o haberi derken görmeseydim keşke yorumları zalim görüşleri dedim. n' oluyor bize?
çocuklar ölürken isa ya da muhammed geçmez akıllarından. allah baba geçer, din nedir bilirler mi, allah baba koruyacaktır onu!
çocuklar ölürken ırklara sövmez, renklerini bilmez, belki en son annesinden dinlediği ninni gelir akıllarına.
insan olun lan! yeter! ben utanıyorum geldiğim yüzyıla yaşadığım evrene gördüğüm yüzlere her gün sövmekten. ben utanıyorum.
Bir arkadaşım vardı, çocukluktan beri tanışırdık. Ben güzel olandım, o da çirkin etraftakilere göre. Her şeyi beraber yapardık. Kimseyi umursamazdık. Sonra liseye geçince ayrı düştük. Başka arkadaşlarım oldu, çok dışladım onu. Aylarca görüşemedik. Arayamadım. Bir keresinde mesajlaşmıştık sadece. Bana ne kadar iyi arkadaşlar edindiğinden, hoşlandığı çocuktan bahsetmişti. Her şeyin çok güzel gittiğinden, hiçbir sorun yaşamadığından... Sonra bir gün evlerine gittiğimde annesi bir saate kadar okuldan döneceğini söyledi. Odasında bekliyordum. Yatağının üzerinde bir defter buldum. Bir yılı aşkındır görüşmüyorduk, ikimiz de günlük tutardık ve sadece birbirimize okuturduk. Buna güvenerek açtım defteri. Okudum bensiz geçen her gününü. Fakir bir aileydiler, babası o iki yaşındayken ölmüştü bu yüzden ilkokul mezunu annesiyle yaşıyorlardı. Annesi de haftada beş gün temizliğe giderdi evlere, apartmanlara, işyerlerine. Yazmış hepsini. Sonra başlamış anlatmaya. Sınıftakilerin annesinin temizlikçi olduğunu nasıl öğrendiğini, hoşlandığı çocuğun o ve kilolarıyla nasıl dalga geçtiğini yazmış. Nasıl her Allahın günü zorbalık gördüğünü, öğretmenlerinin buna nasıl da göz yumduğunu anlatmış. Yemek yerken ona sanku suç işliyormuş gibi bakan insanları yazmış. Kötü ve yalnız hissettiği için kendini nasıl da yemeye verdiğini yazmış. Onlarca diyet listesi kazımış günlük sayfalarına. Kilo verme girişimlerinin nasıl hüsranla sonuçlandığını, sonunda da daha fazla kilo aldığını yazmış. Okuldaki ince ve zengin kızlar o ve annesiyle dalga geçip ezerken kimsenin onu korumadığını, boşlukta hissettiğini yazmış... Öyle şeyler yaşamış ki, o insanlar yüzünden benim utanç damlalarım akmıştı gözyaşlarımdan. Dayanamadım. Defteri kapatıp yerine koydum ve annesinden özür dileyerek bir yere gitmem gerektiğini söyledim. Eğer beni böyle görürse bana anlattıklarının yalan olduğunu bildiğimi yani günlüğünü okuduğumu anlayacaktı. Tatil yaklaşırken her akşam aradım onu, her sabah günaydım mesajı attım. Oyuna devam ettik, ama onun karşısına çıkacak yüzüm yoktu. Aradan üç hafta geçmişti ki, intihar haberini aldım. Odamda, arkadaşlarımdan biriyle telefonda konuşuyor ve babasına ne kadar yalvarsa da istediği cep telefonunu almamasından bahsetmesini, hayatından nefret ettiğini söylemesini dinliyordum. Onu teselli ediyordum. Başından beri yanlış kişiyi teselli ediyormuşum. Annemin gelip bana o gözlerle baktığı an hâlâ aklımda. Bir insanı nasıl da yer hayat, nasıl da bezdirir anlıyor musunuz? Asıl sorun babanızın size istediğiniz son model cep telefonunu almaması değil, annenizin harçlıklarınızı indirmesi hiç değil. Asıl sorun yenemediğiniz o önyargınız. Çünkü kimse o yağ dolu bedenin altında atan bir kalp olduğunu düşünemiyor. Bu iğrenç. Bu insanlık dışı. 15 Yaşındaki bir kız size ne yaptı? Yemek yemeyi sevdiği, değiştiremediği sivilceli suratı için dışlanmayı mı hak ediyor? Bir kez olsun düşünmeden konuşmayı bırakın ve en azından insan rolü yapın. Çünkü sizin 5 saniye içinde söyledikleriniz, karşınızdakini saliseler içinde uçuruma sürüklüyor ve kimse o atlarken tutmuyor.
acilen başlaması ve yürütülmesi gereken kampanya. böylelikle sözlük seviyesi yükselecektir. keza biliyorsunuz, bir ayfonun yerini yalnızda bir ayfon tutar.
belki büyütülme şekli belki hayata baktığı pencere belki de uzun uğraşların boş olduğunu görme dürtüsüyle olağan durum. para pul şöhret için evi kutu gibi değil de dublex olsun arabası standart değil de lüks olsun diye çalışan çırpınan bunla birlikte dostlukları hiçe sayan beş kuruşa insan satan zihniyeti anlayamamışımdır.
geçiniz efendim dünyevi şeyleri geçiniz. bol bol uyuyunuz ve de.
kime göre neye göre çirkinlik sorularına binayen hazırlanmış testtir.
yanınızdaki birine ben güzel miyim diye sorun. cevap:
evetse size acıyıp evet deme ihtimali var yemin et deyin
yine evetse başından savma amaçlı ihtimaline ne kadar güzelim mesela deyin
dünyalar kadar derse maalesef çirkinsiniz malum dünya çok küçük
hayırsa hayırlısı olsun çirkinsiniz
evet bu teste bakarak çirkin olup olmadığınızı belirleyebilirsiniz. yani.