plajda arkadaşın ayağını deniz kabuğu kesmişti oksijen suyuyla yarayı temizlerken şakasına gelip o ellerle dizime vurdu nedendir bilmem ama orası bronz kaldı.
cuma günü 19 yaşında oluyorum... sözlük yazarlığını o kadar ufak yaşta almışım ki bazen ben bile kendime inanamıyorum. kendimi iyi kamufle etmişim helal olsun demeden geçemiyorum.
o ufacık yaramaz torunun bir anda büyümesi bir anda olgunlaşmasıdır bazen. Son nefesinde yanında siz varsanız eğer "dedee nolur" diye istemsizce bağrınırsınız seni duyup nolurunu yine kıramaz belki düşüncesi ile... Küçüklüğünün geçtiği köşelerde onu görmektir çoğu zaman. çocukluğu özlemektir her geçen gün, artan özlem olur zamanla o yaramaz çocuğun dedesinin sırtına çıkıp kendini dünyanın en şanslı varlığıymış gibi hissetmeyi özlersin. kızmayı bilmeyen adamın ama masmavi gözlerine bakınca ne demek istediğini anladığın süper kahramanından olmaktır. en kötüsüde içine oturan sözlerdir. üniversite sınavında ilk defa yokluğun o kadar çok koydu dede... "senin düğününde karşılıklı oynarız" demelerin gelir aklıma günü geldiğinde. çok özledim seni mavi gözlü adam hiç olmadı rüyalarıma gel boynuna atlıyım bir kere daha. kış geldi üşümüyorsun dimi dede ?
"zombi olsun yani bööyle temiiiz döşü kıllı, kadın gibi de değil de yorgan gibi de olmayacak ama kıllı olacaak, yüzü de tıraş olduğunda bööle kaymak gibi olacak" ona göre bul sözlük.