hem asker hem de ressam'dır.mühendishane-i berr-i hümayun'u bitirmiş, kut'ül amare savasını kazanmıştır. enver pasa, halil pasa'nın yegeni olur.
(bkz: enver pasa)
arnavutköy, çengelköy, bostancı, pendik semtlerinde resimler yapmıştır. bu nedenle ''boğaziçi ressamı'' olarak da anılır.
Portakal Sanat ve Kültür Evi tarafından 1996 Baharından bu yana üç ayda bir Türkçe olarak yayımlanan P Dünya Sanatı Dergisi, yılda üç kez de P Art and Culture Magazine adıyla ingilizce olarak yayımlanıyor.
sozde modern insan modelidir. amerikan filmlerindeki gibi iceriye paldır kuldur dalıp selam derler. ilerleyen dakikalarda bir ayagini diger ayaginin ustune atmak suretiyle temizlik hastası ev sahibini tekrar tekrar çileden çıkarırlar. tabii bizim misafirperver ev sahibimiz pek birşey çaktırmaz. gulumsemek suretiyle içinden bildigi tüm küfürleri sayar. elbette ayakkabıyla dolasma olayının çeşitli nedenleri de olabilir. (bkz: yırtık corap) fesatça düşünmenin lüzumu yoktur.
en nihayetinde budakli mese odunu bulunup dovülür.
tadından yenmeyen sagopa kajmer şarkısı...
sözleri şöyledir;
yarını olmayan dünlere yazılmış her şiir ve şair olmuş her fikir ki kaleme düşmüş her sözü. hep karanlık anlatıldı şarkılarda günyüzü. yalpalayan ömürler aşikar hüzün görüntüsü. yalnızlıkla sevişir oldun, karanlık hep zifir ve gökyüzünde güneşin doğum sancılarını bekledin. doğmamış çocuktu doğacak, her ışık hazin sihir ki; hediye olacak her yarın manevi hazinedir, vasiyetimdir, cümlelerimin her kelimesi sahi asi, sagopa yorgun tek tabanca 26 arifesi. kimler önüne geçebilir zamanın akışının, cümlelerimin noktalarına kaç zamanda ulaşırım. yaşarım iskeletler diyarında bir et parçasıyım. varımı yoktan aldım. daldım çoktan derin uykuma vardım, beklemekle geçti yıllarım ve kar beyazdı saçlarım, karamsar yazdı rhymelarım ve tarumardı sabrım, harbi yaşadım benliğimle çok savaştım yazdım olmadı ve kaçtım, rap uzattı elini çekti kulağımı. yaz dedi! emir bir farzdır. farzın adresinde sen ikamet halinde, bu tanrı dan bir arzdır. öylesine güç oldu, böylesine bir gidişi resmetmek, kalemi makina yaptım, her çizikte kareler aldım, sundum önüne yaradanın ve bekledim cevabını, hep cevapsız kaldı çağrım, bağırdım!...
nakarat
raks edemedim yine yenildim, aksimi göremedim kör oldum
haksızın vuramadım şakağına, baksın kör gözlerime...
çuvala konulan her ölüydü günüme zehri zerkeden ve yuvası yıkılan her virandı parasal harbe itilen, zoraki savaşa alınanlardı okulu terkedenler ve eli bıçaklı her bebeydi kabusumda raks edenler, buna da çok şükür demekle geçti onca garibe sene ve lehine gidişi rehine tuttuk fethine kalktık, olmamış diyarların adını koyduk,otura kaldık, kıçımız üstü isyan ettik kadere sıvadık horoskoplarınla yarına bir bakış mı bugünün, aksilikle geleni dışlamak mı sömürün, hepiniz gömülün, fallar oynasın bu oyunu,sallar sallasın sonunu, bir duada gizli ödülün, bir nazarda saklı hüznün, temelli var oluş hayali, boşunadır vaatleri, sisteminde virüsü saklar her beyin ve an çatar atak yapar ve bin çuval ceset kapar, tenhalar yüz görümlük, yurt olur zaman donar.
sagopa ve kolera'nın kalp atışlarım isimli şarkısında geçen, oldukça felsefi anlam içeren söz öbeği.* tabii bunu söylerken kolera'nın ses tonuna da dikkat ediniz sayın uuser arkadaşlarım. o ne güzel vurgulama, o ne güzel ses tonu...
bacak kadar çocukcağızlara, öss sorulardan çok daha zor soru sorarak zavallıcıkları sinir stres'e sokan 2006 oks sınavının üzüntüye boğacak olan sonuçlardır. *