1 saat 25 dakikalık bir izlence. Dünyalı kadın-erkek ilişkisini hafif bir belgesel usulü ile anlatmışlar.
Mutlaka izlenmesi gereken bir film olmasa da seyir esnasında insanı sıkmamakta.
Ekstra: Film Carmen Electra'nın gençlik pınarlarının taştığı yıllarda çekilmiştir.
ilk olarak 4-5 cümle din,ırk vb. eşitliklerinden bahsettiğimi düşünün. Tekrar değinmeye gerek yok, yukarıda çokça bahsedilmiş zaten.
Son yıllarda internetten takip edebildiğim kadarıyla belediye başkanı olduğu Ovacık'ta güzel işler yapıp, halkın saygısını kazanmıştı. Bu da zaten gördüğümüz üzere tunceli seçimlerinde de etkili olmuş.
Başarılı olmasını isterim, elinden geleni zaten yapacaktır da. Konuşmalarını dinleyince çok da içten biri imajı veriyor insana.
Engelleyeceğim kişileri bu başlık altından seçiyorum. Daha temiz bir sözlük için baya faydası oluyor. Troll kirliliği kendi özelimde bir nebze azalıyor.
Benim için tüm ygs konularıydı sanırım, dolaylı olarak baya da başarılıydım onlarda. Eğlenceli bir aktivite yapıyor gibi hissederdim.
Düşününce çok da zaman geçmiş üstünden..
Bu konuya dair merakı olanlara Falih Rıfkı Atay'ın Zeytindağı adlı kitabını tavsiye ederim.
Kitapta bahsettiği beni etkileyen kısımlar mesela:
'Arap coğrafyasında ‘Türk müsünüz?’ sorusunun cevabı çoğu zaman ‘Estağfurullah’ idi...'''
Aynı coğrafyaya ithafen: ‘Bu kıtaları ne sömürge, ne de vatan yapmıştık. Osmanlı imparatorluğu buralarda ücretsiz tarla ve sokak bekçisiydi.'
'MUAF' adlı 2. albümünü çıkartmış reis. Gündemi meşgul eden, birbirlerine benzeyen raplerin arasında rahatlattı bu albüm, tarzını bozmamış sağolsun Aga B.
Yaklaşık 6-7 yıllık isteğimin sonunda geçen hafta aldım kartımı. Basit bir işlem, bir form dolduruyorsunuz ve sonrasında kartınızı veriyorlar.
Tavsiye olunur.
Kitaptaki gezginin Ütopya'yı anlatmasından önceki sohbeti esnasında bahsettiği kraliyet ve halk arasındaki ilişki günümüz ile ne kadar da benzerlik gösteriyor, şaşırıyor insan.
Biraz alıntı yapacak olursak:
'' Bir başkası, yalancıktan bir savaş ihtimalinden söz edip yeni bir vergi koyalım,der: Paralar toplandıktan sonra kral barıştan yana olduğunu söyler ve bu mutlu kararın kiliselerde büyük törenlerde kutlanmasını ister. Halk bayram eder, halkının kanı dökülmesin diye savaştan vazgeçen merhametli kralını göklere çıkarır.
Bir başkası krala çok eskiden konmuş, ama unutulup gitmiş, küf tutmuş bir yasayı hatırlatır: Kimse bu yasayı bilmediği için herkes çiğnemektedir. Ona uygun olarak yeniden cezalar uygulanmaya başlandı mı, bir gelir kaynağı, hem de şerefli bir kaynak sağlandı demektir.
Bir başkası şöyle bir yolu daha kazançlı görür: Yüksekçe para cezaları isteyen yeni yasaklar çıkaralım; bu yasakların çoğu halkın yararına olsun. Kral bu yasaklardan çıkarlarına zarar gelecek kişilere büyük paralar karşılığı olarak kaçamak yolları versin. Böylece hem halkın duası kazanılır, hem de yasağı çiğneyenlerle yasaktan kurtulmak isteyen imtiyazlılardan bol bol para koparılır. işin güzel yani da şu ki, yasaktan kurtulmak isteyenlerden ne kadar çok para alınırsa, kral o ölçüde halkın saygı ve sevgisini kazanır: Bakın, derler, ne kadar iyi yürekli bir kral: Sevdiği insanları korumuyor, halka zarar verme hakkını pek pahalıya satıyor onlara! ''
'Oyun, ders, iş, takılmaca' ne yapıyorsanız yapın, bu genconun playlisti hazırlayıp kısık ses ile alttan veriyorsunuz.
Son birkaç gündür bağımlısı oldum ben.
Bir Galatasaraylı olarak çoğu düşüncesini ve koçluk tarzını sevmesem de ilk defa kendisini iyi bir şekilde ifade etmiş. ilk defa düzgün konuşmuş da diyebiliriz.
Rekabetçi olmaya dair yorumları ve düşünceleri güzel ama geçmiş yıllardan da görüyoruz ki uygulama konusunda sorun yaşamaktadır. Birçok kez gereksiz yere ve kötü bir şekilde ilgi odağı olmayı başarmıştır.*