Terazi erkeği, Aslan kadınını eğlendirmeyi bilir. Aslan kadını onun uyanıklığına ve hızlı algılama yeteneğine hayran kalır. Ataklık ve yaşam sevgisini paylaşır. itinalı olmasını takdir eder ve onun kendisi için duyduğu gözlenemeyen hayranlıktan yararlanır. ince ruhluluğu, hatta dert ortaklığı, başkalarına verdiği sözler, sizin iyilik ve hoşgörünüze denk düşer.
Aslan kadını onda akıllı ve açık sözlü bir sohbet arkadaşı bulur ve onunla, hiçbir zaman sert bir yüzleşmeye yol açmayacak canlı tartışmalar yürütebilir. O, daima rıza göstermenin ve uyuşmanın yanındadır ve bu nedenle, Aslan kadını onun tam olarak ne düşündüğünü asla bilemez. Hiçbir zaman tam olarak anlaşılmasına izin vermez.
Terazi erkeği onun için daima biraz hesaplanamaz kalacaktır ve belki de bu adamda hayran olduğu şey budur. Ondan asla tümüyle emin olamayacaktır. Bu, ilişkinin hiçbir zaman sıkıcı olmayacağının garantisidir.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek; ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek” Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.” işte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
5 Şubat 1933
edit: yazinin Ataturkcu dusunce derneginin kaynaklarindan alindigi dusunulunce nutkun adinin bilinmemesinin soylenmesi cok laf sokucudur efendim.*
bir sure karsilastigin ancak fark etmedigin birini zaman geliyor ayni ortam icinde bulunup tanimaya basliyorsun. gulusu, bakislari icini titretiyor. sonra bir bakiyorsun konusmaya baslamissin yavastan. arkadas olacaksiniz yani belli. berbat bir durum. simdi daha da ciddiye binerse is, bari arkadas olayim diye mecburen susacaksin. soylesen ne olacak zaten. cocuk duzgun karakterli, isinde gucunde olunca rezil olma potansiyelin artiyor. iyisi mi ipleri koparmayalim biz.
Ankara valiligi tarafindan yasalari bahane gosterip (bayramlarda olmaz boyle seyler*) yasaklanan yuruyustur. once ankaraya gelmek isteyen otobuslere engel olunmus, ulusa barikat kurulmasinin ardindan barikati zorlayan vatandaslara panzer, cop ve biber gazi ile engel olunmaya calisilmis ancak onbinlerce kisiyi dize getirememislerdir efendim.
sadece filmlere özgü bir olay olmadığını anladığım, insanın ne yapacağını bilemediği durumdur.
eğer o kişi bir de sevgilinizse durum gerçekten vahimdir. aslında ziktir edilmelidir.
edit: olayin benle bir iliskisi bulunmadigini tekrar tekrar belirtirim. bu durumu yaşayan bir erkek de olabilir.
