sevgilimle tatile giderken elini bacağıma attı. n'oluyor kız dedim. şştt yaptı ve fermuarı çözdü. yoldayız olmaz dedim hemen eğildi ve başladı oral seks yapmaya. işin ilginç yanı o gelip gittikçe ayağım kasılıyordu. araba 100 km den 110 çıktı. 120 oldu, 130 oldu, bastıkça basıyordum. 150, 160 derken fıştt boşaldım. allahtan erken geliciyim amk. yoksa araba 260 yapıyordu.
evet, trafik kazası olması muhtemel bir olaydır. aman ha!
gün gelecek buna kadınlarda hak verecektir. doğru bir düşüncedir. zira karıların çoğu 7. aydan itibaren sevişmezler. tam 2 buçuk ay. 40 günde lohusa dönemi= 4 ay. yani nerden bakarsan bak 120 gün. e bu zaman zarfında kedi mi siksin adamlar. ördek mi siksin. illa ki seks en doğal hakdır. kadın hamile kaldı diye erkek sikine franga çekmemeli. işini görmelidir.
genelde porno filmlerinde görülen bir olaydır. kadın sakız gibi sipermleri şişirip durur. çok tahrik edicidir. hele gurr gurr gurrr diye gargara yaptığı an insanın içi titrer.
hani nasıl karete filmi izlerken insanın sağa sola tekme atası gelir, dövüşesi gelir. porno filmi izlerken de sevişesi gelecektir. lakin çinli ve japonlu filmler tercih edilmeli. zira zenci falan olunca sevgilinin göz bebekleri açılıyor ve patlamış mısır ağzının ucunda öylece kala kalıyor. şaşırıyor kaltaklar.
bir sevgilim var, adı begüm. çok sevdiğim kenan adında bir arkadaştan konu açılıyor ve diyor ki, '' ben onlara gitmem, sen git '' diyor. sebebini sorduğumda söylemiyor ve zor bela ikna edip kenan'lara gidiyoruz. sohbet muhabbet derken tuvalete gitmem icap ediyor. izin isteyip kalkıyorum. fakat tuvallet kağıdının olmadığını görünce geri geliyorum. geldiğim de ise begüm'ü kenan'ın kucağında öpüşürken yakalıyorum. dünya başıma yıkılıyor o an. çünkü en güvendiğim arkadaşım bana ihanet ediyor. evleneceğim kadına asılıyor. şaşkınlıkla begüm'ü kolundan tutup çekiyorum. orospu çocuğu deyip kenan'a tokat atıyorum ve çıkıyorum evden.
insanı hakikatten derinden sarsan bir olaydır. senelerce yediğin içtiğin bir olan arkadaşın sana ihanet etmesi. koyar. çok acı koyar.
orospu çocukları.
eğer dilenci kadın mutlu olmuş ise sorun olmayacaktır.
ramazan ayının 2. haftası kucağında bebek olan dilenci bi kadın çalıştığım iş yerine geldi. kocam askerde allah rızası için yardım eder misin dedi. biraz mahçup, biraz utangaç bir hali vardı. kafası yere doğru bakıyordu. hemen elimle çenesini kaldırıp üzülme dedim ve cebimden 200 lira çıkarıp '' bu parayı alman için senin de bana yardım etmen gerekiyor '' dedim. anladı olayı ve bebeği sandalyenin üzerine bıraktı. diz çöküp kemerimi açtı. baya bir seviştik, çocuk ağlamasa devam edecektik ve 200 lirayı alıp gitti. halen arada bir uğrar.
üzüldün mü diye sorulacak olunursa, tabii ki üzüldüm. bu çok aptalca bir şey idi. siz siz olun 100 liraya işi bağlayın derim. günümüz şartlarında 200 lira cidden çok fazla.
evlilik kadını 4 duvar arasına hapsetmek değildir. nasıl erkeler arada bir ufak kaçamaklar yapıyorsa kadınların da yapmaya hakkı vardır. o yüzden doğru bir düşüncedir. şahsım adına konuşuyorum eğer evlenirsem karım başka erkekle ( sürekli olmamak kaydıyla ) sevişebilir. hem iş yerinde ilgi duyduğu bir adamla sevişti diye o adamın yarağı taa ordan bana mı girecek amk. yıl olmuş 2013 halen tabular falan. yobazlık hat safhalara ulaştı. gericilik diz boyu.
bakıyorum da toplumda insanlar 'abi hep tanıdıklarını alıyorlar işlere' diyor. doğru yapıyorlar ama bunu söyleyenlerin eline güç geçse gülen cemaatini daha beter etmeye çalışacak kişiler olması ayrı bir çelişki. doğru ben de tasdik etmiyorum ama cemaatin mantığı zaten birbirlerine yardım etmektir. bu sebeple adamlarına iltimas geçmelerini garipsemiyorum.
gördüğüm olumsuz yanı ise cemaat üyelerinin kendilerini dışa fazla kapatması. bu durumdan mütevellit kendine benzer insanlarla geze geze fikir dünyası sığ insanlar yetişmeye başladı. toplumumuz muhtelif insanlarda oluşmuyor artık.
kızlar için güzellik öyle bir kavramdır ki herşeyi tolere edebilir. kısa ama güzel misin?? zaten herkes minyon kızlara hastadır, sorun değil. güzel ve çok mu uzunsun?? ne önemi var herkes at gibi kızlara hayrandır değil mi??? ahh şu güzelliğin ayrıcalığı zekada olsa dünya bambaşka bir yer olurdu.
kısmen doğru bir önermedir. adamlar sanatı, duyguyu bile formülle ifade ediyor. adamlar herşeyi mantığı sığdırmaya çalışıyor. halbuki sanat mantığa uydurulamaz, duygular mantıkla açıklanamaz zira her ikisinin de başladığı nokta mantık değildir. aşktır, yalnızlıktır...
hülasa mantıkla başlamayan şeyi mantıkla idare edemezsin.
2008 yılında türkiye dışişlerinin ermenilere 'gelin beraber kaynaklarımızı birbirimize açalım, işin gerçeğini öğrenelim' teklifini ermeniler red etmiştir. gerisini siz düşünün.
insan olmak ve zamane kitaplarını kıskandığım için kimseye tavsiye etmediğim kişidir. gönlümde adler ile fromm ile doldurmaya çalıştığım psikiyatrist yazar boşluğunu doldurmuştur. toplumumuz üzerinde yaptığı müthiş gözlemlerini akıcı bir anlatımla yansıtır.
not: 'Yalom var o da iyi bir psikiyatrist yazardır' diyenleri duyar gibiyim. doğru o da var ama o roman yazııyor. bu adam insanlar ve toplum hakkında yaptığı gözlemleri sarih bir şekilde aktarıyor.
aciz bir padişaha sahip dizidir. ulan adam doğru düzgün hiç bir şeye karar veremiyor lan. saraydan birileri gidiyor sülüman eli sikinde geziyor. saraya birileri geliyor, sülüman sahile iniyor, denizde sektirmek için oval, düz taş arıyor.
amk ülke savaşa gidiyor bu adam çadırından çıkmıyor, sonunda ponpon kızı edasında 'yihu kazanmışız' diye ortalığa atılıyor. görende çadırda internet varda iddaada son maçını tuttuğunu öğrenmiş sanır. yihu ne lan? kazanmışız ne? vay amk...
her akvaryum aktivistinin bir dönem beslediği lepistesin pek bilinmeyen bir ırkıdır endler. ülkemizde belkide pazarlanamadığı için ismi duyulmamıştır. ankarada bulmak zordur.
bu kadını inceliyorum. ne kaşı ne gözü ne saçı nede çehresi çok güzel. hiç bir yerinde hat safhada bir güzellik yok. yani demek istediğim; kimse bir kuaföre gidip 'beren saat saçı istiyorum' demez. kimse estetik uzmanına gidip ''şuramı aynı beren saat gibi yapın'' demez. kimse lens alırken satıcıya 'beren saatin göz renginde lens var mı'' diye sormaz. fakat bunlara rağmen kadın bakınca çok güzel gözüküyor hocam. newtonun söylediği gibi 'simetrinin, tanrının varlığının ispatı için yeterli olduğunu düşünüyorum'
Stephen King'in yazdığı amerikan aile kültürünü bilmeyen birisinin bazı diyaloglarını garipsemesine karşın akıcılığı, oyuncu performansları ve sahne kullanımıyla zevkle izlenilen oyundur.
gidip görülesi, çıkıp gülülesi çok güzel bir oyundur.