ciddi ciddi yazar olduğunu sanan romantik tipli insanı; duygusal buhrana, bunalıma ve kimlik sorunu yaşamaya iten, beyinden mi yoksa beyincikten mi çıktığı belirsiz; harf, kelime, nokta, virgül gibi çizgilerden oluşmuş işaretler bütünüdür. öyle ki romantik tipli yazar; öyle başlıklar, öyle entry'ler, öyle yorumlar, öyle yazım hataları görür ki; daha iki gün geçmeden "yahu ben burada ne arıyorum?" diye düşünmeye başlar.
önce sözlük formatını kutsal metin sanır. saygıyla önünde diz çöker. ancak daha iki gün geçmeden; birbirine küfreden tipler, ilgisiz yorumlar, komik ötesi başlıklar, her girdiği yazıda belden aşağı yorumlar yaparak abazalığını tatmin eden tipler ile tanışır.
içinden bir ses mahçup mahçup fısıldar; "sen de kendini özel sanıyordun değil mi? aptal.!! uslanmaz bir romantiksin sen. tamam yazar oldun da peki bu adamların kim olduğunu sanıyorsun?"
bu kelime "koşmak" demektir. batı anadolu'nun pek çok yerinde, özellikle kırsal bölgelerde, köylerde koşmak manasında hala kullanılır. bu kelimenin sıkça kullanıldığı örnek bir yer isterseniz; balıkesir'in bigadiç ilçesine bağlı iskele beldesi ya da iskele kasabası örnek gösterilebilir. iskele'de yaşayan çocuklar hala "siittirmeci" yani "koşturmacı" oyunu oynar. anneler çocuklarına "koşarak yanıma gel" demek için "siittir yanıma gel" derler. bu kelime türk dil kurumu tarafından "ağız" olarak kabul edilmiştir.
ülkemizde yaşanan gözlerinizi yaşartacak, samimi ve oldukça romantik bir dayanışma geleneği.
aracınızla seyahat halindesiniz diyelim. arkanızdan gelen araç sakinlerinden biri veya birkaçı, tam yanınızdan geçerken aracınızı gösterip size el kol işaretleri yapıyorsa sizce ne anlatmak istiyor olabilirler? üstelik de yanınızdan geçen her araç sakininin; korku dolu gözlerle, heyecanla ve ısrarla aynı işareti tekrarladığını bir düşünün.
böyle bir işarete maruz kaldığınızda lütfen sakin olun. aracınızda bomba falan yok.
dayanışma içinde bulunduğunuz bu dostlarınızın sizi ikaz etmesinin tek sebebi, sadece ve sadece araç kapılarınızdan birinin tam olarak kapanmadığını size bildirmek için. hiç birimiz aslında, ömrümüz hayatımızda seyahat halindeyken kapısı açılıp da yola düşen bir adam ne görmüş ne de duymuş olmasak da, görünen o ki millet olarak hepimizde "araç kapılarının açık olabileceği" fobisi oluşmuş durumda.
dediğimiz gibi, böyle bir işarete maruz kaldığınızda lütfen sakin olun. sakın önemsememiş gibi bir davarlık yapmayın ve bir gülümseme ile teşekkür etmeyi de sakın ihmal etmeyin.
ülkemdeki "dayanışma" ve "samimiyet" öykülerinin göz yaşartan kahramanı...
aracınızla şehirlerarası yolda seyahat halinde olduğunuzu ve görüş alanınız yeterli olmadığından önünüzdeki aracı sollamak için beklediğinizi hayal edin. siz bekleyip dururken önünüzdeki aracın (muhtemelen kamyon ya da otobüs) penceresinden uzanan bol kıllı bir erkek kolu, ısrarla size el kol işareti yapmaya başlarsa bundan ne anlam çıkarırsınız?
uzun yollarda görebileceğiniz, yurdum insanına has dayanışma simgelerinin en çarpıcılarından olan bu el kol işareti, size; "sevgili yoldaş, sen konumun gereği göremiyorsun ama ben senin yerine baktım, gördüm, inceledim.. hemşehrim gelen giden yok, hadi beni solla demek istemektedir.
allah kimsenin başına vermesin. bu işarete maruz kalanlar iyi bilir ki; böyle bir durumda inanılmaz bir kararsızlık, daha çok da duygusal bir gel git yaşarsınız.
hiç tanımadığınız bu kolun işaretine kanarak hadi sollamaya kalktınız diyelim, iyi de bu adam kimdir, neyin nesidir? sonra bu adama nasıl güvenebilirsiniz? allah muhafaza ya adam manyağın biriyse ve üstelik "çarpışan arabaları seyretmek" gibi bir de hobisi varsa?
sonra bu işin daha romantik etkileri de var. hadi biraz düşündünüz ve sollamaktan vazgeçtiniz diyelim. bu defa da adamcık; "birader bana güvenmiyor musun, hadi sollasana" der gibi, el kol hareketlerini o kadar ısrarla sürdürür ki, güvenmediğinizi anlayacak da, kalbi kırılacak diye garip bir hüzün bile yaşarsınız.. duygusal milletiz vesselam, olur mu olur.!