bir tanıdığımın(arkadaşım demeye dilim varmadığı için tanıdığım dedim) bu sene yaptığı eylemdir. işin garip yanı bunu yaparken hiçbir gariplik görmemesi.
ingilizce'de 'asil yalan' anlamına gelmektedir. terimsel manada ortaya ilk atan platon'dur. platon'a göre devlet, toplumun birarada yaşayabilmesi, vatandaşların sisteme ve devlete güveninin sarsılmaması için asil yalanlar uydurur; bu kimi zaman dinsel manadadır, kimi zamansa kanunlar manasındadır.
kısacası sistemi, mevcut sistemler içerisindeki en iyi sistemmiş gibi göstermek, alternatif arayışından insanları alıkoymak gibi amaçlarla noble lie'lar ortaya atılabilir diyor platon başgan.
ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır.
hepimizin muhakkak sinemada duyup aşina olduğu müzik. aslında pek çoğumuzun hoşuna giden bir melodi olmasına rağmen araştırıp nerede tamamını dinleyebilirim diye düşünmemişizdir hiç.
ben araştırıp buldum, buyrun dinleyin ve anımsayın:
efenim ben bu olayı anlamıyorum. Şimdi malumunuz herkes maça gidemiyor; e doğal olarak kahvede, barda ya da evinizde topluca maç izliyorsunuz. Bu maç esnasında güzel bir pozisyon olunca ya da gol atılınca o takımın taraftarı pozisyonu ya da muhattap oyuncuyu alkışlıyor. Nedir bunun mantığı arkadaş? Oyuncular o alkışları duyacak mı, bunun kime ne faydası olacak?
grupça konser izlerken diyelim televizyonda, şarkı bitince sanatçı için ''ne güzel söyledi orospu çocuğu bravo be'' denilip alkışlanıyor mu?
anlamak güç.
anlamak elzem.
yakında başıma gelecek vaka.
efendim şimdi ben bu eski sevgili kişisini bir türlü unutamıyorum, cevap yazar ümidiyle sürekli mesajlar atıyorum, facebook'ta sürekli reddetmesine rağmen ısrarla arkadaş olarak ekliyorum, gecenin bir vakti içip içip arıyorum vs. bilimum sapıkça ve de tacize varan şekilde rahatsızlık veriyorum.
e malumunuz bu, bu şekilde gitmez, bir gün canına tak edecek ve ''eeh yeter be sikecem aşkını!!'' diyip gördüğü yerde topuğuma sıkacak. evet bunlar olabilir yani neden olmasın?
çok tatlı değil mi ama sinirlenince yerim onu yaa.
intihar etmeye karar verdikten sonra cevresine bu soruyu soran insandır. ölürken bile bir torpil, bir indirim, bir iltimas peşindedir. gebersin gitsin denilesidir.
aşkın en gerçek halidir. ne demiş nazım:
"yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mi?
yani tahiri zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliginden?"
(bkz: tahirle zühre meselesi)
samimiyet dozunun arttığını gösteren eşiktir.
biriyle tanışıp birkaç hoş-beş muhabbet yaptıktan sonra birbirinize kanınız ısınır, bu böyle bir süre devam eder. sonra günlerden bir gün bir yerde oturmuşken aniden ensenize bir şaplak yersiniz ve şu sesi duyarsınız:'' naber lan ipne? n'apıyorsun buralarda?''.
önce olayı kavrayamayabilirsiniz fakat sonra siz de onun sırtına bir yumruk vurmak suretiyle bu cümleye cevap olarak:''iyi ne olsun yavşak seni sormalı, hiç yoksun piyasada nerelerdesin yarram?'' cümlesini kurarasınız.
bu konuşmadan sonra artık samimi iki arkadaş olarak yolunuza devam edersiniz. hayırlı olsun.
işe yarayacağını düşündüğüm yöntem.
efendim atatürk ne demiş "Sanatsız kalan bir toplumun, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.". ben de bu sözün üzerine biraz kafa yorunca bunun güzel bir intihar şekli olabileceğini düşündüm ve sanatla bağımı kesmeye karar verdim. artık ne kitap okuyacağım ne sinemaya,tiyatroya gideceğim ne de müzik dinleyeceğim. hatta heykel ve sergilerin önünden bile geçmeyi düşünmüyorum.
acısız bir ölüm...kim istemez ki.
(bkz: ironi)
rezil bir durumdur. allah kimseyi düşürmesin.
flört aşamasında olduğun bir kızla dışarda gezersin, aniden bir baskı olur vücudunda ve acilen işemen gerekir. kız da o ara bir şeyler anlatmaya devam eder ama kulağın onda değildir, o gayet halinden memnunken, ''iyi ki bir yerde oturmadık, sahil bugün çok güzel akşama kadar gezelim'' derken, sen içinden ''vay amına koyim ben ne halt edicem, altıma ediyorum lan'' diye içinizden geçirirsiniz.
tabi tek yol kıza bu durumu anlatmaktır; ama ilişkide henüz bir şeyler tam yoluna girmemişken kızın gözündeki o ''karizmatik, sarsılmaz adam'' imajını çizdirmek hiç de kolay değil. ha kız sizi işemiyor, sıçmıyor mu zannediyor tabi ki hayır ama yiğit adam kendine bu durumu yedirmez ve mesanesi patlayana kadar çişini tutmaya devam eder.
(bkz: bir arkadaşım ekolü)
hepiniz şahit olmuşsunuzdur mandalina yerken. böyle küçük, mini minnacık sevimli mi sevimli bir dilimdir o. ve iki büyük dilimin arasında sıkışık halde öylece durur. büyük ihtimalle o büyük dilimlerin günahkar bir gecesinin meyvesidir o yavru dilim.*
genellikle kendini beğenmeyenlerin, kendisinin çirkin olduğunu düşünenlerin yaptığı eylem.
söz konusu şahıs sabah uykudan zar zor uyanır ve yüzünü yıkamak için ayna karşısına geçer. şöyle bir alıcı gözle süzer kendini ve ''hay tipimi sikiyim'' minvalinde laflar eder, çıkarır sigarasını, yakar ve derin bir nefes çeker sigarasından, ciğerlerinde hisseder mereti.
çağımız insanının yaratıcılığının bazen tıkandığını gösteren durum.
şöyle ki: bir ilişkiniz olmuştur ve bitmiştir, araya zaman ve selinler, leylalar, nazlılar girmiştir. tüm bunlardan sonra bir gün beklemediğiniz bir anda eski sevgilinizden telefonunuza bir mesaj düşer: ''ya şey kaç gündür yazıp yazmamak arasında kaldım da ben seni rüyamda gördüm, kötü bir rüyaydı iyisindir umarım?''. burada asıl denmek istenen ''ben seni hep yedekte beklettim, şu an boşluktayım. ne durumdasın, geri dönme ihtimalin var mı diye sorayım dedim.''dir.
yapmayın! bunlar ucuz bahaneler, yaratıcı olun, asıl niyetinizin üzerini daha profesyonelce örtün.
çoğu insanın düştüğü, doğru bilinen yanlışlardandır.
efendim ''ya'' kelimesinin etimolojisine indiğimizde bu kelimenin arapça'da seslenme nidası olduğunu görüyoruz. bu mu modernlik? bu mu kibarlık? her fırsatta arapları eleştiren insanlar bu kelimeyi kullanınca daha tiki daha cool olduklarını sanıyorlar. komik bi' durum vesselam.
erzurum'da mistik ve harikulade bir mekân. burada her konu konuşulur ve kapıları herkese açıktır, antika eşyalarla dekore edilmiştir ve de orada içilen bir bardak çayın lezzetini başka yerde bulmak mümkün değildir.
merak edenler için: http://www.facebook.com/p...e/117756454953946?sk=wall
her seferinde başıma gelen hadise. ulan içirip içirip dertlerine tavsiye istiyorlar, nedir bu çektiğim arkadaş. örneğin:
-(belirli bir miktar alkol alındıktan sonra)abi ya çok aşk acısı çekiyorum,galiba ben fazla umursuyorum insanları.
+(bendeniz)aslında insan sevdiğini umursar.geri kalan kimse umrunda değildir, hatta kendi hayatı bile.
örnekler çoğaltılabilir.
biraz önce facebook'ta sağ tarata akan şeyde gördüğüm haber. bir an duraksadım, ''lan bu facebook bu kadar mı yaygınlaştı?'' dedim. twitter'daki haşa allah(c.c)'dan sonra şimdi de bu mu çıktı acaba diye bir an düşündüm.
tövbe estağfurullah allah'ım sen bilirsin.
edit:bğendi ne lan harbiden? şu klavyeyi değiştirme vakti geldi.
etrafımızda mutlaka görmüş olduğumuz insan türü. masa sallansa masanın amına koyim der, batak oynarken eline iyi kart gelmese kartın amına koyim der, birine kızıp kafanı sikiyim der veya bu başlığımı beğenmez açacağın başlığın amına koyim der vs. ne sokucu bir insanmış bu yahu.
bu birey muhtemelen erkektir ve teknik olarak imkansız olmasına rağmen sürekli ekstrem seks fantezileri düşünür.
not: ben de bir erkeğim ama şu küfür olayının abartılmasından rahatsızım.
ısrarcı tezgahtarı atlatmak için kurulan cümle.
bir mağazaya giresin,bir şeyi üzerinde denersin ve beğenmezsin. tezgahtarsa ürünleri övmekle meşguldur ve satacağına kesin gözüyle bakmaktadır, özellikle çok ilgilenmiş ve zaman ayırmıştır çünkü. işte o sırada bu sihirli cümle dudaklardan dökülür: ''hmm, bence de güzel beğendim. kart geçiyordu di mi? tamam o zaman kartı arabadan alıp geleyim öyle halledelim.''
sonrasında olay yerinden hızla uzaklaşılır ve olaydan sonraki bir ay mağazanın muhitinden bile geçilmez.
aklıma gelen en iyi yöntem kısa mesajlarını okuma yöntemidir. şöyle ki:
bir erkek mesajda yazdığı herşeyin sonuna smiley(gülücük olur,ağlamalı olur,attırmalı olur,galp olur) koyuyorsa kesinlikle sevgilisi vardır. örneğin:
- hacı, akşamki maçı unutma ha tam sekizde orda ol.
+(sevgilisi olan şahıs)tamam kardeşim unutmam: ) fikrican da gelecek miydi? o.O ayrıca hangi halısahaydı? :D ha bir de geçen maç darbe yediğim dizim hala acıyor n'apsam :(
bu yöntem hiç şaşmaz.
sıkça yaptığım eylemdir. ofsatta olduğunu bilmeme rağmen koşan adama her seferinde pas atarım, emeğe verilen bir karşılık bu benim nazarımda. evet belki pozisyon ofsayt olmuş ve top karşı takıma geçmiş olabilir ama ben üzerime düşeni yapmış ve vicdanı rahat bir şekilde maça gönül dinginliği içinde devam ederim. (bkz: pişman değilim bir daha olsa bir daha yaparım)
