asla şu tarzı daha çok seviyorum diyemiyorum. modum o kadar çok değişiyor ki bir gün deli gibi aksiyon izliyorum bir gün romantik bir gün dram bir gün korku. asla bir tarzım yok.
canidir. insan değildir. çocuk lan o çocuk kıracak dökecek koşacak her yeri yara bere içinde olacak ağlayacak ama yine sığındığı yer ana babası olacak. ana babasından dayak yediği için aglamayacak.
kendiniz olun ya insanların ne dediğini umursamayın başkaları sizin hakkınız da en fazla 15 dakika konuşur ama o hayatı siz bir ömür yaşarsınız. kimin ne giyeceğinize nasıl konusucağınıza karışmasına izin vermeyin.
bu bir zorunluluk değildir saygıdır. kaç yaşında olursam olayım ilkokul da ortaokul da lise de üniversite de hep kalktım okul bitti yine bir hoca görsem yine kalkarım.
ben senelerce bekledim. ama kiloluydum ve beni güzel bulmuyordu. sonra kilo verdim tarzımı değiştirdim derken bana yazmaya başladı. ve bana kilo vermişsin güzelleşmişsin dedi hoşuma gitmesi gerekirken zoruma gitti. ben değişmedim ki aynı patavatsızlıklarımla düşüncelerimle fikirlerimle ben yine bendim. ama o beni tanıdığı için değil güzel olduğumu düşündüğü için yazmıştı. üzgünüm ama bu kadar sığ bir adamla birlikte olacak kadar da aptal değilim.
arkadaşlar gayet insan gibi yemek yedim.kahvaltımı yaptım akşam yemeğimi erken yedim. gün için de muhakkak spor yaptım. yürüyüş yaptım bol su içtim 6 ayda 28 kilo verdim. uzaya çıkmıyoruz yapmamız gerekeni yapıyoruz.
ikisini de çok seviyorum. ama ben dostoyevskiyi bir tık daha fazla seviyorum. çünkü hayatı daha olduğu gibi anlatıyor daha çok hayatın acılarını gösteriyor. bana daha gerçekçi geliyor.
maalesef ikizler burcu olduğum için asla bir şarkı tarzı bulamıyorum. şuan Müslüm dinlerim iki dakika sonra lady gaga beş dakika sonra Kenan Doğulu üç dakika sonra Amy Winehouse belki de küçük Emrah asla ama asla dengeli değilim bu konuda.
kesinlikle sürat kargo ne telefonları açarlar ne bir bilginlendirme yaparlar. telefonu açtıkları zaman da aradık diye kızarlar ben böyle bir şey görmedim. kargom 3 haftaya yakın gelmedi aradım kaybolmuştur dedi kaybolmuştur ne demek ya.
sanırım ben bu diziye modum olmayan bir zaman da başladım. çünkü diziyi sıkılıp bırakmıştım ve dizileri öylece bırakmak pek tarzım değildir. bu hafta yeniden izlicem umarım bunca yorumu ve popüleriteyi hak ediyordur.
kitap okumak tek bir amaç için yapılmamalı. bazen zevk için, bazen yaşadığımız andan uzaklaşmak için, bazen bilgi almak için bir tek şey için değil yani.
sabaha kadar yazabilirim. destan yazarım bu konu hakkında. en başta boş dedikoduları. işlerini güçlerini bırakıp benim hakkımda konuşup annemi doldurmalarından tutun her hareketi mi taklit etmelerine kadar neler var neler. çoğu da şizofren. ama özellikle dedikoduları beni benden alıyor. ha bir de şey var hepsi birbirinin arkasından sallar ama bir araya gelince ne hikmetse hepsi can ciğer kuzu sarması. Allah Allah sanki dün arkasından sallayan benmişim gibi o ne rahatlık o ne iki yüzlülük öyle. unutmadan düğünden düğüne koşup kızlarını görücüye çıkaran akrabalarımı söylemeden geçemeyeceğim. son olarak onların samimiyetsiz ortamlarına görmediğim için ben huysuz ya da soğuk diye adlandırılıyorum, yüzsüz olsaydım her şey daha farklı olurdu tabi
hiç bir kadın mutsuz olayım diye uğraşmaz. neden mutsuz o kadın ailesi tarafından baskı mı gördü, eşi tarafından darp mı edildi, hayalleri vardı da sırf kadın olduğu için engellendi mi, doğurmazsa eksik kadın olacağı mı söylendi evde çocuk bakmaktan yemek yapmaktan bir gün olsun aynaya bakamadı mı, insanların boş yorumlarına maruz mu kaldı, elalem ne der diye mutsuz bir evliliğe mahkum mu edildi ne oldu da bu kadın mutsuz ? bunları sormak zor değil mi? ama yargılamak kolay, yorum yapmak boş konuşmak atıp tutmak kafana göre sallamak kolay değil mi?
ben şeyi hiç anlamıyorum hani sevgililer görüntülü arayip birbirlerine saatlerce boş boş bakıyorlar ya da şey uyuya kalıyorlar ve o bilgisayar sabaha kadar açık kalıyor. anlamsız geliyor bana çok hem de . bir de şey var tabi telefonla konuşurken uyuyalım mi deyip sabaha kadar telefonun boşuna açık kalması olayı. romantik değil anladınız mı? telefon faturasına yazık valla yazık ya. vallahi mektup yazıp yollasa daha romantik olur.
ben neredeyse tüm derslerimden nefret ederdim. Siz siz olun asla istemediğiniz bir bölümde okumayın. Derslere girmek kitap açmak zulümdü. Özellikle sayılacı olup sözel okumak kadar büyük bir eziyet yok. Mutlu olmak istiyorsanız hayatınız boyunca iş değil aşk yapmak istiyorsanız başarılı olmak istiyorsanız okula koşarak gitmek istiyorsanız ne olursa olsun sevdiğiniz bir bölüm seçin. pişman olmayın. aileniz istediği için doktor ya da avukat olmayın mesela. ya da puanınız yettiği için işletme okumayın daha çok çalışın emin olun yaparsınız.
Aaaa benim bu konuyla ilgili çok hayalim var. Sabaha kadar edilecek sohbetler mi dersin, gezilecek daha önce görülmemiş bambaşka yerler mi dersin, beraber hobi edinmek, yemek yapmak mı dersin neler neler .... Ama bilin bakalım ne eksik?