Muhafazakar eğitim camiası tarafından pek yüceltilen, dünyayı kavrayamamış çeyrek aydınlarımzdan(!) biri. Eğitimin vaziyetini anlamak için, öğretmenlerin hayran olduğu bu gibi isimlere bir bakmak gerek. Ak düşmüş saçlarına rağmen sahneye çıkıp şovmenlikle akıl hocalığı arası alaturka seminerler veren alaturka filozof(!) Öğretmenlere, 'sınıflarınıza fesleğen koyun' diyen, 'kültür ve medeniyetimizde merdivenden inerken kadın arkadan gelir, çünkü düşerse erkeğe tutunur' gibisinden küçük bilgilerle müslüman türk kültürünü savunduğunu zanneden aciz varlık. insanlığın bin yıl gerisinden gelen bunak.
Bu memlekette yaşamanın komedinin komedisi olduğunu resmeden nadir kurumlardan biri dahadır. Acaba ögretmenleri geliştirmeye çalışan o kurum çalışanları kimlerdir ve kendilerini ne kadar geliştirmişlerdir, burasıda çok merak konusudur.
Erzincanda kendinden kücük bulduğu yavru kediyi işkence ederek öldüren insanlığın yüz karası, vicdanı gelişmemiş cahil yobazdır. Birde büyük ihtimal cezadan yırtmak için sarhoş olduğunu yönünde ifade veren, az muhterem pek göt verendir.
Tarihsel bir ironidir bu; kutsalın kutsala tapanlarca hunharca ayaklar altına alınmasının sonucu ortada kutsal yerine bir öbek dışkının kalmasını özetler.
Felsefesizlik felsefesi, klişelerle dolu, bilimsellikten kopuk, Türkiye'deki eğitimin içler acısı halini resmeden bir kitap. Bizde niçin teori okunmaz, kuram oluşmaz, bu kitap ve zihniyet en iyi bir şekilde örneğini veriyor.
her insanın başına gelebilecek durumdur. O berrak, bakir mendil ile silinecek bir yüzeyin bulunamamasında sonra vicdan rahatlatmak için temiz bir nokta silinip atılır.
kabul edelim, hiçbir insan ramazan aylarını sevmez, özellikle teravihler yüzünden. Birde şöyle bir durum var, sevenlerde masum değildir. Çünkü nerede o eski ramazanlar diyen insan, ramazan ayını değil, eski ramazanların nostajisini yapıyordur.
bu bir insanlık sendromudur aslında. şöyle bir düşündümde, şimdi yirmi beş yaşındayım ve garsonluk yapıyorum, amacım daha güzel bir eve çıkmak, mor plastik boyalı köhne odama iki karı atıp alem yapmak ve ileride otomobil alıp hava atmak. Patronuma bakıyorum, şehrin en şık sitelerinde oturuyor,son model jiple geziyor, ama onunda istekleri bitmiş değil, şimdilik bembeyaz bir x6 almanın düşleriyle yaşıyor. Ben ise, çay dağıtmaya devam, a.ına koyayım böyle adaletsiz dünyanın, yaşasın sosyalizm işte!!!