verilen yanıtlara kısaca göz atarken kapıldığım öfke o kadar derindi ki, sağolsun nickim benim yerime pek çoğuna yanıt verdi, pkk bitmiyor çünkü "fransız devrimi, ulus-devlet, temel basit haklar, sosyalizm"
yanıt çok uzun olduğu için ana başlıkları vererek fikir yürütmenizin daha doğru olduğunu düşündüm
Uzun zamandır bildiğim ve şimdi dile getirmek istediğim anlamlı bir fıkradır.
Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:Kimsin?
Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim.
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:...Sen kimsin?
Mutasarrıf demiş adam kabara kabara.
Sonra ne olacaksın? diye sormuş Nasrettin Hoca.
Herhalde vali olurum diye cevaplamış adam.
Daha sonra? diye üstelemiş Hoca.
Vezir demiş adam.
Daha daha sonra ne olacaksın?
Bir ihtimal sadrazam olabilirim.
Peki, ondan sonra?
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:Hiiiç.Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım
sözlüğün veyahutta türkiye gençliğinin istikbalinden şüphe duymama tekrar tekrar neden olan hadiselerden bir diğerinin gerçekleşmesine neden olan başlıktır.Müteşekkiriz :D
Ne kadar az bilirse o kadar çok savunur '' sözünün doğruluğunu kanıtlayan kişidir.
zira müslümana göre '' peygamber ve allahla alakalı espri yapmak yanlıştır ''
Kemalist göre ise '' atatürk ve onun değerleri ile espri yapmak yanlıştır ''
Bu iki durum aptal göstergesinden başka birşey değildir.
ideolojik karmaşanın ne olduğunu bize en güzel şekilde ifade eden islamic örgüttür.
Herhangi bir kola bağlı değildir.
Omurgasını çeçen mücahidlerin ve liderinin yok olmasından sonra başı boş kalan el kaide militanlarının oluşturduğu bilinir çok kötü ceza verirler yok edilmeleri derhal yapılması gerekir zira çok cahildirler.
başta bulunan çoğunluğun yok edilmesini görmezden gelip aptal bir kürdün son anadolu leoparını yok etmesini dile getiren aptal türkün ciyaklamasıdır.
Pars leoparları evvel ki zamanlarda çoğunluğu iç anadolu da, egede ve aynı zamanda ülkenin birçok tarafında bulunan bir hayvan türüdür.
izmir kemalpaşa ilçesine bağlı olan bir köyün ismi
'' pars'tan gelen parsa'dır geçmişte oralar da çok bulunurmuş ve hepsi tek tek avlanmıştır''
felsefik açıdan '' en özgür insan''
esnaf ve mahalle açısından '' serseri başı boş insan ''
kız arkadaşı tarafından '' bu ilişki bitmeli denilecek insan ''
benim bakış açımdan '' selam denecek insan.
Aşağıdaki metin ile tanımlanması hedeflenen hadise.
1935 TUNCELi YA DA DERSiM 3. BÜYÜK ALEVi SOYKIRIM KANUNU!..
ŞÜKRÜ KAYA (MUĞLA) "Tunceli adıyla şimdi teşkil edilen vilayetin eski adı Dersim'dir... Dersim, belirli bir bölge olmayıp; 60 km eninde, 90 km uzunluğunda 450-500 km2'lik bir alandır... "
"Dersim yüksek dağlarlarla çevrili, derin vadilerle dolu ve çoğunlukla kayalık bir coğrafyada yer almaktadır!.. Halkı fakir, cahil ve eli silahlıdır... Aslen Türk unsuruna mensup 65-70 bin kadar insan yaşamaktadır." (aynen)
"Bu bölgeye, ilk kez Yavuz Sultan Selim, 1. Büyük Alevi Soykırımı dolayısıyla saldırmış; ama başarılı olamamıştır... Osmanlı döneminde Yavuz Sultan Selim'den sonra Dersim'e yapılan sayısız saldırı da gene başarısızlıkla sonuçlanmış ve BiR ALEVi SOYKIRIMI YAPILAMAMIŞTIR!.." (anlam olarak)
"1876'dan bu yana Dersim'e 11 askeri hareket yapılmış... Bu askeri hareketler de başarısızlıkla sonuçlanmış... Büyük bir Alevi Soykırımı gene yapılamamıştır... Yöre halkı ve Yöre Halkına Liderlik yapan kişiler; BiZiM SOYKIRIM AMACIMIZI BiLDiKLERi YA DA TAHMiN ETTiKLERi iÇiN, bizimle GÖLGE ETME BAŞKA iHSAN iSTEMEM demekten başka bir ilişki kurmak istememektedirler... Bu nedenle; Dersim'de bir Alevi Soykırımı yapmak, Cumhuriyet'in olmazsa olmazı haline gelmiştir."(anlam olarak)
"Bu Kanun'un amacı; 1514'ten beri plananan ama bir türlü yapılamayan, büyük bir Alevi Soykırımı yapmak ve Alevilerin dünyadaki en güvenli bölgesi olan Dersim'i ortadan kaldırmaktır...(anlam olarak)
"Kanunun Meclise sunulduğu tarihte, Dersim'de; ihtilal, ayaklanma, isyan ve hatta kayda değer bir hareket bile yoktur!.. Tunceli Kanunu'na; Dersim Meselesini tamamen ortadan kaldırmak ve 1514'ten beri yapılan Alevi soykırımını yapmak için ihtiyaç duyulmuştur!.." (Şükrü Kaya'dan aynen alınmıştır!..)
"Bu Kanun'la, Tunceli Vilayeti teşkil olunur... Meclisin her türlü yetkisine, Hükümetin her türlü yetkisine, Yargı'nın her türlü yetkisine ve ayrıca Cumhurbaşkanın her türlü yetkisine, Başbakanın her türlü yetkisine, Bakanların her türlü yetkisine sahip KOR KOMUTAN(korgeneral) RÜTBESiNDE asker BiR VALi ATANIR..." (Şükrü Kaya'dan aynen)
"Gerek devletin her türlü yetkisine sahip Kor Komutan Rütbesindeki Vali, gerek bu Vali'nin emrinde görev yapacak olan kişler ve devlet güçleri; YAPTIKLARINDAN VE YAPACAKLARINDAN DOLAYI SORUMLU TUTULAMAZLAR... Şikayet edilemezler, SUÇLANAMAZLAR, TUTUKLANAMAZLAR, YARGILANAMAZLAR... Tunceli Valisi ile emrindeki kişileri ve devlet güçleri yaptıklarından ve yapacaklarından dolayı şikayet etmeye yeltenenler, suçlamaya kalkışanlar; en ağır şekilde cezalandırılacaklardır!.." (Şükrü Kaya'dan aynen...)
Görüldüğü gibi 1935 Tunceli Kanunu'yla; ATATÜRK'TEN DAHA YETKiLi BiR VALi ATANMIŞ ve 1514 Tarihli ibni Kemal Fetvası gibi tam bir soykırım planlanmıştır... 1935 Tunceli Kanunu dururken; ABD'de, Birleşik Krallık'ta, Rusya'da, Grönland ve Anktarktika'da ya da arşivlerde BELGE ARAMAK EĞER DANGALAKLIK DEĞiLSE, çamura yatmaktır...''