yıllardır göte parmak attınız attınız gevşettiniz kasları. öldükten sonra da gevşeyen kaslar yüzünden kaka çıkmasın diye tıkıyorlar sanırım pamuğu. yoksa "ben müslümanım ve pamuk götlüyüm bakınız" imajı vermek için değildir bu. dinimizde pamuğun yeri önemlidir.
eskiden hep öğretmen kırması bir enkırmen sandığım kişidir. "uca" demesinin sebebini de memleketinin trakya olabileceğinden kaynaklandığını sanırdım. ama anladım ki elin adamına kendi kendime ilim irfan vermişim.
bir gece içersiniz beraber ve kızı öpmeye çalışırsın öperse sağlam değildir, öpmezse sağlamdır durumu. gerçi öpmeye kalktığın için sağlam çıktıysa şansın yoktur o kız sana hayatta vermez.
en yakın kız arkadaşınla aralarını yapmanı isteyen arkadaşının, en yakın kız arkadaşına çıtlatmak
üzere konuya giriş yaptığın cümledir.
"bizim bir arkadaş var kızım, çok kafa çocuktur yahu."
taksim'de arkadaşlarınla doğum günü partisi kutladığın ve kafaları dağıttığın bir gecede, "oğlum bak ben çok accayip cesurum lan!" diyip umurlarında bile olmadığın insanların seni görüp "oha lan çocuk neler de yapıyor! vaov! cesur adam seni!" diye alkışlayacakalrını sandığın eylemdir.
iki taraftan birinin aslında diğerine hep "kanka" gözüyle bakması ve ayrıldıktan sonra da kankasını kaybetmek istememe durumudur. kanka bakılan hiç bir zaman anlamayacaktır ama ne yazık ki hiç bir zaman sevgilisi olamamıştır diğerinin.
kendini dünyayı kurtaran insan sanma psikolojisidir. okul çıkışı milyonların senden imza almak için okul kapısına doluşacağı hissiyatını da getirir akabinde.
parası olduğu için harcayan ve bunun da parası olmayıp ve harcayamayan insanlar tarafından hor görülmesidir.
starbucks'ın kahvelerinin güzel olabileceği ihtimali hiç akla getirilmez nedense.
sevgilisiyle gönül rahatlığıyla sevişemeyen erkektir. belki de hiç sevişemeyecektir. kızların arabası olan erkeğe neden daha rahat davranması da ayrı bir olaydır.
bir kız için gurur verici olaydır. günümüz kızları birine sevdiğini belli etmenin "basitlik" olduğunu düşünürler çünkü. oysa sevildiğini hissetmek erkeğin de hakkıdır. erkeklerden bu hakkı elinden alan kızlara nedense hep sevdiğini belli etmek durumları düşmüştür.
"adanalıyık allah'ın adamıyık yani ?" sorusunu adanalıyım dediğin anda marifetmiş gibi yüzüne çarpmalarına sebep olan şehirdir. taş köprüsü vardır. çok tarihidir, sırf bu yüzden trafiğe kapalıdır. ama gel gör ki üstüne doluşan seyyar satıcısından çökme tehlikesi yaşayabilicek durumdadır. insanları kabadır, mantığını elli yıl öncesinde bırakamıyorlar. zira insanları normal konuşur. kabalık kibarlık bir şehre mal edilmemelidir. kendinin kebaplar şehri, şalgamlar beach'i, kırolar mekanı olarak bilinmesinden yorulan nacizane şehirlerimizdendir.
eskiden üstünde, sadece "sigara hamileyken bebeğe zarar verir" gibi yazılar bulunurken, şimdilerde iğrenç siyah gri çerçeveli bir kağıda basılmış, korkunç hasta insan resimleri, hastalıklı bebek resimleri bulunup altına yine o cümlelerle olayı daha da dramatize eden paketlerdir. insanı cezbeden paketlerden insanı ürküten paketlere dönüşmüş kartoncuklardır.
her gencin felsefeyle tanıştığı bir dönemde karşılaştıkları bir kitaptır. sofi'nin babası sofi'ye felsefeyi öğretiyormuş gibi yapıp bizim küçük okuyucuya ders veriyordur aslında. çok kalın bir kitaptır. buna rağmen çok akıcı ve felsefeyi yalın bir şekilde anlatan bir kitaptır.
her ayın belli dönemlerinde doğurma özelliğine sahip kadınların canını sıkan olaydır. üç beş damla kan için çekilen meziyet hiç de hoş değildir. "her şeyin bir bedeli vardır" sözünü somut bir şekilde hissettiren kadınlara özel bir durumdur. ama buna rağmen erkeklerin karnı ağrımaz mı ? elbette ağrır. onun sebebi ise sıçma isteğidir.
"ben de mi ölecem tanrım?" diye tanrıya serzeniştir esasen.
dikkat ederseniz ağıt yakan insanların söylediklerini anlayacak insan kulağı gelişmemiştir henüz.