büyük şirketlerde yüksek mevkilerde çalışan insanlar incelendiğinde karşılaşmanın muhtemel olduğu durum.
bu hale gelmiş bir hayata sahip olan bir insanla muhabbet edersiniz, konuştuğunuz konu hakkında hemen işinden örnek vermeye başlar. maça gidersiniz, reklam panolarına kafayı takar. sosyal paylaşım sitelerindeki profillerinde, büyük bir firmada çalışıyorsa, firmasının reklamlarını paylaşır. kısacası, işi hayatını esir almış bir insan, rahat yaşadığını zanneden, fakat aslında yaşamayan insandır. insan yaşamının sadece kendisi olduğu zaman, yaptıklarının başkası tarafından, insanın bilinci dahilinde ya da haricinde kontrol edilmediği zaman gerçek bir yaşam olduğunun farkına varamamış insandır. umarım özgür iradesini kontrol edebilecek hale gelen iş insanları yetiştirebiliriz.
buradaki yazısıyla, sanatı ve emeği korumaktan çok, sanatçıyı ve siyasi görüşlerini korumaya çalıştıktan sonra, insanların gösterdiği tepkinin kusturica'nın siyasi görüşlerine ve tuttuğu tarafa değil, sanatına olduğunu iddia etmiş yazar ayrıca. yazısında değindiği bir kaç konuda haklı, fakat nemanja kusturica'nın avukatlığını bu kadar kendinden emin bir şekilde yapması üzücü gerçekten.
bir haftadan fazla bir süredir düzenli olarak günlük üç şarkı paylaşımında bulunan, süper keşifler yapabileceğiniz güzel site. sloganı da hoş, "Essential for your ears.". Sağ ol be.
nazi almanya'sından kurtulan ülkelerin iki tane ibine** tarafından nasıl bölüşüleciğini konu edinen anlaşma.
aha bu da anlaşmanın stalin ve churchill tarafından kabul edilmiş son hali :
romanya = %90 sovyetler birliği, %10 ingiltere
yunanistan = %90 ingiltere, %10 sovyetler birliği
yugoslavya = %50 ingiltere, %50 sovyetler birliği
macaristan = %50 ingiltere, %50 sovyetler birliği
bulgaristan = %75 sovyetler birliği, %25 ingiltere**
işte bu da, paylaşılması söz konusu ülkelerden biri olan yunanistan'ın o dönemlerdeki son hali :
başlığına girdiğimde, girilen entri sayısını gördüğümde 'ee, bu kadar mı?' sorusunu sormama neden olmuş, bir insan kaleminden, dimağından çıktığına inanılması güç edip cansever şiiri.
"...Anlıyorum
Yaşam elbette uzun biz duyabildikçe sevgiyi
Yalnızca bunun için uzun
Yani sevgiyle de sevebilir insan, sevdayla da
Örneğin
Bir sevgiyi yontup onarmak için
Döğüşmek de sevgidir... "
düzenleme: başa kalmış başlık, nasıl oldu anlayamadık.
Bilmez miyim hiç bütün bu sözler ne der ona
Bu sözler ve bu sözlerin içinde çırpınan uzaklıklar
Dolaşıyorum bir başıma, ortalıkta kimsecikler yok
Kıyılar da bomboş, kır yolları da
Soluğumu duyuyorum ara sıra, bir onu duyuyorum
Duymuyorum belki de, biliyorum yalnızca
Ayaklarımın altında yaban naneleri, kekikler
Yol kenarında bir kapı, tahta
Peki, kim yitirmiş evini, ya da
Hangi yitikle yok olmuş o yapı
Kimbilir
Vuruyorum yokuş aşağı, kıyıya
Bir taşın üstüne oturuyorum
Ben oturur oturmaz
Çıkıyor kuytularından bütün görünümler
Ve ufak bir oyun oynuyor bana doğa
Alıp alıp götürüyor gözlerimi bıkmadan
Kısalıp uzayan bir çift yılan balığını andıran gözlerimi
Güneşin şavkından yuvarlanan çakıllara
Tam o sıra bir vapur yanaşıyor iskeleye uzun sürecek bir sonbahar taslağı gibi
Denize yeni sürülmüs bir tarlaya benziyor, uyanık, diri
Ve işin tuhafı bense
Alışıyorum gittikçe
Her gün bir parça daha alışıyorum yalnızlığıma
Ürperiyorum bir ara arkamdaki ayak sesinden
Ve bu yüzden mi bilmem
Durup bir süre çevreme bakar gibi yapıyorum
Sürüyle kus havalanıyor defnelerin içinden
Sürüyle, evet, hatırlıyorum birden
Nicedir unutmuşum saymayı bile günleri
Dağılıp gitmişler herbiri bir yana
Kuşlar gibi, onlar da
Benimse ne gidecegim bir yer
Ne de özlediğim bir şey var
Öyleyse neden yazıyorum bu sözleri ona
Bu biraz sevdaya benzeyen, biraz da sevdasızlığa
Böyle gelişigüzel, böyle kırık dökük
Sanki hiç kimselerin kullanmadığı bir gün kalmış bana.
Uzun bir cumartesiyi hatırlıyorum, saat on iki
Dalıp gidiyorum, düsünüyorum da, saat on iki
Bir sigara yakıyorum, bir kağıda bir iki dize yazıyorum
Yerini iyi bilen, onurlu bir iki sözcük daha
Ama hiç kımıldamıyor, akrep de, yelkovan da
Yani tam böyle birşeye benziyor zaman
Yılgın ve çarpıcı renkler içinde pek kımıldamayan
Çıkageliyor sonra, saat on iki.
Anlıyorum
Yaşam elbette uzun biz duyabildikçe sevgiyi
Yalnızca bunun için uzun
Yani sevgiyle de sevebilir insan, sevdayla da
Örneğin
Bir sevgiyi yontup onarmak için
Döğüşmek de sevgidir
Ve benim bildiğim kadarıyla
Her şeydir bir insan, her şeydir
Yalandır kısalığı yaşamın
Ve özellikle insan dediğimiz şey
inançlı bir insan soyunun parçasıysa.
Sonunda başbasa kalıyoruz gene
Başbaşa kalıyoruz doğayla ben
işte az önce yağmur da başladı, cumartesi günlerden
On temmuz cumartesi
Bir vapur daha kalkıyor iskeleden
Ve yağmur hızlanıyor biraz
Uzanıp yatsam diyorum otların üstünde çırılçıplak
Tam öyle yapıyorum
Şimdi yağmuru seviyorum, şimdi yağmuru seviyorum, yağmuru seviyorum.
tanım: tr. besle beni sera.
--spoiler--
bir rüyaya ağıt filminde harry'nin annesi sarah'nın aldığı diyet haplarına bağımlı yaşar hale gelmesi sonucu gördüğü bunaltı hayalleri sırasında, bağımlısı olduğu programdaki seyirciler tarafından söylenen, filmin bu kısmına kadar kafayı yemeden dayanabilmiş izleyiciye 'git bi nefes al gel artık yeter' diyen repliktir.
--spoiler--
devlet bakanımız cemil çiçek'in sadece devlete bakmadığını, arasıra çükle de ilgilendiğini resmeden terörist çeşidi-imiş.
her iki taraf da ölenlerinin kanlarına bakıp kafayı yerken siz teröristlerin sikine bakıp ne yapıyorsunuz, ne kazanıyorsunuz merak ediyorum. allah sizin şerrinizden korusun bu ülkeyi.
tanım : nasılsın diyen kişiyi üzebilecek olan davranış.
gayet normal bir davranış gibi görünse de,kardeşi gibi gördüğü bir insandan aynı tepkiyi alamamak,o insanı kırabilir,üzebilir.öyle düşünülmüyorsa da,onun kadar yakın hissedilmiyorsa da kalp kırmamak için 'iyidir kardeşim' şeklinde yanıt vermek en doğrusu gibi.
windows'un kelime ezberletme aparatı.çok kullanışlı,ufacık bir şey.belirlediğiniz zaman aralığında kelime soruyor.
bir çok eksik yanı var tabii.mesela kelimelerin türleri yazmıyor.en büyük hatalardan biri kelimeleri olduğu gibi ezberlemek.nerelerde kullanıldığını bilmeden bir sözcüğü ezberlemenin pek bir faydası olmaz sanırım
buna rağmen,yararlı bir program.
*
-beyfendi menünüzü nasıl istersiniz?
+valla koy kafana göre bişeyler ben pek annamam,ama chicken menü olmasın.
-(allaah şimdi sıçtım azına)şöyle uzatayım ben o zaman.burda yerseniz daha iyi olur benim açımdan.mayonez istiyosanız bi kaç kez çekin,gelir o.
+!'^+%&/()=?
ergenekon sanığı tuncay özkan'ın kızı.
"her çarşamba hapisteki babası Tuncay Özkan'ı görmeye gittiği için Avusturya Lisesi'nden ayrılmak zorunda bırakılan" çocuk.
yazık be kardeşim.insanların gelecekleriyle oynamak çok kötü bir şey.yazık gerçekten.
edit:kafan mı güzel aslanım? ben haberi yazmışım şuraya,eksileyecek bi yorum var mı? ha sizin aydın fazıl'ınız daha bern'in orta yerindeki koca şehri göremeyecek kadar aydınlanamamışsa,ülkeyi terk ederken dikkat etsin.mazallah fransa diye togo'ya falan gider,kurda kuşa yem olmasın.
çok güzel bir bahar şiiridir.orhan veli kanık'ındır.defalarca okunur,sevilenlere gönderilir,ama yine de tadına doyulmaz.
--
Sanma ki derdim güneşten ötürü;