oldukça popüler olan whatsapp uygulamasının türkçe dilindeki telaffuzudur.
şimdi değerli dostlarım çoğu kişi bunu vatsap diye okuyor ama maaleaef ki doğrusu bu değil. asıl doğru olan vatsep olmalıdır.
sebebine gelecek olursak sondaki üç harfli app, application yani aplikasyon ya da uygulama kelimesinin ingilizce karşılığıdır. onun okunuşu da eplikeyşın, kısaltmasının okunuşu da ep tir.
bu sebepten dolayı vatsap değil vatsep diye okuyalım lütfen.
ayrıca instagram değil instegram. buna da dikkat edelim.
bugünkü dersimiz bu kadar arkadaşlar. bir sonraki derste görüşene dek esen kalın.
ölümden sonra yaşam olduğu inancına sahip yazarların, öldükten sonra şu kişiyi görmek isterim diyecekleri kişidir.
ölümden sonra hayat var mı yok mu herkes bir şey söyler belki ama islamiyete göre ölümden sonra yaşam vardır. madem öyle, buna inanan yazarlar acaba öldükten sonra kimi veya kimleri görmek ister?
şahsen ben öncelikle peygamberimiz hz muhammed i görmek isterdim. atatürk ü de görmek isterdim. bir de benimle aynı isim ve soyisime sahip olan dedemi görmek isterdim. ben doğmadan önce ölmüş.
fox ta yeni başlayan (bkz: familya) adlı dizide, bir arabanın plakası. 85 plakalı bir yer mi var ben mi geri kaldım bir an dumura uğradım. dikkatli baktım ama cidden 85. acaba mantığı nedir?
fatih terim in bugünkü basın toplantısında, eski kulübünün doğum günü kutladığını söyleyen muhabire cevabıdır. adam has galatasaraylıdır orası net ama geldiği zaman zararlı mı yararlı mı oluyor bir türlü karar veremedim.
yıllardır uğraştığım ama bir türlü çözüm bulamadığım durumdur. ne isminizi ne de soy isminizi büyük harflerle yazamıyorsunuz. işin ilginç tarafı arkadaş listemde soy ismi büyük harflerle yazılı olanlar var. işsizlik demeyin ama onlar nasıl yazmış, onlar yazmışsa ben neden yapamıyorum.
yolda yürürken birini görürsünüz, tipi çok tanıdık gelir. ama bir türlü aklınıza gelmez ismi veya nereden tanıdığınız. öyle de kalır o esrarengiz kişi kimdir neyin nesidir bulamazsınız bir türlü.
bir gece 2 arkadaş evde oturuyorduk.canımız çok sıkılmış ve bir arkadaşımızın bize verdiği oyunu oymak istedik.oyuna başla tuşuna bastık.sonra karşımıza bir liste gibi bir şey çıktı bu cümleleri okumazsanız oyun başlamaz benimle birlikte tekrar edin.tam edecektik kapı çaldı ve bizim arkadaşlar geldi hazır onlarda gelmişken hep beraber oynayalım dedik.onlarda kabul ettiler .her neyse oyuna sözleri okuyarak girdik .ekranda kendimizi gördük bizim maketlerimiz gibi bir şeydi ve önümüze yarı ölü kanlı kanlı yaratıklar geliyordu.elimiz de tüfek onları tamamen öldürmeliydik.çok korktuk aslında ama kimse birbirine belli etmiyordu.bir arkadaşımız isterseniz devam etmeyelim dedi.
olabilir yemek molası verelim dedik.(aslında yemek molası falan değildi.kimse bir daha oynamak istemezdi).o gece birlikte kaldık sabah katlığımızda bir arkadaşımız yoktu.nerdeyse aklımız çıkacaktı ki geldi .geldi ama çok kötüydü hepimiz çok feci olduk.ben sakın yaklaşma .ne oldu sana dedim.titriyordu ve konuşamıyordu.bize yaklaştı tam o sırada yere yığıldı.hepimiz o anda kalpten gidecektik.arkadaşımızın arkasında bir kılıç bıçak gibi bir şey vardı.
araya polis felan girdi.kısaca bu işin peşini bırakmadık.o gece oynadığımız oyundan şüphelendik.oyuna arkadaşımız için yeniden başlama kararı aldık oyunu yeniden açtık açar açmaz arkadaşımızın ölümünü gördük her şey aynıydı ne oldu ne bitti yaşamış gibi izledik .sonra bir ses geldi siz oyunu durdura bileceğinizi mi sandınız?bu oyun tamamlanmadan asla bitmez .siz durdursanızda o gerçek hayatta devam eder ve siz bunun önüne asla geçemezsiniz. evet sanırım bu doğruydu.gerçek hayatta devam ediyor.biz bu laneti bitirmek için devam ettik ama olmuyordu her gün içimizden biri iğren biçimde hayatını kalbediyordu.
son 1 kız ben 2 erkek kaldık ama bizde çok tan ölmüş gibiydik bütün arkadaşlarımız bilinmeyen bir şey yüzünden ölmüştü.ama biz devam ettik.benle birlikte olan arkadaşım eskiden başından geçen bir olayı anlattı.tam hatırlamıyorum ama arkadaşımın annesinin evinde bir yangın çıkmış ve o sırada annesi yatıyormuş arkadaşım annesini kurtarmak için içeri girdiğinde annesi yanmış bir biçimdeymiş.bu yüzden arkadaşım ateşten çok korkuyordu.bunu anlatmamın sebebiyse.çok eskiden elizabeth diye bir kadın varmış her ne olduysa bu kadını bir kuleye kapatmışlar.kadının sadece 1 penceresi varmış başka bir şey yok .neyse kısa kesiyim oyunu bitirmeye yaklaşmıştık
oyunda karşımıza o kandın elizabeth çıktı .bizim oyuna göre bu kadını oyundan yok etmek için kalbine eline ve alnına birer çivi çakıp sonrada kanları yakmak gerekliymiş.buna nasıl cesaret edebilirdik ama yapmalıydık yoksa bizde feci bir sonla ölecektik ve daha önemlisi arkadaşlarımızın öcünü alamayacaktık .bir erkek arkadaşımız bilgisayardan bizi yönlendiriyordu nereye girelim ve girmediğimiz yerleri o açıyordu bize .oyunda güller vardı her bir gül bir mermiye denk geliyordu. sonra ne olduysa bizi yönlendiren arkadaşımız bırak peşimi hile yaptın lanet olsun sana diye sesler geliyordu.ve sonra ondan ses alamadık.kadını bulduk .yanımdaki arkadaşım bu işi ben yapıcam her ne olursa olsun .sen burada kal beni bekle dedi.
içeri girdi ve kadına ne gerekiyorsa yapmış.1 kalbine 1 alnına 1 de eline çivileri çakmış.sonra tam kanları yakıcakmış bir ses duyarak arkasına başmış ve kadın ayakta ona doğru yürüyormuş sonra alına bu kadının güzelliğine ne kar düşkün olduğu gelmiş ve yerdeki bilgisayarın kaparını ona doğru tutmuş.ve kadının attığı çığlığı ben de duydum .kan erimiş kanlar yerde ve kanları yakmış.
her yer ateş almış bende dayanamadım ve içeri girdim küçüklüğü aklına gelmiş çocukken oturduğu gibi kalmıştı onu oradan çıkardım.çok kötüydü ama çıktığımızda öteki arkadaşımızı gördüğümüzde sevinçten koşarak ona sarıldık. ona nasıl odluda kurulduğunu sorduk .o da beni yakalamaya çalıştı ben bir gül bahçesine düşmüşüm farkında değildim.ama kadına gül atınca ona zarar veriyordu ya oda yaklaşamamış bende bayılmışım ayıldığımda hemen buraya geldim dedi.
bizde ona oyunu tamamladığımızı söyledik.bu olay bizi çok etkilemişti ama sonunda başarmıştı.biz hayatta kalmayı başardık.
inanmayın sakın internetten bir yerlerden çaldım. doğru mu yalan mı bilmiyorum.
sözlüğün ilk çıktığı zamanlarla şu anki zamanlar arasında dağlar kadar fark olduğunun ispatıdır.
efendim bir altıncı nesil yazar olarak, sözlükte emeklemeye başladığım zamanlar; noktalamalara dikkat edilirdi, yazım yanlışları hemen uyarılır ve düzeltilirdi, başlıkların altına dır dir tır tir ile sonlanacak şekilde (bkz: tanım) lar girilirdi.
şimdi bakıyorum da noktalama desen yok, yazım desen hangi dil belli değil, sözlük mü forum mu belli değil.
belki de bu şekilde herkes daha memnun orasını bilemem ama sözlüğün eski zamanlarını özlüyorum.
not: on birinci nesil hiçbir arkadaşla aramda bir sorun yoktur, bir günah keçisi bulmam lazımdı, yoksa 11 den ilk güne hepimiz aileyiz.
edit: (bkz: sözlük formatı) vay be yazanlar nerede şimdi acaba?
maç spikeri melih gümüşbıçak ın galatasaray maçlarında, selçuk inan ın frikik kullanmak için topun başına geçip, vuruşunu gole çevirdiğinde kullandığı tabir. selçuk un her frikik golünde kullanmaktadır.
selçuk un akıllara gelen en güzel golü de çoğu kişiye göre volkan ı ters ayakta bıraktığı goldür.
edit: selçuk geliyor ve fenerbahçelilerden eksiler de geliyor sevgili seyirciler.