Herkesin karşısındaki niyetleri kendi niyet bakış açısı üzerinden değerlendirmesi muazzam bir ödül-ceza sistemi aslında.
Ondandır ki; kimine iyi gelmeyenin, başkasına çok iyi gelmeleri...
@buzzluk
"Sektörden ve çevremden Spotify’ın Wrapped adını verdiği yıllık kullanıcı istatistiklerinin onlarcasını gördüm. Ne enteresandır ki ben dahil hiçbirimizde tüm yıl boyunca dayattıkları 'Bakınız da ne dinlendiler, aman da herkes bunları dinledi' şarkılardan 1 tane bile yoktu." dedirten, kendi müziğini seçemeyene istediğini dinletme becerisine sahip dijital müzik platformu.
"Yaşadım, iyi ki de yapmışım" demek için sonları sevmeyi öğrenmeliyiz belki de
Kabul edelim ki tüm sonlarımız arızalı; buna yıllarca sezon sezon izlediğimiz dizinin en son bölümü de dahil, bıraktığımız iş de ve ayrıldığımız sevgili de..
Sonları seversek öncesi yaşanmış olur oysa.
Seçemediğin şeyler üstünlük değil; eğer mutluysan olsa olsa şanstır.
Az ötede doğsan başka dil konuşacak ve başka milletten doğacak olman işten bile değilken sırf busun diye bu sana üstünlük sağlamaz, unutma ki o zaman o da kendi bakış açısıyla senden üstün olma hakkını taşır.
Yesterday gerçekten iyi kotarılmış bir film.
Lakin izlerken de düşünmeden edemedim; şu dönemde The Beatles no name olsa şansı ne olurdu, ülkesinde ve dahi dünya müzik sektöründe neler yaşarlardı?
Böyle bir başarı yine olur muydu?
(Ayrıca senaristler bakınız bu da güzel senaryo konusu...)
Filme dönersem; Yesterday'in no name müzisyeni Jack Malik kendi şarkıları ile bir yere gelemiyor ama dünyanın artık hatırlamadığı The Beatles şarkılarıyla ün yapıyor. Burada o zaman no name müzisyenin şarkıları kötüymüş algısı oluşuyor, oysa her şekil ünlü olamasa film sanki çok daha çarpıcı olurmuş.
Yesterday'in bu hali müzik sektörünü biraz yansıtmış, azıcık da dokundurmuş; oysa kahramanımız Jack Malik, The Beatles şarkılarıyla bile ünlü olamasaydı ve film dünya müzik sektörünün arka penceresine tam ışık tutmuş olsaydı çok daha hoş olmaz mıydı?
Müziğin sadece eğlence aracı görülmesi zihniyetinden çok bunaldık hepimiz değil mi?
Şule Çet davasında 5. duruşmadan da karar çıkmadı, dava yine ertelendi. Adalet yerini bulana kadar ses olmalıyız!
Güneş Doğsa isimli şarkı, Şule Çet anısına ve #DünyaÇocukHaklarıGünü'nde tüm çocuklar için yayınlandı.
"Kendi gözlerimle zihnime çizdiğim bir resmin var." gibi muhteşem derinlikte sözlerini mi anlatsam, müziğin ahengini mi...
iyisi mi şarkının linkini vereyim ben. *
Şarkı söylemeye üniversite yıllarında başlayan Fatih Çölgeçen, 2016 - 2017 yıllarında BAU Studio’sunda albüm kayıt süreçlerinde kayıt asistanlığı yapmış ve back vokallik tecrübelerini yaşamıştır.
2016 Ağustos ayında yayınladığı "Taş Parçaları" isimli ilk stüdyo çalışması ile kendi şarkılarını da paylaşmaya başlayan Fatih Çölgeçen, müziği kendini ifade etme biçimi olarak görmektedir.
2018 yılında iki adet resmi single çalışmasını yayınlamıştır; "Rüyamda Ne Gördün" ile “Limbo” isimli single çalışmaları tüm dijital platformlarda yerini almış ve dinleyenleri ile buluşmuştur.
ve 2019 yılının ilk ayında Deniz Parıltıya isimli tekli çalışmasını sevenlerine sunan müzisyen, halen beste çalışmalarına devam ettiği kendi şarkılarının yanı sıra uyarlama yorumlarla da müzikal faaliyetlerine devam etmekte ve sosyal medyayı da sevenleriyle buluşma aracı olarak aktif şekilde kullanmaktadır.
Hasan Azze, 22 Ocak 1991 Antalya doğumlu. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünden mezun olduktan sonra, SAE Institute istanbul’da Ses Mühendisliği eğitimi alarak Bahçeşehir Üniversitesi Ses Teknolojileri bölümünde Yüksek Lisans yapmıştır.
Yıllardır müzik piyasasında yer almış, Türkiye’de birçok şehirde konserler vermiş ve organizasyonlarda yer almıştır.
2015 yılından itibaren alternatif bir tarz yaratma yoluna girmiş ve ‘’Kürar’’ isimli albümü hazırlamıştır. Üretmeyi hiçbir zaman bırakmayarak, felsefe eğitiminin getirdiği düşünceler üzerine yoğunlaşarak mistik, oryantalist bir müzik anlayışı ortaya koymuştur. Bu alternatif tarzın içerisinde bazı şarkılarında rap vokaller de yapmaktadır. 2016 yılından sonra ‘’Kimisi Özledim Diyemez’’ , ‘’Olmadı’’ isimli 2 single çalışması bulunmaktadır.
Düşünce geliştirmenin müzik ile can bulduğu, edebiyatın ve felsefenin müzik ile harmanlandığı bir müzik anlayışı içerisinde ilerlemeye devam etmektedir.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinden kurulmuş bir grup; Rak-ı Plak-i…
Oğuzhan Herdi (Elektro Gitar), Onur Denizhan Sivri (Davul), Setenay Adıgüzel (Klavye) ve Ozan Erdoğan (Vokal) grubun ilk temellerini atan müzisyenler…
Grup müzik yolculuğuna 2015 yılında Türk Sanat Müziği eserlerini rock müzik tarzı ile harmanlayarak başlamış. Sonrasında gruba Selim Sevim (Bas Gitar) ve Havva Nur Temizkan (Keman)’ın da katılmasıyla 2016 yılında Ankara’da konserlere de başlamışlar. 2017 yılına geldiğimizde gruba Pınar Güran (Vokal)’ın katılımıyla grup müzik kariyerine devam etmiş.
Sonraki dönemlerde Rak-ı Plak-i genişleyen müzisyen kadrosu ile sadece Türk Sanat Müziği eserlerini kendi tarzları ile yorumlamakla kalmayıp kendi bestelerini de üretmeye başlamış. En bilinen besteleri arasında ‘Başka Kollara’, ‘Sorular’, ‘ihanet’ yer alıyor.
2017 yılında grubun ilk kurucularından olan Ozan Erdoğan yollarını ayıran grup Ankara’da müzik çalışmalarına devam etmektedir.
Arkasında sektörün en cesur işlerinde imzası bulunan OnAir Müzik var.
Evet efendim bir plak şirketi müzik sektörünün geleceğinin dijitalde olduğunu biliyor; yeni akım müzikler yapan bağımsız müzisyenleri de destekliyor...
Şaşırdınız mı?
O zaman bu başlığı ve OnAir Sahne'yi takip etmenizi öneririm.
Hem buralar çok değerlenecek, buzz demişti dersiniz... *
Bu kısa ve taraflı şahsi girizgahımdan sonra OnAir Sahne'nin açıklamasına yer veriyorum:
"OnAir Sahne, cesur müzik yapım şirketlerinden OnAir Müzik bünyesinde kısa bir süre önce başladı...
Projenin en büyük özelliği Bağımsız Müzisyenlerin bağımsız kalmaya devam ediyor olmaları...
OnAir Müzik Yapım bağımsız müzisyenlerin çalışmalarını tüm dünya digital platformlarında yayınlıyor. Güçlü olarak kurduğumuz sosyal medya ağlarımız ve YouTube kanalımızla da tanıtımları destekliyoruz. Ayrıca müzisyenlerimizin kurumsal tanıtım çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Çünkü bizim gözlemlediğimiz bağımsız müzisyenlerin en büyük handikabı yaptıkları çalışmaları duyuracak çalışma, çevre, vb konularda yetersiz olmaları. Onların adına bu tanıtımları biz üstleniyoruz.
Müzisyenlerimiz bağımsız!
Çünkü istiyoruz ki; müzisyenlerin önü nerede açılacaksa biz destek olarak var olalım ve bir takım kısıtlamalar, sözleşmeler onlara engel olmasın...
Biz müzisyenlerimizi bu platformda bir arada dikkat çekmeye, beraber ek projelerde (Festival, TV programı, basın tanıtımı, vb) yer almaya ve birlikte ses getirmeye başladıkça farklı fırsatların ve onların hayallerindeki albümlere kavuşmalarının her şekilde destekçisi olacağız...
Bağımsız müziği yürekten ve gerçekten destekliyoruz..."
Bağımsız müziklerini platforma ulaştırmak isteyen müzisyenler için mail adresi ise şöyle:
onairsahne@gmail.com
TAKiP ETMEK iSTEYENLER iÇiN
ONAIR SAHNE SOSYAL MEDYA HESAPLARI:
Diziden benim anladığım; finalde herkes bir şekilde katil çıkacak, geçmişinde ya da bugününde birini öldürmüş olduğunu öğreneceğiz...
Tabii bu arada kendisi öldürülmediyse...
Ya ölü, ya katil... (Oya bileyse, varın gerisini siz düşünün...)
Maddi Yardımın adı da, karşı tarafa geçireceği hissiyatı da "HEDiYE" olmalı...
Özellikle yeni açılan okul döneminde yardım kampanyaları havada uçur ve hepimiz bir şekilde çocuklarımızın hayatlarına yardımcı olmaya çalışırken, bunun nasıl ve ne şekilde yapıldığı, onlarda bırakacağı etki -bence- yapılan yardımdan bile daha önemli, zira kalan hisler izleri, izler de onların gelecek hayatlarını inşa ediyor...