her otobüs yolculuğunda midemde kopan fırtınaları tetikleyen eylemdir. o şekilde herhangi birini gördüğümde aynı eylemi gerçekleştirmemek büyük bir çaba gerektirir. en azından benim için.
ben leyla olmuşum kimin umrunda
mecnun çoktan gitmişken
bu ne garip bir yangındı böyle
sen söndün ben yanarken
peki ben neden hala böyleyim
neden hala geçmişteyim
belki de
ben sana hala
aşığım.
(bkz: küçük kemancı) çocukluğumda okuyupta hatırladığım tek romandır. yakın bir zamanda okuduğum kitaptaki olayları bile hatırlamakta zorlanırken bunu unutamamam şaşılacak bir durumdur.
zor olsa da galiba dönüyorum sana
gel dersen hemen
çağırmazsan geçerken
yerle gök arasında bir yerde
sen beni tanımazsın
severim de söylesen beni uzak sanırsın
bilirim söz dinlemem
ah bu ben kendimi nerelere koysam
saklansam bir yerlerde gizlice ağlasam
ah bu ben kendimi nerelerde bulsam
çekilsem sahillere hayaller mi kursam? mfö-ah bu ben
başımı dik tutup, gözlerimi kısarak etrafıma bakmamdır. beni tanımayıpta bu hareketimi görenler kibirli oldumu zannederler. ama ben bu takıntımdan hiçbir zaman vazgeçemedim sözlük ve çevremdekiler de beni böyle herkesi küçümseyen bakışlarımla tanımaya devam ettiler.
abla:sen evlatlıksın biliyormuydun.
kardeş:ne alakası var.
abla:ben babama benziyorum ama sen hiç kimseye benzemiyorsun başkasının çocuğusun*
kardeş:!??
(ve kısa bir sessizliğin ardından ağlama sesleri duyulur.)*