Şerefsizce bir saldırı sonucunda orospu çocuklarınca haince katledilen 26 * şehidimizin ruhunu saygıyla anmak için yapılması gereken en basit eylem. "bıçak kemiğe dayandı." "sözün bittiği yerdeyiz." "intikam çok sert olacak." gibi içi boş sözlerle halkı avutmaya çalışmaktan daha iyi olacaktır bu eylem. yurt genelinde bayraklar yarıya indirilsin bugün. yurt genelinde gülmek yasaklansın. yıllarca terör saldırılarından sonra "onlar bizim mutsuz olmamız için böyle şeyler yapıyor. biz onlara inat eğlenmemize devam edeceğiz" sözlerine şahit olan bizler gerçekten onların oyununa gelmek istiyoruz. ağlamak, üzülmek istiyoruz ulan 26 askerimiz için. çok mu garip bu duygu. illa şerefsizler gibi gülüp eğlenelim mi askerlerimizin ardından. yeter artık diye bağırmaktan boğazlarımız patladı.
aslında başlık "Bir siyasi görüş açısı olarak solun türkiye sınırları dahilinde etkinliğini kaybetmesi" olacaktı ama malum karakter engeli. neyse konumuza dönecek olursak türkiye de yıllarca etkin bir vaziyette bulunan, türkiye'nin bugünlere gelmesinde başrol oynamış bir çok sol partinin seçimlerde barajı bile geçemeyecek olması ciddi bir biçimde tartışılması gereken bir konudur. bu partilerin etkinliğini kaybetmeleri süreci hakkında birkaç şey söylemek gerekirse;
1. dsp, chp, tkp, ödp, ip gibi sol partiler sağ da olduğu gibi tek çatı altında toplanamadılar. eh savundukları dava konusunda ölümü bile göze alan insanlardan da başka birşey beklenemezdi ama yine de seçimlerde birbirlerinin oylarını bölerek güç kaybına uğradılar.
2. görüşlerini zamanın gereklerine göre yenileyemediler.
3. partileri tek tek ele almak gerekirse;
chp: halk partisi olma özelliğini kaybetti. sadece soldan alacağı oylara odaklandı ve halkın ilgisini yitirdi.
dsp: bülent ecevit'in ölümünden sonra vasıflı bir lider bulamadılar. kemal kılıçtaroğlu'nun chp genel başkanı oluşu ile birlikte büyük bir oy kaybına daha uğradı.
tkp, ödp, ip hep çok küçük bir kesimelere hitap ettiler. oy oranlarını hiç bir şekilde geliştiremedilier.
bir de not düşmek istiyorum. sol da gençlik ölü vaziyette. ayağında connverse, üstünde levi's pantolon lacoste tişört ile sosyalizmin düşmanı, kapitalist simgelerle gezinen, öğle yemeklerini şehir esnafından değilde mcdonald's dan yiyen çocuklar solcuyum diye geçiniyorlar. sol gençliğin hepsi böyle demek istemiyorum ama etrafımız naylon solculardan geçilmiyor. hal böyle olunca zaten türkiye de sempatisi az olan sol kavramı iyice önemini yitiriyor.
Kılıçtaroğlu chp ve sol için büyük bir şans. 2011 de olmasa bile 2015 te partiler arası bir birleşme ve gerçek solcular tekrar kendilerini gösterirse iktidar yolu sonuna kadar açılacaktır. ama gençlere de gerçek "sol" kavramı tam olarak anlatılmalı.
sevipte karşılık alamadığınız, herkesten ayrı tuttuğunuz yüce varlığın ölümle burun buruna geldiğini öğrenmenizdir. Ne kadar aşık olursanız olun, ne kadar severseniz sevin hastane de ziyaret edemezsiniz hayatınızın anlamını. çünkü bir sevgilisi vardır, uzaktan izlemekte yetinmek zorundasınızdır tüm yaşananları. küçücük bir "geçmiş olsun" bile çok görülür size. acizliğin bir başka tanımıdır, ölümle eş değerdir.
Yaklaşık 8 aydır kullandığım 2 güne kadarda hiç bir şikayetimin bulunmadığı notbook. ama ne var ki 2 gündür masa üstü kıvamında garip garip sesler çıkarıyor. şöyle hafifçe vurunca düzeliyor ama 5 dakika içerisinde yeniden başlıyor.*
18 takımlı Spor toto süper ligin 17 takımının oluşturduğu kutsal ittifakın fenerbahçeyle karşılaştırılmasıdır. şöyleki fenerbahçe şampiyon olmasın diye türlü oyunlar oynar kutsal ittifak takımları. kimi evinde 10 kişilik takıma maç satarken kiminin oyuncusu "trabzonspor için oynadık fenerbahçe karşısında." der. bu takımların taraftarlarının hepsi kendi takımlarının başarısından çok fenerbahçenin başarısız olmasından orgazm olurlar. başarı ölçüleri kupalar, maç galibiyetleri değil, fenerbahçeden puan alabilmektir. diğer tarafta ise takımı 9 puan geride olsa da,yeni malatyaspor'a yenilip kupadan elense de takımına, oyuncusuna, teknik kadroya sahip çıkan milyonların varlığıyla mücadele eden bir kulüp vardır.
ps: bu entryden yola çıkarak fenerbahçe türkiye de en büyük demiyorum. bu ülkede fenerbahçenin tek başına büyüklere ve onların yardakçılarına karşı olan mücadelesinden basediyorum. muhakkak ki bu ayrıma yapayacak ambesiller olacaktır.
Yeni yasayla* beraber birden fazla tecavüz vakasında bulunan insanların hadım edilmesi söz konusu iken, gündemdeki konulara yaptığı yorumlarla hunharca beynimize tecavüz eden bülent arınç'ın dilinin kesilmesi ile meydana gelecek eylem. Vaka-i hayriyye.
tanım: çankırı karatekin üniversitesinin sözlüğüdür. "her üniversitenin sözlüğü var bizim neden olmasın" diyen öğrenciler tarafından kurulmuştur.
Şimdi işin komik tarafını ele almak lazım. yazar sayısı iki elin parmağını geçmeyen bu sözlükte altı moderator var. açılan başlıklar ve girilen entryler tamamen taşak muhabbeti içeriyor. internet aleminde çakma sözlükler gördüm ama böylesini hiç görmedim. açan arkadaşlara sonsuz tebriklerimi gönderiyorum.