Şu zor günlerde tekrar tekrar dinlenmesi gereken parça. hani biz "orospu çocuğu pkk" dedikçe "bayrak inmez, vatan bölünmez" diye yazdıkça bize faşist diyenlere inat ırmağının akışına ölürüm türkiyem...
Trt'nin yeni sezona bomba girmesini sağlayan dizilerden sadece birisi. yeni dizilerden mor menekşeler ve mavi kelebekler gerçekten mükemmel olmuş. leyla ile mecnun, yerden yüksek ve başrolde aşk da yine trt'nin izlenilebilecek yapımlarından. saçma sapan senaryoları veya gereksiz kitap uyarlamalarını izlemek istemiyorsanız gerçekten mükemmel bir alternatif trt bu sezon.
Şu kadar entry içinde sanırım bahsedilmemiş. hani biz kısa bir zaman önce amerika ile istihbarat anlaşması imzalamıştık ya karşılıklı istihbarat alış verişi olacaktı. hani nerede amerika'dan gelen istihbarat bilgileri? ha eğer bana amerika'nın bu saldırıdan haberi yok denirse ana avrat küfrederim o insana. Bizim asıl sormamız gereken soru amerika neden bu saldırının haberini tsk'ya yada mite iletmedi? başbakan açıklama yapacağına amerika'ya bu soruyu sorsa daha faydalı olur türkiye için.
Şerefsizce bir saldırı sonucunda orospu çocuklarınca haince katledilen 26 * şehidimizin ruhunu saygıyla anmak için yapılması gereken en basit eylem. "bıçak kemiğe dayandı." "sözün bittiği yerdeyiz." "intikam çok sert olacak." gibi içi boş sözlerle halkı avutmaya çalışmaktan daha iyi olacaktır bu eylem. yurt genelinde bayraklar yarıya indirilsin bugün. yurt genelinde gülmek yasaklansın. yıllarca terör saldırılarından sonra "onlar bizim mutsuz olmamız için böyle şeyler yapıyor. biz onlara inat eğlenmemize devam edeceğiz" sözlerine şahit olan bizler gerçekten onların oyununa gelmek istiyoruz. ağlamak, üzülmek istiyoruz ulan 26 askerimiz için. çok mu garip bu duygu. illa şerefsizler gibi gülüp eğlenelim mi askerlerimizin ardından. yeter artık diye bağırmaktan boğazlarımız patladı.
oyun güzel, hoş ama hataları ve eksiklikleri çok fazla. oynadığım modları ele alarak bir yorum entrysi girmek istiyorum.
online mod: gerek menüsü ile, gerek sistematiği ile çok güzel bir online mod var karşımızda. lakin yinede fifa 12nin online sisteminin gerisinde. maç içerisinde 90 sn gibi bir durdurma hakkı tanımışlar size ki bu çok iyi olmuş bekleme olmadan, maçtan soğumadan devam ediyoruz. santralarda, kaleci vuruşlarında, taçlarda eğer kullanıcı 5 sn den fazla beklerse oyun otomatik kullanıyor. buda akıcılığı sağlayan bir etmen. ayrıca online modda maç sonunu beklemeden çıkmaya karşı güzel bir sistem var. oynadığınız son 10 maçta maç tamamlama oranınız %70'in altındaysa belli bir süre online ortama katılamıyorsunuz. lakin türkiye'nin internet şartları göz önüne alınınca bu çok tehlikeli bir hal alıyor. tam maçın ortasında kopan bir internet sizin yüzdenizin düşmesine sebep olabilir. ha birde karşı taraftaki oyuncu maçtan çıkıncada sizin maç tamamlama yüzdeniz düşüyor ve bu çok saçma bir durum.
master lig: size bir nostalji yaşatıyor. eskiden olduğu gibi seçtiğimiz takımda miranda reyiz ve arkadaşları ile karşılaşıyoruz. orjinal kadrolar ile devam etme yok sanırım. sanırım diyorum çünkü bu olaya bir çözüm bulup oynayanlar olabilir.
become a legend: ilk günkü gibi. minimum, efor maximum haz. oyundaki edit olayı aşmış kendisini. resmen kendinize ait sıfırdan bir takım oluşturabilirsiniz. formasını, amblemini ve göğüs reklamını ayarlayarak alacağınız hazzı arttırabilirsiniz. oyunun oynanışında ise belirgin olarak göze çarpan şeylere değinmek gerek diye düşünüyorum.
1. ara paslar 2011'de olduğu gibi kolay değil. her oyuncu ile xavi gibi paslar atıp forvetlerinizi savunma arkasına kaçıramıyorsunuz.
2. savunmada saçma sapan pas yapan bilgisayar yok artık. top ceza sahasındayken en akıllıca yer nereyse oraya yolluyor bilgisayar.
3. uzun pas ile kanat değiştirmek tek kelime ile mükemmel olmuş. tebrikler.
4. 2011'de çok fazla aktif olmayan orta-kafa-gol olayı bu oyunun en etkili gol taktiği.
5. frikikler ve penaltılar kolaylaştırılmış. duran toplarda ikinci bir oyuncu seçmekte çok zevkli bir şey.
6. faul sistemi çok saçma. top almak için girdiğiniz 5 mücadeleden 3ü faul ile sonuçlanıyor.
7. gelişine pas atmak isterken ilk hangi yöne bastıysanız oyuncu oraya atıyor. fikrinden katiyen geri döndüremiyorsunuz. boş adama pas atayım derken alakasız bir şekilde bek oyuncunuza pas atmış olabilirsiniz.
8. lisans olayı.
Özet geç piç notu: takım oyunu oynayan, ara paslarla gol kovalayanlar için kötü, tek adamla yaldır yaldır koşayım, takım oyununu hiçe sayayım diyenler için güzel oyun.
öneri notu: ronaldo'yla, messi'yle yardıranlara bakmayın alın bale'i kadronuza bakın keyfinize. top kaptırmadan 90 dakika geçirebilirsiniz bu adam sayesinde.
mynet'in bugün yaptığı habere göre fenerbahçe'yi tutan hakemmiş. miş diyorum çünkü bu adam fenerliyse eğer ben de ingiltere prensi harry'yim. lütfen birisi çıksın ve bu haberi yalanlasın. lütfen lütfen lütfen.
meşhur video da söylediklerine sonuna kadar katıldığım futbolcu. "adamlara malzeme veriyoruz" derken haklı değil mi şimdi bu adam. biz geçen sene galatasarayı mabedimiz de "mor menekşe" ile karşılamadık mı. milka inekleri diye geyik yapmadık mı her yerde. tek hatası söylemlerinin kameralar karşısında olması. ayrıca bu görüntüler neden bugün ortaya çıkrıldı da ilk çekildiği günlerde gündeme getirilmedi merak ediyorum. tam da takımdan ayrılması söz konusu iken galatasaray taraftarları arasında kötü adam konumuna getiriliyor arda turan. "ha seni ilgilendiriyor mu?" derseniz ilgilendirmiyor ne arda ne galatasaray ama yine de yazayım dedim.
euroleague maçlarında fenerbahçe'nin kendilerini darmaduman ettiğini unutmuş, şampiyonluğu kaybetmenin vermiş olduğu eziklikle yaptığı açıklamalarla gündeme oturmuş basketbolcu.
Sözlük sayesinde 122 kadın milletvekili ile seçimlere girdiğini duyduyum parti. osman pamukoğlu'nu böyle bir seçim için kutluyorum. darısı diğer partilerin başına.
genel olarak partilerin oy oranını tahmin edemiyorum ancak akp'nin yüzde 50 üzeri oy alacağını düşünüyorum * mhp de meclise girebilecek oy oranına ulaşamayacaktır.
"bugüne kadar erkekler milletvekili olarak ne yaptılar?" diyerek destek verdiğim adaylardır. keşke sadece chp değilde diğer partiler de kadın milletvekili sayılarını çoğaltsalar.
Temelini oluşturan ülkü ocaklarının eski kimliğinin kaybolması ile doğru orantılı olarak hükümetteki yerini kaybetmiş olan partidir. Eskiden çok eskiden ülkü ocakları belirli bir amaç uğruna bir ülküye baş koymuş gençlerden oluşurken şimdi göt korkusuyla çevre edinme çabasında olan apaçileri barındırır hale geldi. mhp siyasetinin temeli olan 9 ışığın ne olduğunu bilmeyen izole edilmiş liseli ergenler tarafından çevrelenmiş olan ocaklar mhp'nin gerilemesinde en önemli sebeptir. bugün okumayan, araştırmayan bir nesil yetiştirilmesi sadece belirli partileri değil türkiye'nin geleceğini çok derinden etkiler.
hayal değildir. chp bugün aktif bir biçimde yürüttüğü siyasetten vazgeçip tekrar atatürk'ün dolayısıylada halkın partisi olursa değil yüzde 40 yüzde 50 oy oranı bile gerçekleşebilir. iş tekrar özüne dönmekte, halkı benimseyip bütünleşebilmekte.
aslında başlık "Bir siyasi görüş açısı olarak solun türkiye sınırları dahilinde etkinliğini kaybetmesi" olacaktı ama malum karakter engeli. neyse konumuza dönecek olursak türkiye de yıllarca etkin bir vaziyette bulunan, türkiye'nin bugünlere gelmesinde başrol oynamış bir çok sol partinin seçimlerde barajı bile geçemeyecek olması ciddi bir biçimde tartışılması gereken bir konudur. bu partilerin etkinliğini kaybetmeleri süreci hakkında birkaç şey söylemek gerekirse;
1. dsp, chp, tkp, ödp, ip gibi sol partiler sağ da olduğu gibi tek çatı altında toplanamadılar. eh savundukları dava konusunda ölümü bile göze alan insanlardan da başka birşey beklenemezdi ama yine de seçimlerde birbirlerinin oylarını bölerek güç kaybına uğradılar.
2. görüşlerini zamanın gereklerine göre yenileyemediler.
3. partileri tek tek ele almak gerekirse;
chp: halk partisi olma özelliğini kaybetti. sadece soldan alacağı oylara odaklandı ve halkın ilgisini yitirdi.
dsp: bülent ecevit'in ölümünden sonra vasıflı bir lider bulamadılar. kemal kılıçtaroğlu'nun chp genel başkanı oluşu ile birlikte büyük bir oy kaybına daha uğradı.
tkp, ödp, ip hep çok küçük bir kesimelere hitap ettiler. oy oranlarını hiç bir şekilde geliştiremedilier.
bir de not düşmek istiyorum. sol da gençlik ölü vaziyette. ayağında connverse, üstünde levi's pantolon lacoste tişört ile sosyalizmin düşmanı, kapitalist simgelerle gezinen, öğle yemeklerini şehir esnafından değilde mcdonald's dan yiyen çocuklar solcuyum diye geçiniyorlar. sol gençliğin hepsi böyle demek istemiyorum ama etrafımız naylon solculardan geçilmiyor. hal böyle olunca zaten türkiye de sempatisi az olan sol kavramı iyice önemini yitiriyor.
Kılıçtaroğlu chp ve sol için büyük bir şans. 2011 de olmasa bile 2015 te partiler arası bir birleşme ve gerçek solcular tekrar kendilerini gösterirse iktidar yolu sonuna kadar açılacaktır. ama gençlere de gerçek "sol" kavramı tam olarak anlatılmalı.
12 haziran 2011 de yapılacak olan genel seçimlerden ötürü çok ama çok sıkıntılı geçecek ay. Haftalarca partilerin o saçma salak seçim şarkılarını dinlemek, sokaklara da bayraklarını görmek zorunda kalacağız. yine bir seçim ve gürültü, eziyet bir arada olacak.
1 yıla yakın süredir kullandığım, ve bir daha nokia kullanmama yeminleri ettirmiş olan işkence aleti. Şarj'ı bazen 1 gün bazen 4 ile 5 gün arası gitmesine mi bozulursunuz, modemin yanında bile internete bağlanamayışınıza mı kıllanırsınız yoksa kafasına estiği zaman sizin yapmaya çalıştığınız işlemi önemsemeden "sen bi bekle kendime reset atayım sonra hallederiz senin işini" havalarında takılmasına mı sinirlenirsiniz bilemem ama ben en çok kullanılmasın sadece süs olarak dursun diye koyulan kalemine uyuz oluyorum. düşünün dokunmatik telefon yapıyorsunuz ve rahat kullanılsın diye kalem koyuyorsunuz ama o kalemi biraz kullanınca yeri gevşiyor ve kayboluyor. sizi yenisini almak zorunda bırakıyor. telefon kullanmaya başladığım günden bu güne hep nokia kullandım ama artık bitti. buradan 5800 almak gibi düşüncesi olan yazar, okuyucu mod fark etmeden herkese sesleniyorum 2 kere daha düşünün. evet fiyatı akıllı telefon pazarı içerisinde en uygunu olduğunu düşündürebilir sizlere ama sakın aldanmayın. ben çektim * sizler çekmeyin diye bu satırları yazmayı uygun gördüm.
rüyamda eskişehir'in 3-1 kazanacağını gördüğümden izlemeye dahi gitmediğim, ancak şu anki sonucu ve yazılanlara da bakarak ne büyük bir hata yaptığımı anladığım spor toto süper lig 28. hafta karşılaşması.
sevipte karşılık alamadığınız, herkesten ayrı tuttuğunuz yüce varlığın ölümle burun buruna geldiğini öğrenmenizdir. Ne kadar aşık olursanız olun, ne kadar severseniz sevin hastane de ziyaret edemezsiniz hayatınızın anlamını. çünkü bir sevgilisi vardır, uzaktan izlemekte yetinmek zorundasınızdır tüm yaşananları. küçücük bir "geçmiş olsun" bile çok görülür size. acizliğin bir başka tanımıdır, ölümle eş değerdir.