otobüs tıklım tıklım. mülteci gemisi gibi amk! hep beraber göt göte gidiyoruz. iki insan ötemde ki, beyefendinin telefonu çıldırmış gibi çalıyor. inatla meşgule alıyor. akabinde tekrar çalıyor. adamın açmak istemediği belli yani.
ısrarla aranmaya devam edince çok tedirgin bir ifade ile telefonu açtı. ordan bi karı bişeyler soruyor. önce anlamadık ses uzaktan geliyor gibi oldu sonra sanki yanımızda bağırıyormuş gibi adama soru soruyor.
adama, " çarşıdayım sana don alıyorum ne renk alayım" diyor. herkes kitlendi adama bakıyor.
garbim "müsait değilim, sonra ara telefonda sorun var" dedikçe, kadın ısrarla konuşuyor "o koca götünün donunu bile ben alıyorum söylesene" diyor. şaaakk adam telefonu suratına kapattı. tabi adam rezil olmak ne kelime direk otobüsten indi.
hayatıma girdiğin günden beri, sabırlı olmayı öğrendim. o kadar sakarlıkların, şımarıklıkların, oyunların, hırsızlıkların, yaramazlıkların oldu ki. başkası yerimde olsa, ensenden tutar kapının önüne koyardı.
ama ben sana daha çok bağlandım. hikayemiz çok farklı, ölümden döndürdün beni. "mutlu ettin şaşkıınnn". fikri olanların yapamadığını yaptın.
bazen diyorum ki, bana nasıl katlanıyorsun. çok hırpalayarak seviyorum, öperken cimcikliyorum. "koca göbekli" yaratık seni.
bir daha öpücem deyince kafanı değil, dudaklarını uzat. "muuuaaaahhh" seni çok seviyorum şaşkın.
evet evet! şaşırma okuyan, bu yazıyı sana yazdım.
önce nasılsın onu sorayım? iyiysen o zaman başlayalım.
herşey zamansız oldu biliyorum. zamansız sevdin, zamansız üzüldün, zamansız ağladın, zamansız güldün, zamansız kaybettin.
ilk aşkını hiç unutmadın, ilk öpüştüğün anı hiç unutmadın. ilk terk edildiğin günüde. hiç bir ilki unutmadım desene. her seferinde geçmişe dönüp keşke dedin. kendine kızdın, öfkelendin. bir şans verseydi dedin. önemsenmek istedin, bencilleştin. zamanla geçer herşey dedin. geçmedi dimi? gerçeklerle, hayalleri karıştırdın. geleceğe dair düşler kurdun. gene hayal kırıklığı yaşadın.
bir baktın, zaman gerçekten geçti büyüdün. aslında keşke büyümeseydim dedin dimi? bak gene bir "keşke" daha dedin. kızma bana ama gerçeklerle yüzleştin.
biliyor musun bende aynı şeyleri yaşadım. aslında hepimiz aynı şeyleri yaşıyormuşuz. sadece ifade şekillerimiz değişikmiş. kararlarımız değişikmiş, yol ayrımlarımız farklıymış. mesela ben imkansız olanı seçtim. belki sende kolay olanı seçiceksin. bu arada hep bir seçim yapmak zorunda kalıcaksın.
şimdi sana birşey söylücem. bu hayat sandığın kadarda güzel ve yaşamaya değer değil, anlam katan birşey olmayınca. nefes aldığın her dakikaya anlam kat ki sürekli bir umudun olsun. bu arada, yüzün hep gülsün ki kimse seni mutsuz sanmasın.
artık herşeyin en güzeli senin olsun, mutlu ol hep mutlu.
nerden başlasam bilmiyorum ki. bunu yapan ben olamam diye, kaç gece uyku uyumadım. o kadar pişmanım ki, içim acıyor düşündükçe. bir gaflete kapıldım üzülüyorum, hayatımın hatası oldu. aslında ben öyle birşey yapmak istememiştim.
sadece çok sevdiğim için oldu bunlar.
odaya girdim, koca gözleriyle bana bakıyordu. irkildim her zamankinden daha donuk, daha cansızdı. korktum yanına yaklaşmak, dokunmak istediğim. aslında çok panik olmuştum. avaz, avaz bağırarak orayı terk etmek istedim, ama yapamadım. sakinleşene kadar, sessizce bir süre derin nefes aldım. anlam vermeye çalışıyordum. elim ayağım buz kesti, nasıl derdim gördüğüm şeyi. nasıl izah ederdim.
o bizim kıymetlimizdi. minicikti çok sevimliydi. daha çok küçüktü, bebeğimizdi.
yan yatmış, öylece kıpırdamadan anlam yüklü gözleriyle bana bakıyordu. onun nefes almadığını farkettiğimde şoka girdim. avaz avaz bağırıp yanından kaçmak istedim. ama nasıl derdim, herşey benim yüzümden diye. çok korktum, çooookkk korktum.
cansız bedenine dokundum, daha ılıktı. yeni ölmüştü belli. ürperdim.
paniklemeden onu ordan götürmem lazımdı, çünkü yaptığım şeyi asla unutmucaklardı.
usulca tekrar yanına yaklaştım. "hayde bismillah" dedim onu, olduğu yerden aldım. bu miğin ölümüne ben sebep olmuştum.
aslında şöyle oldu özet geçiyorum;
olay gecesi, saat 2 sularında kaltım su içeyim dedim. gözüm bizim minnoşa ilişti, öyle akvaryumdan "bana yemek ver" der gibi bakıyordu. bende uyku sersemi biraz çok vermişim galiba. sabah kaltığımda cansız bedeniyle karşılaştım. zavallı minnoş çok yemiş patlamıştı. evdekilerden saklamak içinde, gizli gizli cenazesini ben kaldırdım. bahçede ki gülün dibine gömdüm.
şimdi çok vicdan azabı çekiyorum. ben katil oldum laaahhhnn!
yıl 2008 fortis türkiye kupası fener, cimbom maçı. mecidiyeköy yıkılıyor, bizde 10 kişilik grup, giydik formaları maça gidiyoruz. ee tabi fener bahçeliyiz sözde!
full cimbom taraftarı, fenerbahçeli taraftar olaraj çük kadar bir yerdeyiz.
böyle bir adrenalin. ortalık yıkılıyor.
maçı cimbom aldı 2-1.
allah kimseyi gaflete düşürmesin. ben öyle bir gaflete düşüp maçın sonunda fenerbahçelilerin içinde formamı çıkarttım. içimde cimbom forması var. herkes bana bakıyor bir anda bir kıyamet hayydaaaa çevik kuvvetle stadtan çıktık.
o gün ki kadar korktuğumu hiç hatırlamıyorum.
doğrucaklardı beni.