busoncanim
173 (hevesli)
on birinci nesil yazar 28 takipçi 41.58 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    hdp ye oy vereceklere ufak hatırlatmalar

    257.
  1. hdp gerçekten doğuda hizmet ediyor olsa hastahaneleri patlatmazdı beyler. Belediyelerini kendi çıkarları için kullanmazdı. Hdp kendi çıkarları için kürt halkını kullanıyor. Bu oyuna dur demek için sandıkta hdpyi gömeceğiz yerin dibine.
    5 ...
  2. muhalefetin yetersizliği

    44.
  3. Projesiz olmaları sanırım. 13 yılda her seçimde ak partiyi eleştireceklerine halka sunabileceği bir proje olsaydı iktidar olabilirlerdi. Verdikleri sözün arkasında durmuyorlar, o söze güvenmiyorlar bu yüzden bu durumdalar.
    0 ...
  4. hdp ikna komisyonu

    30.
  5. Barış için ikna ederler diyen arkadaşı alacaksın o kafasına silah dayanan garibanların karşısına koyacaksın sonra empati kurabilirse anlayacak. Ya da başına gelecek. Biz çok gördük böyle pkk yalayıcısı olup pkk tarafından gasp edilen insan. Pkk hdp kürt falan ayırt etmiyor arkadaşlar şunu kafanıza sokun
    0 ...
  6. türkiye ekonomisi neden avrupa dan iyi durumda

    114.
  7. Burada ki %50 etmen Ak Parti, %50 biziz. AK Parti planladı politikayı gösterdi bizde uyguladık. Bu yüzden ekonomimiz Avrupa'dan daha iyi durumda
    5 ...
  8. devlet bahçeli

    4780.
  9. Ülkeyi nasıl yönetecek bu adam iyi hoş yükseltti mhp'yi ama siyasi liderleri reddetmek ne bileyim çözüm yollarını tıkamak bana siyaset yapası gelmiyor izlenimi veriyor. Böyle siyaset yapılmaz zaten yanlıştır bu.
    3 ...
  10. solculuk

    118.
  11. Sözde ilkelerinde halkın refahı öne çıkan bir inanışın gel gör ki türkiye de ilk yaptığı halkın huzurunu bozmak. Bunu da dükkanları yıkarak taşlayarak terörü destekleyerek yapıyorlar
    0 ...
  12. chp seçmeni

    183.
  13. Labirentteler sanırım. Çünkü ne yapacağını bilmemek nereye gideceğini bilmemek çöl ya da labirentte olur. Bebek katillerinin örgütüne oy atmanın başka bir açıklaması olamaz sanırım
    1 ...
  14. yerli otomobil

    239.
  15. Şehir içi şehir dışı sorunsuz gidecektir. Şehir dışı kullanımlar için ek bir jeneratör mevcutmuş araçta Yakıt tüketimi olarak ta, benzinli araçların günlük maliyeti yerli otomobilimizin aylık maliyetine denk geliyor. Helal olsun ak partiye. riskli bir adım atıyor, kolay değil elektrikli ile pazara girmek
    1 ...
  16. ülkeyi sevmemek

    2.
  17. sadece solcuların yaptığı şeydir. En küçük yalan habere bile inanıp bir anda ortalığı talan edebiliyorlar. Açıkçası ben bundan sıkıldım. Her alanda kendilerini akıllı gibi göstermeler, her şeyi biliyorum sanmalar. Solculukta bunlar var maalesef. Bu sadece bizim ülkemizde ki solcular için geçerli.
    3 ...
  18. emc corporation

    1.
  19. Dell tarafından rekor fiyata satın alınan veri depolama şirketi.
    0 ...
  20. emc

    3.
  21. 10 ekim 2015 ankara barış mitinginde patlama

    304.
  22. Büyük ihtimal Pkk(Hdp)'nın kendi siyasal amaçları için düzenlediği bir olay ve bu 2. kez oldu. Kendi şerefsiz ve adi ideolojisi için kendi adamını göz kırpmadan parçalara ayıracak kadar canice bir olayı planlayan ve yapan Pkk'nın bu ideolojilerini bilen ve bilinçli olarak destekleyen 86 kişinin ölmesine neden insanlık vahşeti olarak bakayım? Bu 86 kişi Pkk'nın canice öldürdüğü askerlere, polislere, masum vatandaşlara, çocuklara, bebeklere insan gözüyle bakmazken ben neden buna insanlık vahşeti olarak bakayım? Az gerçekçi olun.
    0 ...
  23. çaylak isen kategori tavsiye etmeye hakkın yok

    1.
  24. uludağ sözlük'ün çaylaklara getirdiği kısıtlamalardan birisi.
    2 ...
  25. aziz sancar

    104.
  26. 2015 Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülen Aziz Sancar, "Türkiye’nin bin yıllık tarihi var. Türk’üm derseniz millet kim olduğunuzu bilir, şuyum buyum derseniz olur şu bu, ama Türk’üm derseniz saygı görürsünüz" dedi.
    1 ...
  27. islama hakaret etmek silik sebebi sayılsın

    29.
  28. bir yazarın ısrarla siyasi, dini (ya da din karşıtı) konularda polemik yaratan entry girmesi sözlükten silinme sebeplerinin en önemlisidir.
    2 ...
  29. heval vurmaca

    1.
  30. komunistin kizi

    206.
  31. 15 yaşında komünistcilik oynayan ergen. Ciddiye almak bile saçma.
    4 ...
  32. hayallerdeyasayankiz

    7.
  33. severek severek takip ettiğim yazarlardan birisi.
    2 ...
  34. aziz sancar nobel alan ilk türk tür

    6.
  35. turkcell gece 12den sonra internet veriyor

    2.
  36. gnçtrkcll Gece internet Kampanyası ile 31 Ocak 2016 tarihine kadar her ay 00:00-06:00 arasında geçerli 2 GB internet hediye vermesidir.

    *Ön ödemeli Kaçmaz ikili, Kaçmaz Üçlü, Kaçmaz 2GB, Olay 2GB, Olay 400 ve Ek Olay, Yıldız 500 ve Yıldız Ek Genç, faturalı Kaçmaz 25, Kaçmaz ikili, Kaçmaz 35, Kaçmaz 39, Kaçmaz 45, Hepsi Eko, Hepsi Bol paketlerini alan 25 yaş altında olan ya da ön ödemeli genç tarife, GençPlus tarife, faturalı Yeni Genç tarifelerinde olan aboneler kampanyadan yararlanabilir

    http://www.turkcell.com.t...-gece-internet-kampanyasi
    1 ...
  37. mhpliyim ama oyum hdpye

    1.
  38. zekiyim ama amele olmak istiyorum demektir.
    11 ...
  39. türk ırkı sağ olsun

    45.
  40. Nejdet Sançar'ın 1944 Türkçülük Davalarında, mahkeme heyetine karşı yaptığı savunmanın son cümlesinde haykırdığı gibi:

    “Türk ırkı sağ olsun!”
    13 ...
  41. atsız soyadının öyküsü

    1.
  42. şu şekildedir;

    Bir kere şunu söyleyeyim ki ben devletin bana bahşedeceği soyadına muhtaç değilim, onu soysuzlar düşünsün. Devletin, yani o zamanki Halk Partisi’nin (CHP) kabul ettiği soyadı kanunu yanlıştır. Çünkü Türklerde soyadı isimden sonra değil, önce gelir. Dilin yapısı da böyledir. ille de Avrupalılara benzeyeceğiz diye soyadını sona almak, şuur altına işlenmiş bir aşağılık duygusunun mahsulüdür. Biz Avrupalı falan değiliz. Buz gibi Asyalıyız ve hepsinden üstün olarak da Türk’üz… Anladın mı monşer? Avrupalı olmak meziyet olmadığı gibi, Asyalı olmak da kusur değildir. Unutma ki Arnavut Avrupalı fakat Japon Asyalıdır.

    Bizde soyadı kanunun çıktığı zaman Anadolu Türklerinden yüzde doksan beşinin soyadı vardı ve bu soyadları çoğu defa “oğlu” ile bitiyordu. Çapanoğlu Ahmet, Kadıoğlu Mehmet, Göcenoğlu falan, Mızrakoğlu filan… Tarihimizde de bu tür soyadları bol bol vardı: Osmanoğlu Murat, Aydınoğlu Umur, Karamanoğlu ibrahim ve başkaları… Şimdi alışılmış ve dilin yapısına uygun düşmüş bu isimleri bırakıp da ibrahim Karamanoğlu, Murat Osmanoğlu demekte mana var mı idi? Yoktu amma oldu işte.

    Bize gelince: Asıl soyadımız “Çiftçioğlu”dur. Kökümüz ise Gümüşhane vilayetinin Dorul Kazasının Midi köyüdür. Şimdi 8 evli bir köy olan Midi’de artık Çiftçioğlu hanedanından kimse kalmamıştır. Bir takımı Yozgat vilayetinin köylerine göçmüş, daha talihsiz olan bir bölümü, yani bizim ailemiz de istanbul’a yerleşmiştir. Bize ırkçılık köydeki atalarımızdan kalmadır. Çünkü Çiftçioğullarının tarihi, oturdukları yerin yakınındaki Rum manastırının tahribi ile başlar.

    Bu “Çiftçioğlu” soyadı tabii ki nüfus kağıtlarımızda yazılı değildi. Çünkü eskiden soyadları yazılmaz, dini vemezhebi yazılırdı. Soyadı kanunu çıktığı zaman ben ve babam ayrı ayrı yerlerde idik. Nejdet Sançar ise askerliğini yapıyordu. Soyadı kanununun metni gündelik gazetelerde çıkmamıştı. Sözde özetleri yayınlanmış ve bunlar da bermutad yanlış olmuştu. Mesela “oğlu” ile biten soyadları alınmıyacak diye yazılmıştı. Tarihi soyadları da alınmıyacaktı.

    Ben yazılarıma eskiden beri “Atsız” imzasını attığım için soyadı olarak bunu seçtim. Son günü müracaat etmiştim. Memur:

    – “Atsız’ı soyadı olarak alamazsınız” diye kestirip attı.

    – “Neden?”

    – “Tarihi isimdir!”

    Bilgin bir memura çatmıştık. Ne yapmalıydım? Ondan daha bilgin olduğumu ispat etmeliydim. Ettim de:

    – “Tarihi olan, “d” ile yazılan Adsız’dır. Benimki “t” ile yazılıyor!”

    Benim bu bilgiçliğim karşısında memur habtoldu ve:

    – “Ha!… O zaman olur” diye cevap verdi.

    Kardeşim, soyadını mensup olduğu askeri birlik yolu ile tesçil ettirdi. Galiba o da son günlere almıştı. Aklına “Sançar” gelmiş.

    Babam ise, yine gazetelerin tesirinde olarak “Çiftçioğlu” soyadını alamıyacağını düşünüp memura “Soyadım Çiftçi olacak” demiş. Memur listeye bakarak: “Bu isim alındı, başkasını bulun” diye cevap vermiş. Soyadı kanununa göre bir nüfus dairesinde aynı soyadı iki ayrı aile tarafından alınamıyacaktı. Babam o zaman altmışına pek yakın ve hayattan yorgun bir insandı. Memura şöyle demiş:

    – “Rica ederim, başına veya sonuna “öz”, “er” veya “man” gibi birşey ekleyerek şu işi bugün bitiriverin.

    Anlaşılan, halk partisi çağında bazı insaflı memurlar varmış. Babama:

    – “Dilekçe yazın” şeklinde bir hikmet savurmıyarak “Hayhay” cevabını vermiş. Babamın soyadı da “Özçiftçi” olarak tesçil olunmuş.

    Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi, Sayfa 140-143
    9 ...
  43. türkçülük

    296.
  44. Türkçülük bir ülküdür. Ülküler, milletlerin manevi gıdasıdır. Ülküsüz milletlerin en talihlisi dahi silik ve sönük kalmaya mahkumdur. Eğer bu millet talihli de değilse, onun sonucu yenilmek, ezilmek, hatta yok olmaktır.
    6 ...
  45. selahattin demirtaş

    1812.
  46. PKK'lıların HDP'nin seçmeni olduğunu ve PKK'lıların cenazesine gitmeyen HDP'li milletvekilleri hakkında soruşturma açılacağını söyleyen terörist.
    5 ...
  47. kızıl elma

    97.
  48. hüseyin nihal atsız'ın makalelerinden birisidir.

    Bir milletin yürütücü kuvvetine “ülkü” denir. Toplumlardaki kişileri birbirine bağlayan nesne, sadece kök birliği, çıkar ve ihtiyaç değil, bunlarla birlikte ve aynı zamanda ülküdür.

    Ülküsüz topluluk yerinde sayan, ülkülü topluluk yürüyen bir yığındır. Sözlük anlamı “and” ve “uzak hedef” demek olan “ülkü”, topluluğu aynı yolda yürüten bir kuvvettir ki, bu uğurda insanlar birbirlerine karşı içten sözleşmiş gibidirler.

    Ülkü, ilkönce, insanların gönüllerinde, gönüllerinin derinliğinde, şuuraltında, hayallerinde doğar ve kendini önce destanlarda gösterir. Sonra şuura geçer, büyük kılavuzlar tarafından açıklanır. Daha sonra da büyük kahramanlar, onu gerçekleştirmek için büyük hamleler yapar. Bu hamle sırasında da ülkülü millet, kahramanlar ardından gönül isteği ile koşar. Bütün bu uğraşmalar arasında da millet yürür; önce manen, sonra maddeten ilerler, olgunlaşır, erginleşir.

    Türk destanlarından çıkan anlama göre, Türklerin ülküsü, fetihler sonunda büyük ve üstün bir devlet kurarak bu devletin içinde bolluğa ve mutluluğa kavuşmaktır. Aşağı yukarı, her millet, aynı şekildeki milli gayelerin ardındadır. Milletlerin çapına, kaabiliyetine göre milli ülkülerin ayrıntılarında farklar olmakla beraber, ana çizgiler bakımından hepsi birbirine benzer: Büyümek ve rahatlığa kavuşmak!

    Türkler, kendi ülkülerine niçin “kızılelma” demiştir, bunun sebebini bilmiyoruz. Yalnız bu addaki saflık ve tabiilik, Türk ülküsünün çok eski olduğunu göstermek bakımından manalıdır. Kızılelma adı, ülkünün aydınlardan önce halk arasında doğduğunu gösterse gerektir.

    Kızılelma ülküsü, Osmanlıların parlak çağlarında iyice belirip şekillenmiş ve konak konak, Türk büyüklüğünün, yükseklik fikrinin, ilahi bir gayenin timsali haline gelmiştir. Bu büyük düşünce olmasaydı, XI. Yüzyılda Anadolu’ya gelen, ençok bir milyon Türk, Bizans’ın Asya ve Avrupa’daki topraklarında rastladıkları diğer Türklerin birkaç tümenlik hrıstiyanlaşmış döküntülerinin yardımı ile de olsa, bu dünya çapında devleti kurup dört kıta “dördüncüsü Okyanusya’dır” üzerindeki teşkilat ve medeniyet şaheserini yaratamazdı.

    Milletlere milli inanç ve güvenç veren ülkünün ne büyük bir kuvvet olduğunu anlamak için bugünkü olaylara bakmak yeter:

    60 milyonluk bir millet olmalarına rağmen dağınık, teşkilatsız ve geri olan Araplar, milli ülküleri olan Arap Birliği düşüncesi sayesinde toparlanma yoluna girmişlerdir. Ülkülerinden aldıkları güçle, Filistin işinde ingiltere ve Amerika’ya kafa tutmaktadırlar. Ülkü sahibi millet oldukları için de dünyada itibarları ve değerleri artmıştır. Bizim için çok büyük isret ve ders olan şu olay, Arapların itibarını göstermesi bakımından manalıdır: Birleşmiş Milletler teşkilatının 11 üyeli Güvenlik Konseyi’nin beşi “Amerika, ingiltere, Fransa, Rusya ve Çin” daimi, altısı geçicidir. 1945 yılında, bu altı üyelik için seçim yapıldı. 900 yıllık büyük bir geçmişi ve tarihi olan, askeri devlet olarak nam kazanmış bulunan Türkiye bu seçimde ancak bir tek oy alarak Konsey’e giremediği halde, ingiliz işgalinden henüz kurtulamamış olan ordusuz, donanmasız Mısır, 45 oy alarak bu üyeliğe seçildi. Demek ki, o zamanki Birleşmiş Milletler teşkilatına dahil bulunan 50 devletten 45’i, Mısır’ı bizden daha itibarlı ve üstün görmüştü.

    1946’da geçici üyelik için yapılan seçimde de, Türkiye’ye kimse oy vermediği halde, Suriye 45 oy aldı. Bir iki yıllık bir devlet olan o zamanki üç milyon nüfuslu Suriye’nin Türkiye`ye tercih edilmesinin sebebi açıktır: Suriye, bir ülkünün ardındadır. Yani prensip sahibidir. Bundan dolayı da, düşmanlarının bile saygısını kazanmıştır.

    Yahudiler de, ülkü sahibi olmanın ikinci bir ibret verici örneğidir. Korkaklığı atasözü haline gelen bu millet, bugün, bir milli ülkünün ardında, herhangi bir millet kadar cesaretle çarpışıyor. Milli kahramanlar ve bu milli kahramanlar, idama mahkum edildikleri ve bağışlanma dileğinde bulunurlarsa ölümden kurtulacakları halde, ingiltere’den af dilemeyerek milletlerine şeref vermek suretiyle ölüyorlar. Bu milli ülkü sayesinde, Filistin’deki yarım milyon yahudi (O zaman Filistin’de yarım milyon Yahudi vardı), yalnız Araplarla değil, koca ingiltere ile savaşı göze alıyor, Amerika’ya meydan okuyor. Milli ülküye yapışmak sayesinde Yahudiler o kadar kuvvetlenmişledir ki, bugün ingiltere imparatorluğu onlara karşı bir şey yapamıyor. Tebaasında bir tek kişinin hapse atılmasını savaş sebebi saban ingiltere, bugün, ingiliz askerlerinin öldürülmesine, ingiliz subaylarının kaçırılıp dayak atılarak horlanmasına, masum ingiliz çavuşlarının Yahudiler tarafından canice asılmasına ses çıkaramıyor.

    Bütün bunların en önemli sebebi Arapların ve Yahudilerin olağanüstü kuvvetli olmasıdır. Bu kuvvet maddi değil, manevidir, Yani ülkü kuvvetidir.

    Kızılelma ülküsüne “tehlikeli maceracılık” diyenler, bugünkü Araplar ile Yahudilere bakıp düşünmelidirler. Hele Yahudiler 2000 yıl önce kaybettikleri vatanlarını yeniden ele geçirmek ve yalnız kitaplarda kalmış olan ibrani dilini diriltip bir konuşma dili haline getirmek uğrundaki çalışmaları ile dünyaya örnek olmuşlardır.

    Biz ise bir yandan “bir Türk dünyaya bedeldir” vecizesine inanmış görünürken, bir yandan da kendimizi baltalayıp inkar ettik. Büyüklükten korktuk. Küçüklüğü benimsedik ve milli ülkü ile delilik diye alay ettik. Güvenlik Konseyindeki seçimler göstermiştir ki, kimseden bir şey istememek, herkesle hoş geçinmek, ittifaklar yapmak bir millete itibar sağlamıyor. Kızılelma ülküsünü bir delilik sayacaksak, büyüklükten değil, yaşamaktan da vazgeçmeliyiz. “Tarihi görevini yapmış ve artık ölmeye yüz tutmuş bir topluluk” olmayı kabul etmeliyiz. Eski Asurlular, Hititler, Romalılar gibi haritadan silinmeye razı olmalıyız. Buna razı değilsek milli ülkünün peşine düşmeliyiz ve demiryolu yapmakla birkaç fabrika kurmayı ülkü diye göstermek gafletinden çekinmeliyiz.

    Ülküler için “maddi faydası nedir?”, “uygulanabilir mi?” diye düşünmek doğru değildir. Hiçbir inanç riyazi mantığa vurulmaz. Tanrı’nın varlığı da riyazi metod ile isbat edilememiştir. Fakat yüz milyonlarca insan ona inanmakta ve bu inançtan güç almaktadır. Ülküler de böyledir.

    Kızılelma ülküsünün gerisinde savaşlar ve büyük sıkıntılar görüp de korkanlar bulunabilir. Kendi rahatı ve keyfi kaçmasın diye insanlık davası (!) güdenler, ülküyü inkar edenler her zaman, her yerde çıkabilir. Fakat bir milletin içinde büyük bir çoğunluk milli ülküye inandıktan sonra, geri kalanlar da ister istemez bu milli akıntıya uymaya mecburdurlar. Bizim için önemli olan, dost kılıklı yabancıların milli ülküyü güya milli çıkar adına baltalamasının önüne geçmektir.

    Bir topluluktan ortak ülküyü kaldırın, insanların hayvanlaştığını görürsünüz. Ortak düşüncesi olmayan toplulukta, herkes, yalnız kendi çıkar ve zevkini düşünür. Böyle bir toplulukta fedakarlık, saygı, nezaket kalmaz. Bencillik, kabalık, rüşvet, iltimas ve namussuzluğun türküsü alır yürür. Maddileşmiş bir insan vatan için ölür mü? Bencil bir insan muhtaçlara yardım eder mi? Milletine inanmayan bir adam yabancı ile işbirliği yapmaz mı? Erdemi gülünç bulan birisi çalıp çırpmaz mı? Kızılelma, Türk milletinin manevi besinidir. Açlar yiyecek bulamadıkları zaman nasıl faydasız, zararlı, hatta zehirli nesneleri yerlerse; Türk milleti de “Kızılelma” kendisine yasak edildiği için marksizm ve kozmopolitizm gibi zararlı ve zehirli fikirlere el uzatıyor.

    Fakat artık bu devir kapanmıştır. Gittikçe uyanan milli şuur karşısında gafiller ve hainler, Türk milletini daha çok aldatamayacaklardır. Kızılelmanın yolunu kapatamayacaklardır.

    Ziya Gökalp’ın mısraları düsturumuz olacaktır:

    Demez taş, kayaYürürüz yaya…Türküz, gideriz Kızılelmaya.

    Nihal ATSIZ, Kızılelma, 1.sayı, 31 Ekim 1947

    kaynak: http://www.nihal-atsiz.co...l-elma-h-nihal-atsiz.html
    3 ...
  49. hüseyin nihal atsız

    2061.
  50. yaşamı boyunca Türkçülüğünden hiç taviz vermemiş, yazdığı makaleler ve çıkardığı dergiler yüzünden birçok kez mahkemelik olmasına, tabutluklarda işkenceler görmesine rağmen düşüncelerini kararlılıkla ve haykırırcasına savunan bir ülkü eridir.
    6 ...
  51. © 2025 uludağ sözlük