Karanlık yollardan geçtik,
Zehir gibi sular içtik,
Bir yanımızda ölüm,
Bir yanımızda yar sevdik,
Bir değil bin bir kere,
Sırat köprüsünden geçtik,
Cehennem denen illetin,
Ta göğsünü deldik geçtik.
Bu yolda dönenler oldu,
Mum gibi sönenler oldu,
Yar göğsüne baş koymadan,
Vurulup düşenler oldu.
Bir sen kaldın geride,
Ah akıp gidiyor hayat,
Yüreğim anlıyor seni,
Artık susma yorgun demokrat.
Şarkılar küsmüş dudağa,
Ömründe gecikmiş hasat,
Karışmış çoluk çocuğa,
Geçim derdinde demokrat,
içlenir hatırladıkça,
izlerini o günlerin,
Düşe kalka bata çıka,
Yaşadığı o depremin.
Bu yolda dönenler oldu,
Mum gibi sönenler oldu,
Yar göğsüne baş koymadan,
Vurulup düşenler oldu.
Bir sen kaldın geride,
Ah akıp gidiyor hayat,
Yüreğim anlıyor seni,
Artık susma yorgun demokrat.
ikisi de bir kıvılcım ister, ikisi de yavaş yavaş iliklerine işler ve seni sessiz sessiz bitirir. hiç farkında değilsindir bir bakmışsın ki hem aşık hemde bağımlı olmuşsun. artık ikisi de senin bir parçan ve ne kadar bırakmak istesen de bırakamazsın.
hayat uyumak için yatılmış ama hiçbir şeyin yolunda gitmediği ve bir türlü istediğiniz o derin uykuya ulaşamadığınız her şeyin tamamına eremeden yarım kaldığı uykudur.
Tamamı ile gereksiz bir vergidir. Hastanelerin vatandaşı kullanarak devletten aldığı fazla malzeme parasının önüne geçemezken bu vergi nereden çıktı? önce büyük sorunlar çözülmeli. vatandaşa bu kadar yüklenmek yanlış.
Hayal: Yaşadığımız zamanda mümkün olmayacağını düşündüğümüz fakat başkası tarafından yapılması mümkün olan düşüncelerdir. Bilmediklerimizi bilmek; yapamadıklarımızı yapma isteğidir. Hayal insanı yaşama bağlar. Hayalleri ile insan mutludur.
Samimiyet, huzur, barış ve sevgi gün geçtikçe belirgin bir şekilde azalıyor. içtenlik, dürüstlük insanlardan yavaş yavaş uzaklaşıyor. Benliğimizi ve bununla birlikte olmamız gereken kişiliğimizi unutuyoruz.
Mutluluk ulaşılması zor yerde saklı zannedilir fakat mutluluk yanı başımızda saklıdır. Onun bir gülüşünde, onun sesinde, onun kokusunda mutluluk gizlenmiştir. işte aradığın mutluluk ondadır.
Ask ölemez. Ask hissi eskimeyen ve her zaman kalbi pır pır attıran muhteşem duygu. Ne var ki bu zaman da bunu başardı insanlar, insanlar o muazzam duyguyu öldürdü. ölemez dediğimiz fakat ölen duygu ask.
Fiş vermemesini normal karşılayan ve fiş istendiğinde hiç fiş görmemiş biri gibi şaşıran esnaftır. Bu tip esnaflara fiş verme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Ayrıca bu insanlar kendilerini çok akıllı zannedenlerdir.
Aslında onlara delikanlı denmeyen fakat delikanlıyım ayağına her kıza laf atan erkektir. aslında ne kadar itici olduğunun farkında olmayan ve bu durumdan memnun olan erkektir.
Korkuyorum!
Hak ettiğin mutluluğu sana verememekten korkuyorum.
Seni beni sevdiginden fazla sevememekten korkuyorum.
Senin sevgine layik olduktan sonra başkaları tarafından o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum.
Seni kazandım derken kaybetmekten korkuyorum.
Aramızdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum.
Senin kalbini daha fazla kırmaktan korkuyorum.
O temiz ve masum göz yaşlarını daha fazla akıtmaktan korkuyorum.
Yalnızım, çevrem de bir sürü insan varken yalnızım. En kötüsü yanında olması gerekenlerin olmaması. insan kalabalık içinde kendini yalnız hisseder işte o zaman gerçekten yalnızdır.
her şeye gülmek, her konuşmaya atlamak, burnu havada olmak, kibirli olmak, konuşurken tükürmek, iğrenç espri yapmak insanı itici yapar. Tüm bunlara dikkat etmeli insan, öyle her şeye gülmemeli, kendini bir şey zannetmemeli. En önemlisi de her konuda bir fikir sahibi olmak zorunda hissetmemeli kendini.