doğma büyüme bu topraklarda yaşayan, çalışan biri olarak bu sezon daha ne denize ne havuza girebildim. geçen sene de bi kere falan girmişimdir belki. kısaca beni kıskandıran suriyelilerdir.
aylar sonra buraya yazıyorum vardır bir nedeni heralde. haydi başlayalım..
yine beceremedim, yine yapamadım aptal aşık rolü yapmayı, yine dengesiz oldum, yine fazla oldum.
kız arkadaşımdan ayrılmak için son iki haftadır yapmadığım şey kalmadi. sonuç: "ben ayrılmak istiyorum burnett." çaat ayrıldık. niye yaptım bunu? bilmiyorum. herhangi bir nedenim yok. anlamsız bir şekilde soğudum bir anda. bir de "ben ayrılmak istiyorum" diyemiyorum. şekilim ya illa karşı taraf diyecek. onu dedirtmek için uğraşıyorum. yemin ediyorum çok malım amk öyle böyle değil.
neyse mal olduğumu biliyoruz zaten. kız gereksiz derecede iyiydi. devamlı mutlu ediyordu. benim bildiğim ilişkide iki tarafta birbirinin ağzına sıçacak abi biz böyle gördük. bunu sadece tek taraf yapınca da kötü hissediyor kendini. bütün gece say, söv sabah elinde kekle gelsin, uyandırsın, kahvaltı hazırlasın, sevişsin. bu ne olum? böyle şey mi olur amk?
şimdi "sen bu kızdan neden ayrılmak istedin?" diyebilirsiniz. yazının başında mal olduğumu belirtmiştim, panik yapmayın.
zamanında hasta olmuştum, ölüyordum resmen. o zamanki sevgilim arayıp, halimi bile sormamıştı. şimdi ise bir dişim ağrıdı kız kanal tedavisi yapacaktı amk. öyle bir ilgi. hani soğuk sudan çıkıp aniden sıcak suya girersin ya öyle işte. şok etkisi oldu resmen ne yapacağımı bilemedim.
sonuç olarak düzenli bir ilişki yine yaşayamadım, yine beceremedim, yine olmadı, yine koyamadım çocuğu. belki de bunun için karşıma çıkabilecek en doğru insandı..
ilerleyen günlerde ne tarz boklar yiyeceğimi çok merak ediyorum. yine bokların arasından bok beğenicem gibi duruyor, hadi hayırlısı.
sevgilim sağımın solumun belli olmadığından, dengesiz birisi olduğumdan yakınıyor. gel-gitlerime daha faza dayanamıyormuş, bir gün öyleymişim bir gün böyle falan filan fındık fıstık. şimdi gelelim asıl meseleye..
10 aydır tanıyorum kendisini ve 5. aydan sonra beraber olmaya başladık. nasıl birisi olduğumu göstermek için ilişki öncesi gelmişimi geçmişimi her şeyimi anlattım. çünkü daha önce bu yüzden çok insan üzdüm. ben böyleyim, değişemiyorum dedim. argo tabirle konuşursak mal bu dedim. aynısını o da yaptı. birbirimizi önce tanıdık sonra dinledik en son aşama olarak da sevdik. ciddi bir şekilde çok sevdik. sonra da ilişki başladı zaten. hikaye burada başlıyor..
ev arkadaşı bana 1.5 sene önce çıkma teklifi etmişti ama ben reddetmiştim. ama hala onunla yakındık o olaylardan sonra. zaten kız arkadaşımla onun sayesinde tanıştık tahmin ettiğiniz üzere. ben diğeri için gelip giderken bir baktım ki ben bizimkisi için o eve gidiyordum. sonra diğeri anladı zaten olayı ve olaydan tamamen çıktı. şimdi diyeceksiniz ki "olum sen geri zekalı mısın böyle işe hiç girilir mi?" evet arkadaşım geri zekalıyım amına koyayım. neyse devam ediyorum..
ben bu çıkma teklifi olayını bizimkine yakınlaşmaya başladığımız zamanlarda anlattım. dedim böyle böyle oldu sonra başka birinden öğrenince "bu olay nereden çıktı sen bizimle oynuyor musun?" deme dedim. atlattık o mevzuyu sonra. zaten diğer kızın sevgilisi vardı. hatta ben onlara gidince aynı masada 4 kişi yemek yiyorduk. ben-benimki-diğeri ve onun sevgilisi. şimdi iğrençsiniz ibneler diyebilirsiniz ama gençler durun sabredin bırakmayın okumayı.
güzel güzel 4 ay geçti. hem de çok güzel geçti. sonra final zamanları falan geldi. oraları da atlattık. en sonunda bir barda beraber otururken birden ağlamaya başladı. diyalog şu:
o: ev arkadaşım hala seni seviyor
ben: saçmalama. o olay kapandı. hem nereden anladın böyle bir şeyi?
o: sen ne zaman bize gelsen o heyecanlanıyor. benden önce kapıyı bile açıyor. sen anlayamadın mı?
ben: sana öyle gelmiş. hem o evde şu an kızın sevgilisi var. biraz ayıp olmuyor mu böyle konuşman?
o: ben kandırıldığımı, beni kullandığını düşünüyorum. bu kadar. bunu yapabilecek kadar kötü bir insansın. seni tanıyorum.
ben: diyeceklerin bu kadarsa ben kalkıyorum, eve gidiyorum. tamamen saçmalıyorsun. (hesabı verdim ve çıktım)
sonra bu olaydan sonra yolda beni yakaladı ve özür diledi. öyle demek istemediğini falan anlattı. öyle böyle bu olayı da atlattık. aramız düzeldi yine. eskisi gibi oldu. o olay unutuldu. sonrasında da yaz tatili girdi işte. o farklı şehire gitti ben farklı şehire gittim. araya 900 km girdi.
şu son 2 haftada ise entry başında dediğim şeyleri söylüyor bana. ben aynı ben. attığım mesaj aynı, konuşma tarzım aynı. sanki benim nasıl biri olduğumu unutmuş gibi konuşuyor. normalde bunlara katlanamayan bir adamım ama değişik bir şey var bu kızda. eskiden çok yıpratılmış, aldatılmış. benim de başıma az buz olaylar gelmedi. benziyor hikayeler bir noktada. beni ona bağlayan bu oldu zaten en başından beri.
hem bu olayları yaşıyorum hem de kendimce sorunlarım var. ailemle problemlerim var. evde kimseyle konuşmuyorum. herkes bana tavırlı. sürekli bir kavga halindeyiz falan. bir de bu ilişkideki olaylar eklenince "amına koyayım ben böyle hayatın" moduna girdim.
eskisi gibi onunla ilgilenmediğim, fazla konuşamadığım doğrudur. kafam allak bullak çünkü. ama onu çok seviyorum ve benim için hala aynı yerde. beraber tatil yapma planımız vardı. benim sorunlarım çıkınca onu da yapamadık. onu da anlayışla karşıladı. ev durumlarını da biliyor. kötü bir ruh halinde olduğumu da biliyor ama onun da durumları aşağı yukarı aynı kendi evinde. patlama noktasına geldi ve patladı en sonunda.
şu anda ayrıldık. "sana istediğin kadar müddet. kafanı, beynini nereni toplayacaksan topla sonra gel" dedi. ben de "seni seviyorum. bu süre boyunca bilmeni istediğim tek şey bu" dedim. bitti hikayemiz.
üzülüyorum, deliriyorum, kızıyorum, küfrediyorum, içiyorum, başım ağrıyor, ben yatıyorum.
karşımda ağlarken çok kötü oldum sözlük. onu o kadar çok seviyorum ki ağlamamak için zor tuttum kendimi. sadece sarılıp öpebildim sakinleşmesi için.
beraber film izlerken bile filmden kopuyorum onu izlemeye başlıyorum. ilk tanıştığımız günden beri durum böyle. cidden bana neler yaptı nasıl böyle biri olabildim onca şeyden sonra bilmiyorum. blldiğim tek şey ona aşık olduğum.
hiçbir şeyin berbat olmaması için elimden geleni yapıyorum. o da bunun farkında. zor ve dengesiz biri olduğumu da biliyorum ama böyleyim işte beceremiyorum normal olmayı.
bana ve tüm odunluklarıma katlandığın için sağol aşkım. seni gerçekten çok geç buldum ama bırakmayacağım.
bugün eskiden çok yakın olduğum ama şu an aramızın çok kötü olduğu eski bir dostumun sevgilisiyle sorunları olduğunu ve çok üzüldüğünü öğrendim. okulda ağlamak falan yakışmıyor sana. güçlü bir insan olduğunu biliyorum, yapma böyle şeyler. içten içe ben de çok üzüldüm. eğer buraları okuyorsan neden bilmiyorum ama üzüldüm, etkilendim işte bunu bilmen yeterli benim için. kal sağlıcakla, başka bir hayatta görüşmek üzere.
sevgilimin tam 1 haftadır telefonu bozuk ve onunla ne konuşabiliyorum ne de mesajlaşabiliyorum. canım sıkılıyor, günler geçmiyor lan resmen. can sıkıntısından dün akşam eski sevgilimi aradım, onunla konuştum. niye yaptım bilmiyorum ama aramızda kalırsa sevinirim sevgili yazar arkadaşlarım.*
şu saatte sevgiliden gelen mesajlardır. olaylar ise şöyle gelişir:
ben: insan çok kolay alışıyor sana. kendimden biliyorum.
sevgili: bak yine dalga geçiyor.
b: (iç ses: amına koyayım ne dedim ben şimdi) mesaj: ne alakası var? gayet samimice söyledim işte.
s: her şeyle dalga geçiyorsun ya o yüzden dedim.
b: kalbini kırıyorsam söylemen yeterli abuk subuk trip yiyemem şimdi.
s: öyle demek istemedim.
b: (sinirli, agresif bir hal oluşur bünyede ve cevap atılmaz)
s: bu kadar ciddi olmaya gerek yoktu. sadece şakaydı.
b: (iç ses: bir daha romantik mesaj falan atarsam siksinler beni) mesaj: ne oldu trip ters döndü galiba. hadi yatıyorum ben iyi geceler aashfgjhsagjhgfja
s: bir de sevgili olucak tribimi bile çekemiyor.
b: hadi iyi geceler
s: ...........
hayattan soğudum ve hayatın anlamını düşündüğüm dakikaları yaşıyorum. bir güzel söz söyleyeyim bir iltifat edeyim dedim nerelere geldik amına koyim. bu hayat geçmez böyle arkadaşlar. gayler çok rahat yemin ediyorum. arada kıskanıyorum onları ne yalan söyleyeyim.
neyse bir sigara yaktım, sakinleştim. hayat güzel galiba lan.
fransızca bilmeyen birinin çok zor yaşadığı ülkedir. yemin ediyorum survivor mücadelesi verdim orada geçirdiğim sürede. güney sahillerinde yaşayan insanları daha cana yakındır daha sevilesidir. (bkz: marsilya) (bkz: montpellier) (bkz: nice) (bkz: cannes)
son olarak da türk dönercilere dikkat edelim arkadaşlar. aha türk gördük diye yanlarına gitmeyin çok değişik tepkilerle karşılaşabiliyorsunuz.
çok dikkatli bir şekilde yapılması gereken bir olaydır. bu tarz şeylere girişip, midesi bulunan "bir daha sevişirsem allah da benim belamı versin" tarzı konuşmalar yapan arkadaşlarım yok değil.
hani damien abi "this isn't love, this is porn god will forgive me but i, i whip myself in scorn, scorn" diyor ya şarkıda. o kısmı dinleyen bir insanın kendini duvarlara vurmaması için bir neden yoktur.
"i remember december" cümlesi de benim için ayrı bir öneme sahiptir.
yine yağmurlu bir aralık günü çıksan karşıma ve hiç konuşmasak sadece baksak birbirimize. ama her şeyi yaşamış, her şeyi bilen bir anlamı olsun bunun. sadece bak bana ve "seni hala seviyorum" de artık bakamadığım gözlerinle. göremesem de hissedeceğim onu inan bana. ben yine çekip gideceğim belki ama sen kal orada ve bak bana. buna ihtiyacım var. biliyorsun ki ben de seni hala seviyorum. artık bu sevgi yetmiyor, bir anlamı yok ama biliyorsun bunu.
hakkında yazacak çok şeyimin olduğu kadındır. fakat 2 saattir nereden başlasam diye düşünüyorum ama maalesef bulamadım. emeklerim boşa gitmesin diye bari bir şeyler yazayım dedim bunu yazdım. neyse başka bir zaman görüşmek üzere akrep burcu kadını.
başım sıkıştığında bana şarkılarıyla yardım eden sevdiğimiz bir abimizdir kendileri. yıllar ilerledikçe yaptığı şarkılar daha bir anlamlı geliyor bu üstadın. ben bu adamla olgunlaştım, bu adamın şarkılarıyla büyüdüm.
yüzlerine söyleyemesem de beraber vakit geçirdiğim arkadaşlarımı çok seviyorum, aşırı seviyorum, çok derin seviyorum.* çok teşekkür ederim bana katlandığınız için. çok teşekkür ederim bana değer verdiğiniz için. çok teşekkür ederim beni hiçbir çıkar olmadan sevdiğiniz için. gerçekten çok teşekkürler.
birisiyle bir ilişki kurmak adına emin adımlarla ilerliyoruz. ikimizde aynıyız, daha önce yaşadıklarımız bile aynı. sonu ne olacak, neler yaşanacak gram bir fikrim bile yok. son şansım olarak değerlendiriyorum ki bu onu benim için fazlasıyla özel ve değerli yapıyor. eskileri hatırlayarak üstüne yeni şeyler kurmaya çalışacağız. umarım üzmem, üzülmem, üzülmeyiz.
ben yaşananları, ortak duyguları unutup başka biriyle nasıl beraber olabilirim burcu? ya sen nasıl olabilirsin? böyle hep geçmişi düşünerek mi geçecek aylar, yıllar? yeniden başlamak gibi bir olasılığımız bile yokken nasıl hala bu kadar bağlıyız birbirimize?
sen yine temiz kalacaksın sanki hala berabermişiz gibi ama ben yapamıyorum bunu, yapamayacağım biliyorsun. en çok da bu koyuyor işte. hani hep dersin ya bana "küfür gibisin" diye. şimdi aynısını senin için söylüyorum. küfür gibisin. her geçen gün daha ağır bir yüküm oluyor bu nedenle. keşke hemen birisini bulsan diğer basit insanlar gibi. yalvarırım yap bunu. bana iyilik yapmış olursun.
neden bu kadar boka battık? neden bu kadar batırmama müsaade ettin? niye bütün hataları ben yaptım da sen bu kadar masum kaldın?
özür dileyemiyorum olanlar için bunu diyecek gururum bile yok. sadece üzgünüm umarım anlarsın ve hak verirsin. hem sana, senin hiç okumayacağın mektuplar yazıyorum. senin için bir şey yapmış oluyorum en azından, mutlu ediyor beni.
bana bütün yağmurlar seni hatırlatıyor aşkım. yağmurlar olmasaydı seni tanıyamazdım, seni sevemezdim. yağmurlar dursa bile ben seni hala seviyor olacağım. bütün kara parçalarında afrika dahil.
etrafımdaki bazı kızların yalnızlıkları başlarına vurmuş resmen. o kadar salak şeyler yazıp, konuşuyorlar ki bazen içimden şunu birileri sikse de hem o rahatlasın hem biz diye söyleniyorum. biraz hayvanca ama böyle yani yapacak bir şey yok.